confessions

pinhan

- Yazar -

  1. toplam entry 702
  2. takipçi 1
  3. puan 17766

birikim

pinhan
80 darbesi doneminde 75-80 arasindaki sayilari tamamen imha edilerek yeniden ilk sayisinda dokuz yilin birikimi basligiyla 89 yilinda yayimlanmaya baslanan omer laciner’in onderliginde bulunan ve bilincli bir sol yaratmak icin yola cikan sosyalist kultur dergisi.

the power of orange knickers

pinhan
tori amos’ın the beekeeper albumunde kendisi kadar buyuk ustad damien rice ile duet yaptigi sarki.

the power of orange knickers
the power of orange knickers
the power of orange knickers
under my petty coat.

the power of listening to what,
you don’t want me to know.

can somebody tell me now who is this terrorist
those girls that smile kindly then rip your life to pieces.
can somebody tell me now am i alone with this-
this little pill in my hand and with this secret kiss
am i alone in this...

a matter of complication
when you become a twist
for their latest drink
as they’re transitioning

can somebody tell me now who is this terrorist
this little pill in my hand that keeps the pain living
can somebody tell me now a way out of this-
that sacred pipe of red stone could blow me out of this kiss
am i alone in this...

the power of orange knickers
under my petty coat.

the power of listening to what,
you don’t want me to know.

shame shame time to leave me now
shame shame you’ve had your fun
shame shame for letting me think that i would be the one

can somebody tell me now who is this terrorist
this little pill in my hand or this secret kiss, kiss
am i alone in this kiss, kiss
am i alone in this kiss, kiss..

eski sevgili ile yeniden başlamak

pinhan
sacma bir durumdur. eski sozcugu zaten her seyi acikca ortaya koyar. eger bu duruma dusulmeyecektiyse dusulmeseydi. eski gomlek tozbezi olur; eski ayakkabi atilir. sevgili sarap degildir ki eskidikce guzellessin. bu yuzden sevgili ex olduysa bitmistir demektir. hayiflanmanin ya da geri donmenin hicbir manasi yoktur.

jale parla

pinhan
edebiyat elestirisi konusunda turkiye’nin en onde gelen ismi olan berna moran’in ogrencisi olan, robert kolej karsilastirmali edebiyat bolumunu bitirdikten sonra ayni bolumde harvard’da doktorasini yaparak geri donmustur. uzun yillar bogazici universitesinde ogretim gorevlisi olarak calistiktan sonra simdi bilgi universitesinde bulunan guzeller guzeli hocam. akademik arastirmalar bağlaminda hayatini don kisot’a adamis oldugunu soylemek mumkundur. "don kisot’tan bugune roman" diye bir kitap yazmis, bir sureligine acik radyoda "yel mi degirmen mi" diye bir program yapmis ve bilgi universitesinde "don kişot ve roman poetikasi" adinda bir ders verir. ayrica don kişot’un yky’den cikmis türkce baskisinin onsozunu de kendisi yazmistir. hayraniz, kendisinin yuzde biri olabilmek onur verir.

morning theft

pinhan
enfes bir jeff buckley sarkisi;

time takes care of the wound, so i can believe.
you had so much to give, you thought i couldn’t see.
gifts for boot heels to crush, promises deceived
i had to send it away to bring us back again.
our eyes and bodies brighten silent waters, deep.
your precious daughter in the other room, asleep.
a kiss "goodnight" from every stranger that i meet.
i had to send it away to bring us back again.
morning theft. unpretender left, ungraceful.
true self is what brought you here, to me.
a place where we can accept this love.
friendship battered down by useless history,
unexamined failure.
what am i still to you?
some thief who stole from you?
or some fool drama queen whose chances were few?
that brings us to who we need,
a place where we can save
a heart that beats as both siphon and reservoir.
you’re a woman, i’m a calf.
you’re a window, i’m a knife.
we come together making chance into starlight.
meet me tomorrow night, or any day you want.
i have no right to wonder just how, or when.
you know the meaning fits. there’s no relief in this.
i miss my beautiful friend.
i have to send it away to bring her back again.

platonik aşk

pinhan
klasik çağ’da aşk anlayışı, platon’un şölen kitabındaki bir karakter olan aristofanes’in ağzıdan şöyle ifade edilir;

"aşk, insanların yeniden tek vücut olma arzusudur."

