denizli denizli denizli.
aşk biter
bu limandaki zamanın dolmuştur.
yelkenlerini şişirip engin denizlere açılmanın vakti gelmiştir artık.
bir özgürlük çağrısı gibi gelir başkalarına bu durum.
ama sen bilirsin ki, nice fırtına seni beklemektedir.
bu yüzden o limanı terk etme istemezsin
için hep hüzün doludur.
bir yanın bittiğini kabul etse de diğer yanın "belki yapılacak bir şey daha vardır" der durusun, kıpırdayamazsın.
bir tek adımı atmak bile istemezsin.
öylece durup gözlerinin içine bakarsın.
sana yeniden "gel" demesini beklersin.
"ben de senden ayrılamam" demesini beklersin.
ama o söz hiç çıkmaz ağzından, duyamazsın
gururlusundur, istenmediğin yerde durmazsın.
ağzından "evet, bence de bitmeliydi bu aşk" sözcükleri çıkar ama buna sen bile inanmazsın.
gururun oyun oynamaya başlar sana.
önce "belki biraz zaman vermeliyiz birbirimize" diyerek gururunu ucundan köşesinden yemeye başlarsın.
öyle bir an gelir ki, "ne olur ayrılmayalım" demeye karar vardırırsın.
bu sözleri nasıl söylediğine inanamazsın.
alışmışsındır.
onun sıcaklığını hiç kimsede bulamayacağını bilirsin.
kimse onun gibi gülemez, kimse onun gibi dokunamaz.
kimseyi onun kadar sevmeyeceğini düşünmeye başlarsın.
bunlar içini sıkar.
nefes alamaz hala gelirsin.
ne uykular uykudur artık ne geceler gece
birkaç dakika huzurlu uykuya hasretsindir artık.
uyuyamazsın
ondan gelecek bir tek haberi umutsuzca beklersin.
telefonun yanında kaç gece sabahladığını hatırlayamazsın.
yoktur, bir tek haber bile yoktur.
beklemek ölüm gibi gelir insana.
aslında ölüm fikri de pek garip değildir artık.
öylesine umutsuz kalırsın ki ölümü tek çare olarak görmeye başlarsın.
ölümle ilgili planlar yaparken bile onun tekrar geri dönme olasılığını hiç çıkarmazsın aklında.
bu yüzden ölemezsin
hayat devam ediyordur ama bir şey hep yarım, hep eksiktir.
yüreğin asla
eskisi gibi atmayacaktır.
başka aşklar seni kandırmayacaktır.
kimle beraber
olursan ol onu her zaman hatırlayacaksındır.
yıllar sonra bile olsa bir gün sana gel dese nerede ve kiminle olduğuna bakmadan ona koşacaksındır.
kahredici bir gerçektir bu.
bu gerçeği bilmek çok daha acı vericidir.
katlanırsın çünkü acı senin kardeşindir.
o kim bilir kimle, hangi mutlu hayatın içinde yeni aşkların tadını çıkarmaktadır. bunu da bilirsin.
bilirsin ama
ayrılamazsın
mehmet coşkundeniz
bu limandaki zamanın dolmuştur.
yelkenlerini şişirip engin denizlere açılmanın vakti gelmiştir artık.
bir özgürlük çağrısı gibi gelir başkalarına bu durum.
ama sen bilirsin ki, nice fırtına seni beklemektedir.
bu yüzden o limanı terk etme istemezsin
için hep hüzün doludur.
bir yanın bittiğini kabul etse de diğer yanın "belki yapılacak bir şey daha vardır" der durusun, kıpırdayamazsın.
bir tek adımı atmak bile istemezsin.
öylece durup gözlerinin içine bakarsın.
sana yeniden "gel" demesini beklersin.
"ben de senden ayrılamam" demesini beklersin.
ama o söz hiç çıkmaz ağzından, duyamazsın
gururlusundur, istenmediğin yerde durmazsın.
ağzından "evet, bence de bitmeliydi bu aşk" sözcükleri çıkar ama buna sen bile inanmazsın.
gururun oyun oynamaya başlar sana.
önce "belki biraz zaman vermeliyiz birbirimize" diyerek gururunu ucundan köşesinden yemeye başlarsın.
öyle bir an gelir ki, "ne olur ayrılmayalım" demeye karar vardırırsın.
bu sözleri nasıl söylediğine inanamazsın.
alışmışsındır.
onun sıcaklığını hiç kimsede bulamayacağını bilirsin.
kimse onun gibi gülemez, kimse onun gibi dokunamaz.
kimseyi onun kadar sevmeyeceğini düşünmeye başlarsın.
bunlar içini sıkar.
nefes alamaz hala gelirsin.
ne uykular uykudur artık ne geceler gece
birkaç dakika huzurlu uykuya hasretsindir artık.
uyuyamazsın
ondan gelecek bir tek haberi umutsuzca beklersin.
telefonun yanında kaç gece sabahladığını hatırlayamazsın.
yoktur, bir tek haber bile yoktur.
beklemek ölüm gibi gelir insana.
aslında ölüm fikri de pek garip değildir artık.
öylesine umutsuz kalırsın ki ölümü tek çare olarak görmeye başlarsın.
ölümle ilgili planlar yaparken bile onun tekrar geri dönme olasılığını hiç çıkarmazsın aklında.
bu yüzden ölemezsin
hayat devam ediyordur ama bir şey hep yarım, hep eksiktir.
yüreğin asla
eskisi gibi atmayacaktır.
başka aşklar seni kandırmayacaktır.
kimle beraber
olursan ol onu her zaman hatırlayacaksındır.
yıllar sonra bile olsa bir gün sana gel dese nerede ve kiminle olduğuna bakmadan ona koşacaksındır.
kahredici bir gerçektir bu.
bu gerçeği bilmek çok daha acı vericidir.
katlanırsın çünkü acı senin kardeşindir.
o kim bilir kimle, hangi mutlu hayatın içinde yeni aşkların tadını çıkarmaktadır. bunu da bilirsin.
bilirsin ama
ayrılamazsın
mehmet coşkundeniz
anlat demekle olmaz sana bir fikra anlatayim mi demekle olmaz sana bir fikra anlatayim mi demekle olmaz sana bir fıkra anlatayım mı? diye uzayabilecek gibi görünen durum
argoda geçer. aynı hareketi sürekli yapılmasından kaynaklanan bağışıklık kazandığını ifade etmek için kullanılır.
örnek:
çocuk reddedile reddedile yalama oldu
örnek:
çocuk reddedile reddedile yalama oldu
(bkz: yalama olmak)
seni seviyorum,
çünkü,
her sabah kalktığımda yaşamak için tek nedenim, sen varsın …
fakat seni sevmek için binlerce nedenim var …
seni seviyorum,
çünkü,
bu siyah beyaz dünyada tek renk sensin,
bir ressamın fırçasından çıkmış gibi …
ama alalade bir renk değil,
gökkuşağının her tonunu gölgede bırakan bir renk …
seni seviyorum,
çünkü,
bu soğuk günde içimi ısıtan bir esinti gibisin …
hafiften esiyorsun, iliklerime işleyerek …
sonra da kaybolup gidiyorsun, daha nereden geldiğini
anlayamadan …
seni seviyorum,
çünkü,
seni sevmekten başka bir şey gelmiyor içimden …
o kadar doğal ki bu duygu ruhumun derinliklerinde,
sanki doğduğumdan beri var …
sadece ortaya çıkmak için seni bekliyordu …
seni seviyorum,
çünkü,
sensiz bir yaşamı artık düşünemiyorum …
sensiz bu kuru dünyada yaşamaktansa,
ölümün soğuk nefesini öpmeyi
bir daha hiç seni görmemektense hayata arkamı dönmeyi
tercih ederim …
seni seviyorum,
çünkü,
ne zaman bir aşk şiiri duysam, mısralardan sen akıyorsun …
ne zaman eski bir şarkı gelse kulağıma,
gitar telleri arasından süzülen notalar, seni getiriyor bana …
seni seviyorum,
çünkü,
sen hep benimlesin …
gözümü kapatmam yeterli seni görmem için …
tatlı narin tenini …
seni seviyorum,
çünkü,
belki de ilk defa bir kadının kokusu beni çılgına çeviriyor
içimden odyseus’a türkü söyleyen deniz kızları da
onu aynı kokuyla baştan çıkarmaya mı çalıştılar acaba diyorum
seni seviyorum,
çünkü,
gözlerinin içinde binlerce yıldız,
gecenin karanlığını delip geçiyor …
bana bakarken kendimi yıldızlara tepeden bakıyor gibi hissediyorum …
sen seviyorum,
çünkü,
benliğim sana ait …
sen onu buruşturup çöpe de atabilirsi,
kalbine yakın bir yere de koyabilirsin …
tanrım !!!
