(bkz: san francisco)
(bkz: frisco)
evet orada yaşayanlar ya da kısaca amerikalılar bu isimle bahseder bu şehirden. son derece neşeli yaşayan bir organizmadır. rıhtımlar yuva,üs,örgüt evi niyetiyle kullanılmalıdır. gezmeye kesinlikle haight ashbury’den başlanmalıdır. summer of love ’un ruhu hala ortalarda gezinmektedir. her ne kadar endüstiriyel bir amaç için olsada o havayı solumak son derece güzeldir. kelly ashbury kalıntısı yaşamlar görülebilir. homeless abiler son derece eğlencelidir ve aslında sizle dalga geçmektedirler dikkat edin kafaya alınması an meselesi. istanbula benzerliği inkar edilemez elbette. tranvay sefaları ise ayrı bir güzeldir.california’ya bu kadar yakın olup cali’nin tikilerinden uzak yaşayabileceğiniz bir döneme beşiklik etmiş amerikanya şehri.
evet orada yaşayanlar ya da kısaca amerikalılar bu isimle bahseder bu şehirden. son derece neşeli yaşayan bir organizmadır. rıhtımlar yuva,üs,örgüt evi niyetiyle kullanılmalıdır. gezmeye kesinlikle haight ashbury’den başlanmalıdır. summer of love ’un ruhu hala ortalarda gezinmektedir. her ne kadar endüstiriyel bir amaç için olsada o havayı solumak son derece güzeldir. kelly ashbury kalıntısı yaşamlar görülebilir. homeless abiler son derece eğlencelidir ve aslında sizle dalga geçmektedirler dikkat edin kafaya alınması an meselesi. istanbula benzerliği inkar edilemez elbette. tranvay sefaları ise ayrı bir güzeldir.california’ya bu kadar yakın olup cali’nin tikilerinden uzak yaşayabileceğiniz bir döneme beşiklik etmiş amerikanya şehri.
genellikle gelişmekte kısacası geri bıraktırılmış ülkelerde ki küçük üreticilerin kazanç elde etmesini amaçlayan organizasyon. elbette yanlış ve başarısız yönleri vardır. sistem bu olduğu sürece ve değiştirmek işimize gelmedeği sürece kötünün iyisi bir girişimdir desteklenmelidir. özellikle kahve alırken dikkat.
türkçeye (bkz: adil ticaret) olarak çevirebileceğimiz cümle. gelişmekte olan ülkelere bir nebze olsun faydası dokunmaktadır.
http://www.thehungersite.com/ sitede bulunan butona tıkladığınızda afrikaya bir kap yemek yollamaktasınız. haklı olarak hemen bu gerçek mi yoksa bir sponsor oyalaması mı diye soracaksınız, efendim araştırmacı soruşturmacı gazetecilik örneği sergileyerek yaptığımız araştırmalarda site tamamen hedefine yönelik işlemektedir. undp raporlarında bile bu kampanya’nın gönderileri görülebilir hiç olmazsa bu sayfayı açılış sayfası yaparak o ufaklılara bir kap yemek hediye edebilirsiniz. bir de bu siteden alış veriş yapmak mümkündür son derece ilginç ürünler mevcut bunlarda ücretlerine göre ne kadar kap yemek ettiğini görebilirsiniz. ben yaptım sadece 10 gün beklemeyi göz önüne alın yeter. güzel kahveler kahve mugları felan var bir sürüde incik boncuk.
nelson mandela’nın ceza evi yıllarını onun gardiyanı kişi’nin gözünden aktaran ürpertici film. türkiye de gösterime girmiş kalkmış korsane bile düşmüştür. şiddetle tavsiye edilir.