bu sözü açmak gerekirse, klasik çağ’daki inanca göre, insanlar, bu dünyaya geldiklerinde tek vücut oldukları insanlardan ayrılırlar. bu hayattaki tek gayeleri ise ayrıldıkları eşlerine kavuşma çabasıdır. bu demek oluyor ki, insan aşık olacağı ya da beraber olacağı kişiyi kendisi seçmiyor, zaten var olmuş bir aşkı, bir eşi yeniden aramaya koyuluyor.

bununla birlikte, klasik çağ filozofların ve onların entelektüel açıdan yaşamlarının yaygın olduğu bir dönem olduğundan köle ve kadınlar aşağılık ve değersiz varlıklar, erkekler ise asıl önemli yaratıklar olarak görülmekteydi. bu yüzden latince’de "amour platonicus" denilen platonik aşkın etimolojik olarak incelenmesi bağlamında ortaya çıkan şey asıl aşkın entelektüel boyutta yaşanan ve klasik çağ bağlamında eşcinsel olan olmasıdır.

yine şölen kitabı üzerinden örnek verecek olursak, sokrates’in öğrencilerinden biri olan alcibiades, sokrates’e aşık olduğunu, onun yüzünün güzelliğine vurulduğunu söyler; halbuki, sokrates, her zaman çirkinliği ile tanınan bir filozoftur. burdan da anlaşıldığı üzere, aşkın temel kaynağı cinsellik ya da maddi güzellik değil, bilginin yol açtığı entelektüel boyuttur. ayrıca, kadınlar sadece insanlığın neslinin devamlılığı için kullanılan nesneler olarak görülmekte, hiçbir değere sahip olmamaktaydı.

ortaçağ dönemine geldiğimizde, gezgin şairlerin ortaya çıkardığı bir gelenek sonucunda (troubadour geleneği) aşk anlayışı tamamen değişmiştir. feodalizmle yönetilen avrupa’da ortaya çıkan bu aşk anlayışı kadının değer kazanmasını sağlamıştır.bu gelenekte, savaşa giden aristokrat lord’ların eşlerine (lady) aşık olan gezgin şairler onlara olan imkansız aşklarını yazdıkları ve aynı anda besteleyerek söyledikleri şiirlerle ifade ederler. bu şairlerin maddi durumlarının kötü olması ve hayatlarını bu şekilde şiir okuyarak geçirmesi sebebiyle lady ile aralarında hiçbir şey olamayacağından, lady’nin ilahileştirilmesi ve ulaşılmaz olması söz konusudur.

bu geleneğe divan edebiyatı ve tasavvufun büyük etkisi vardır. endülüs emevileri dolayısıyla ispanya’da araplardan etkilenen avrupalılar, bu yeni aşk anlayışında tasavvufa benzer kalıpları kullanmışlardır.bu geleneğin sonucu olarak aşk, yine manevi bir boyutta da olsa farklı bir durum kazanarak, kadının da toplum içindeki statüsünün gelişimine katkı sağlamıştır.

uykusuz

pinhan
penguenden ayrilan bes saglam yazar/karikaturist orada islerinin artik memuriyete donustugunu soyleyerek kendi alanlarina yeni bir soluk getirecegini soyledikleri dergi. merakla bekliyoruz.

duygu asena

pinhan
feministtir. kitaplarinda kadin ozgurlugunden bahseder. bunun kitaplarina yansimasi daha cok cinsellik uzerinden gerceklesir. tamam, kabul. cinsellik de kadinin ozgurlugu icin onemli bir adimdir; ancak ozgurluk sadece cinsel ozgurlukten ibaret degildir. kadinin ozgurlesme surecinde bircok farklı degisken de mevcuttur. tum bunlarla birlikte, yasadigi yerin bir ataerkil toplum oldugunun farkindadir ve ona gore davranir. sonuc olarak; kitaplarinin okunmasi gerektigine inanirim.

(bkz: kadinin adi yok)
(bkz: aslinda ask da yok)
(bkz: kahramanlar hep erkek)
(bkz: degisen bir sey yok)
(bkz: aslinda ozgursun)
(bkz: aynada ask vardi)
(bkz: ask gidiyorum demez)
(bkz: paramparca)

tuna kiremitçi

pinhan
kitaplari edebi acidan pek de degerli olmasa da ikinci ucuncu okumada guzel aforizmalar cikarilabilecegi anlasilan, ozel hayati ile gundemde olmanin ne kadar yanlis oldugunu biraz gec de olsa anlamis olan, sinema kokenli edebiyatci. panellerde kendini ovmekten vazgecemis oldugundan beri aa bu adam da baya zekiymis dedirten, ilginc seylerden bahsedip ilginc baglantilar kuran zat.
30 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol