(bkz: izmir arkeoloji muzesi)
papaz ölmek üzere olan adamın üzerine eğilerek;
"ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle!"...der.
ancak adamdan ses çıkmaz.
papaz isteğini vurgulu bir biçimde bir kez daha tekrarlar.
hasta gözlerini aralayıp papaza çaktırmadan sessizce bakar...
sonunda papaz kızgın ve hiddetli bir ifadeyle;
"neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyosun?"
diye sorunca adam halsizce mırıldanır;
"nereye gideceğimi bilmeden, kimse için kötü konuşmak istemiyorum."der.
"ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle!"...der.
ancak adamdan ses çıkmaz.
papaz isteğini vurgulu bir biçimde bir kez daha tekrarlar.
hasta gözlerini aralayıp papaza çaktırmadan sessizce bakar...
sonunda papaz kızgın ve hiddetli bir ifadeyle;
"neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyosun?"
diye sorunca adam halsizce mırıldanır;
"nereye gideceğimi bilmeden, kimse için kötü konuşmak istemiyorum."der.
müzenin görünür bir yerinde papaz martin niomoller’in şu sözleri asılıymış;
"önce sosyalistleri topladılar
sesimi çıkarmadım,
çünkü sosyalist değildim.
*
sonra sendikacıları topladılar
sesimi çıkarmadım,
çünkü sendikacı değildim.
*
sonra yahudileri topladılar
sesimi çıkarmadım,
çünkü yahudi değildim.
*
sonra beni almaya geldiler
benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.
"önce sosyalistleri topladılar
sesimi çıkarmadım,
çünkü sosyalist değildim.
*
sonra sendikacıları topladılar
sesimi çıkarmadım,
çünkü sendikacı değildim.
*
sonra yahudileri topladılar
sesimi çıkarmadım,
çünkü yahudi değildim.
*
sonra beni almaya geldiler
benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.
rivayete göre her yazarın bileti oturacağı koltuk ilk geldiği andan itibaren hazırlanırmış talep olduğunda an ve an uçarmış hizmetten herkes memnun olmalı herhalde.
(bkz: aşık daimi) türküsüdür.
kainatin aynasiyim
mademki ben bir insanim
hakkin varlik deryasiyim
mademki ben bir insanim
insan hakta hak insanda
ariyorsan bak insanda
hic eksiklik yok insanda
mademki ben bir insanim
ilim bende kelam bende
nice nice alem bende
yazar levhi kalem bende
mademki ben bir insanim
bunca temenni dilekler
viz gelir carki felekler
bana egilsin melekler
mademki ben bir insanim
tevrati yazabilirim
incili dizebilirim
kurani sezebilirim
mademki ben bir insanim
enel hakim ismim ile
hakka erdim cismim ile
benziyorum resmim ile
mademki ben bir insanim
daimiyim harap benim
ayaklarda turap benim
asiklara sarap benim
mademki ben bir insanim
kainatin aynasiyim
mademki ben bir insanim
hakkin varlik deryasiyim
mademki ben bir insanim
insan hakta hak insanda
ariyorsan bak insanda
hic eksiklik yok insanda
mademki ben bir insanim
ilim bende kelam bende
nice nice alem bende
yazar levhi kalem bende
mademki ben bir insanim
bunca temenni dilekler
viz gelir carki felekler
bana egilsin melekler
mademki ben bir insanim
tevrati yazabilirim
incili dizebilirim
kurani sezebilirim
mademki ben bir insanim
enel hakim ismim ile
hakka erdim cismim ile
benziyorum resmim ile
mademki ben bir insanim
daimiyim harap benim
ayaklarda turap benim
asiklara sarap benim
mademki ben bir insanim
(bkz: kainatın aynasıyım)
(bkz: asik daimi)
1932 - 17 nisan 1983. istanbul’da doğdu. asıl adı ismail aydın’dır. dedelerinin ikisinin de saz şairi olmasının etkisiyle küçük yaşta bağlama çalmasını ve aşıklık geleneğini öğrendi. ancak ilk ustası aşık davut sulari’dir. yaklaşık 10 yaşında davut sulari’nin yanında çıraklığa başlayan daimi, 2,5 yıl kadar birlikte dolaşarak geleneğe, şiire ve türküye ilişkin bilgisini pekiştirdi.
aşık daimi, 1950 yılında istanbul’dan ayrılarak tercan’a yerleşti. özellikle bu yıllar, yörede duyulduğu ve sevildiği dönemdir. aynı zamanda kendisinin de aşıklık geleneğini yörede pekiştirmesine fırsat oldu.
1962’den sonra yeniden istanbul’a dönen daimi ölümüne dek orada yaşadı. geçmişi dolayısıyla tercanlı daimi olarak anıldı.
http://www.daimi.tr.gs/
aşık daimi, 1950 yılında istanbul’dan ayrılarak tercan’a yerleşti. özellikle bu yıllar, yörede duyulduğu ve sevildiği dönemdir. aynı zamanda kendisinin de aşıklık geleneğini yörede pekiştirmesine fırsat oldu.
1962’den sonra yeniden istanbul’a dönen daimi ölümüne dek orada yaşadı. geçmişi dolayısıyla tercanlı daimi olarak anıldı.
http://www.daimi.tr.gs/
çağrılmadığında da gelen; aldığınız nefesin kimyasını bilen, azıcık ilerinizde sizi süzen, kod adı “dost” olan öcüdür.
washingtonda ikinci dünya savaşında hitler ve naziler tarafından ölüm kamplarında gaz odalarında katledilen yahudilerin anısına kurulan bir müzedir.
sözlükte bir örümcek manyağı varmışta benim haberim olmamış üstelik buna bir de ukde verilmiş keza yoktur öyle bir şey olsa ben bilirdim diyerek kendine bunu sorun edenlere de bir cevap-soru olanağı sunacak ukdeyi cemaate sunmaktayımdır.
(bkz: un homme de 50 ans)
lynda lemay şarkısı lakin fransızca sözlerine ulaşamış bulunmaktayım ama çevirisine ulaştım buyur burdan yak misali;
50 yaşında bir adam arıyorum
her düşü kurmuş, her düşü yitirmiş
her şeyi istemiş
şimdi artık ne istediğini bilen...
50 yaşında bir adam arıyorum
her borca girmiş, her borcu ödemiş
sonra yeterince para edinmiş
ama paradan gözleri kamaşmamış...
50 yaşında bir adam arıyorum
yaşamış, her tütünü içmiş
her içkiyi devirmiş
yeteri kadar kadın tanımış
ve artık başkalarını aramayan...
50 yaşında bir adam arıyorum
veremeyeceklerinin farkına varmış
geçmişi geleceğinden fazlalaşmış
ama ancak şimdi yaşamaya başlamış...
50 yaşında bir adam arıyorum
kendini en kötüye hazırlamış
zamanın neleri iyileştirmeyeceğini öğrenmiş
çok cenazeler kaldırmış...
50 yaşında bir adam arıyorum
gerçeklerle yüzleşebilen
yalan söylememe cesaretini edinmiş
hislerinden kaçmamayı öğrenmiş...
50 yaşında bir adam arıyorum
kendini artık ciddiye almayan
yüzünde kırışıkları olan
beni sükûnetle seven
ve benim için elinden gelecek her şeyi iyi yapan
50 yaşında bir adam arıyorum.
50 yaşında bir adam arıyorum
her düşü kurmuş, her düşü yitirmiş
her şeyi istemiş
şimdi artık ne istediğini bilen...
50 yaşında bir adam arıyorum
her borca girmiş, her borcu ödemiş
sonra yeterince para edinmiş
ama paradan gözleri kamaşmamış...
50 yaşında bir adam arıyorum
yaşamış, her tütünü içmiş
her içkiyi devirmiş
yeteri kadar kadın tanımış
ve artık başkalarını aramayan...
50 yaşında bir adam arıyorum
veremeyeceklerinin farkına varmış
geçmişi geleceğinden fazlalaşmış
ama ancak şimdi yaşamaya başlamış...
50 yaşında bir adam arıyorum
kendini en kötüye hazırlamış
zamanın neleri iyileştirmeyeceğini öğrenmiş
çok cenazeler kaldırmış...
50 yaşında bir adam arıyorum
gerçeklerle yüzleşebilen
yalan söylememe cesaretini edinmiş
hislerinden kaçmamayı öğrenmiş...
50 yaşında bir adam arıyorum
kendini artık ciddiye almayan
yüzünde kırışıkları olan
beni sükûnetle seven
ve benim için elinden gelecek her şeyi iyi yapan
50 yaşında bir adam arıyorum.
(bkz: un homme de 50 ans)
1966da doğumlu kanadalı şarkıcı 2003 yılında fransanın grammysi victoires de la musiquede yılın kadın sanatçısı seçildi. sözlerini kendisinin yazdığı bazen komik ve çok defa duygusal şarkılarıyla fransada sevilen bir sanatçıdır.
bir nevi bumerang olacağını düşündüğüm heykeldir şemsiye misali hazmı zor olabilir.
ısparta da askerlik yaptığım dönemde "dinini siktimin ıspartası" şeklinde okunduğuna şahit olmuşluğumuz vardır.
üstad mutlu yıllar ama biliyorsun ben pek haz etmem bu doğum günü entrylerinden hayrılısı olmuştur herhalde doğduğunda deyip noktalıycam entrymi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?