3v3'te ileri uçta ve orta sahada baskı yapacak adam arıyorsanız, bana ulaşın dediğim takım.
haxball'ın melo'suyum.
tekirdağ çevresinde, trakya'da bolca görebileceğiniz kızlar.
geneli iyidir göçmen kızlarının, arada bir iki çürük çıkmadan olmaz ama tabi; göçmen erkeği olduğum için biliyorum.
genelinin sohbeti hoştur, vur patlasın çal oynasınlardır düğünlerde. büyüklerine karşı saygıyla, küçüklerine karşı sevgiyle yaklaşırlar. yaşıtlarına karşı ise senden ötürülerdir.
velhasıl ölmeden önce yapılması gereken şeylerden bir de hayatınızda en az bir tane göçmen kızı ile tanışmak olsun.
son olarak
göçmen erkeği olduğum için yani, oradan biliyorum.
geneli iyidir göçmen kızlarının, arada bir iki çürük çıkmadan olmaz ama tabi; göçmen erkeği olduğum için biliyorum.
genelinin sohbeti hoştur, vur patlasın çal oynasınlardır düğünlerde. büyüklerine karşı saygıyla, küçüklerine karşı sevgiyle yaklaşırlar. yaşıtlarına karşı ise senden ötürülerdir.
velhasıl ölmeden önce yapılması gereken şeylerden bir de hayatınızda en az bir tane göçmen kızı ile tanışmak olsun.
son olarak
göçmen erkeği olduğum için yani, oradan biliyorum.
sahip olduğum göz rengi.
"abi öyle diyorsun ama senin gözler maviye de çalıyor." diye tepkiler alıyorum.
ayrıca evet, beyaz tenli ve sarışınım.
yarışmacı arkadaşl... neyse yapmayacağım.
"abi öyle diyorsun ama senin gözler maviye de çalıyor." diye tepkiler alıyorum.
ayrıca evet, beyaz tenli ve sarışınım.
yarışmacı arkadaşl... neyse yapmayacağım.
şöyle bir anım ile yaşadığım his:
2014'ün yazı. yaz döneminde pedagojik formasyon aldığım için memlekete dönmedim. ramazan ayı da o sene formasyon aldığım döneme denk gelmişti. yaz dönemi olduğu için ev arkadaşım da memleketine dönmüştü, evde tektim. malum geceleri sabahladığımız için sahura kalkmak gibi endişemiz olmuyordu. vakit yaklaşınca kalkıyor, mutfağa gidiyor, güzel bir sahur sofrası kuruyordum.
lakin şöyle bir durum oluyordu, yaz mevsimi olduğu için balkon kapısı, pencere falan her yer açıktı, karşı apartmanlarda insanlar, sahura kalkıyor, sofra hazırlıyorlardı. mutfaktan balkona taşınan çatal, bıçak sesleri, konuşmalar, gülüşmeler... hepsini gecenin sessizliğinden dolayı duyuyordum, o gülüşmelerin eşliğinde bir başıma sahuru yapıyordum.
o yaşına kadar her ramazanı ailesiyle geçiren ben, onca zaman, geceleri sabahlamama karşın o ramazan geceleri kadar şiddetli yalnızlık hissi yaşamamıştım.
yok ya, gözüme bir şey kaçtı, bir şey yok.
iyiyim ben.
2014'ün yazı. yaz döneminde pedagojik formasyon aldığım için memlekete dönmedim. ramazan ayı da o sene formasyon aldığım döneme denk gelmişti. yaz dönemi olduğu için ev arkadaşım da memleketine dönmüştü, evde tektim. malum geceleri sabahladığımız için sahura kalkmak gibi endişemiz olmuyordu. vakit yaklaşınca kalkıyor, mutfağa gidiyor, güzel bir sahur sofrası kuruyordum.
lakin şöyle bir durum oluyordu, yaz mevsimi olduğu için balkon kapısı, pencere falan her yer açıktı, karşı apartmanlarda insanlar, sahura kalkıyor, sofra hazırlıyorlardı. mutfaktan balkona taşınan çatal, bıçak sesleri, konuşmalar, gülüşmeler... hepsini gecenin sessizliğinden dolayı duyuyordum, o gülüşmelerin eşliğinde bir başıma sahuru yapıyordum.
o yaşına kadar her ramazanı ailesiyle geçiren ben, onca zaman, geceleri sabahlamama karşın o ramazan geceleri kadar şiddetli yalnızlık hissi yaşamamıştım.
yok ya, gözüme bir şey kaçtı, bir şey yok.
iyiyim ben.
(bkz: yok mu arttıran) dediğim sıralama.
eğer bir de cep delik ise gözü dönebilecek erkektir.
(bkz: cep delik cepken delik)
bu arada pascal nouma selam sarkıttı hepinize.
(bkz: cep delik cepken delik)
bu arada pascal nouma selam sarkıttı hepinize.
mekan sahibinin mahkeme celbine verdiği cevap:
(bkz: tostumu yedim bekliyorum)
(bkz: tostumu yedim bekliyorum)
görüyorum ve arttırıyorum;
balkona koyduğum çamaşırlıkta donları en arkaya değil, görünmeyecek şekilde diğer günlük çamaşırların aralarına koyup böylece donların önünü ardını kamufle ederek, aynı zamanda donları bir arada değil bu şekilde çeşitli çamaşırların arasına dağıtarak göze çarpma etkisini azalttığım eylem.
balkona koyduğum çamaşırlıkta donları en arkaya değil, görünmeyecek şekilde diğer günlük çamaşırların aralarına koyup böylece donların önünü ardını kamufle ederek, aynı zamanda donları bir arada değil bu şekilde çeşitli çamaşırların arasına dağıtarak göze çarpma etkisini azalttığım eylem.
buralarda independence'ın muhatap alabileceği çağrı cümlesidir.
(bkz: independence)
ona bakan şuna da baktı: (bkz: indepencende)
düzeltme: yazım, ekleme.
(bkz: independence)
ona bakan şuna da baktı: (bkz: indepencende)
düzeltme: yazım, ekleme.
bir elinde de cımbızları var mı diye sorduran kızlar. (bkz: izmir'in kızları)
20.00'de sonra kadıköy'de başlayacak olan maçtır. hala bahis oynama şansınız varsa fenerbahçe'ye oynayın, maçı kazanacak. sağlam tüyo var.
not: fenerbahçeli değilim.
düzeltme: (bkz: ben demiştim)
not: fenerbahçeli değilim.
düzeltme: (bkz: ben demiştim)
kendisiyle ilk karşılaşmamda "ozan bey iyi akşamlar." diyeceğim ünlü kişilik. bana soracağı sorulardan çekiniyorum.
esprili, komik adamdır, güzel işlere imza atmıştır.
esprili, komik adamdır, güzel işlere imza atmıştır.
ozan güven'in haricinde kimseye bu kadar yakışmayan sözcük. kendisi bu sözcüğü söyleme/söyleyebilme patentini almalıdır.
(bkz: böyle mi sorulur)
(bkz: ben sana soruyor muyum)
(bkz: ya feridün abi ya)
(bkz: böyle mi sorulur)
(bkz: ben sana soruyor muyum)
(bkz: ya feridün abi ya)
neden bilmiyorum, melek subaşı ablamızı aklıma getiren olay.
mensubu, ahalisi olduğum güzel şehrim.
tekirdağ, köftesiyle, rakısıyla, karşılamasıyla ve peynir helvasıyla meşhurdur elbette. istanbul ile edirne'nin keşan ilçesi arasında kalan şehrin söz konusu güzergahında karayolları yapılmış veya yapım aşamasındadır.
çarşısı ve civarı imardan dolduğundan, şehir kuzeye ve istanbul tarafına doğru genişlemektedir. denizin doldurulmasıyla elde edilmiş, geniş bir sahili vardır, ki sahil yukarılarda söylendiği üzere bayramda, seyranda, festivalde, panayırda dolar taşar. merkezde denize girilmez, sırasıyla, batı istikametli olmak kaydıyla, altınova, barbaros, kumbağ semtlerinde denize girilebilir. istanbul-silivri istikametine doğru da tatil evleri vardır.
şehir, küçük bir sahil kenti olmaktan çok, hengamesi bol bir şehirdir. belki de ben gürültü kaldıramadığımdan bana hengame dolu geliyordur.
ancak yine de cümbüşü, gırgırı, sazı, sözü, düğünü, davulu, zurnası, içkisi, rakısı ile renkli şehirdir.
