(bkz: fik fik), yani "sevişmek" kelimesinin bir tür kamufle edilmiş hali.
bir diğeri için, (bkz: bafilemek)
gelmek için çok büyük çaba göstereceğim, ancak katılamama ihtimalimin de bulunduğu zirvedir. eğer olur da gelemezsem akşama görüşürüz.
...böyle olmamalı.. ellerim elvermiyor onu silmeye ama dellenmiş bir kere. ne kadar yalvarsam da, kal desem de bilirim kalmaz.
sabahları daha karga şeetmeden girdiği entrylerle, başlıklarla, neşesiyle bir beauty disaster gidiyor.. bileti gidiş-dönüştür diye umuyorum.
sabahları daha karga şeetmeden girdiği entrylerle, başlıklarla, neşesiyle bir beauty disaster gidiyor.. bileti gidiş-dönüştür diye umuyorum.
deyimin biridir. insanın hayalinde pek saçmasapan canlanan hayali vardır bu sevimli deyimimizin. fitil, bilindiği üzre, açıklamaya ne hacet bir objemizdir. burun, keza öyle. hangi akıllı büyüğümüz çıkıp da fitil ve burunu aynı cümle içerisinde kullanmıştır, kullanırken ne düşünmüştür ve nasıl bağlamıştır merak konusudur.
esas anlam olarak "birisinin yaptığı bir şey yüzünden ona ceza vermek, yaptığına yapacağına pişman etmek" anlamında kullanılır.
an itibariyle benim aklıma bir çift burun deliğiden çıkan fitiller gelmektedir ve başka da birşey gelmemektedir.
esas anlam olarak "birisinin yaptığı bir şey yüzünden ona ceza vermek, yaptığına yapacağına pişman etmek" anlamında kullanılır.
an itibariyle benim aklıma bir çift burun deliğiden çıkan fitiller gelmektedir ve başka da birşey gelmemektedir.
ehliyeti olduğunu varsayarsak, minimum 18 yaşına gelmiş bir şahsiyetin hala sağını ve de solunu karıştırdığının göstergesidir. bu tip şöförlerle çok pis dalga geçilir, hatta ağzım elvermiyor ancak yeri geldi söyleyeyim taşak geçilir.
sola dönerken sizin kaportaya çarparsa bir de itinayla kafası kırılır.
sola dönerken sizin kaportaya çarparsa bir de itinayla kafası kırılır.
hemofili hastası. yani kanı pıhtılaşamamaktadır. akmaya başladı mı durmaz. bir ameliyat sırasında (sırtındaki lipomlar alınırken) anlaşılan bu genetik kusuru yüzünden ölümden dönmüştür. ingiltereye helikopter ile götürülmüş ve orda yaklaşık 1 ay boyunca kendisine şişe şişe kan bağlanmıştır. "öldü bu alın bunu" dedikleri an ayaklanarak "size bu zevki tattırmam" şeklinde bir his uyandırmıştır. vücudunda pek çok geri dönüşümsüz hasar meydana gelmiştir.ancak hala yaşamaktadır. yaşayan tüm öğrencilere de eziyet etmektedir.
elimde, yazdıkça ışıklar saçan bir kalem, kargacık burgacık el yazımla yazıyorum : "dostluğun, sevginin, periliğin ne olduğunu bana hatırlatan peri".. daha demin elime tutuşturdu bu defteri, "ben yokken," dedi, ".. canın sıkılmasın diye veriyorum sana bunu. içine birşeyler karala." ....ayağa kalktı, kalkarken yıldız tozları mı döküldü yerlere, bulutta mıydık biz.. arkasını dönüp giderken dikkatlice baktım : hayır, görünürde kanat falan yoktu. bir yerlere saklıyor olmalıydı onları, insan içine çıkarken.
