kendisine ve partisine karşı psikolojik harp uygulanan kişidir.bir kısım zihniyet temsilcisi, kendi temsillerinden başka zihniyete sahip olan insanların devlet yönetiminde üst kademelere gelmesini istememektedirler. ha amerika isterse olur bak. o zaman "konjektür öyle şey ettirdi" derler. ben başarılı buluyorum. bizden biri o. sinirlenmesiyle, bağra bağıra konuşmasıyla, arada sırada coşup saçmalamasıyla bizden biri. partisindede çalışkan insanlar var, kendide çalışkan birisi. avrupa birliği yolunda en çok çaba göstermiş politikacıdır.ekonomide genelde toparlanmaktadır. kolay değildir demirelin tansunun yıkıntılarını temizlemek. yürü tayyip, kıymet bilen halk çoğunluğu arkanda, sen kulak asma onlara..
(bkz: nasıl olursa olsun zirvedeki politikacı)
allah anneli babalı büyütsün. sağlıklı ve huzur dolu mutluluk dolu bir ömür diliyorum bebeciğe. 41 kere maaşallah
erir bu bazen."ohh içimin yağları eridi" deriz.
tamam, homoseksüelliği tasvip etmem. filmi görmedim görmek de istemem. fakat adam kendi meşrebince bir film çekmiş, tasvip etmediğim yaşam tarzlarını insanlara yaklaştırmaya, tanıtmaya, ve tabii alıştırmaya çalışmış. biz ne yapıyoruz.. uzaktan bakıp parmağımızla işaret ediyoruz "a aaa bak ibne kovboylar" diyoruz. sonrada en iyi erkek sanatçı ödülünü "allah rahmet etsin" zeki mürene en iyi kadın sanatçı ödülünü de bülent ersoya veriyoruz.
dedim ya tasvip etmem eşcinselliği diye..fakat insanların kendilerini, kendi yaşam alanlarını düşünmeden, kendi öz eleştirilerini yapmadan rahatlıkla başka insanlara küfretmeleri. bu da rahatsızlık vericidir, bunu da tasvip etmem.
dedim ya tasvip etmem eşcinselliği diye..fakat insanların kendilerini, kendi yaşam alanlarını düşünmeden, kendi öz eleştirilerini yapmadan rahatlıkla başka insanlara küfretmeleri. bu da rahatsızlık vericidir, bunu da tasvip etmem.
böyle bir imkanı tanıdığın için içtenlikle teşekkür ederim sana.
üye sayısı bugün itibarıyla ikibinbeşyüzü devirmiştir.
ülkede sorun yoktur. içindeki insanlarda sorun vardır.adam olan ülkeyle kasıt, gelişmiş batı toplumlarıysa, işte oralarda insanlar farklı inanç,ırk ve ideolojilere saygı duyuyorlar hatta bunlara zenginlik gözüyle bakıp destekliyorlar. tarihlerini eleştirebiliyorlar. askerler konuşmuyor, seçilmiş halk temsilcileri konuşuyor.
kimse kimseyi "sen aslında şusun" la suçlamıyor. düşüncesinden ötürü kimse takibata uğramıyor hapse atılmıyor, işkence görmüyor.kimse kamu alanı, özel alan ayrımı yapmıyor.insanlar toplumsal bir histeriyle devlet imkanlarını yağmalamıyorlar. ne dinin nede resmi ideolojinin ticareti yapılıyor ya da onun arkasına sığınılıyor.
onlar toplumsal paranoyalar yaşamıyorlar. genellikle duyguları, korkuları ve hırslarıyla değil, mantıkla hareket ediyorlar. medeniyetten kasıtları tüketim değil,bilim.
bu ülke adam olur. fakat bu ülkedeki bazı insanlar asla adam olmazlar. bende adam olmam. çünkü anca aşikar olanın durum tespitini yapıp kendimi kandırıyorum.
bugün hiç kuşkusuzcasına vatansever olduğunu düşündüğümüz kaç kişiyi sayabiliriz. vatan için bir şeyler yaptığına emin olduğumuz çok az kişiyi sayabiliriz. bunda bile uzlaşma sağlayamayız. birimizin vatanseveri diğerimiz için vatan satıcısıdır. ha, sadece sayarız, alkışlarızda bazen, ama o kişi yanımda durun, kökleşmiş kanemicilere karşı mücadele edelim diye çağrı yaptığında tabanları yağlarız. o yüzden bunun böyle olacağını bilen aklı eveller -bir aralar olmuşsa bile- asla gençlik ideallerine bağlı kalmazlar. arada sırada çıkar, adnan kahveci gibi, sonunda trafik kazasında ölür her türk gibi,ayakkabısının altı delik bir şekilde. onun yerine güneş taner gibi yapsaydın ya a rahmetli? benim babam paşaydı, dedem şuydu, hortumlamakta, beraatde hakkım derdi. değil mi güzelim? sonuçta insan kendine karşı nereye kadar mücadele verebilir. kısacası sorun bizleriz, anlayışımız, kıstaslarımız ve birbirimize olan düşmanlığımız. bu ülkeye bok atmayın. önce aynaya bakın. sonra düşünün. aslında ne kadar kendini düşünen, bölücü, hain ve kıskanç olduğumuzu.
kimse kimseyi "sen aslında şusun" la suçlamıyor. düşüncesinden ötürü kimse takibata uğramıyor hapse atılmıyor, işkence görmüyor.kimse kamu alanı, özel alan ayrımı yapmıyor.insanlar toplumsal bir histeriyle devlet imkanlarını yağmalamıyorlar. ne dinin nede resmi ideolojinin ticareti yapılıyor ya da onun arkasına sığınılıyor.