şehrin içinde kalan rakı fabrikasının bulunduğu sokağa kurulan perşembe pazarı anason kokulu geçtiği (bkz: anason kokarken pazarlar) ve pazar esnafının bütün gün çakır keyif olduğu rivayet edilir hep. (bkz: şehir efsaneleri)
tekira'nın olayı kışın sahile tercih edilen alışveriş merkezidir. gerçi yazın dahi tıklım tıklımdır. çarşının merkezinde yer alır.
gençlerin takılmayı tercih ettiği yerler ise genelde namık kemal üniversitesi'nin de bulunduğu istanbul istikametinde olan dereağzı mevkiidir.
ara ara anlatırım yine burada tekirdağ'ı.
biz küçükken tekirdağ gidince, bu bize çok büyük bir iş yapmışız gibi gelirdi; çocukluk işte. o yüzden kıymetliydi gözümüzde.
kendisine olan münasebetimi şu dizelerimde -naçizane- aktarmaya çalıştım:
"idrak için iki gözün var, biri sol, diğeri sağ,
seyreyle kimi zaman kafi gelmiyor dimağ.
küçükken, gözüm ve dimağımda büyüktün;
ben büyüdükçe sen küçüldün be tekirdağ..."
(bkz: şiir yazmak)
bu arada durmasın, tekirdağlı yazarlar eklesin.
son olarak
beya
düzeltme: yazım.
tekirdağ, köftesiyle, rakısıyla, karşılamasıyla ve peynir helvasıyla meşhurdur elbette. istanbul ile edirne'nin keşan ilçesi arasında kalan şehrin söz konusu güzergahında karayolları yapılmış veya yapım aşamasındadır.
çarşısı ve civarı imardan dolduğundan, şehir kuzeye ve istanbul tarafına doğru genişlemektedir. denizin doldurulmasıyla elde edilmiş, geniş bir sahili vardır, ki sahil yukarılarda söylendiği üzere bayramda, seyranda, festivalde, panayırda dolar taşar. merkezde denize girilmez, sırasıyla, batı istikametli olmak kaydıyla, altınova, barbaros, kumbağ semtlerinde denize girilebilir. istanbul-silivri istikametine doğru da tatil evleri vardır.
şehir, küçük bir sahil kenti olmaktan çok, hengamesi bol bir şehirdir. belki de ben gürültü kaldıramadığımdan bana hengame dolu geliyordur.
ancak yine de cümbüşü, gırgırı, sazı, sözü, düğünü, davulu, zurnası, içkisi, rakısı ile renkli şehirdir.
şehrin içinde kalan rakı fabrikasının bulunduğu sokağa kurulan perşembe pazarı anason kokulu geçtiği (bkz: anason kokarken pazarlar) ve pazar esnafının bütün gün çakır keyif olduğu rivayet edilir hep. (bkz: şehir efsaneleri)
tekira'nın olayı kışın sahile tercih edilen alışveriş merkezidir. gerçi yazın dahi tıklım tıklımdır. çarşının merkezinde yer alır.
gençlerin takılmayı tercih ettiği yerler ise genelde namık kemal üniversitesi'nin de bulunduğu istanbul istikametinde olan dereağzı mevkiidir.
ara ara anlatırım yine burada tekirdağ'ı.
biz küçükken tekirdağ gidince, bu bize çok büyük bir iş yapmışız gibi gelirdi; çocukluk işte. o yüzden kıymetliydi gözümüzde.
kendisine olan münasebetimi şu dizelerimde -naçizane- aktarmaya çalıştım:
"idrak için iki gözün var, biri sol, diğeri sağ,
seyreyle kimi zaman kafi gelmiyor dimağ.
küçükken, gözüm ve dimağımda büyüktün;
ben büyüdükçe sen küçüldün be tekirdağ..."
(bkz: şiir yazmak)
bu arada durmasın, tekirdağlı yazarlar eklesin.
son olarak
beya
düzeltme: yazım.
pipolarbozuk'a ayak uyduramadığım akış, cereyan, olay.
ingilizce seviyemin "plaj ev" diye çevirebilecek kadar olduğu kelimeler öbeği.
resmileşti dikkat başlıklı yazıyı profil hesabında kopyalayıp paylaşmayan didier drogba'nın başına gelen olay.
(bkz: la bu drogba size ne etti)
(bkz: la bu drogba size ne etti)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?