profesyonelogrenci

sözlük yönetimi kimlerden oluşuyor? independence kurucu onu anlıyoruz ama bir moderasyon var mı? o olmadığı zamanlarda buraları kim denetliyor? bir sorun varsa ondan başka kime ulaşabiliriz?

bildirim ikonu ne işe yarıyor bilmiyorum daha bildirim almadım. ama şu şekilde de kullanılabilir.
takip edilen bir başlığa girilen entry veya takip ettiğim bir yazarın girdiği entryi haber verebilir.
bunun için tabi ki başlık takibi olmalı. varsa ben görmedim. en basitinden "bugun bilgi sözlük için ne yaptım" konulu başlıkları takip etmek istiyorum. sözlükte bir şey değişmiş mi bakmak için sol frameden özellikle başlığı aramak benim için masraflı. aynı şekilde ilgimi çeken bir konuda yeni bir şey yazılınca da bildirim almak güzel olurdu.

ama bunlar zaten varsa ben yeniyim kusuruma bakmayın mesaj atarsanız öğrenirim teşekkürümü de ederim.

en elzem konu bence de sol frame. bir önceki entryden sonra bu başlık sol framede 516 diye gözüktü bende mesela. 2004ten beri kaç entry girildiği gibi yazar için o an gereksiz bir bilgi orada gösterilmemeli. yukarıda bugün yazıyor sonuçta bir yenileme saati belirleyip sadece bugün içinde girilen entry sayısının gösterilmesi daha işlevsel olur diye düşünüyorum. ya da en kötü ihtimalle son tıklanmadan sonra kaç entry girilmiş gibi bir uygulama da olabilir. her iki seçenek de başlığı takip edenler açısından şu anki haline göre büyük rahatlık sağlar.

yanlış açılmış başlığa entry girmek bunlardan biri değildir.

düzeltilmiş.

silemeyeceğini bilen kullanıcının yazacağı şeyden vazgeçmesinin önüne geçilmiş.
olması gerekendi. olmuş. hayırlı olsun.

bi devlet hastanesinde fizik tedavi stajı yapıyordum. belki bilen vardır zihinsel bozukluğu olan hastalar da var bu kısma tedaviye gelen. anneleri babaları getirmiş günlük rutinleri var her gün geliyorlar. bu hastaların yeni birine alışma süreci denen bi süre var. orda bulunan fizyoterapistlere alışmışlar ama ben onlar için yeni bir insanım.
orada çalışan fizyoterapistlerden biri bi süre önce bebeğini düşürmüş şuan tekrar hamile. o yüzden diğerleri ona ağır işler yaptırmıyorlar hatta kendi özellikle bakmak istemediği hastalar dışında sürekli pc başında oturuyor diyebilirim. böyle bir tablo var bizim poliklinikte.
bir gün zihinsel bozukluğu olan bir hasta rahatsız oldu benim ona dokunuyor oluşumdan. tedavi eden fizyoterapist olmama rağmen henüz bana alışmamış demek ki. bir olay çıktı annesi aman kızım dokunsun falan diye yatıstırırken kız bağırıyor hala. babası geldi sen benim kızıma ne yaptın diye ordan bizim pc başındaki hamile fizyoterapist geldi bi karıştı ortalık. biri itti bizim fizyoterapisti bu düştü. kadının düşük ihtimali olduğunu bilen fizyoterapistlerden biri aldı bunu kontrole götürdü daha olay yatışmadan. zaten hastane içindeyiz. bu sırada olay sürüyor sizi dava ediceme kadar geldi. aile kendi içinde bile kavga ediyor kadın bir şey yapmadı diye beni savunuyor diye. ben ordayım hala.
neyse bu olay bitti bizim fizyoterapistler geldi. hamile dediğim kadın hamile değilmiş. bizi kandırıyormuş iş yapmayayım onlara itelerim diye. hazır stajer de geldi ya. bu da böyle bir anımdır.

boşuna heyecanlanmana gerek yok. en önemlisi bu. neden olduğunu da söyleyeyim.
kaç soru var bilmiyorum atıyorum sen normalde 100 net yapıyorsan sınavda 50 net yapacak değilsin. artıp azalabilir ama aynı bantta seyredeceği kesin. ha dersen ki benim o 1 soruya da ihtiyacım var. hayır yok. çevren sana bunu ders çalış diye empoze etti şimdi gerçekleri söyleme vakti kimsenin o 1 soruya ihtiyacı yok.

*sınav yerine daha önce bakmış olman sınav günü gittiğin zaman senin için artık yeni bir yer olmadığı için heyecanını azaltır. hem de sınav günü sorunsuz sınavına başlarsın. bunu kesinlikle öneriyorum.
*son bir iki gün bu konuyu arkadaşlarla konuşma. sınav evet he deyin geç. bunun hakkında uzun sohbetler sadece sana heyecan ve gereksiz gazlanmışlık olarak dönecek. ne dedik. heyecana gerek yok.
*hatta sınava girecekken bile etrafta ağlayan ben napıcam diyen kalabalığı göreceksin. onları da boşver. sen kendine bak.
*çalışmadıysan çalışmadın, çalıştıysan ne mutlu. ama çalışkan insanlarda bile ben çalışmadım üzüntüsünü göreceksin. o yüzden sen de yeteri kadar çalışmış ama kendine haksızlık ediyor olabilirsin bunu düşün.
*ya düşük yaparsam diye kasma. normalde yaptığın neti yapamaman için über bişey başına gelmiş olmalı. mantıksız yani. hem düşük yapsan da çevrene heyecan yaptım dersin olur biter. kendin üzüleceksen de takılacak bi tarafı yok kendini üzme.
*son gün ders çalışılır mı deme çalışılır. beynin bir ders çalışma rutini var. açıp konu tekrarı yapmana gerek yok en azından alakalı dersten 3 5 soru çöz nöronların paslanmasın. yoksa ilk bikaç soruya bakarken afallarsın.

***ekstra olarak
aman zihin açıyormus aman bu okunmuş diye beslenme düzenini değiştirme. allerjin mi vardır vucudun ne tepki verir belli olmaz. heyecan yapmamaktan sonraki en önemli konu budur bence. bi ishal oldun mu bittin. miden ağrısa verimin düşer. en basitiyle karnın guruldar sen de sınava başkaları duyacak stresiyle girersin. bir çok şeye davetiye çıkarır. bu riski alma.

aklıma gelen bunlar. zaten bir milyon tane de bulursun böyle tavsiye. sen heyecan yapma elinden geleni yap yeter. kimse ordan aldığı puana göre yaşamıyor hayatını. sınav sadece bir basamak. bunu unutma.

herkes için farklı olabilecek sebepler. çaylaklara sorarsanız bekleme süresinin uzun olması başı çekiyor. yazarlara göre de çok fazla ve niteliksiz alım yapıldığı için kalite gün geçtikçe düşüyor. sol framede dönen başlıklardan ve altına girilen kutsal bilgi kaynağına yakışmayacak entrylerden şikayetçiler. yani iki ucu boklu değnek.

yazarın da çaylağın da hemfikir olduğu tek konu ise yönetim. bir tema için başlayan eleştiri başlığı ekşi şeyler, yönetici arkadaşın ilgisiz kalması, hukuksuzluk, kendilerini güvende hissetmeme gibi bir çok sebeple büyüdü toplu bir isyana kaydı. en son sözlüğün dilini yumusatmak adı altında herhangi bir kritere bakılmadan toplu bir kadın yazar alımı da yapılınca hem bize kapımda sıra var mesajı verilmiş oldu hem de kalitenin daha da düşeceği tescillendi.

herkesin buraya gelme sebebi bir nefes almak oldu. sadece bir nefes.

kamuran akkor'un 1986da çıkardığı sev yeter albümündeki muhteşem şarkı. bayılarak dinlediğimiz sözleri ali tekintüre yazmıştır.

diyorlar ki sen delisin, hiç bu kadar sevilirmi
değmeyecek biri için, gurur yere serilirmi
değmeyecek biri için, gurur yere serilirmi

bir ateşe attın beni, alev alev yaktın beni
bir ateşe attın beni, alev alev yaktın beni
değersizmi benim aşkım, yalanlara kattın beni
değersizmi benim aşkım, yalanlara kattın beni

dost üzülür, düşman güler, böyle derde gülünürmü
bilseydim hiç severmiydim aşkın sonu bilinir mi

umudumdun, dileğimdin, sen benim göz bebeğimdin
seni kimler değiştirdi, yüreğinden attın beni
seni kimler değiştirdi, yüreğinden attın beni

dakika bir gol bir rezalet başlığı açıldı derken geyik başlık çıkmış rezalet.
bu kadar masum reklamlar bize ancak tebessüm ettirir.

içeriği şu şekilde olan reklamlardır:

v-pills v-pills v-pills çikolata logolu şeker promosyon şeker


web tasarım, web tasarımı, kurumsal kimlik istanbul bahçeşehir, bahçeşehir istanbul, bahçeşehir satılık ev, sahibinden satılık ev basur tedavisi, hemoroid tedavisi, basur nasıl geçer, basura ne iyi gelir, hemoroid bitkisel tedavi icralık arabalar

oyuncak model araba obesistop ofis taşıma ofis taşımacılığı evden kaçış oyunu son haberler sözlük islami sohbetler italya vizesi bahis siteleri kurye spor haberleri haberler aleviler kent gündemi kıbrıs tüp bebek ofis taşımacılığı eşya depolama replika saat ölüdeniz otelleri, fethiye otelleri teknoloji, marketing, sosyal medya

ipleri tek kişide olmaması gereken eylem. çömezlik kalktıktan sonra bu tarz gece kapışmalarına katılıyor olucam.
challenge accepted.

buraların sahibi. üç beş nickaltı yazısından anladığım kadarıyla samimi ve çalışkan bir insan. yeni gelenlere üstüne basa basa çömez demesini bu samimiyetine veriyorum. umarım sorunsuz bir sözlük hayatı yaşarız.

kaçmak yerine bırakmak dersek daha güzel olabilecek liste. +1 imle katılıyorum.