afrika siyah bir kıtadır ama beyazların dayattığı gibi siyah kötülüğü yansıtmaz. siyah hiç bir şeyin ışığın olmadığı belki de tanrının bile terk ettiği bir renktir. siyah asildir. bu siyah kıta yıllarca sömürülmüş zengin devletlere ham madde, emek gücü sağlanmış zerre karşılık görmemiştir. bu böyle gitmez dünya’nın başı ve sonu afrikadandır ilk insan oradan yürüdü. afrika bizim bedelimizdir. mutlu yaşamlarımızın bedelidir. afirka her üç saniyede en kısa anlatımıyla bir parmağın şıklaması ile bir çocuğun öldüğü hatta öldürüldüğü yerdir. bu çocuklar öldürülmektedir. tüketim anlayışımızı değiştirmediğimiz sürece bu ölümlerlerden sorumluyuz, katiliyiz. afrika barut fıçısıdır ve birileri pimi çektiği zaman çok güzel el bombası taklidi yapar. bizim cinimizin içine yumuşatmak için için döktüğümüz tonik aynı zamanda kinin içerir. bizim yumuşutacımız onların kurtuluşu, hayatlarını sürdürme şansıdır. kimse afirka hakkında onlara balık ikram etmemeliyiz tutmayı öğretmeliyiz edabiyatı yapmamalı. zira durum o kadar acildir ki siz oltayı bulana kadar binlece çocuk gözlerini kapar sonsuzluğa göçer. afrika bizim bedelimizdir ve artık bu bedeli ödeme vaktidir.
(bkz: nelson mandela)
kısa adı anc olan afirkada ki apartheid ile mücadele eden örgüt aynı zamanda nelson mandela’nın mensubu olduğu örgüt, siyasal parti manela cezaevinden çıktığından bu yana iktidar anc’nin elindedir.
inancın en büyük örneği. 20 kusur senesini cezaevlerinde geçirip çıkıp ülkesinin başına ilk siyahi başkan olma onurunu yaşamış kişi. çocuklarını afrika hastalılıklarına kuban vermiştir biri şüpheli bir şekilde öldürülmüştür. yılmamış davasına adalete ve eşitliğe sonuna kadar inanmıştır, hayatı boyunca. nelson mandela bir inancın sembolüdür, adaletin sembolüdür. zira adalet taş duvarlara haps edilemez kah gandhi olur vucut bulur, kah mandela olur dile gelir.
edit:
gerçek adı rolihlahla mandela’dır ve kendisinin mahkumiyeti sırasında kullandığı numara 46664’dir.
edit:
gerçek adı rolihlahla mandela’dır ve kendisinin mahkumiyeti sırasında kullandığı numara 46664’dir.
bir tane gelir böyleleri 40 yılda bir. tanrı eline bir kab almış içine biraz bob marley hamuru biraz bob dylan hamuru katmış üstüne yılların siyahların amerikadaki acılarını eklemiş ama içine bolca umut koymuş. her şeye rağmen umut veren şarkıcıdır.
bir beach boys ve brian wilson şaheseri. günün her anını mutlu kılabilen bir şarkıdır. açık radyo’nun açık gazete programının jenerik müziğidir.
i, i love the colorful clothes she wears
and the way the sunlight plays upon her hair
i hear the sound of a gentle word
on the wind that lifts her perfume through the air
i’m pickin’ up good vibrations
she’s giving me excitations
i’m pickin’ up good vibrations
(oom bop bop good vibrations)
she’s giving me excitations
(oom bop bop excitations)
good good good good vibrations
(oom bop bop)
she’s giving me excitations
(oom bop bop excitations)
good good good good vibrations
(oom bop bop)
she’s giving me excitations
(oom bop bop excitations)
close my eyes
she’s somehow closer now
softly smile, i know she must be kind
when i look in her eyes
she goes with me to a blossom world
i’m pickin’ up good vibrations
she’s giving me excitations
i’m pickin’ up good vibrations
(oom bop bop good vibrations)
she’s giving me excitations
(oom bop bop excitations)
good good good good vibrations
(oom bop bop)
she’s giving me excitations
(oom bop bop excitations)
good good good good vibrations
(oom bop bop)
she’s giving me excitations
(oom bop bop excitations)
(ahhhhhhh)
(ah my my what elation)
i don’t know where but she sends me there
(ah my my what a sensation)
(ah my my what elations)
(ah my my what)
gotta keep those lovin’ good vibrations
a happenin’ with her
gotta keep those lovin’ good vibrations
a happenin’ with her
gotta keep those lovin’ good vibrations
a happenin’
ahhhhhhhh
good good good good vibrations
(oom bop bop)
(i’m pickin’ up good vibrations)
she’s giving me excitations
(oom bop bop)
(excitations)
good good good good vibrations
(oom bop bop)
she’s na na...
na na na na na
na na na
na na na na na
na na na
do do do do do
do do do
do do do do do
do do do
i, i love the colorful clothes she wears
and the way the sunlight plays upon her hair
i hear the sound of a gentle word
on the wind that lifts her perfume through the air
i’m pickin’ up good vibrations
she’s giving me excitations
i’m pickin’ up good vibrations
(oom bop bop good vibrations)
she’s giving me excitations
(oom bop bop excitations)
good good good good vibrations
(oom bop bop)
she’s giving me excitations
(oom bop bop excitations)
good good good good vibrations
(oom bop bop)
she’s giving me excitations
(oom bop bop excitations)
close my eyes
she’s somehow closer now
softly smile, i know she must be kind
when i look in her eyes
she goes with me to a blossom world
i’m pickin’ up good vibrations
she’s giving me excitations
i’m pickin’ up good vibrations
(oom bop bop good vibrations)
she’s giving me excitations
(oom bop bop excitations)
good good good good vibrations
(oom bop bop)
she’s giving me excitations
(oom bop bop excitations)
good good good good vibrations
(oom bop bop)
she’s giving me excitations
(oom bop bop excitations)
(ahhhhhhh)
(ah my my what elation)
i don’t know where but she sends me there
(ah my my what a sensation)
(ah my my what elations)
(ah my my what)
gotta keep those lovin’ good vibrations
a happenin’ with her
gotta keep those lovin’ good vibrations
a happenin’ with her
gotta keep those lovin’ good vibrations
a happenin’
ahhhhhhhh
good good good good vibrations
(oom bop bop)
(i’m pickin’ up good vibrations)
she’s giving me excitations
(oom bop bop)
(excitations)
good good good good vibrations
(oom bop bop)
she’s na na...
na na na na na
na na na
na na na na na
na na na
do do do do do
do do do
do do do do do
do do do
dolaysız.
(bkz: özgül ağırlık)
fransız devriminde ki terör döneminin tetikleyicisi.1793’te kralı ipe göndererek hep aristokratlara hemde burjuvaziye iyi bir göz dağı vermiştir. kendisi avukattır çoluk çocuk sayısı konusunda bir bilgi sahibi değiliz.
ülkeyi baştan sona gezmeden önce büyükçekmece civarında ki yasal plakalı devlet izinli kırmızı boyalı taksileride görmek gereklidir. zira gez dünyayı gör konyayı gibi oldu ama idare edin.
tüpü kapatın, suyu açık bırakmayın velhasıl her şeyi siz yapın yapması gerekeler daha da azıtsın dayatmalarından uzak hükümete baskı niteliğinde gerçekleşmesini dilediğim miting. zira küresel ısınma için artık daha radikal adımlar atmalıyız daha doğrusu atmalılar.
13 eylül perşembe
sürekli olarak, televizyonu ‘standby’da tutmak yerine kapatmaktan, plastik torbaları yeniden dönüştürmekten, daha az sıcak su kullanmaktan söz ediyoruz, ama bu küçük ve kolay adımlar üzerinde yoğunlaşırken, büyük resimden uzaklaşıyoruz.
neden herkes, küçük eylemlerin iklim değişikliğini önleyebileceğine inanmakta bu kadar hevesli davranıyor? bu konuda kampanyalar düzenleyenler ve hükümet bize “iklimi kurtaracak” basit ipuçları veriyorlar. bilirsiniz işte –plastik torbaları geri gönüştür, elektronik aletleri standby’da tutma, işine kendi fincanını götür gibi… iklim değişikliğiyle ilgili son vahşi haberlere her zaman eklenecek birkaç öneri vardır: haberler her zaman kötü değil, bu basit adımları bugün atın ve gerçekten de “faklılık yaratın” diye çağrıda bulunurlar.
ama öyle mi? örneğin, plastik topbaları ele alalım. diyelim ki, onları tekrar tekrar kullandık ya da onların yerine tasarımcıların ürünü bez torbalardan aldık. insanlar bu konu üzerinde çok fazla duruyorlar. büyük britanya başbakanlık konutunun sitesinde vergilendirilmelerini ya da yasaklanmalarını isteyen sekiz öneri var, irlanda özel bir plastik torba vergisi koydu, devon’da bir kasaba tümüyle yasakladı.
evet, çirkinler, ziyan ediliyorlar ve kaplumbağalar için ölümcüller. ama iklim değişikliğine yaptıkları katkı çok küçük. ortalama bir ingiliz, yılda 134 plastik torba kullanıyor ve bu da yılda atmosfere saldığı 11 ton karbondioksitin sadece iki kilosu demektir.
bir de elektronik aletlerin standby’da bırakılması meselesi var. bu yaygın tüketim kültürünün çarpıcı bir örneği ve bugün bir rapor yayımlayan muhafazakâr, hayat kalitesi grubu (quality of life group) buna şiddetle karşı çıkıyor. televizyonu yıl boyunca stand by’da tutmak atmosfere 25 kilogram karbondioksit salımınına yol açıyor. plastik torbalardan daha fazla ama yine de az: britanya’da kişi başına düşen emisyonun sadece yüzde 0.2’si.
işte daha kıymetli görünen bir öneri: su ısıtıcınıza ihtiyacınız olduğu kadar su doldurun. hükümet 1999’daki “üzerinize düşen küçük görevi yapıyor musunuz” (are you doing your bit?) kampanyasında bunu temel mesaj haline getirdi. gerçekten de, söylendiği gibi, küçük bir görev. hükümetin kendi rakamlarına göre, her seferinde su ısıtıcınızı tam olarak doldurursanız, yılda 100 kilo karbon dioksit salarsınız. bu da kişi başına düşen emisyonun yüzde 1’i eder.
lütfen beni yanlış anlamayın. daha yeşil bir yaşam tarzı için, bu eylemlerin hepsi değerli. ve ben de hepsini yapıyorum –hatta dişlerimi fırçalarken musluğu kapatıyor, banyolarımı paylaşıyor ve televizyonu karanlıkta seyrediyor, gerektiğinde boğazlı kazağımı giyiyorum. ancak bunları yeşil yaşamın top 10 listesi gibi göstermek ciddi bir çarpıtmadır ve bu yaşam tercihi ile,–uçmaktan vaz geçmek, iş yerine yakın oturmak ve iyi yalıtılmış bir evde yaşamak gibi- emisyonu gerçekten kısan ciddi kararlar arasında bir bağlantı yok.
son mori araştırması verileri, insanların çarpıtılmış önceliklere çoktan sahip olduğunu gösteriyor. halkın yüzde 45’i, emisyona çok az katkıda bulunan çöplerin ayrıştırılması konusunun iklim değişikliğinden korunmak için en önemli konu olduğuna inanıyor. sadece yüzde 10’u, toplu taşıma ya da yabancı ülkelerde tatil yapma gibi çok daha önemli hedeflerden söz ediyor.
bu basit tüyolar, aynı zamanda iklim değişikliğinin ciddiyetindeki derin mesajı da hafifletiyor. public policy research enstitüsü’nün (ippr) raporu warm words’da bu basit eylemlerin, küçük, rutin, sıkıcı, kolay anlaşılabilir ve vaz geçilebilir olduğu belirtiliyor. ippr, “gezegeni yok olmaktan kurtarmak için yapılacak 20 şey” gibi başlıklara da eleştiriyle yaklaşıyor ve şunu söylüyor: alarm veren uyarıların yanına önemsiz önlemler koymak, insanları iklim değişimi nosyonundan uzaklaştırır, dalga geçmelerine yol açar.
hırçın olduğumu düşünmeden önce, olaya başka bir açıdan bakın. birinin sigaraya karşı parlak bir kampanya fikriyle geldiğini düşünün. size akciğer kanserinden ölen insanların resimlerini gösteriyor ve sonra da şöyle diyor: “daha sağlıklı olmak kolay –ayda bir sigara az için.”
hiç kuşkusuz, bu kampanyanın başarısız olacağını biliyoruz.hedef komik ve fotoğraflarla mesaj arasındaki farlılık o kadar büyük ki, birçok tiryaki buna gülecektir.
o zaman neden, okullar, konseyler, yeşiller ve hadi yüzleşelim, sekiz saatlik live earth festivali bu etkisiz eylemleri desteklemekte ısrar ediyor?
mantıkları şöyle: basit eylemler insanların dikkatini çeker ve hareket için giriş seviyesidir. bugünün insanı, göz korkutucu çözümlere sırt çeviriyor. onlara basit bir şey verin, doğru yönde harekete geçirin, ikinci aşamaya geçiş için onları hazırlayın.
teori bu, ama -bir dolu sosyal araştırmanın da gösterdiği gibi- işlemiyor. tek bir nedenle, çözümü kolay gibi göstermek, herkesin onun peşinden gideceğini garantilemiyor. hükümet “üzerinize düşen küçük görevi yapın” kampanyasına 22 milyon pound (yaklaşık 55 milyon 550 bin ytl) harcadı ve sonuçta, kişisel davranışlarda ölçülebilir bir değişiklik olmadığını kabul etti.
ve basit çözümlere uyum sağlayan insanların, hayat tarzlarında daha önemli değişiklik yapmayı reddetmeleri gibi bir tehlike de var. mori, geri dönüşümün bir “totem davranış” haline geldiği sonucuna ulaşıyor ve “bireyler geri dönüşümü, yaşam tarzlarında daha büyük değişiklikler yapma sorumluluğunu üzerlerinden atmak için bahane olarak kullanıyorlar” diyor. başka bir deyişle, insanlar en basit çözümleri, -gerçek yaşam davranışlarını değiştirmeden- reddetme stratejileri olarak kullanıyorlar.
hükümetler ve iş dünyası, göstermelik ödünlere bireylerden daha meyilli. küçük gönüllü eylemleri teşvik etmek, kısıtlayıcı yasalar çıkarmaktan ya da tüm iş modelinizi gözden geçirmekten daha iyi ve güvenli.
bu nedenle, ihtiyacımız olan karşılaştırma duygusudur. iklim değişikliğinin en önemli avantajı, diğer baskı unsuru meselelerin üstünde olması ve iklim değişikliğine yol açan gazların son damlasına kadar ölçülebilmesidir. örneğin, avustralya’ya bir uçuş, küresel ısınmada 730 bin plastik torbaya ve 176 bin dolu dolu su ısıtıcısına eşit. insanlar bu konuda bilgilendirici kararlar alabilirler.
aynı zamanda, iklim değişikliği konusunda konuşma tarzımızı da yeniden düşünmeliyiz. yarım litrelik seçeneklerle insanların harekete geçeceğini kabul etmek, çok aşağılayıcı bir durum. zeki, sağlıklı ve doğru bir 21. yüzyıl için, tüm yaşam tarzını değiştirmeliyiz. üstelik kabul edelim ki, gönüllü eylemler asla yeterli olmayacak. radikal bir siyasi, ekonomik ve sosyal değişime ihtiyacımız var. gelin, şu sefil cümleden vaz geçerek işe başlayalım: “gezegeni kurtarabilirsiniz!”
sürekli olarak, televizyonu ‘standby’da tutmak yerine kapatmaktan, plastik torbaları yeniden dönüştürmekten, daha az sıcak su kullanmaktan söz ediyoruz, ama bu küçük ve kolay adımlar üzerinde yoğunlaşırken, büyük resimden uzaklaşıyoruz.
neden herkes, küçük eylemlerin iklim değişikliğini önleyebileceğine inanmakta bu kadar hevesli davranıyor? bu konuda kampanyalar düzenleyenler ve hükümet bize “iklimi kurtaracak” basit ipuçları veriyorlar. bilirsiniz işte –plastik torbaları geri gönüştür, elektronik aletleri standby’da tutma, işine kendi fincanını götür gibi… iklim değişikliğiyle ilgili son vahşi haberlere her zaman eklenecek birkaç öneri vardır: haberler her zaman kötü değil, bu basit adımları bugün atın ve gerçekten de “faklılık yaratın” diye çağrıda bulunurlar.
