mystic girl

neredeyse her ortamda karşılaşılabilecek, bir nevi yurdum gerçeği.

nedir durum...
efenim bi kral var, bi de onun şakşakçıları var di mi: ama ne oluyor, kral ölüyor, aaa, şakşakçılar yerinde duruyor; hatta iş bi zaman sonra öyle iğrenç bi hale gelmekte ki... "yeni kral" aynı şakşakçı güruh tarafından pamuklara sarılıyor... bakılıp, büyütülüyor...

çık bi, göster bakalım liderlik vasfını: kral çıplak diye bağır.... yapamıyor musun: o zaman otur, çekirdek çitle...

"ne yapsam olmuyorum,
yarım kalıyorum;
giden her sevgilinin ardında..." samimi yazar..

ben daha ne diyeyim: sen tanımlamışsın kendini..
bu kadar..

an itibariyla sol frame’de tezahürünü görebildiğimiz, etkisini midemizin ağzımıza doğru meyletmesiyle hissettiğimiz, sesli birtakım partlar olsa, onun yardımıyla da duyabileceğimiz kurallar bütünü... şöyle de bi yol göstereyim meraklı bünyelere: yeni başlayanlar için futbol fanatizmi: yeni başlayanlar için tematik sözlük çalışması...

belki bir gün, yazacak bir şey bulamazsam, ilk başvuracağım konu olacaktır, belirteyim.. yalnız şunu da doldursun biri, bi zahmet

oha falan oldum yane...

olası bir manken/oyuncu/şarkıcı/türkücü/bayır gülü gafı.

ukdeler arasında dolaşırken, böyle, kendimi bulduğum ukde... ağlatan durumlar karşısında smiley yoluyla belli etmek amacıyla icat edilmiş olması pek muhakkak: twh kısaltması ile mesajı yollayabiliriz alıcı tarafa...

ukdecinin notu: "yeter ama bu kadar duygusallık": fazla söze ne hacet....

bekaret/namus/ne haltsa işte, zar değildir, önermesine karşılık olarak öne sürülen antitezin sadece tecavüzü kapsadığını belirtmek istediğim sade cümlesi... sen ki sade, diye başlayıp uzuuuun bi yazı döşenirdim lakin.... pek havamda diilim...

"haz amaçlı kullanılmaması:" sanki, bir kullanım kılavuzu var, bunun dışındaki durumlar "garanti kapsamı"nın dışında mı? ahahahah, geçin bu işleri... hadi, sade zamanında bekaret tabuydu, şimdi de mi tabu??

hayır, ağzımda zar yok benim..

tanım: açıkça söylenme ihtiyacı duyulmuş, moderasyon ekibini "çoban" gibi görmekten mütevellit durumu ortaya saçan kişi beyanatı.. her ne kadar, "kimseyi hedef almamakla" birlikte..

örnek: moderasyona "yahu doğru düzgün yapsanıza şu işi, biz de keyifli keyifli içkimizi yudumlarken entrylerimizi girelim: sevişmek: dün gece yaptığım şey" modunda, diye serzenişte bulunma şeysi...

entry refere etme ve dedirten başlık format suçudur, kabul.. dedirten entry de mi suçtur, hayır, değildir: refere işlemini de "x. entry de belirtildiği gibi/daha önce yazılanlara katılmakla/katılmamakla birlikte" yerine, tembellikten vazgeçerek, bkz lara başvurmadan, ""x" denmesine rağmen, doğrusu bikbikbik olan şey" diye yazabiliriz sanki...

asıl sorun moderasyonun beceriksizliği değil, bilgiçlerin format hakkında ne bildikleridir/ne kadar hakim olduklarıdır... irc, icq muhabbeti ile karıştırılmamalıdır dicem, "sen kim oluyorsun?" diyecekler.. o zaman ben de "verdiğin ukdelerdeki yazım yanlışlarına bak" dicem, o, "ironi kızım bu, sen ne anlarsın?" dicek, sonra ben sinirlencem "amaaan, ne halin varsa gör," dicem: sözlüğe küsücem (küseceğim, diyeceğim diye yazılmakta, biliyorum: ironi yapıyorum kendimce)..

moderasyonun -bence- öncelikli görevi, formata uygun açılmayan başlıklardır (dahi, yazarlar..) entryler, dedirten başlık vs.. bir sonraki leveldır kanımca..

iyi çalışmalar... moderasyona selam ederim falan filan...

öncelikle (bkz: sizli bizli başlık formatı) dedirten ukde.

"evladım, minik kuşum, platonik aşkın senin sevgilin değil ki, yaptığı seks, aldatılma sayılsın; hem sonra nereden bilecek senin onu sahiplendiğini, aa, yapmayın etmeyin, ettirmeyin... bunda "platonik aşkım" yaftasını yağıştırdığın insanın ne suçu ne günahı var? hı? sen şimdi ben boynuzladım da dersin.."

(bkz: hala sıcak fazla uzağa gitmiş olamazlar) ile büyük benzerlikler taşıyan durum...

iğrenç film beethoven’dan bi replik....

"senin inandıkların hariç" ile bitirilirse, karşındaki kişinin yüz değişmesine bakıp gülebileceğiniz şey...

angel şarkısı ile "bu nasıl bir gruptur yahu" diye düşündüren grup...

hımmm, sözlükte daha bi haftadır bilgiç olduğum ve radyoya ilk defa girdiğimde ithaf ettiği şarkıya küçük bi teşekkür etmek istediğim, ancak, bunu da yüzüme gözüme bulaştırdığımı anlamamı sağlayan bilgiç..

artık seni bjork so broken de kurtarmaz, söyleyeyim yani..

ne olduğu konusunda pek meraklı bilgiç’imizi dah afazla bekletmeyelim de, entry’mize başlayalım dedirten ukde.

şimdi nedir... bir "bağyan" başka bir "bağyan"a neden "bağyan" diye hitap edebilir: düşünelim...

kadın, aslında kullanılması gereken en birinci kalıptır...

dişi, ise kullanılmaz bizim buralarda (ne o öyle, sadece "kedinizin cinsiyeti ne" sorusuna "dişi" diye cevap verir insan)..

hatun samimi olunan arkadaşlara sarf edilen bi hitaptır, herkes bu sıfatı hak etmez..

bayan ise, tanınmayan kişiler için kullanılır; ancak bizim buralarda tedavülden kalkalı çok olmuştur..

bağyan ise, bu tanınmayan kişi, sizde olumsuz bi intiba bıraktıysa kullanılması gereken, bi deformasyonu imleyen hitaptır.

bi de sağyın bağyan vardır ki, tadından yenmez..

başlıklara inceden bi ironi giydirmeyi kendine amaç edinmiş, bilgiçlerimizin ukdeleri...

misal, iki tanesini yazayım hemen...

(bkz: karedeniz bölgesi)
(bkz: bir kadının tokluğuna alışmak) gibi..

(bkz: ben bilmem beyim bilir)

yeni bi akım başlatması mümkün görülen ukde.. nedir, diyelim annenin adı özlem, babanın adı da gökhan.... hımmm... erkek çocuk olduğunda özhan olur da, göklem nedir, onu çözebilmiş diilim hala..

random isim seçmenin dayanılmaz ağırlığı...

baba zula’nın şahane mi şahane şarkısı...

bahçede hanımeli, diye adlandıranı da duymuştuk.. sanki...

yenisini bulana kadar devam etmesi pek bi muhtemel olan obsesyon...

genelde duşta ya da, bar tuvaletinde başkalarının duymaması amacıyla akıtılan gözyaşıdır.... yalnızken, hıçkıra hıçkıra ağlanır... hissedersin, içinden bir şeylerin kopup gittiğini...

başlık uçmaz, en fazla başka bi başlığa taşınır, diye cevap verilesi ukde.

hımmm, diye düşündüren ukde... zira "normal" kabul edilen seksin sınırları zaten yoktur, partneriniz çekingen/utangaç bişii ise orasını bilemem..

ancak, bu "sınır" tanımını şöyle algıladığım zaman, "evet olmalı" dedirten bi durum da ortaya çıkıyor: zira, bunun nemfomaniası, nekrofilisi, dahi pedofilisi vs.. var...