çocukken hastalandığımda doktorun vitamin desteği amaçlı verdiği,koyu kıvamlı portakallı şurubun ismi.sevdiğim bi tattı.
bir diğer sevdiğim tat için;(bkz: kalsiyum sandoz)
valla ben bi kıç gördüm ,bi de göbek.şarkı mıydı neydi bilemedim ben.şayet şarkı olmuş olsa görmek fiili yerine dinlemek fiilini kullanırdım zannederim.
-----------------------------spoiler----------------------------
belki de düşle gerçeği farklı şeyler sanıyorlardır..
-----------------------------spoiler----------------------------
belki de düşle gerçeği farklı şeyler sanıyorlardır..
-----------------------------spoiler----------------------------
bir de kırmızı olduğunu unutup, ön dişlerin arasındaki boşluğa sokulur.nedendir bilmem.sanki okulda kuzu çevirme yiyozda dişimizde kalıyo da,onu çıkaracaz.herneyse,ekseri erkek çocuklarında görürdüm bu ön diş arasındaki kırmızı kalem izlerini.tuhaf bir sevimlilik de katmıyor değil hani.
#748990 sayılı entryde bahsettiğim işte budur:
ölümü düşündüğüm günden kaldı bu hüzün
geç kalmışlığın telaşı
koca yalanlarım
hatalarım yollarım ve yıllarım
eksik olmayın
bir başka sefere yine beklerim
umutlandıklarım umut dağıttıklarım
akıl verdiklerim akıllı sandıklarım
eksik olmayın
bir başka sefere yine beklerim
ölümün yüzünü gördüğüm gün
kimin elini tutup göçmek isterim
bir sevip bin söz ettiklerim
bin sevip hiç söz etmediklerim
söz verdiklerim
yapamadıklarım
eksik olmayın
bir başka sefere yine beklerim..
ölümü düşündüğüm günden kaldı bu hüzün
geç kalmışlığın telaşı
koca yalanlarım
hatalarım yollarım ve yıllarım
eksik olmayın
bir başka sefere yine beklerim
umutlandıklarım umut dağıttıklarım
akıl verdiklerim akıllı sandıklarım
eksik olmayın
bir başka sefere yine beklerim
ölümün yüzünü gördüğüm gün
kimin elini tutup göçmek isterim
bir sevip bin söz ettiklerim
bin sevip hiç söz etmediklerim
söz verdiklerim
yapamadıklarım
eksik olmayın
bir başka sefere yine beklerim..
(bkz: the tea party)
tanıdık,hüzünümsü,tuhaf bişiler hissettiren the tea party şarkısı.
hope springs to life
charmed by approaching listlessness
hands reaching out
to grasp the open emptiness
leading me down...
and this goodbye
faced with hope and countenance
souls slip away
to bask in glowing radiance
leading me down...
as we run from the sun
and we harbour the lies
and we leave things undone
as we cover our eyes
does it tear you apart my love
does it tear you apart my love
it tears me apart
charmed by this light
this sombre guidance in her eyes
rage would entice
and final moments would arise
leading me down...
does it tear you apart my love
does it tear you apart my love
it tears me apart
hope springs to life
charmed by approaching listlessness
hands reaching out
to grasp the open emptiness
leading me down...
and this goodbye
faced with hope and countenance
souls slip away
to bask in glowing radiance
leading me down...
as we run from the sun
and we harbour the lies
and we leave things undone
as we cover our eyes
does it tear you apart my love
does it tear you apart my love
it tears me apart
charmed by this light
this sombre guidance in her eyes
rage would entice
and final moments would arise
leading me down...
does it tear you apart my love
does it tear you apart my love
it tears me apart
(bkz: correspondences)
(bkz: kimseye etmem şikayet)
bir "acıların çocuğu" entrysi okumak üzeresiniz efem.
ışıklı spor ayakkabıların yanısıra, ışıklı şapkalar vardı bi de,çamlıca tepesine gitmiştik ailecek,orda görmüştüm.bizde öle her istenen şey alınmıyordu herkes gibi.bakıp yutkunmamız yeğleniyordu.şunu da belirteyim ki gerzekçe icatlardan biriymiş.büyüyünce farkettim.ve evet (bkz: ben küçükken gerzekçe şeylere heves ederdim).
ışıklı spor ayakkabıların yanısıra, ışıklı şapkalar vardı bi de,çamlıca tepesine gitmiştik ailecek,orda görmüştüm.bizde öle her istenen şey alınmıyordu herkes gibi.bakıp yutkunmamız yeğleniyordu.şunu da belirteyim ki gerzekçe icatlardan biriymiş.büyüyünce farkettim.ve evet (bkz: ben küçükken gerzekçe şeylere heves ederdim).
bugün itibariyle canım ailem adlı dizide,samimin melihaya sözlerini mırıldanmasıyla hatırladığım can yakan bir türkü.
mutedil hava derim ben kendimce.annemse mötedil der mutedile.ama zaten başlık güzel havalar.annem nerden çıktı ki?..
ben orhan veli
bindokuzyüzondörtde doğdum.
bir yaşında kurbağadan korktum.
iki yaşında gurbete çıktım.
yedisinde mektebe başladım.
dokuz yaşında okumaya,
on yaşında yazmaya merak saldım.
onüçde oktay rıfatı,
onaltıda melih cevdeti tanıdım.
onyedi yaşında bara gittim.
onsekizde rakıya başladım ve şarkı söylemesini çok sevdim.
ondokuz yaşından sonra da avarelik devrim başlar.
yirmi yaşından sonra para kazanmasını ve sefalet çekmesini öğrendim.
yirmibeşde başımdan bir otomobil kazası geçti.
çok aşık oldum..
hiç evlenmedim..
ben orhan veli..
ben orhan veli
"yazık oldu süleyman efendiye"
mısra-i meşhurunun mübdii..
duydum ki merak ediyormuşsunuz,
hususi hayatımı,
anlatayım:
evvela adamım, yani
sirk hayvanı falan değilim.
burnum var, kulağım var,
pek biçimli olmamakla beraber.
bir evde otururum,
bir işte çalışırım.
ne başımda bulut gezdiririm,
ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
ne ingiliz kralı kadar
mütevaziyim,
ne de celâl bayar’ın
sabık ahır usağı gibi aristokrat.
ispanağı çok severim
puf böreğine hele
biterim
malda mülkte gözüm yoktur.
vallahi yoktur.
oktay rıfat’la melih cevdet’tir
en yakın arkadaşlarım.
bir de sevgilim vardır pek muteber;
ismini söyleyemem
edebiyat tarihçisi bulsun.
ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
meşgul olmadığım ehemmiyetsiz
sadece üdeba arasındadır.
ne bileyim,
belki daha bin bir huyum vardır.
amma ne lüzum var hepsini sıralamaya?
onlar da bunlara benzer.
bindokuzyüzondörtde doğdum.
bir yaşında kurbağadan korktum.
iki yaşında gurbete çıktım.
yedisinde mektebe başladım.
dokuz yaşında okumaya,
on yaşında yazmaya merak saldım.
onüçde oktay rıfatı,
onaltıda melih cevdeti tanıdım.
onyedi yaşında bara gittim.
onsekizde rakıya başladım ve şarkı söylemesini çok sevdim.
ondokuz yaşından sonra da avarelik devrim başlar.
yirmi yaşından sonra para kazanmasını ve sefalet çekmesini öğrendim.
yirmibeşde başımdan bir otomobil kazası geçti.
çok aşık oldum..
hiç evlenmedim..
ben orhan veli..
ben orhan veli
"yazık oldu süleyman efendiye"
mısra-i meşhurunun mübdii..
duydum ki merak ediyormuşsunuz,
hususi hayatımı,
anlatayım:
evvela adamım, yani
sirk hayvanı falan değilim.
burnum var, kulağım var,
pek biçimli olmamakla beraber.
bir evde otururum,
bir işte çalışırım.
ne başımda bulut gezdiririm,
ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
ne ingiliz kralı kadar
mütevaziyim,
ne de celâl bayar’ın
sabık ahır usağı gibi aristokrat.
ispanağı çok severim
puf böreğine hele
biterim
malda mülkte gözüm yoktur.
vallahi yoktur.
oktay rıfat’la melih cevdet’tir
en yakın arkadaşlarım.
bir de sevgilim vardır pek muteber;
ismini söyleyemem
edebiyat tarihçisi bulsun.
ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
meşgul olmadığım ehemmiyetsiz
sadece üdeba arasındadır.
ne bileyim,
belki daha bin bir huyum vardır.
amma ne lüzum var hepsini sıralamaya?
onlar da bunlara benzer.
ölmesini istemediğimiz kişi veyahut şeylerden oluşan kümeye denir.keşke olmasa dediklerimizle karıştırılması muhtemel başlıktır ayrıca da.anketimsi bişi de olabilir zaman içerisinde.kim bilebilir?
hemen bir örnekle açıklıyım.müşfik kenter mesela.
hemen bir örnekle açıklıyım.müşfik kenter mesela.
sokak ropörtajı sahnesi canlansın gözünüzde.
kadın:erkekler karşı cinste neye önem verir?
adam:tek başına güzellik yetmez!aynı zamanda kafa dengi memeleri olmalı..
kadın:kafa kadar?
adam:kafadar..
kadın:erkekler karşı cinste neye önem verir?
adam:tek başına güzellik yetmez!aynı zamanda kafa dengi memeleri olmalı..
kadın:kafa kadar?
adam:kafadar..
sözleri hakkında zerre fikrimin olmadığı hoş bir hamza el din şarkısı.
