confessions

noranynn

- Yazar -

  1. toplam entry 351
  2. takipçi 1
  3. puan 13710

copyleft

noranynn
copyleft, ingilizcedeki copyright (kopyalama hakkı ya da telif hakkı) teriminin zıt anlamlısıdır. telif haklarının belirli bölümlerinden yazarı tarafından belirtilen şartlar altında feragat edilmiş olan bir esere işaret eder. hukuki anlamda, copyleft aslında copyright kavramıyla tanınan hakların taraflar arası düzenlenen bir sözleşme yerine, bir tarafı anonim olan bir sözleşme ile paylaşılması anlamına gelir. herhangi bir copyleft sözleşmesi (ki bunlar genelde lisans olarak geçer) ile yayınlanmış olan ve fikri mülkiyeti haiz herhangi bir ürün aslında copyright şartlarına bağlı; ancak yazarının önerdiği sözleşme şartlarına bağlı kalındığı sürece haklar alıcı tarafından sağlanmış demektir. ürünü kullanan, yayınlanmış olan lisans anlaşmasına uymadığında hukuk nezdinde copyright hakları yazar tarafından kullanılabilmektedir. tersi ele alınırsa, copyleft lisansı ile yayınlanmış olan herhangi bir ürünün kullanıcısı, yazarı tarafından hukuki işleme tabii tutulduğunda söz konusu lisans anlaşmasının yazar tarafından belirli hakların sağlanması amacıyla sunulduğunu göstererek kendi haklarını koruma olanağına sahiptir.
gnu’ya göre; "copyleft, bir programı veya başka bir çalışmayı, tüm değiştirilmiş ve genişletilmiş sürümleri ile birlikte özgür yapmak" demektir. bu kavram gnu tarafından genel kamu lisansı (general public license - gpl) ile garanti altına alınmaktadır.

evli adamlara aşık olan kadınlar

noranynn
evli adamlara aşık olan çok kadın görürüz. bir işi, evi ve bir hayatı olan kadınlar. bırakın yaşadıkları ilişkinin heyecanını sürdürmeyi, bir de duygularını paylaştığı yakın arkadaşlarının sorularıyla muhatap olmak zorunda kalırlar: "karısını terk edecek mi?", "karısına senden bahsetmiş mi?" 2007 yılında yaşıyoruz ama 1950'lerin zihniyetinden bir türlü kurtulamıyoruz! bir adamı seviyorsak onunla evleniriz. tabii önce boşanması lazım.

not : kendi düşen ağlamaz

dip not: zor olan daima daha çekicidir. ama büyük zaferler daima ağır biter...

laparoskopik cerrahi

noranynn
Laparoskopik cerrahi, karın veya göğüs bölgesini ilgilendiren ameliyatlarda, alışılagelmiş geniş kesiler yapmadan, birkaç ayrı noktadan vücuda yerleştirilen ince tüplerin (trokar) içinden sokulan aletler ve bir kamera yardımı ile gerçekleştirilen ameliyatlardır.

Karın içini aydınlatarak, hastalık veya problemleri doğrudan gözlemleme ve aynı anda karında çeşitli bölgelerine açılan 5–15 mm'lik deliklerden içeri sokulan yardımcı aletler ile tedavi olanağı da verir. Halk arasında kapalı, kansız ya da bıçaksız ameliyat olarak da bilinir.

öykü berk

noranynn
söyleşi..

şarkıları önce kulaktan kulağa yayıldı. herkes birbirine "youtube’a gir, evlerinin önü boyalı direk yaz, acaip güzel bir şey çıkıyor" diye mesajlar attı. youtube’a koydukları video o kadar beğenildi ki, üç ayda izlenme sayısı bir milyonu geçti. kimdi bunlar? sevgili mi, kardeş mi?

öykü ve berk gürman (25) ikiz. berk, öykü’den on dakika sonra doğdu. ayrı yumurta ikizleri oldukları için "abi" sayılıyor. ama "öykü ile aramızda 10 dakikanın lafı olmaz. öyle abi-abla muhabbetimiz yok" diyor. flamenko aracılığıyla bizim topraklarla ispanya arasındaki bağı göstermeye uğraşıyorlar. bu yüzden arabesk şarkıları, türküleri flamenkoya çeviriyorlar. özellikle berk, her sorunun sonunda lafı flamenkonun tarihi, ruhu, ispanya’daki arap egemenliği, iki kültür arasındaki etkileşimlere getiriyor. "bizim hayatımızda bu müzik dokuz yaşımızdan beri var" diyorlar. "albüm için bir buçuk yıldır çalışıyoruz. sadece bir internet sitesi ile ortaya çıkmadık!"

youtube’a koydukları flamenko tarzı "evlerinin önü boyalı direk" türküsü ile inanılmaz popüler oldular, ama bu tesadüf değil. senelerin çalışmasının ürünü. "klasik bir söz ama çocukluğumuzdan beri müzikle büyüdük" diye başlıyorlar söze. anneleri ankara radyosu’nda çalışmış. babalarının paco de lucia hayranlığı onlara da geçmiş. müzik hep var hayatlarında, ama bu sanata kanalize olmaları pera güzel sanatlar lisesi’ne gitmeleriyle başlamış.

lisede öykü, şan ve keman bölümüne gidiyor. ama herkes sesini duyduktan sonra, "senin esas yeteneğin sesin. bunun üstüne gitmelisin" diyor. o da itü devlet konservatuarı şan bölümünde karar kılıyor. berk’in hayatı gitar. eve misafir geldiğinde bile odasından çıkmıyor, günde 7-8 saat gitar çalıyor. zaten öykü hep dışa, berk içe dönük. öykü gezmeyi, insanlarla diyalog kurmayı seviyor. berk, iç dünyasında dolaşmayı, müzikle uğraşmayı tercih ediyor.

berk liseden sonra bilgi üniversitesi’nde ses mühendisliği okuyor. ama gitar ve flamenko tutkusu ağır bastığı için, sevilla’daki cristina heeren flamenko akademisi’ne başvurup ispanya’ya gidiyor. ona göre, "aslında flamenkonun okulu yok. bu bir usta-çırak ilişkisi. sana birinci ağızdan aktarılması gerekiyor. bu yüzden sevilla’da çingenelerle, sokakta çalan gruplarla arkadaş oldum. barlarda çalıştım. zaten okuldaki eğitimde de hocanın çaldığını öğrenciler dinleyerek, bakarak çalmaya çalışıyor. öyle eve gidip çalışmak falan yok."

bizimkisi iki ritim bir darbuka değil

berk, türkü ve flamenkoları birleştirme fikrine üniversitede kapılıyor: "flamenkoyu japonlar da seviyor almanlar da. ama ben sevmekten öte, kendimi neden bu kadar yakın hissediyorum bu müziğe, diye sordum. bunun türkçe’sini yapar, bizden de örnekler gösterirsem, eksik olduğunu düşündüğüm bir bağlantıyı kurarım dedim. yaptığımız batı-doğu sentezi değil, var olan bir şeyi göstermek."

öykü de buna katılıyor, "biz türküleri yorumlayan rock gruplarından farklıyız. iki ritim, bir darbuka koyduk, bak flamenko oldu, gibi bir şey yapmıyoruz. flamenkoyla türkülerimiz arasındaki paralelliği ortaya çıkarmaya çalışıyoruz."

"evlerinin önü boyalı direk" türküsünü youtube’a koymaya, şirketleri we play ile karar veriyorlar. amaç insanların nasıl tepki göstereceğini görmek. sadece arkadaşlarına haber veriyorlar, videoyu izlesinler diye. ama bir hafta sonra iş çığrından çıkıyor. üç ay sonra bugün izlenme sayısı bir milyonu geçmiş durumda.

benim sadik yarim gitarimdir diyorum

öykü ve berk’i, internetten görenler önce sevgili olduğunu düşündü. bu yüzden üstüne basa basa söylüyorlar, "sevgili değiliz. gerçekten ikiziz!" youtube’da çıkan görüntülerin ardından öykü’ye hayran olan, evlenme teklif etmeyi düşünenlere üzücü bir haberimiz var: öykü nişanlı. üç yıldır beraber olduğu sevgilisi çocuk yuvası işletiyor.

berk ise sevgilisi olup olmadığı sorusuna, "benim sadık yarim gitarımdır, noktasındayım" diye yanıt veriyor. hayatta en büyük aşkı müzik olduğu için, kendisiyle beraber olacak kızın, müziği en azından sevmesi gerektiğini söylüyor: "kendisi ilgilenmese de olur ama en azından sevmeli, çünkü ’bu adam deli mi, sekiz saattir gitarla içeride ne yapıyor!’ gibi tepkiler aldığımda işler karışıyor."

aramizda telepatik bir bağ var
aralarında ikizlere mahsus çok özel bir bağ olduğunu düşünüyorlar. berk anlatıyor: "mesela sevilla’da çok kötü bir gün geçiriyordum; öykü’yü aramak için tam ankesörlü telefona giderken, ondan bana mesaj geldi. ben apandisit ameliyatı oldum; bir hafta sonra da öykü oldu." öykü "aramızda kesin telepatik bir bağ var. aynı cümleleri kuruyoruz, aynı yorumu yapıyoruz" diyor.

ikisi de solak. berk sevilla’daki akademide sol elle gitar çalan tek kişiymiş.

bir de ufak kardeşleri var. adı doğa. seneye ilkokula başlayacak.

müslüm gürses ve kibariye’yi seviyorlar. hatta öykü, "kibariye ile şarkı söylemeyi çok isterim" diyor.

kismetse tutar
öykü ve berk’in, önümüzdeki hafta piysaya çıkacacak albümlerinin adı kısmet. we play etiketiyle çıkıyor. öykü, "kader değil, kısmet koyduk ismini" diyor. berk, "kısmet sözlükte allah’ın uygun gördüğü şekil olarak geçiyor. biz elimizden geleni yaparız, vicdanen rahatızdır; gerisi artık bizi ilgilendirmez gibi bir durum" diye açıklıyor bu ismi. albümde dört türkü yorumu, altı tane de kendi besteleri var.

bu müziğin ruhu bakişmada kaş gözde
öykü ve berk’in ilk klipleri evlerinin önü boyalı direk türküsü için yapıldı. yönetmenliğini, albümün müzik direktörü cem köksal üstlendi. youtube’daki video için yapılan yorumlarda, "bu kız neden devamlı oturuyor" diyenler çok olduğu için, klipte öykü’nün ayakta çekilmiş sahneleri bulunuyor. ama genelde karşılıklı oturup bakışarak şarkı söylüyorlar. berk, "bu çocukla kız neden devamlı bakışıyor, diyorlar ama bu müzik böyle. atak yapacağın kısmı bakışarak anlaman, kaş-göz işareti yapman gerekiyor. bu müziğin ruhu burada" diyor.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol