(bkz: gülben ergen)
eski ama unutulmayacak sevgilidir. (bkz: aşk bitti) aşk hiç biter mi hep kalbin bir köşesinde bir parça acı kalır. cepler yoklandığında da kırıntıları ile karşılaşılır.
bol kurbağalı bol sivrisinekli geceler geçireceğiniz şirin mi şirin bir tatil beldesidir. istanbul ve trakya üniversitesinin kampları bulunur. denizi süperdir. denizde ne kadar derine giderseniz gidin bir müddet su seviyesi hiç yükselmez. gezilip görülecek pek yeri yoktur. ama kafa dinlemek için seçilecek yerlerin başında gelir. son derce güvenlidir. ucuzdur.
doyumsuz olan insanoğlunun düşeceği durumdur. insanın hayatında hep eksik bir yanlar bulunur. kimi zamn hayat zindan olur.
(bkz: emperyalizm)
karizmatik tiplerdir. erkeğe seksilik katar. ancak belli tarzı olan kişiliği oturmuş erkekler taktığında daha bir anlamlı oluyor. toplumda bazı kesimlerin bu kişileri farklı değerlendirmesi tamamen o kişilerin almış olduğu görgüyü belirtir.
sessizlik karşıdaki insana verilen en büyük cezadır. kudurtur, vicdan azabı çektirir, suçsuzken suçlu konumuna düşürür.
(bkz: van kedisi)
bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"o olmazsa yaşayamam" demeyeceksin.
demeyeceksin işte.
yaşarsın çünkü.
öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
çok sevmeyeceksin mesela. o daha az severse kırılırsın.
ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin o’nu sevdiğinden.
çok sevmezsen, çok acımazsın.
çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
senin değillermiş gibi davranacaksın.
hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
çok eşyan olmayacak mesela evinde.
paldır küldür yürüyebileceksin.
ille de bir şeyleri sahipleneceksen,
çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
gökyüzünü sahipleneceksin,
güneşi, ayı, yıldızları...
mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"o benim" diyeceksin.
mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin...
mesela gökkuşağı senin olacak.
ille de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
mesela turuncuya, ya da pembeye.
ya da cennete ait olacaksın.
çok sahiplenmeden,
çok ait olmadan yaşayacaksın.
hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
ilişik yaşayacaksın. ucundan tutarak...
(can yücel’ den körü körüne yaşamak)
"o olmazsa yaşayamam" demeyeceksin.
demeyeceksin işte.
yaşarsın çünkü.
öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
çok sevmeyeceksin mesela. o daha az severse kırılırsın.
ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin o’nu sevdiğinden.
çok sevmezsen, çok acımazsın.
çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
senin değillermiş gibi davranacaksın.
hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
çok eşyan olmayacak mesela evinde.
paldır küldür yürüyebileceksin.
ille de bir şeyleri sahipleneceksen,
çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
gökyüzünü sahipleneceksin,
güneşi, ayı, yıldızları...
mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"o benim" diyeceksin.
mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin...
mesela gökkuşağı senin olacak.
ille de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
mesela turuncuya, ya da pembeye.
ya da cennete ait olacaksın.
çok sahiplenmeden,
çok ait olmadan yaşayacaksın.
hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
ilişik yaşayacaksın. ucundan tutarak...
(can yücel’ den körü körüne yaşamak)
(bkz: alışmak)
(bkz: puşt)
amaçsızca bütün odalar turlanır. yrn sınav ertelensin valla daha çok çalışacağım diye temennilerde bulunulur. durmadan saatler ilerledikçe plan program yapılır ve son bir saat kala pişmanlık ve vicdan azabı içinde son kez ders notlarına bakılır. olan olmuştur. nasip finallereymiş denir.
istanbul
doğal olmayan hiç bir şey güzel değildir elbette. ama kişi kendini öyle güzel buluyor, aynaya her baktığında iç huzurunu yakalayabiliyorsa takmanın çok doğal hale gelebileceği bir durumdur.
insani bir durumdur. (bkz: azı karar çoğu zarar) çok kıskanınca adamı maço ya da kıro yapar, insanı boğabilir. az kıskanınca da sevmemekle suçlanılır insan.
(bkz: kadının kendinden küçük erkeklere aşık olması) ile aynı karşılanabilecek bir durumdur. ancak ne yazıkki (bkz: davul bile dengi dengine)... tencere olup yuvarlanıp kapağımızı bulmak lazım.
(bkz: bağlanmak) bir insana alışmak da hoştur kimi zaman ayrılık gelip çatıncaya kadar. can yücelin bir şiiri de bunu çok güzel anlatır.
(bkz: körü körüne yaşamak)
bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"o olmazsa yaşayamam" demeyeceksin.
demeyeceksin işte.
yaşarsın çünkü.
öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
çok sevmeyeceksin mesela. o daha az severse kırılırsın.
ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin onu sevdiğinden.
çok sevmezsen, çok acımazsın.
çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
senin değillermiş gibi davranacaksın.
hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
çok eşyan olmayacak mesela evinde.
paldır küldür yürüyebileceksin.
ille de bir şeyleri sahipleneceksen,
çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
gökyüzünü sahipleneceksin,
güneşi, ayı, yıldızları...
mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"o benim" diyeceksin.
mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin...
mesela gökkuşağı senin olacak.
ille de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
mesela turuncuya, ya da pembeye.
ya da cennete ait olacaksın.
çok sahiplenmeden,
çok ait olmadan yaşayacaksın.
hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
ilişik yaşayacaksın. ucundan tutarak...
(can yücel den körü körüne yaşamak)
(bkz: körü körüne yaşamak)
bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"o olmazsa yaşayamam" demeyeceksin.
demeyeceksin işte.
yaşarsın çünkü.
öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
çok sevmeyeceksin mesela. o daha az severse kırılırsın.
ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin onu sevdiğinden.
çok sevmezsen, çok acımazsın.
çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
senin değillermiş gibi davranacaksın.
hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
çok eşyan olmayacak mesela evinde.
paldır küldür yürüyebileceksin.
ille de bir şeyleri sahipleneceksen,
çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
gökyüzünü sahipleneceksin,
güneşi, ayı, yıldızları...
mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"o benim" diyeceksin.
mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin...
mesela gökkuşağı senin olacak.
ille de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
mesela turuncuya, ya da pembeye.
ya da cennete ait olacaksın.
çok sahiplenmeden,
çok ait olmadan yaşayacaksın.
hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
ilişik yaşayacaksın. ucundan tutarak...
(can yücel den körü körüne yaşamak)
sen, sen ol nasıl mutluysan öyle yaşa, cesur ol. sadece birileri mutlu olacak diye onların normları ile yaşama!
dünyanın en güzel kuşudur. bir rivayete göre bu kuş senede bir kez ötermiş ve bu kuş ötüğünde birleşen çiftler dünyanın en uyumlu çiftleri olup ömür boyu ayrılmazlarmış.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?