insanın, uuyguladığı ve kullandığı sistemlerin, çağın bilimsel ve sosyo kültürel ihtiyaçlarına göre yeniden tasarlanıp yapılandırılması.
türkiye’de yüzyıllardır, avrupalı gibi içmek, avrupalı gibi giyinmek, avrupalı gibi çiftleşebilmek olarak tanımlandığı için bu kavramla beraber yozlaşmışızdır.mustafa kemal’in iyi niyetli fakat zorlama şapka devrimi emriyle, izmir’de rumlara ve levantenlere hizmet veren şapka dükkanından kadın şapkaları alıp, kafalarına geçirdikten sonra birde rejime bağlılıklarının isbatı olarak fotoğraf çektiren izmir esnafının şimdiki yoz halimizden pek bir farkı yoktur.
avrupalı kendine benzemeye çalışmış fakat ucubeye dönmüş, kendi kültürünü ve değerlerini terslemiş,bizlere bakar ve en azından "beter ol türk" der.
bak japon japon gibi saki içer, japon gibi yaşar, japon gibi- eşşek gibi- çalışır, japon gibi dürüsttür-büyüklerine değerlerine saygılıdır, hırsızlık yapmaz, yapanda utancından intihar eder (bizde baştacı yapılıp örnek gösterilir, hatta cumhurbaşkanı olur)
ülkemizde, modernleşmek için japonya’yı (kendi çalışma kültürüne devamlı çağdaşlaşma dinamiğini getirirken, değerlerini kesinlikle koruma geleneği) örnek gösteren var mı?
ama avrupalı’da olduğunuz söylenemez, japon hiç değilsiniz, bu saatten sonra asyalı da olamazsınız, nesiniz kuzum? osmanlı’mı? ı-ıh.
nesiniz? nesiniz siz?
eğer idealist gençler varsa aranızda, sıyrılsın bu ideallerinden ve para kazanmaya çalışsın, hayat zor. ve bu ülke toplumsal düşüncelerin prim yaptığı, işe yaradığı bir ülke değil.
en azından insan olduğumuzu bilelim. çalmayan, hak yemeyen, zayıfın yanında olan. cinsel veya hayvani ihtiyaçları yerine kültürel ihtyaçlarının teminine ağırlık veren. daha sonra belki sorularımızın cevabını buluruz. pis pis sırıtmayı bırakıp, acı bir tebessüm yerleşene kadar, boş söz hepsi. boş, boşverin, bakın bir daha ki programda, mehmet ali erbil, manken kızların donunu indirecekmiş. çağdaştır kendisi. çağdaşlıktan anladığı da (bkz: donun altındaki ve serbest kullanımı )dır çoğumuz gibi, koşun televizyona koşun.. çağdaşlığa koşun..modernliğe koşun..
hastalıklı ve pahalı orospularla aşırı şekilde sosyalleştiği için, bir sürü cinsel virüsün beyninde yer yaptığı, artık öyleki beynin kalmayıp tamamen kafatası cinsel hastalık organizmasına dönüşmüş, ar, edep kalmamış, aynı zamanda bırakmamış, toplum ahlak değer terminatörü.
rejimin tam istediği, en azından ses çıkarmadığı "çağdaş" kızlarımızın haykırışları hayırlı olsun, ya eminim ülke tehlikeye girdiğinde bu organizmaların üzerinde tepinen 4x4 türk gençliği kurtaracak ülkeyi, yoksa aşşağılanan,pis, köylü, yük, cahil denilen genellikle fakir ve muhafazakar türk halkı değil.
(bkz: mali beni elledi)
(bkz: mali beni hep elliyor)
(bkz: mali değerlerimin farkında)
rejimin tam istediği, en azından ses çıkarmadığı "çağdaş" kızlarımızın haykırışları hayırlı olsun, ya eminim ülke tehlikeye girdiğinde bu organizmaların üzerinde tepinen 4x4 türk gençliği kurtaracak ülkeyi, yoksa aşşağılanan,pis, köylü, yük, cahil denilen genellikle fakir ve muhafazakar türk halkı değil.
(bkz: mali beni elledi)
(bkz: mali beni hep elliyor)
(bkz: mali değerlerimin farkında)
avcı uçağıdır.
her şey ilahi bir idarenin altında, onun izni dahilinde vukuu bulur. tabi bu inançlıların düşüncesi. fakat bunu bu kadar basitçe ele almamak lazım. şöyle denebilir; - depremler, artık çürük, hırsızlıkla, hak yemekle zayıf bırakılmış , kötü zemine kurulmuş inşaatlara, rüşvet yiyen devlet denetmenlerinin bunu görmezlikten gelmesine ve herkesin bu düzeni benimsemesine yönelik ikazlardır.- denilebilir ve bu da doğrudur.
bak japon, putperest, hatta hiç bir şeye inanmıyor. ama, alın teri akıtarak hak yemeden kazanıyor, denetliyor, sağlam yapıyor. deprem olduğu zaman eksikleri tespit edip önlem alıyor. yani, boş konuşmamak lazım. din üzerinden prim yapmamak lazım. çözüm sunmak lazım. ayırmamak, birleştirmek, düşünmek, düşünmek, empati kurabilmek lazım putperest japonla, ve götün sıkıyorsa onun kadar az konuşup çok iş yapmak, dürüst olmak lazım.
gerçektende, bu az konuşup çok iş yapmak ve dürüst olmak mevzusu yiyor mu?