(bkz: mwasha)
filmin klişelerle dolu olduğu izleyenlerce malum.bunu kabul edelim öncelikle.ama,ıssız adam,izleyicisine adanmış film olduğundan,izleyicinin "kendisine" ağlaması yadırganmamalıdır.ve çağan ırmağın altını doldurmadığı "ıssız adam neden ıssız?" temasını,belki bir devam filmi çekerekten işlemelidir.bu da öle bir fikir.
şahane bir a silver mt zion eseri.dinlenilmeli kesinlikle.
ve sözleri:
they put angels in the electric chair
the electric chair, the electric chair
straight up angels in the electric chair
the electric chair, the electric chair
they put angels in the electric chair
the electric chair, the electric chair
straight up angels in the electric chair
the electric chair, the electric chair
and no one knew or no one cared
but burning stars lit up their hair
and burning stars lit up their hair
and crawled to heaven on golden stairs
and oh, how we to and fro
to and fro, to and fro
oh, how we to and fro
to and fro, to and fro
oh, how we to and fro
to and fro, to and fro
oh, how we to and fro
to and fro, to and fro
this our torched estates
were your sweet mistakes
and all them vulgar kings on their dirty thrones
who among us will avenge ms. nina simone?
and all them vulgar kings on their dirty thrones
who among us will avenge ms. nina simone?
theres fresh meat in the club tonight
god bless our dead marines
someone had an accident above the burning trees
while somewhere distant, peacefully
our vulgar leaders sleep
dead kids dont get photographed
god bless our dead marines
the hungry and the hanged
the damaged and the done
striving long this spinning rock
tumbling past the sun
get through this life without killing anyone
and consider yourself golden
lost a friend to cocaine
couple friends to smack
troubled hearts map deserts
and they rarely do come back
lost a friend to oceans
lost a friend to hills
lost a friend to suicide
lost a friend to pills
lost a friend to monsters
lost a friend to shame
lost a friend to marriage
lost a friend to blame
lost a friend to worry
and lost a friend to wealth
lost a friend to stubborn pride
and then i lost myself
i love my dog and she loves me
the worlds a mess and so are we
she tumbles long green, muddy fields
sick with joy and glee
and as she dreams sweet puppy dreams
whimpering gently
theres fresh meat in the club tonight
god bless our dead marines
someone had an accident above the burning trees
while somewhere distant, peacefully
our vulgar princes sleep
dead kids dont get photographed
god bless this century
when the world is sick
cant no one be well?
but i dreamt we was all beautiful and strong
when the world is sick
cant no one be well?
but i dreamt we was all beautiful and strong
when the world is sick
cant no one be well?
but i dreamt we was all beautiful and strong...
ve sözleri:
they put angels in the electric chair
the electric chair, the electric chair
straight up angels in the electric chair
the electric chair, the electric chair
they put angels in the electric chair
the electric chair, the electric chair
straight up angels in the electric chair
the electric chair, the electric chair
and no one knew or no one cared
but burning stars lit up their hair
and burning stars lit up their hair
and crawled to heaven on golden stairs
and oh, how we to and fro
to and fro, to and fro
oh, how we to and fro
to and fro, to and fro
oh, how we to and fro
to and fro, to and fro
oh, how we to and fro
to and fro, to and fro
this our torched estates
were your sweet mistakes
and all them vulgar kings on their dirty thrones
who among us will avenge ms. nina simone?
and all them vulgar kings on their dirty thrones
who among us will avenge ms. nina simone?
theres fresh meat in the club tonight
god bless our dead marines
someone had an accident above the burning trees
while somewhere distant, peacefully
our vulgar leaders sleep
dead kids dont get photographed
god bless our dead marines
the hungry and the hanged
the damaged and the done
striving long this spinning rock
tumbling past the sun
get through this life without killing anyone
and consider yourself golden
lost a friend to cocaine
couple friends to smack
troubled hearts map deserts
and they rarely do come back
lost a friend to oceans
lost a friend to hills
lost a friend to suicide
lost a friend to pills
lost a friend to monsters
lost a friend to shame
lost a friend to marriage
lost a friend to blame
lost a friend to worry
and lost a friend to wealth
lost a friend to stubborn pride
and then i lost myself
i love my dog and she loves me
the worlds a mess and so are we
she tumbles long green, muddy fields
sick with joy and glee
and as she dreams sweet puppy dreams
whimpering gently
theres fresh meat in the club tonight
god bless our dead marines
someone had an accident above the burning trees
while somewhere distant, peacefully
our vulgar princes sleep
dead kids dont get photographed
god bless this century
when the world is sick
cant no one be well?
but i dreamt we was all beautiful and strong
when the world is sick
cant no one be well?
but i dreamt we was all beautiful and strong
when the world is sick
cant no one be well?
but i dreamt we was all beautiful and strong...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?