yarımelfin daha ön planda olmasından mütevellit bir türlü öne çıkamayan ama bir gün bunu başarabileceğine inanan ve "lan bir gün hepiniz önümde diz çökeceksiniz,göreceksiniz gününüzü heeeyyt" diyen büyücü.
bir ara sözlükte dolaşan şirin furyasından mütevellit mini mini elektrik mavisi o "şirin" yaratıklardan tiksinme durumu.
olsa bir dert olmasa bir dert..zaten sevgiliyi tanımlayacak başka söze gerek yok.ya da ben çok karamsarım bilemedim..
osmanlı döneminden itibaren bugünün türkiyesine kadar olan iktisadi gelişmelerin vs. geçmişi hakkında bir fikir sahibi olmamız adına iktisat fakültesi öğrencilerine verilen ders.amma velakin bu derste öğretilenler bırakın iktisadi gelişmeleri tarihten bile doğru düzgün bahsedilmemesi boyutunda..öğretilen şey uygurların nasıl darı ektikleri,konar-göçer yaşayan türk boylarının nasıl bir gecede çadır kurup,kurdukları yerde 10 gün kalıp sonra birden çekip gitmeleri vs. türü şeylerdir.aklımda kalanları bunlardan ibaret,artık siz düşünün nasıl güzide birer iktisatçı yetiştirdiklerini..
(bkz: türkiye iktisat tarihi)
her şeyi sorunsal olarak gören bünyelerin açtığı başlıklardır.gerçi bazen onlara da hak vermemek elde değil zira hayatta her şeyin sorun(sal) olması pek de yadırganacak bir şey değil.ancak burda ukdeci çelişkiye düşmüş nedense.sanırım eleştirdiği şeyin farkında değil..
bir de ukdecinin şöyle bir notu varmış:
ne matah bir kelimeymi$ bu sorunsal kelimesi yahu.
(ara: sorunsalı)
bir de ukdecinin şöyle bir notu varmış:
ne matah bir kelimeymi$ bu sorunsal kelimesi yahu.
(ara: sorunsalı)
incelik gereği hayırlı olsun diyorum burdan kendisine ama diğer bilgiçlere de çaktırmadan "aha şimdi sıçtık" demeyi de ihmal etmeyeceğimdir.
1817 yılında david ricardo tarafından ortaya atılmıştır.ricardo,bir ülkenin her iki malın üretiminde de mutlak olarak üstün olabileceğini ve bu durumda da dış ticaretin her iki ülke için de karlı olabileceğini savunmuştur.önemli olan üstünlüklerin derecesidir.
1776 yılında adam smith tarafından ortaya atılmıştır.teoriye göre;bir ülke bir malı diğerine göre mutlak olarak daha ucuza üretiyorsa o malın üretiminde uzmanlaşmalı ve üretim fazlasını ihraç etmelidir.buna karşılık,daha pahalıya ürettiği malın üretiminden vazgeçerek,diğer ülkeden bu malı ithal etmelidir.böylece kıt kaynaklar en verimli sektörlere aktarılarak etkin biçimde kullanılmış olur.
bir ülkede üretilen değerlerin tamamının tüketilmeyip bir kısmının tasarruf edilerek yatırımlara dönüştürülme sürecidir.
bir ülkede ekonomik,teknolojik,sosyal ve bölgesel alanlarda birbirinden farklı ve yalıtılmış iki ayrı kesimin bir arada bulunabilmesidir.
bir varlığın kısa sürede ve düşük maliyetle nakite çevrilebilme olanağıdır.
bir ülkenin bir mal ya da hizmeti öteki mal ve hizmetlere göre daha düşük maliyetle üretebilmesi halidir.
(bkz: karşılaştırmalı üstünlük teorisi)
(bkz: karşılaştırmalı üstünlük teorisi)
bir ülkenin diğer bir ülkeyle karşılaştırıldığında,ürettiği bütün mal ve hizmetlerde kullandığı girdilere göre daha fazla çıktı elde etmesi halidir.
(bkz: mutlak üstünlük teorisi)
(bkz: mutlak üstünlük teorisi)
hayal gücü denen şeyin sınırının olmadığını,kimseyi rencide etmeden,kırmadan da yazılabileceğini,yorum yaparken bunu herkesin anlayabileceği ve yanlış anlamaya mahal vermeden yapılabileceğini ve daha bir sürü şeyin yıkıcı olmadan yapabileceğini gösteren yeni moderatörüz..yeni görevinde başarılar dilerim..
sözlüğe seçimle mod atanmasını önerenler utansın diyor ve yeni görevinde pixiemize başarılar diliyorum..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?