(bkz: o ne lan)
tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak. evinizin sizi içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz. sokağa fırlayacaksınız, sokaklar da dar gelecek. tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi... ne denizin mavisi açacak içinizi, ne pırıl pırıl gökyüzü. kendinizi taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksiniz...
birileri size bir şeyler anlatacak durmadan:" önemli olan sağlık." , "yaşamak güzel." , "boş ver, herşey unutulur." siz hiçbirini duymayacaksınız. göz yaşlarınızdan etrafı göremez hale geleceksiniz. ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz. hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz. ölüme çare bulundu ya da yarın kıyamet kopacakmış deseler başınızı kaldırıp "ne dedin?" diye sormayacaksınız...
yalnız kalmak isteyeceksiniz. hem de kalabalıkların arasında kaybolmak. ikisi de yetmeyecek, geçmişi düşüneceksiniz. neredeyse dakika dakika. biri size içinizdeki acıyı söküp atabileceğinizi söylese, kaçacaksınız. aslında kurtulmak istediğiniz halde o acıyı yaşamak için direneceksiniz. hayatınızın geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksiniz. aksini iddia edenlerden nefret edeceksiniz. herkesi ona benzetip kimseyi onun yerine koyamayacaksınız. hiçbirşey oyalamayacak sizi. ilaçlara sığınacaksınız. birkaç saat kafanızı bulandıran ama asla onu unutturmayan... sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren...
bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek. boğazınız düğümlenecek, dinleyemeyeceksiniz. uyumak zor, uyanmak kolay olacak. sabahı iple çekeceksiniz. bazen de "hiç güneş doğmasa" diyeceksiniz. ne geceler rahatlatacak sizi ne gündüzler. ölmeyi isteyip ölemeyeceksiniz. belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önünüze çıkana sarılmak isteyeceksiniz. nafile, düşüncesi bile tahammül edilemez gelecek...
rüyalar göreceksiniz, gerçek olmasını istediğiniz. her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söylediğinizi fark edeceksiniz. telefonun çalmasını bekleyeceksiniz, aramayacağını bile bile. her çaldığında yüreğiniz ağzınıza gelecek. ağlamaklı konuşacaksınız arayanlarla. yüreğiniz burkulacak canınız yanacak. bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz...
hayata dair hiçbirşey yapmak gelmeyecek içinizden... onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksınız... defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğiniz için kendinizden nefret edeceksiniz... yaşadığınız şehri terk etmek isteyeceksiniz... onunla hiç bir anınızın olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek... ama bir umut... onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu... bu umut sizi gitmekten alıkoyacak... gel gitler içinde yaşayacaksınız... buna yaşamak denirse...
razı mısınız bütün bunlara? hazır mısınız sonunda ölüp ölüp dirilmeye? o halde aşık olabilirsiniz...
alıntıdır.
birileri size bir şeyler anlatacak durmadan:" önemli olan sağlık." , "yaşamak güzel." , "boş ver, herşey unutulur." siz hiçbirini duymayacaksınız. göz yaşlarınızdan etrafı göremez hale geleceksiniz. ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz. hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz. ölüme çare bulundu ya da yarın kıyamet kopacakmış deseler başınızı kaldırıp "ne dedin?" diye sormayacaksınız...
yalnız kalmak isteyeceksiniz. hem de kalabalıkların arasında kaybolmak. ikisi de yetmeyecek, geçmişi düşüneceksiniz. neredeyse dakika dakika. biri size içinizdeki acıyı söküp atabileceğinizi söylese, kaçacaksınız. aslında kurtulmak istediğiniz halde o acıyı yaşamak için direneceksiniz. hayatınızın geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksiniz. aksini iddia edenlerden nefret edeceksiniz. herkesi ona benzetip kimseyi onun yerine koyamayacaksınız. hiçbirşey oyalamayacak sizi. ilaçlara sığınacaksınız. birkaç saat kafanızı bulandıran ama asla onu unutturmayan... sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren...
bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek. boğazınız düğümlenecek, dinleyemeyeceksiniz. uyumak zor, uyanmak kolay olacak. sabahı iple çekeceksiniz. bazen de "hiç güneş doğmasa" diyeceksiniz. ne geceler rahatlatacak sizi ne gündüzler. ölmeyi isteyip ölemeyeceksiniz. belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önünüze çıkana sarılmak isteyeceksiniz. nafile, düşüncesi bile tahammül edilemez gelecek...
rüyalar göreceksiniz, gerçek olmasını istediğiniz. her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söylediğinizi fark edeceksiniz. telefonun çalmasını bekleyeceksiniz, aramayacağını bile bile. her çaldığında yüreğiniz ağzınıza gelecek. ağlamaklı konuşacaksınız arayanlarla. yüreğiniz burkulacak canınız yanacak. bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz...
hayata dair hiçbirşey yapmak gelmeyecek içinizden... onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksınız... defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğiniz için kendinizden nefret edeceksiniz... yaşadığınız şehri terk etmek isteyeceksiniz... onunla hiç bir anınızın olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek... ama bir umut... onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu... bu umut sizi gitmekten alıkoyacak... gel gitler içinde yaşayacaksınız... buna yaşamak denirse...
razı mısınız bütün bunlara? hazır mısınız sonunda ölüp ölüp dirilmeye? o halde aşık olabilirsiniz...
alıntıdır.
"doğrular özgürlükse özgürüz ikimiz de" formatında saçma yarışmamsı.
sagopa kajmer’in son albümünde bolca sarf ettiği cümle.
windowsu hatalara karşı denetlemenizi sağlayan komut. başlat > çalıştıra cmd yazıp komut satırından çalıştırabilirsiniz.
"allah seni ensen gibi dümdüz etmeden geri dön hemen, dünya kızına aşık olmak seni delirtir,bu kız izdivaç için ne kötü bir cariyedir"
sözüyle esen’e bişi mi demek istemiştir gibi düşüncelere iten parça.
edüt: bu arada "allah seni ensen gibi..." kelimesini "allah seni esen gibi.." diye anlayan biriyim ben. evet utanıyorum.
sözüyle esen’e bişi mi demek istemiştir gibi düşüncelere iten parça.
edüt: bu arada "allah seni ensen gibi..." kelimesini "allah seni esen gibi.." diye anlayan biriyim ben. evet utanıyorum.
doğum günü kutlu olmuştur.
galatasarayın 1-0 yenildiği daha fazla yemediği için dua edildği maçtır.
genelde çok çekici de olur bu cins bayanlar.
http://spacesounds.com/navigator/index.html
dünyanın ve diğer gezegenlerin dönerken çıkardığı sesleri duyabileceğimiz bir site kendisi. çok ilginç. ne kadar gerçek ne kadar yanlış bilmiyorumdur.
dünyanın ve diğer gezegenlerin dönerken çıkardığı sesleri duyabileceğimiz bir site kendisi. çok ilginç. ne kadar gerçek ne kadar yanlış bilmiyorumdur.
mümkünse (bkz: bütün uzuvlarım girsin)
(bkz: entry fetişisti)
(bkz: izmir kültürü)
(bkz: at gözlüğü)
iyiki doğmuştur.
an itibari ile albümü net alemine düşmüştür. indirmek isteyenler houstonumu yeşillendirebilir. öpt. tşk. bye.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?