ozee

kafasının önünde tenyaya benzeyen bir tel saçı olan, 8 yaşındaki snoopy nin karakteri. düştüğü darlıklardan mutlaka güzel bir sonuçla kurtulan, çizgi filmin umut aşılayıcısı.

alternatif rocktan doğar. sözlük anlamı ’kirli, pasaklı, dağınık’ tır. belli bir kalıplaşmaya karşı doğmuştur, kaygısızdır, mesaj kaygısı şunu şöyle etkiliyim şöyle popülerleşiyimden ziyade ifadeye grubun kendi içindekileri dökmesine meyleder. doğuşu 80 lerin sonu 90 ların başına denk gelir ki bu tarzın başkenti seattle’dır. seattle sound olarakta bilinir. #27262 de bahsi geçen öncülerinden bir adamakıllı pearl jam kalmıştır.

hemen akla gelenler ;

- kimi zaman dağınık, yağlı, kirli saçlar
- kimi zaman akortsuz gitar nağmeleri
- oduncu gömleği
- normal günlük kıyafetler
- sahnede rahat tavırlar (kendi gibi olma role bürünmeme)
- mütevazilik
- samimimiyet

biçimden kurtulup ifadeye önem veren tarz. sanki bir garip akımı.

hukuk ve ceza bölümleri mevcut olup hukuk uyuşmazlıkları hukuk bölümünde, ceza uyuşmazlıkları ceza bölümünde karara bağlanır. her bölüm bir başkan ile altı üyeden oluşur. birlikte toplanan hukuk ve ceza bölümleri, uyuşmazlık mahkemesi genel kurulunu teşkil ederler. mahkeme başkanı, anayasa mahkemesince kendi asıl ve yedek üyeleri arasından seçilir. hukuk bölümü üyeleri, yargıtay hukuk genel kurulu , danıştay genel kurulu ve askeri yüksek idare mahkemesince ( kısaca ayim) gösterilecek adaylar arasından cumhurbaşkanınca seçilirken, ceza bölümü üyeleri, yargıtay ceza genel kurulu ile askeri yargıtay genel kurulunca gösterilecek adaylar arasından yine cumhurbaşkanınca seçilirler.

idare ve vergi mahkemeleri arasında çıkan görev ve yetki uyuşmazlıklarını çözümlemek görevi vardır.

bir başkan ve iki üyeden oluşan bu mahkemeler, ceza muhakemeleri usulü kanununun 421 inci maddesinde sayılan ölüm, ağır hapis ve on seneden fazla hapis cezalarını gerektiren cürümlerle ilgili davalara bakarlar, bu mahkemelerin duruşmalarında da cumhuriyet savcısı hazır bulunmaktadır. ağır ceza mahkemeleri de kurulu bulundukları bölgenin iş durumuna göre birden ziyade olabilir.

sulh ceza mahkemeleri ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan,özel yasasında asliye ceza mahkemesince görülüp karara bağlanacağı açıklanan veya özel yasasında hangi mahkemede görülüp karara bağlanacağı açıklanmamış olmakla birlikte sulh ve ağır ceza mahkemesinin görevi içinde bulunmayan bütün ceza davalarına bakmakla görevli, tek hakimli mahkemelerdir.her asliye ceza mahkemesi nezdinde bir cumhuriyet savcısı bulunur ve duruşmalarına iştirak eder.

tek hakimli mahkemeler olup,özel yasalarda ve tüzüklerde sulh ceza mahkemelerinin göreceği belirtilen kabahat cinsinden davalara, türk ceza kanunu’nun 11.maddesinde tanımı yapılan kabahatlere mahsus cezaları gerektiren fiillerle ilgili davalara, yukarı sınırı bir seneyi geçmeyen hapis cezasını gerektiren fiillerle ilgili davalara, idari mercilerce verilmiş olan ve sulh ceza mahkemelerine itiraz edilebileceği belirtilen kararlarla ilgili davalara bakmakla görevlidirler. duruşmalarında cumhuriyet savcısının hazır bulunması söz konusu değildir. sulh ceza mahkemesinin kurulu bulunduğu yerin iş durumuna göre birden ziyade olabilir ve yine iş durumuna göre bunlardan birisi trafik mahkemesi olarak görevlendirilebilir.

her ilçede, il merkezinde kurulu olan bu mahkemeler genel görevli mahkemeler olup sulh hukuk mahkemeleri nin haricideki davalara ve işlere bakarlar.

tek hakimli olan bu mahkemelerin görevi hukuk usulü muhakemeleri kanunu’nun 8 inci maddesinde belirtilmiş olan istisnai davalara bakmaktır. işi çok olan yerlerde bu mahkemeler birden fazla olabilir, her il ve ilçe merkezinde, işi çok olan bucaklarda sulh mahkemesi kurulur.

yargıtay ,osmanlı imparatorluğu’nun son dönemlerinde padişah abdülaziz tarafından 6 mart 1868 tarihinde divanı ahkamı adliye adı ile kurulmuş,18 haziran 1879 tarihinde mahkeme-i temyiz adını almış,imparatorluğun yıkılmasından sonra türkiye büyük millet meclisi hükümetince sivas ilinde muvakkat temyiz heyeti adı ile oluşturulmuş, daha sonra eskişehir’e temyiz mahkemesi adı ile nakledilmiş, 10 ocak 1945 tarih ve 4695 sayılı yasa ile bugünkü adını almıştır.yargıtay, 1935 yılı eylül ayında eskişehir’den başkent ankara’ya taşınmış olup iş yükünün artması sonucu yeni daire’ler ilavesi ve dolayısıyla yeni üyelere gereksinim olması sebebi ile bugün üye kadrosu bakımından dünyada eşi olmayan bir hüviyete bürünmüştür.