o kalbine yakın bir yerde olmak istiyorum …
seni seviyorum,
çünkü,
sen sensin …
ama sen beni ben olduğum için seviyor musun
onu kim bilir …
seni seviyorum,
çünkü,
seni sevmeyi seviyorum …
seni koklamayı seviyorum …
sana dokunmayı seviyorum …
seni seviyorum,
çünkü,
saçların ellerimin arasından kayıp giderken,
dünyada cenneti bulmuş gibiyim …
bir an elimde tutuyorum o cenneti …
bir an sonra belki de tamamen ellerimden kayıp gidecek …
seni seviyorum,
çünkü,
ben hiç bir kadın için şiir yazmadım, bu hep tuhaf gelmişti …
ama şimdi senin için şiir yazmamak tuhaf geliyor …
seni seviyorum,
çünkü,
içimde bir umut var …
bu şiiri belki başucuna koyarsın …
kim bilir belki yanına da ‘’kırmızı’ bir gül …
seni seviyorum,
çünkü,
tanrı çiçekleri yaratırken seni de onlarla beraber yaratmış …
papatyadan güzel,
zambaktan asil,
manolyadan tatlı,
gülden daha güzel kokulu …
seni seviyorum,
çünkü,
güzelliğine melekler imreniyorlar …
dünyada ise,
ölümlüler arasında galiba bir tek benim gibi bir iki şanslı
onu farkedebiliyor …
seni seviyorum,
çünkü,
ölene kadar, yok olana kadar seninle olsam,
bu herhalde bir ceza gibi gelir,
daha çok senle olamadığım için …
seni seviyorum,
çünkü,
senin tarafından sevilme fikri bile bir insanı hayatı boyunca
mutlu edebilecek kadar güzel ve asil …
seni seviyorum,
çünkü
seni anlatmak için mısralar yetmiyor …
düşünüyorum bir kış gecesi bunu yazarken,
acaba kaç şair senin güzelliğini anlatmak için binlerce mısra yazdı …
seni seviyorum,
çünkü,
senin gülümsemen güneşin doğuşu gibi,
insana her şeyi unutturuyor,
sadece seyredip tadına varma hissi uyandırıyor …
seni seviyorum,
çünkü,
bu kadar nedenden sonra bile seni ne kadar sevdiğimi anlatamadım
çünkü,
her sabah kalktığımda yaşamak için tek nedenim, sen varsın …
fakat seni sevmek için binlerce nedenim var …
seni seviyorum,
çünkü,
bu siyah beyaz dünyada tek renk sensin,
bir ressamın fırçasından çıkmış gibi …
ama alalade bir renk değil,
gökkuşağının her tonunu gölgede bırakan bir renk …
seni seviyorum,
çünkü,
bu soğuk günde içimi ısıtan bir esinti gibisin …
hafiften esiyorsun, iliklerime işleyerek …
sonra da kaybolup gidiyorsun, daha nereden geldiğini
anlayamadan …
seni seviyorum,
çünkü,
seni sevmekten başka bir şey gelmiyor içimden …
o kadar doğal ki bu duygu ruhumun derinliklerinde,
sanki doğduğumdan beri var …
sadece ortaya çıkmak için seni bekliyordu …
seni seviyorum,
çünkü,
sensiz bir yaşamı artık düşünemiyorum …
sensiz bu kuru dünyada yaşamaktansa,
ölümün soğuk nefesini öpmeyi
bir daha hiç seni görmemektense hayata arkamı dönmeyi
tercih ederim …
seni seviyorum,
çünkü,
ne zaman bir aşk şiiri duysam, mısralardan sen akıyorsun …
ne zaman eski bir şarkı gelse kulağıma,
gitar telleri arasından süzülen notalar, seni getiriyor bana …
seni seviyorum,
çünkü,
sen hep benimlesin …
gözümü kapatmam yeterli seni görmem için …
tatlı narin tenini …
seni seviyorum,
çünkü,
belki de ilk defa bir kadının kokusu beni çılgına çeviriyor
içimden odyseus’a türkü söyleyen deniz kızları da
onu aynı kokuyla baştan çıkarmaya mı çalıştılar acaba diyorum
seni seviyorum,
çünkü,
gözlerinin içinde binlerce yıldız,
gecenin karanlığını delip geçiyor …
bana bakarken kendimi yıldızlara tepeden bakıyor gibi hissediyorum …
sen seviyorum,
çünkü,
benliğim sana ait …
sen onu buruşturup çöpe de atabilirsi,
kalbine yakın bir yere de koyabilirsin …
tanrım !!!