bak japon, putperest, hatta hiç bir şeye inanmıyor. ama, alın teri akıtarak hak yemeden kazanıyor, denetliyor, sağlam yapıyor. deprem olduğu zaman eksikleri tespit edip önlem alıyor. yani, boş konuşmamak lazım. din üzerinden prim yapmamak lazım. çözüm sunmak lazım. ayırmamak, birleştirmek, düşünmek, düşünmek, empati kurabilmek lazım putperest japonla, ve götün sıkıyorsa onun kadar az konuşup çok iş yapmak, dürüst olmak lazım.
gerçektende, bu az konuşup çok iş yapmak ve dürüst olmak mevzusu yiyor mu?
ing. yedikapılar. ilginç bir nick. hoşgeldin.
aklına yatmayan, efendice girilmiş bir entrye bilgi ve görgü eksikliğinden dolayı küfürlü takip entrysi girmiş olan bilgiçtir.
olsa zekası, olsa kültür ve bilgi birikimi dolu dolu güzel güzel eleştircektirde...heyhat, yoktur işte.
olsa zekası, olsa kültür ve bilgi birikimi dolu dolu güzel güzel eleştircektirde...heyhat, yoktur işte.
isviçre cern’de 2007 yılında başlayacak olan ve karşı maddenin çekim alanı oluşturup etrafını sonunda dünyayı yutmasından ve koca bir kara delik oluşturmasından korkulan deneylerdir.
insanın gelin boşverin (bkz: isviçreli bilim adamları) yokmu sizde türban onu tartışın, yada daha iyisi yok mu sizde yök, bir halt yapmayın da ceberrut suratlarla rejimi koruma yürüyüşlerine falan çıkın,o yeter araştırma yapmayın hatta diğer kantonlara bölücü gözüyle bakın felan yani.
(bkz: bi ikiyüz sene bekleyin size yetişiriz yavaş yavaş)
insanın gelin boşverin (bkz: isviçreli bilim adamları) yokmu sizde türban onu tartışın, yada daha iyisi yok mu sizde yök, bir halt yapmayın da ceberrut suratlarla rejimi koruma yürüyüşlerine falan çıkın,o yeter araştırma yapmayın hatta diğer kantonlara bölücü gözüyle bakın felan yani.
(bkz: bi ikiyüz sene bekleyin size yetişiriz yavaş yavaş)
sosyal aktivitelere katılmayan, kimseyle mesajlaşmayan, sosyalleşme yolunda çaba göstermeyen bilgiçtir. sessiz sessiz entrysini girer, herşeye rağmen arada bir ayar verdiği de olsada daha çok ayar alır.
peter sellersın "being there" adlı filminin son sahnesinin son cümlesi. aklıma takıldı, atamıyorum.
tapu daireleri. gerçekten yanlış olmaz.
kız- her kadının içinde biraz orospu vardır.
erkek- ne demek bu fulya? iyimisin sen? annene de mi saygın yok..ben senin bu kadar terbiyesiz olduğunu bilmezdim..yazıklar olsun
kız- baha..
erkek- konuşma benle..
kız- baha, içimdeki orospu seni çağırıyor.
erkek- ehi, ehi öyle mi? nerde yapalım tatlım?
(bkz: esnek yaylı değer yargıları)
erkek- ne demek bu fulya? iyimisin sen? annene de mi saygın yok..ben senin bu kadar terbiyesiz olduğunu bilmezdim..yazıklar olsun
kız- baha..
erkek- konuşma benle..
kız- baha, içimdeki orospu seni çağırıyor.
erkek- ehi, ehi öyle mi? nerde yapalım tatlım?
(bkz: esnek yaylı değer yargıları)
aynı zamanda açık sözlü bir yazar çeşididir.
darısı;
(bkz: seri eksi oy veren ibne benim)
(bkz: hayır benim)
(bkz: asıl ibne benim)
entryleri potansiyel sahipleri başına.
darısı;
(bkz: seri eksi oy veren ibne benim)
(bkz: hayır benim)
(bkz: asıl ibne benim)
entryleri potansiyel sahipleri başına.
engage..star trek tng
üç h, hırs,hak yemek ve hırsızlık
biyoyakıt, bağcıksız,kahverengi ve modası geçmiş, çakıl ve kaldırım taşı darbeli,44 numero hacimli, 2003 model türk malı, her biri tek ayak kapasiteli kösele cantlı, cilalı deri tabanvay.
gözlerimi, hissimi, algılamamı ve mantığımı kaybediyorumla aynı anlama gelir.
benim bir meyhanecim var
genç sarı saçları
sarı sakalı
elini omuzuma koyup
dostça konuşuyor bana
sarhoşum ya yalnızım ya
dostluğuyla bağlayacak beni
babası mı öğretti bu taktiği
sorhoş kalbi çelmek
bu kadar mı kolay
yoksa kalbim değil çelme
tekmeye bile razı
bir arif erdemmi
hayatın cezaalanında
genç sarı saçları
sarı sakalı
elini omuzuma koyup
dostça konuşuyor bana
sarhoşum ya yalnızım ya
dostluğuyla bağlayacak beni
babası mı öğretti bu taktiği
sorhoş kalbi çelmek
bu kadar mı kolay
yoksa kalbim değil çelme
tekmeye bile razı
bir arif erdemmi
hayatın cezaalanında
kuş dilinde sol frame kurtarmaya yönelik bir protesto pankartı. çocukluğunu yaşamış her türk evladı anlar bu dilden. ha birde insaf ne demek bilenler.
gülümser ama buna smiley yerine tebessüm der. çay yapar getirir. sol framee dantel serer, naziktir, ayar vermez, versede vermeye değer bulduğu kişinin bunu hissedecek kapasitesi yoktur.işte,böyle rüya gibidir. güneş gibidir,gözlerini kamaştırır. hem ısıtır kalbini varlığı, hemde yakar erişilemezliği.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?