(bkz: iyiydik lan)

ilk maçı deplasmanda 2-1 kaybeden fenerbahçe’nin uefa avrupa ligi 2.tur rövanş maçı. şükrü saraçoğlu stadında 22.05’te oynanacak maç. daum yaptığı açıklamada kadroda 9-10 eksik olduğunu, geri kalan sağlamların zaten anca bir takım yapabildiğini hatta bu nedenden dolayı bazı futbolcuların mevkilerinin haricinde oynatılabilceğini açıkladı. ikk, mıkk kem kümle koca fb’yi aciz gösterdi sağolsun. guiza’nın belki de son şansı. daum’un ise taraftarın tahammül sınırına merhaba deyip demeyeceği çizgideki maç. fb taraftarına büyük sabırlar gerektirecek, tek sağlam dayanağın kadronun vazgeçilmezi 12 numaralı fb taraftarının olacağı düşündürten maç.

(bkz: volkan ı forvete al hoca)

+hadi aga gidelim, tamam
-biraz daha otursak, iyiydik lan
+lan oğlum az önce sen dedin baydı çıkalım, sap mekan diye
-dedim de ne biliyim baksana güzel müzik çalmaya başladılar,güzel ortam oldu oturalım be biraz
+mnskym senin oturalım peki

bir çember çizilse
merkezinde ben,kenarında sen.
sen döndükçe beni, ben döndükçe seni görsem.
öyle bir an gelseki, yarı çap sıfır olsa...

21 şubat 2010 beşiktaş-galatasaray maçı, maçın sonlarına doğru oyuna girer mustafa sarp ve ;

beşiktaşın golünün olduğu atağın başındaki faul olur,

spiker: mustafa sarp oyuna girer girmez...
(duraksama anladı ki faulu yapan santos)
(ve devamındaki sıva çabası)
spiker:görev yerine gidiyoorr.(başka nereye gidebilir)

1926 - 1953 yılları arasında 11 kez izmir lig, 3 kez izmir şilt,
1938 ege,
1950 türkiye,
1962-63 federasyon kupası,
1967, 1969, 1976, 1978, 1990, 2002 tsyd izmir,
1968-69 ve 1969-70 türkiye kupası,
1969-70 cumhurbaşkanlığı kupası,
1977-78, 1980-81, 1999-2000 ve 2000-2001 2. lig şampiyonlukları kazandı.
1964-1972 yılları arasında avrupa kupalarında ülkemizi başarıyla temsil eden göztepe, 1967-68 sezonunda çeyrek, 1968-69 sezonunda yarı finale yükselebilen ilk türk takımı olma onuruna ulaştı. sarı-kırmızılı ekip 1987-88 sezonunda da, grubunda en centilmen takım seçildi.



(bkz: atletico madrid)

22 aralık 1967, 1967-68 fuar şehirleri kupası maçı atletico madrid- göztepe. atletico madrid o zaman dünyanın en iyi 4-5 klubunden biridir. göztepe ispanya’da maçı 2-0 kaybeder. umutlar izmir’e kalır. 2. turundaki o maçin bir numarali kahramani "bombaci" halil kiraz o gün 3-0 kazandiklari maçta biri penaltidan iki gol atmisti.attigi penalti golü ise kalecinin bakislari arasinda aglari yirtmistir (öyle denmekte). halil kiraz’ın son dakikada attığı takımın 3.golü o maçta atletico madrid de oynayan aragones tarafından hatırlanacak, fb nin başında teknik direktörlük yaparken basın toplantısında ’halil kiraz vardı göztepeli, çok güzel bir gol atmıştı, unutamadım, o nerde şimdi?’ diyerek bu anısını yad edecektir. türk halkının alışagelmediği bu branşta bu türlü uluslararası başarı ilk defa edinilmiş, sevinç bambaşka olmuştur. o zaman izmirde yaşayan büyüklerimizden duyduğum onbinlerce insan sokaklara dökülmüş,delice sevinmişler.göztepe atletico madrid’i eler ama bir tur sonra yugoslav voyvodino’ya elenir. göztepe taraftarının bu anıyla ilgili şöyle bir tezahüratı vardır;


atletico madrid’e 3 gol atan göztepe,
haydi yine elele varacağız o güne,
fevzi, ali, gürseller nerde kaldı o günler,
o gün yine gelecek izmir bayram edecek...

para üstlerinin vazgeçilmez ikamesi.

ayrım mayrım yok faşizanlık yok, kürtler kardeştir bunun ayrımı ıhk mıhk yok fakat şöyle bir sorun var bu zat-ı muhteremin şarkı sözleri şarkıları güzel olabilir, kürtçe söylesin tabi ki söyler zerre itirazım yok, şarkılar beğenilir bu duygusaldır, ritmiktir, hoşa gider fakat pkk bayrağı altında pkk kamplarında şarkı söyleyen, bunlara moral motive sağlayıp benim yıllardır mehmetçiğimin anasını babasını kahreden, memleketin kanını asalak gibi emen bu örgüte yardımı, desteği alalen açık olan biridir, içime sindiremedim, sevemedim, sevemem. saygı duymadığım insan.

o bana, ben sana, sen ona.

(bkz: kavat yelleri)