o kalbine yakın bir yerde olmak istiyorum …
seni seviyorum,
çünkü,
sen sensin …
ama sen beni ben olduğum için seviyor musun
onu kim bilir …
seni seviyorum,
çünkü,
seni sevmeyi seviyorum …
seni koklamayı seviyorum …
sana dokunmayı seviyorum …
seni seviyorum,
çünkü,
saçların ellerimin arasından kayıp giderken,
dünyada cenneti bulmuş gibiyim …
bir an elimde tutuyorum o cenneti …
bir an sonra belki de tamamen ellerimden kayıp gidecek …
seni seviyorum,
çünkü,
ben hiç bir kadın için şiir yazmadım, bu hep tuhaf gelmişti …
ama şimdi senin için şiir yazmamak tuhaf geliyor …
seni seviyorum,
çünkü,
içimde bir umut var …
bu şiiri belki başucuna koyarsın …
kim bilir belki yanına da ‘’kırmızı’ bir gül …
seni seviyorum,
çünkü,
tanrı çiçekleri yaratırken seni de onlarla beraber yaratmış …
papatyadan güzel,
zambaktan asil,
manolyadan tatlı,
gülden daha güzel kokulu …
seni seviyorum,
çünkü,
güzelliğine melekler imreniyorlar …
dünyada ise,
ölümlüler arasında galiba bir tek benim gibi bir iki şanslı
onu farkedebiliyor …
seni seviyorum,
çünkü,
ölene kadar, yok olana kadar seninle olsam,
bu herhalde bir ceza gibi gelir,
daha çok senle olamadığım için …
seni seviyorum,
çünkü,
senin tarafından sevilme fikri bile bir insanı hayatı boyunca
mutlu edebilecek kadar güzel ve asil …
seni seviyorum,
çünkü
seni anlatmak için mısralar yetmiyor …
düşünüyorum bir kış gecesi bunu yazarken,
acaba kaç şair senin güzelliğini anlatmak için binlerce mısra yazdı …
seni seviyorum,
çünkü,
senin gülümsemen güneşin doğuşu gibi,
insana her şeyi unutturuyor,
sadece seyredip tadına varma hissi uyandırıyor …
seni seviyorum,
çünkü,
bu kadar nedenden sonra bile seni ne kadar sevdiğimi anlatamadım
(bkz: başkan pu$t)
(bkz: dikey limit)
(bkz: lastik)
vay bana vaylar bana
yıl oldu aylar bana
susadım su isterim
su vermez çaylar bana
ömrüm ömrüm hopla mavilim
vay aman al beni yanında sakla
tesbihimde mercanım
neren ağrıyor canım
meramdaki bağları
satar sana harcarım
ömrüm ömrüm hopla mavilim
vay aman al beni yanında sakla
derviş geldi hu dedi
çevir bendi su geldi
ellere düğün bayram
bize haktan bu geldi
ömrüm ömrüm hopla mavilim
vay aman al beni yanında sakla
yıl oldu aylar bana
susadım su isterim
su vermez çaylar bana
ömrüm ömrüm hopla mavilim
vay aman al beni yanında sakla
tesbihimde mercanım
neren ağrıyor canım
meramdaki bağları
satar sana harcarım
ömrüm ömrüm hopla mavilim
vay aman al beni yanında sakla
derviş geldi hu dedi
çevir bendi su geldi
ellere düğün bayram
bize haktan bu geldi
ömrüm ömrüm hopla mavilim
vay aman al beni yanında sakla
barışarock coca colayı protesto etmez
bakın abilerimiz neyi protesto ediyorlarmış
dördüncü yilimizdayiz üc yildir, barisarock alanlarinda, sarkilarimizi baris icin söylüyoruz. sarkilarimiz yeryüzüne dedik, evimiz dünya, rock sisede durmaz dedik. dedik ki karsı festival
barisarockta her nota her ses her slogan her caba bushgillere karsı
barisarockta bütün melodiler, savaşa, isgale, isgalciye karsi.
barisarock hayatlarimizi tahakküm altina alanlara karsi.
her yil barisarock daha da büyüyor.
ne kadar büyürsek sesimiz o kadar yankilaniyor.
ne kadar yankilanirsa savas cigirtkanlari o kadar korkuyor.
onlar bir avuc, biz milyarlarız.
onlar bir avuc petrol tüccari, silah saticisi, cokuluslu sirket ceosu.
biz dünyanin bütün sokaklarinda, bütün meydanlarinda, tüm o güzel sarkilarimizla abd müdahalelerine, sendikasizlastirmalara, parali egitime, cinsiyetci baskilara, irk ayrimciligina, yoksulluga, acliga, adaletsizlige, militarizme, özellestirmelere, küresel iklim felaketine, milliyetcilige, nükleer santrallere direnenlerdeniz
barisarock 2006, 26-27 agustos tarihlerinde küresel direnisin bir parcasi, baris, adalet, özgürlük, esitlik ve dayanismadan yana milyarların sen sesi olmaya devam edecek.
barişarock ilkeleri
1) asla "ticari" olmadi. "kazanilacak" paraya el sürmeyecegi ve her artiyi baris için degerlendirecegi sözü verdi.