onlar toplumsal paranoyalar yaşamıyorlar. genellikle duyguları, korkuları ve hırslarıyla değil, mantıkla hareket ediyorlar. medeniyetten kasıtları tüketim değil,bilim.
bu ülke adam olur. fakat bu ülkedeki bazı insanlar asla adam olmazlar. bende adam olmam. çünkü anca aşikar olanın durum tespitini yapıp kendimi kandırıyorum.
bugün hiç kuşkusuzcasına vatansever olduğunu düşündüğümüz kaç kişiyi sayabiliriz. vatan için bir şeyler yaptığına emin olduğumuz çok az kişiyi sayabiliriz. bunda bile uzlaşma sağlayamayız. birimizin vatanseveri diğerimiz için vatan satıcısıdır. ha, sadece sayarız, alkışlarızda bazen, ama o kişi yanımda durun, kökleşmiş kanemicilere karşı mücadele edelim diye çağrı yaptığında tabanları yağlarız. o yüzden bunun böyle olacağını bilen aklı eveller -bir aralar olmuşsa bile- asla gençlik ideallerine bağlı kalmazlar. arada sırada çıkar, adnan kahveci gibi, sonunda trafik kazasında ölür her türk gibi,ayakkabısının altı delik bir şekilde. onun yerine güneş taner gibi yapsaydın ya a rahmetli? benim babam paşaydı, dedem şuydu, hortumlamakta, beraatde hakkım derdi. değil mi güzelim? sonuçta insan kendine karşı nereye kadar mücadele verebilir. kısacası sorun bizleriz, anlayışımız, kıstaslarımız ve birbirimize olan düşmanlığımız. bu ülkeye bok atmayın. önce aynaya bakın. sonra düşünün. aslında ne kadar kendini düşünen, bölücü, hain ve kıskanç olduğumuzu.
yukarıdaki 3 entryninde biyolojik özelliklere indirilmiş olmasını esefle karşılaşıyorum. hiç bir şekilde kültürel ve sosyal değerlere atıfta bulunulmamıştır. bir kız arkadaş derken sadece etini düşünüyoruz demekki. bende farklı değilim. yazık bize.
demirelin dün söylediği, "kardeşimi yeğenimi sıkıştırırsınız haaa, al size" demeye getirdiği olaydır. dün farklı söyler, bugün farklı söyler. ciddiye almamalıyız. ne laiklik umrundadır, nede özgürlükleri kısıtlanmış insanlar, sadece ama sadece kendini ve kardeşiyle yeğenini düşünür. yazık. kimileri de "fikirlerine genel olarak katılmasamda bu sözünün altına imzamı atarım" demektedir. süleyman demirel, hep bunlar gibi aymaz öküzlerin omuzunda yükselmiştir. iki gün sonrada en hızlı demokrat kesilebilir.her şey diyebilir.ciddiye almayın.
ikinci dünya savaşında almanlar kaliteli ve az sayıda tank yaparken, ruslar ve amerikalılar çok sayıda orta kalite tank yapmışlardır. sonuç bellidir. fakat şimdiki teknoloji dünyasında aynı taktik işe yaramayabilir.
ayrıştırılmış, bölünmüş ve katagorize edilip sınıflandırılmış iç ve dış dünyamızla, dar görüşlülüğümüz ve vahşi kıstaslarımızla, hiç ağzımız alamayacağımız sözdür. gerçekçi olalım ve her zaman altına "mevlana celaleddin-i rumi" diye kim demiş belirtelim lütfen.
fatih sultan mehmed.
türkçesi de "yüksek sadakat" demektir.
zeyno..zeyno..zeyno neden gözlerin yaşlı diyede bir türkü vardır. "çatal çeşme köyünde bir büyük aşk doğdu, yiğit delikanlı mehmet, zeynoya aşık oldu" diye konuya direkt girer. acıklıdır.
büyük aktördür, bir keresinde hayatı boyunca bir tır dolusu rakı tükettiğini söylemiştir. cem yılmaz da kendisinin hayranıdır. bunu o hep taşıdığı ince bıyıktanda anlayabilirsiniz.
maç günü leedste olmama rağmen 1 saatlik mesafedeki manchestera otobüse atlayıp gitmediğime bin pişman olduğum efsanevi karşılaşma.
çok çıtı pıtı bir kız arkadaşa ingilizce öğretmeye çalışırken,mahçup olmasına ve bir daha ders almamasına sebebiyet vermiş,farklı anlamlar içerdiğinde bile akla ilk gelen derin mevzu.
bendeniz,bak bu am diye yazılır ama em diye okunur. hadi şimdi bir yazılışını bir okunuşunu söyle "ammmm emmmm" evet 10 kerede gözlerimin içine bakıp tekrarla gibi çok metodolojik yaklaşımlarla yaklaşmışken. hala eğitimin bu gibi gereksiz utangaçlıkla yarım kalmasından ötürü müteessirim.evet evet, ben kibarca konuşan bir hayvanım.
bendeniz,bak bu am diye yazılır ama em diye okunur. hadi şimdi bir yazılışını bir okunuşunu söyle "ammmm emmmm" evet 10 kerede gözlerimin içine bakıp tekrarla gibi çok metodolojik yaklaşımlarla yaklaşmışken. hala eğitimin bu gibi gereksiz utangaçlıkla yarım kalmasından ötürü müteessirim.evet evet, ben kibarca konuşan bir hayvanım.
civilization, ogame, realms of mayhem gibi baba strateji oyunlarıdır ve sevgili yada hanımla papaz olmanızı sağlarlar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?