ama öyle mi? örneğin, plastik topbaları ele alalım. diyelim ki, onları tekrar tekrar kullandık ya da onların yerine tasarımcıların ürünü bez torbalardan aldık. insanlar bu konu üzerinde çok fazla duruyorlar. büyük britanya başbakanlık konutunun sitesinde vergilendirilmelerini ya da yasaklanmalarını isteyen sekiz öneri var, irlanda özel bir plastik torba vergisi koydu, devon’da bir kasaba tümüyle yasakladı.
evet, çirkinler, ziyan ediliyorlar ve kaplumbağalar için ölümcüller. ama iklim değişikliğine yaptıkları katkı çok küçük. ortalama bir ingiliz, yılda 134 plastik torba kullanıyor ve bu da yılda atmosfere saldığı 11 ton karbondioksitin sadece iki kilosu demektir.
bir de elektronik aletlerin standby’da bırakılması meselesi var. bu yaygın tüketim kültürünün çarpıcı bir örneği ve bugün bir rapor yayımlayan muhafazakâr, hayat kalitesi grubu (quality of life group) buna şiddetle karşı çıkıyor. televizyonu yıl boyunca stand by’da tutmak atmosfere 25 kilogram karbondioksit salımınına yol açıyor. plastik torbalardan daha fazla ama yine de az: britanya’da kişi başına düşen emisyonun sadece yüzde 0.2’si.
işte daha kıymetli görünen bir öneri: su ısıtıcınıza ihtiyacınız olduğu kadar su doldurun. hükümet 1999’daki “üzerinize düşen küçük görevi yapıyor musunuz” (are you doing your bit?) kampanyasında bunu temel mesaj haline getirdi. gerçekten de, söylendiği gibi, küçük bir görev. hükümetin kendi rakamlarına göre, her seferinde su ısıtıcınızı tam olarak doldurursanız, yılda 100 kilo karbon dioksit salarsınız. bu da kişi başına düşen emisyonun yüzde 1’i eder.
lütfen beni yanlış anlamayın. daha yeşil bir yaşam tarzı için, bu eylemlerin hepsi değerli. ve ben de hepsini yapıyorum –hatta dişlerimi fırçalarken musluğu kapatıyor, banyolarımı paylaşıyor ve televizyonu karanlıkta seyrediyor, gerektiğinde boğazlı kazağımı giyiyorum. ancak bunları yeşil yaşamın top 10 listesi gibi göstermek ciddi bir çarpıtmadır ve bu yaşam tercihi ile,–uçmaktan vaz geçmek, iş yerine yakın oturmak ve iyi yalıtılmış bir evde yaşamak gibi- emisyonu gerçekten kısan ciddi kararlar arasında bir bağlantı yok.
son mori araştırması verileri, insanların çarpıtılmış önceliklere çoktan sahip olduğunu gösteriyor. halkın yüzde 45’i, emisyona çok az katkıda bulunan çöplerin ayrıştırılması konusunun iklim değişikliğinden korunmak için en önemli konu olduğuna inanıyor. sadece yüzde 10’u, toplu taşıma ya da yabancı ülkelerde tatil yapma gibi çok daha önemli hedeflerden söz ediyor.
bu basit tüyolar, aynı zamanda iklim değişikliğinin ciddiyetindeki derin mesajı da hafifletiyor. public policy research enstitüsü’nün (ippr) raporu warm words’da bu basit eylemlerin, küçük, rutin, sıkıcı, kolay anlaşılabilir ve vaz geçilebilir olduğu belirtiliyor. ippr, “gezegeni yok olmaktan kurtarmak için yapılacak 20 şey” gibi başlıklara da eleştiriyle yaklaşıyor ve şunu söylüyor: alarm veren uyarıların yanına önemsiz önlemler koymak, insanları iklim değişimi nosyonundan uzaklaştırır, dalga geçmelerine yol açar.
hırçın olduğumu düşünmeden önce, olaya başka bir açıdan bakın. birinin sigaraya karşı parlak bir kampanya fikriyle geldiğini düşünün. size akciğer kanserinden ölen insanların resimlerini gösteriyor ve sonra da şöyle diyor: “daha sağlıklı olmak kolay –ayda bir sigara az için.”
hiç kuşkusuz, bu kampanyanın başarısız olacağını biliyoruz.hedef komik ve fotoğraflarla mesaj arasındaki farlılık o kadar büyük ki, birçok tiryaki buna gülecektir.
o zaman neden, okullar, konseyler, yeşiller ve hadi yüzleşelim, sekiz saatlik live earth festivali bu etkisiz eylemleri desteklemekte ısrar ediyor?
mantıkları şöyle: basit eylemler insanların dikkatini çeker ve hareket için giriş seviyesidir. bugünün insanı, göz korkutucu çözümlere sırt çeviriyor. onlara basit bir şey verin, doğru yönde harekete geçirin, ikinci aşamaya geçiş için onları hazırlayın.
teori bu, ama -bir dolu sosyal araştırmanın da gösterdiği gibi- işlemiyor. tek bir nedenle, çözümü kolay gibi göstermek, herkesin onun peşinden gideceğini garantilemiyor. hükümet “üzerinize düşen küçük görevi yapın” kampanyasına 22 milyon pound (yaklaşık 55 milyon 550 bin ytl) harcadı ve sonuçta, kişisel davranışlarda ölçülebilir bir değişiklik olmadığını kabul etti.
ve basit çözümlere uyum sağlayan insanların, hayat tarzlarında daha önemli değişiklik yapmayı reddetmeleri gibi bir tehlike de var. mori, geri dönüşümün bir “totem davranış” haline geldiği sonucuna ulaşıyor ve “bireyler geri dönüşümü, yaşam tarzlarında daha büyük değişiklikler yapma sorumluluğunu üzerlerinden atmak için bahane olarak kullanıyorlar” diyor. başka bir deyişle, insanlar en basit çözümleri, -gerçek yaşam davranışlarını değiştirmeden- reddetme stratejileri olarak kullanıyorlar.
hükümetler ve iş dünyası, göstermelik ödünlere bireylerden daha meyilli. küçük gönüllü eylemleri teşvik etmek, kısıtlayıcı yasalar çıkarmaktan ya da tüm iş modelinizi gözden geçirmekten daha iyi ve güvenli.
bu nedenle, ihtiyacımız olan karşılaştırma duygusudur. iklim değişikliğinin en önemli avantajı, diğer baskı unsuru meselelerin üstünde olması ve iklim değişikliğine yol açan gazların son damlasına kadar ölçülebilmesidir. örneğin, avustralya’ya bir uçuş, küresel ısınmada 730 bin plastik torbaya ve 176 bin dolu dolu su ısıtıcısına eşit. insanlar bu konuda bilgilendirici kararlar alabilirler.
aynı zamanda, iklim değişikliği konusunda konuşma tarzımızı da yeniden düşünmeliyiz. yarım litrelik seçeneklerle insanların harekete geçeceğini kabul etmek, çok aşağılayıcı bir durum. zeki, sağlıklı ve doğru bir 21. yüzyıl için, tüm yaşam tarzını değiştirmeliyiz. üstelik kabul edelim ki, gönüllü eylemler asla yeterli olmayacak. radikal bir siyasi, ekonomik ve sosyal değişime ihtiyacımız var. gelin, şu sefil cümleden vaz geçerek işe başlayalım: “gezegeni kurtarabilirsiniz!”
götten uyduruyorum aman anlaşılmasın durumunu örtmek için söylenen yazılan söz. haberciler çok kullanır.
beyoğlunda bulunan irish centre gidildiği takdirde bolca görülebilecek şahıslardırç ayriyetten memleketleri kızıl saçlı mavi gözlü hatun kişileri ve biraları düşünüldüğünde,
(bkz: hepimiz irlandalıyız)
(bkz: hepimiz irlandalıyız)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?