2) zorunlu kalemler disinda her seyi dayanisma kültürüyle çözdü.
3) tek gündemi ve derdi "baris" oldu. baris kültürü ve baris çagrisinin yayginlasmasi, uluslararasi savas karsiti hareketin bir parçasi olmak yargilariyla davrandi.
4) kendi disindaki sosyal dertleri olanlarinda kürsüsü olmayi tercih etti.
neden hala barışarock coca cola ya karşı yürütülen birşeydir gibi saçma ve anlamsız bir tartışma sürmeye çalışmaktadır bu da ayrı bir anlamsızlıktır. işin içini bilmeden yorum yapmayacaksın ki büyük olduğun anlaşılsın
barışarock ın amacı coca cola değil amerika dır.
bakın abilerimiz neyi protesto ediyorlarmış
dördüncü yilimizdayiz üc yildir, barisarock alanlarinda, sarkilarimizi baris icin söylüyoruz. sarkilarimiz yeryüzüne dedik, evimiz dünya, rock sisede durmaz dedik. dedik ki karsı festival
barisarockta her nota her ses her slogan her caba bushgillere karsı
barisarockta bütün melodiler, savaşa, isgale, isgalciye karsi.
barisarock hayatlarimizi tahakküm altina alanlara karsi.
her yil barisarock daha da büyüyor.
ne kadar büyürsek sesimiz o kadar yankilaniyor.
ne kadar yankilanirsa savas cigirtkanlari o kadar korkuyor.
onlar bir avuc, biz milyarlarız.
onlar bir avuc petrol tüccari, silah saticisi, cokuluslu sirket ceosu.
biz dünyanin bütün sokaklarinda, bütün meydanlarinda, tüm o güzel sarkilarimizla abd müdahalelerine, sendikasizlastirmalara, parali egitime, cinsiyetci baskilara, irk ayrimciligina, yoksulluga, acliga, adaletsizlige, militarizme, özellestirmelere, küresel iklim felaketine, milliyetcilige, nükleer santrallere direnenlerdeniz
barisarock 2006, 26-27 agustos tarihlerinde küresel direnisin bir parcasi, baris, adalet, özgürlük, esitlik ve dayanismadan yana milyarların sen sesi olmaya devam edecek.
barişarock ilkeleri
1) asla "ticari" olmadi. "kazanilacak" paraya el sürmeyecegi ve her artiyi baris için degerlendirecegi sözü verdi.
2) zorunlu kalemler disinda her seyi dayanisma kültürüyle çözdü.
3) tek gündemi ve derdi "baris" oldu. baris kültürü ve baris çagrisinin yayginlasmasi, uluslararasi savas karsiti hareketin bir parçasi olmak yargilariyla davrandi.
4) kendi disindaki sosyal dertleri olanlarinda kürsüsü olmayi tercih etti.
neden hala barışarock coca cola ya karşı yürütülen birşeydir gibi saçma ve anlamsız bir tartışma sürmeye çalışmaktadır bu da ayrı bir anlamsızlıktır. işin içini bilmeden yorum yapmayacaksın ki büyük olduğun anlaşılsın
barışarock ın amacı coca cola değil amerika dır.
(bkz: bana dokunmayan yılan bin yaşasın)
(bkz: bana görünmeyen götte çıban çıkmasın)
(bkz: allah yazdıysa bozsun)
(bkz: bana görünmeyen götte çıban çıkmasın)
(bkz: allah yazdıysa bozsun)
(bkz: sabaha kadar mokoko)
sözlüğün
takışarock
sokuşarock
kakışarock
kokuşarock
gibi başlıklara da gebe olduğunu düşünmemi sağlayan başlık
(bkz: reklam kokan hareket bunlar)
(bkz: olmaz öyle şey)
takışarock
sokuşarock
kakışarock
kokuşarock
gibi başlıklara da gebe olduğunu düşünmemi sağlayan başlık
(bkz: reklam kokan hareket bunlar)
(bkz: olmaz öyle şey)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?