tarih, neydi tarih.. 20 temmuz. kalemimi bordo çizgili kağıda bastırdım, ve aynı anda arkasında sallanan minik sarı yıldızdan parıltılar çıktı. hayal miydi, ışıklar saçan yıldızları mı vardı pembe kaleminin, çok mu güldüm ben.. harflerim köşeli köşesiz minik kağıtta gidip gelirken durup durup kalemin en ucunda sallanarak yanıp sönen yıldıza baktım. "...işte," yazdım, kargacık burgacık yazımla, "... goetica’nın dostu olmak böyle birşey." öpücük balığı gibi.. pıt pıt pıt...
aniden çantasından oyunlar da çıkarır, mavi bir hediye de veriverir sana. gününü tamamen değiştiriverir hiç beklenmedik bir anda. gülüşünü izlersin sen onun, kısılan gözlerine bakarsın, saçları savrulur, yıldız tozları dökülür yere..
hava sıcak, güneş tepede, insanlar cinnet cinnet. kolkolasınız siz. bütün diğer uzaklıklara nispet yapar gibi, inadına. bırakamazsın bir türlü. onu durağa bırakıp gittikten sonra minik çocuklar gibi bükülür boynun, geriye dönüp bakarsın, dolmuş pencerelerinin arasından görünür çantasına sıkı sıkı yapışmış elleri, bileklerinde biraz önce beraber aldığınız renkli boncuklar.. renkli boncuklar gibi boyandı günün mora, maviye, turuncuya, pembeye.. için kıpır kıpır, gülücük gülücük, için bir türlü açıklanamaz bir şekilde mutlu.
...işte..onun dostu olmak böyle birşeydir.. bir fincan kahve, bir şarkı sözü, bir minik sır oluverir eskimiş ve yalanlaşmış herşey. ah, burada bir yerde olmalı kanatları.. arıyorum ama bulamıyorum..
kalemi kağıda daha da sıkı bastırıp yazımın sonuna "seni seviyorum" yazdım ben, o gelirken. gülümsedi. kıpır kıpır benim içim.
bulutlardayız biz.
yıldızlar saçıyor kalem.
...
tarih, neydi tarih.. 20 temmuz. kalemimi bordo çizgili kağıda bastırdım, ve aynı anda arkasında sallanan minik sarı yıldızdan parıltılar çıktı. hayal miydi, ışıklar saçan yıldızları mı vardı pembe kaleminin, çok mu güldüm ben.. harflerim köşeli köşesiz minik kağıtta gidip gelirken durup durup kalemin en ucunda sallanarak yanıp sönen yıldıza baktım. "...işte," yazdım, kargacık burgacık yazımla, "... goetica’nın dostu olmak böyle birşey." öpücük balığı gibi.. pıt pıt pıt...
aniden çantasından oyunlar da çıkarır, mavi bir hediye de veriverir sana. gününü tamamen değiştiriverir hiç beklenmedik bir anda. gülüşünü izlersin sen onun, kısılan gözlerine bakarsın, saçları savrulur, yıldız tozları dökülür yere..
hava sıcak, güneş tepede, insanlar cinnet cinnet. kolkolasınız siz. bütün diğer uzaklıklara nispet yapar gibi, inadına. bırakamazsın bir türlü. onu durağa bırakıp gittikten sonra minik çocuklar gibi bükülür boynun, geriye dönüp bakarsın, dolmuş pencerelerinin arasından görünür çantasına sıkı sıkı yapışmış elleri, bileklerinde biraz önce beraber aldığınız renkli boncuklar.. renkli boncuklar gibi boyandı günün mora, maviye, turuncuya, pembeye.. için kıpır kıpır, gülücük gülücük, için bir türlü açıklanamaz bir şekilde mutlu.
...işte..onun dostu olmak böyle birşeydir.. bir fincan kahve, bir şarkı sözü, bir minik sır oluverir eskimiş ve yalanlaşmış herşey. ah, burada bir yerde olmalı kanatları.. arıyorum ama bulamıyorum..
kalemi kağıda daha da sıkı bastırıp yazımın sonuna "seni seviyorum" yazdım ben, o gelirken. gülümsedi. kıpır kıpır benim içim.
bulutlardayız biz.
yıldızlar saçıyor kalem.
...
mercan dede. başlık çarpıtılabilir. "bir kere dinlenir başka da dinlenmez" şeklinde anlaşılırsa mercan dedeye ayıp olur, lakin kesinlikle benden geçmeyen bir müzik tarzıdır, olsun, dinlenmelidir.
ve bir de, (bkz: ankete alet olmak).
ve bir de, (bkz: ankete alet olmak).
19:00 itibariyle pixie, "36 degrees" programı ile yayında.
herkesi burcuna kadar tanıdığı belli olan şahıs.. acaba daha nelerimizi bilmekte, diye korkular uyandırmıştır bu benim içimde. sözlükte başlığımın altında bu gizli bilgileri açıklamasını önlemek için kendisine şantaj parası yedirmek aklıma gelmişse de malesef parası ancak simit-çaya yeten bir züğürtümdür.
internetin ve internetle ilgili bilimum diğer bütün şeylerin hayatımıza girmesi.
çıkarın hayatınızdan interneti. ne kaldı?
(bkz: ellerim bomboş kaldı)
çıkarın hayatınızdan interneti. ne kaldı?
(bkz: ellerim bomboş kaldı)
işte budur.
sözlüğün piximete kattığı şahane insandır insomnia. olsa da gülsek, gelse de konuşsak dediğim insandır. gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür ayrıca.
sözlüğün piximete kattığı şahane insandır insomnia. olsa da gülsek, gelse de konuşsak dediğim insandır. gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür ayrıca.
etkilerini migrosa adım atınca pek bir farkettiğim ve yaşadığım olaydır. zira önünde seçmek için pek çok seçenek vardır. köşedeki büfeye gittiğinde "abi bana bi margarin ver sana olsun demezsin. adam ne verirse malbul odur. ama süpermarketlerde yanyana çeşit çeşit margarin durur. seç seçebilirsen. #306678 gelir aklına, atarsın sanayı sepete. bizim yağ, olin, ülker, becel falan kaybetmişlerdir şanslarını.
"siz hala annenizin margarinini mi kullanıyosunuz" yoksa.. laf aramızda, sana güzel margarindir, şahanedir, mis gibidir.
(bkz: başlığı sömürmek)
"siz hala annenizin margarinini mi kullanıyosunuz" yoksa.. laf aramızda, sana güzel margarindir, şahanedir, mis gibidir.
(bkz: başlığı sömürmek)
yer : istiklal caddesi.
2şerli 3erli kolkola, kahkahalar atarak yürüyen 15 kişi. biri topallıyor.
dönüp sağ tarafımda carpediemle sinsigibiye bakıyorum. havanın sıcak olması ile alakalı olmadan ısınıyor içim. fatenle beauty disasterın atışmalarına kayıyorum, faten mütemadiyen ayar yemekle meşgul.. hemen yanlarında floydianla sinsigibi pilordan geçen yemeklerden bahsediyorlar. pilor neydi diyorum kendi kendime. anatomi notlarıma gidiyor aklım. pilor mide çıkışı. evit.
insomnia jim, yanındaki ithilquessire gunsn roses konserinden bahsediyor. sigarasından düşen küllere bakıyorum. ne güzel adamlar bu ikisi.. countess, sukela ve melankomik var orda bi yerde yanyana. schenardi hararetli hararetli birşeyler anlatıyor onlara elini kolunu sallaya sallaya. schenardinin bir elinde kupa. komiğiz. istiklalde yürüyen 15 kişi, birimiz elinde bir kupayla topallıyor, 15 kişi birden konuşup bağıra bağıra gülüyor.
ben....... lan! ben en arkada kalmışım bunları düşünürken! beklesenize be!
http://img102.imageshack.us/img102/4285/zirve029rm1.jpg
2şerli 3erli kolkola, kahkahalar atarak yürüyen 15 kişi. biri topallıyor.
dönüp sağ tarafımda carpediemle sinsigibiye bakıyorum. havanın sıcak olması ile alakalı olmadan ısınıyor içim. fatenle beauty disasterın atışmalarına kayıyorum, faten mütemadiyen ayar yemekle meşgul.. hemen yanlarında floydianla sinsigibi pilordan geçen yemeklerden bahsediyorlar. pilor neydi diyorum kendi kendime. anatomi notlarıma gidiyor aklım. pilor mide çıkışı. evit.
insomnia jim, yanındaki ithilquessire gunsn roses konserinden bahsediyor. sigarasından düşen küllere bakıyorum. ne güzel adamlar bu ikisi.. countess, sukela ve melankomik var orda bi yerde yanyana. schenardi hararetli hararetli birşeyler anlatıyor onlara elini kolunu sallaya sallaya. schenardinin bir elinde kupa. komiğiz. istiklalde yürüyen 15 kişi, birimiz elinde bir kupayla topallıyor, 15 kişi birden konuşup bağıra bağıra gülüyor.
ben....... lan! ben en arkada kalmışım bunları düşünürken! beklesenize be!
http://img102.imageshack.us/img102/4285/zirve029rm1.jpg
19:00 itibariyle pixie.
... ve bir de pixieyi sarıp sarmalayan,
konuşurken yürürken gülerken saçtığı o muhteşem havayla herkesi hayran bırakan, insan gibi insan, kadın gibi kadın, ne sözünü esirgeyen ne de sevgisini saklayan bir sempatik kraliçe varmış, adı beauty disastermış. pixie zorlanırmış ona olan hislerini aktarmakta.. aşksa aşk anasını satiym. iyi ki var. iyi ki benim canım.
konuşurken yürürken gülerken saçtığı o muhteşem havayla herkesi hayran bırakan, insan gibi insan, kadın gibi kadın, ne sözünü esirgeyen ne de sevgisini saklayan bir sempatik kraliçe varmış, adı beauty disastermış. pixie zorlanırmış ona olan hislerini aktarmakta.. aşksa aşk anasını satiym. iyi ki var. iyi ki benim canım.
gururla bildiririm.. kulaklarınızı, veya algılamayı hangi organınızla sağlıyorsanız onu iyice açmanız önerimdir.
bugünkü zirve katılımcıları:
pixie
ithilquessir
carpediem
sinsigibi
faten
beauty disaster
schenardi
countess
floydian
insomnia jim
entryyazanmasumbilgic
sukela
narcotic
melankomik
4kenarli3gen
toplam katılımcı sayısı : 15.
inanılmaz, unutulmaz, ve anlatılmaz bir zirve yaşadı 15 kişi. o kadar çok konuşuldu, o kadar çok gülündü, o kadar çok eğlendi ki katılımcıları.. pixie eve konuşmaktan yorgun, ve "arkadaş" haznesine 13 tane arkadaş eklemiş şekilde ayrıldı.(14. sevgilisi, 15. kendisi)
en yakın zirvede, tekrar yine görüşmek dileğiyle.
bugünkü zirve katılımcıları:
pixie
ithilquessir
carpediem
sinsigibi
faten
beauty disaster
schenardi
countess
floydian
insomnia jim
entryyazanmasumbilgic
sukela
narcotic
melankomik
4kenarli3gen
toplam katılımcı sayısı : 15.
inanılmaz, unutulmaz, ve anlatılmaz bir zirve yaşadı 15 kişi. o kadar çok konuşuldu, o kadar çok gülündü, o kadar çok eğlendi ki katılımcıları.. pixie eve konuşmaktan yorgun, ve "arkadaş" haznesine 13 tane arkadaş eklemiş şekilde ayrıldı.(14. sevgilisi, 15. kendisi)
en yakın zirvede, tekrar yine görüşmek dileğiyle.
gecenin köründe saat 3ü vurmaktayken kurulan "barış zirvesi"nin aldığı sonuçtur. herkes mutlu mesut bahtiyardır. birimiz hepimiz için hepimiz birimiz içindir hatta. anca beraber kanca beraberdir. biz biz idik bir sıraya dizildik çürük geldi bozulduktur bir nevi. sıfır çürük kalmıştır artık. no problem. imam osurmuş ve cemaat ardından gereğini yapmıştır, mutluyuzdur, gururluyuzdur.
-ayşecik sayfanin bir köşesinden hoppidi hoppidi göbekler atarak çıkar ve "hayat sevince güzel sevince tatlı günler bir kuşu kelebeği bir taşı sevin yeter" şeklinde kıvırmaya başlar. barış zirvesi barış güvercinini de alıp koşarak uzaklaşır.-
-ayşecik sayfanin bir köşesinden hoppidi hoppidi göbekler atarak çıkar ve "hayat sevince güzel sevince tatlı günler bir kuşu kelebeği bir taşı sevin yeter" şeklinde kıvırmaya başlar. barış zirvesi barış güvercinini de alıp koşarak uzaklaşır.-
zirveye saatler kala son durum şu şekildedir:
pixie
ithilquessir
carpediem
sinsigibi
narcotic
miafori
countess
phoebus
tugcik
beauty disaster
underpressure
sukela
entryyazanmasumbilgic
milkchocolategirl
an itibariyle katılımcı sayısı 13tür, sürpriz katılımcılar ve bizi buluşma yerinde ekecek isimler merakla beklenmektedir. saat 12ye kadar pixie sözlüktedir, muhtemel katılımcıların ve ekecek olanların haberlerini bekler.
pixie
ithilquessir
carpediem
sinsigibi
narcotic
miafori
countess
phoebus
tugcik
beauty disaster
underpressure
sukela
entryyazanmasumbilgic
milkchocolategirl
an itibariyle katılımcı sayısı 13tür, sürpriz katılımcılar ve bizi buluşma yerinde ekecek isimler merakla beklenmektedir. saat 12ye kadar pixie sözlüktedir, muhtemel katılımcıların ve ekecek olanların haberlerini bekler.
bir sen eksiktin sarıyıldız hoş geldin
geç bakalım karşıma benimle içer misin
ağlar mısın içince burnunu çeker misin
gözyaşların yakabilir mi dudaklarımı
ama neden titriyorsun öyle sarıyıldız
bak ben su taşıyorum ince elekle
iğne deliğinden dünyayı geçiriyorum
bak ben aklıma uyup böyle sarıyıldız
durmadan aklımı şaşırıyorum
sen beni kaçıncı binden tanıyorsun ki
hadi bana çelikmavisi bir gece getir
hadi dostlukları tek tek koparıp getir
alnımdan öp beni e mi, yitik sıcaklığımı getir
gençliğimi çılgınlığımı deli günlerimi getir
ne o sarıyıldız sen de mi ağlıyorsun
geç bakalım karşıma benimle içer misin
ağlar mısın içince burnunu çeker misin
gözyaşların yakabilir mi dudaklarımı
ama neden titriyorsun öyle sarıyıldız
bak ben su taşıyorum ince elekle
iğne deliğinden dünyayı geçiriyorum
bak ben aklıma uyup böyle sarıyıldız
durmadan aklımı şaşırıyorum
sen beni kaçıncı binden tanıyorsun ki
hadi bana çelikmavisi bir gece getir
hadi dostlukları tek tek koparıp getir
alnımdan öp beni e mi, yitik sıcaklığımı getir
gençliğimi çılgınlığımı deli günlerimi getir
ne o sarıyıldız sen de mi ağlıyorsun
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?