confessions
  1. toplam entry 108
  2. takipçi 1
  3. puan 8556

ruh ve beden sağlığını bozmadan çocuk taciz etmek

kuru gurultuye terlik atan insan
ancak ve ancak türkiye’ de ve hem de bir adli tıp kurumu’ nda bulgulanabilecek durumdur.

(bkz: hüseyin üzmez)

sanırım burada, yapanın bu işteki tecrubesi ile birlikte, etrafının da kuvvetli bir çevreye mensup oluşu bir hayli etken. etrafınız kuvvetli olunca, çocuğun da ruh ve beden sağlığı bozulmuyor, evet. kimmiş etrafı peki’? vakit gazetesi, belli televizyonlar, belli kişiler, belli politikacılar...

ha.. bu arada; meclisteki, evlenme yaşının 14’ e indirilmeye çalışılmasıyla bir alâkası yoktur di’ mi hüseyin’ ciğimin?!

1980

kuru gurultuye terlik atan insan
sevgili küllük!
*
üzerine sigaramın bir külünü daha bıraktığım şu an mertebesinde, aklıma gelen 1980 yılı üzerine seninle paylaşmak istediğim bir husus var.

hani seni kullanmadığım; sigarayı, elimi bile sürmeye nefret edecek kadar sevmediğim günler vardı içinde 1980’ in. sen bilmezsin elbet.. daha bir kola şişesiydin ve kırılmayı bekliyordun o yıl; bir solcu genç tarafından, karşısındaki o’ na silah doğrultmuş bir diğer gence sokulmak üzere.

ben; ya ben ne yapıyordum dersin!? fenerbahçe lisesi’ ne başlamıştım bile. 1 nci sınıf ’h’ grubu öğrenci müsvettesi olarak. kapıda 4 askerin çapraz tutuş bekleyip, diğer 2’ sinin kimlik kontrolü yaptığı nizamiyeyi aşarak girebildiğimiz fenerbahçe lisesi’ ne! öğretmenlerinin bile 1 günde değişiverdiği, öğrencilerini soruşturmaya gönderdiği o liseye.
*
içeridekiler ne yapıyordu peki’ sevgili küllük? sen çoktan yola çıkmıştın kırılmak için tabii. elini kaldırmıştı genç, bir duvar kıyısına vuracaktın birazdan; bilmezsin tabii..

1 gün içerisinde sağcı/solcu diye ayrım gözetilmeksizin toplanılan onca çocuk ne yapıyordu peki’? öldürülmeyi bekliyorlardı küllük! sorgusuz sualsiz öldürülmeyi.

çook seneler sonra;
"bir an için bile astığım o gençlere pişmanlık duymuyorum" diyecek olan, kör cahil bir general tarafından öldürülmeyi. hatta; bu konuşmayı yaptığının hemen arkasından, karşısındaki üniversite gençleri tarafından çılgınca alkışlanacak olan o bunak tarafından katledilmeyi.
*
dışarıdakiler de çok çekti bu senede küllük. sen de kırılmıştın duvarda artık! hatırladın mı? üzerine gidiyordun bir el içinde, karşınızdaki silahlı üniformalı gencin..

banka önüne park eden bir adamın; eline silah tutuşturulmuş, daha 4 aylık askerce, hemen oracıkta öldürülmesi..
sokaklarda sebepsiz ölümler..
iadesiz hapse tıkılmalar..
kitap aramalar/yakmalar..
yurt dışına kaçanlar..
vatandaşlıktan çıkarılanlar..
silaha onca para akıtılırken, yoksulluktan ölenler..

işkenceler.. ve daha neleeer neler…
bu ülkede, evet, soykırım yapıldı küllük!
kendi halkına, kendi askerlerinin generalleri tarafından yapıldı küllük!
sayısız genci, hücrelerde işkenceyle öldürerek yapıldı küllük!
sokaklarda masum olan kendi vatandaşlarını düşman görüp, öldürerek yapıldı küllük!
bu ülkede, evet, soykırım; darbeciler tarafından yapıldı küllük!!!
*
işte o günlerden bir gün sevgili küllük;
tam üniformalının kalbine girecekken sen, daha bir küllük olmamışken yani, kırık bir kola şişesiyken;
bir diğer üniformalı gelip vurmuştu seni tutan elin sahibini..
ben tam da beyazıt’ tan gecerken.

kalbine gireceğin askerin silahı tutukluk yapmış, ölümü bekler..
öldürülmemek için başka çaresi kalmamış bir diğeri,
istemeden öldürmek ister..
can yoldaşı, askerlikteki biricik arkadaşı öldürülecek diye;
bir diğer genci silahıyla öldürmek zorunda kalan başka bir değer.
*
sonra topladılar seni yerden küllük.
bekledin yıllarca bir köşede kanıtsın diye.
geçti seneler, gittin bir cam fabrikasına, karşıma geldin işte;
küllük diye!

ben sigarasız yapamıyorum artık. gençler 13 yaşında uyuşturucuya başlıyorlar. devlet; sigara yasağı altında, sigara firmalarına peşkeş çekerken ovayı, bayırı; karşımdasın işte küllük. değiştim, değiştirildim, artık bir hıyarım ben sevgili küllük!

not:
tarafımdan başka bir sözlükte de yazılmıştır.

geyik fıkralar

kuru gurultuye terlik atan insan
25 sene önce duyduğum bir fıkra!
*
adam pazarda iç çamaşırı satmaktadır.

"atlet 10 lira, don 10 lira" diye bağırmaktadır, gelene geçene..
"atlet 10 lira, don 10 lira.. atlet 10 lira, don 10 lira!"

biri gelir ve sorar:
-abi atlet kaç para?
+10 lira!
-don kaç para abi?
+10 lira!
gider soran, bağırmaya devam eder pazarcı:
"atlet 10 lira, don 10 lira.. atlet 10 lira, don 10 lira!"

tekrar gelir demin soran:
-abi atlet kaç para?
+10 lira!
-don kaç para abi?
+10 lira güzel kardeşim, 10 lira!
ve gene ayrılır.

"atlet 10 lira, don 10 lira.. atlet 10 lira, don 10 lira" diye bağırırken, yanaşıverir pazarcının yanına bizimkisi ve:

-abi atlet kaç para?
+10 lira!
-don kaç para abi?
+5 lira!
-e atlet 10 lira, donu neden indirdin abi?
+ananı sikmek için!

antu com

kuru gurultuye terlik atan insan
anıl aydın isimli ultraaslan/uni temsilciliği yapmış olan ve izmir 9 eylül üniversitesi hastahanesi’nde lösemi teşhisiyle yatan galatasaray taraftarına yardım amaçlı bir duyuru yapıyorlar sitelerinde. ali sami yen stadyumu’ unda açılmış bir pankartı da fotoğraflayıp, sitelerine koymuşlar.. "dayan koca adam" yazıyor bu pankartta!
ben de bir galatasaray taraftarı olarak, kendilerini bu ince davranışlarından dolayı tebrik ediyorum. iyi solculuklarıyla da tanınan bu arkadaşlarımızı takip edin derim her zaman.

vakit

kuru gurultuye terlik atan insan
gazetenin yayın kurulu’ndan yapılan açıklamada şöyle denildi:

ne yanlışa sahip çıkar, ne de komploya boyun eğeriz

26 nisan’dan bu yana, hüseyin üzmez’in şahsında vakit gazetesi ve vakit gazetesi’nin şahsında tüm mütedeyyin insanları karalama maksatlı yayınlar herkesin malumudur.

vakit yayın kurulu olarak, bu vesile ile şu hususları kamuoyuna duyurmayı bir borç bilmekteyiz.

görsel ve yazılı medya, hüseyin üzmez üzerinden vakit gazetesi ve hatta tüm mütedeyyin insanları suçlayıcı yayınlara devam etmektedir.

üzmez’in suçu henüz kesinlik kazanmamıştır... buna rağmen, biz bu fiili tasvip etmediğimizi defalarca deklâre ettik... böyle bir suç işlendiğinde; ölçümüz, peygamber efendimiz hz.muhammed’in (sav); “hırsızlık yapan kızım fatıma da olsa, elini keserim” şeklindeki ilkesidir. eylem tasvip edilmediği müddetçe; “fail”in yakınlarının ve çalıştığı kurumun o eylemden sorumlu tutulması mümkün olamaz!..

evrensel hukukta, “suçun şahsiliği” ilkesi esastır. “fail” kim ise, “eylem” sebebiyle sadece o suçlanabilir ve o cezalandırılabilir.

eylemin; hüseyinüzmez’e, “şahsi suç” olarak atfedilen bir “iddia” olduğu, vakit gazetesi ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı ortadadır!.. buna rağmen; ısrarla “vakit gazetesi”nin ve mütedeyyin insanların suçlanmaya kalkışılması, olayın “maksatlı” olduğu tezini güçlendirmektedir.

şu ana kadar hüseyin üzmez aleyhine delil olarak küçük kızın karakol beyanlarından başka bir bilgi yoktur. bu kız da; “adı kötüye çıkmış bir kadın”la dolaştığı için, olaydan iki gün önce babasından “dayak” yiyen ve bu sebeple karakolluk olan bir kızdır. dolayısıyla o kızın beyanlarının ne derece sıhhatli olduğu şüphelidir.

kaldı ki; adı geçen kızın, tutuklama sonrasında kendi öz babasına ve teyzesine, olayın gerçek olmadığını açıkladığı tarafımızca bilinmektedir.

tüm bu süreç sonrasında, hüseyin üzmez hakkındaki iddiaların, tüm yönleriyle açıklığa kavuşmasını bekliyor, vakit gazetesi olarak da; alnımızın ak, başımızın dik olduğunu tekraren kamuoyuna duyuruyoruz..

biz; duruşunu, güvenilirliğini tüm kamuoyu nezdinde ispat etmiş bir gazeteyiz.

peki; üzmez üzerinden vakit gazetesi’ne saldıranlara ne derece güvenilir?

onlar; “porno” yayından kesinleşmiş mahkûmiyeti olan “sabıkalı bir patron”un, halen emrinde çalışan gazeteciler (!) değil midir?

onlar; etibank’ı hortumlayıp, bir şekilde kendilerini çete suçundan sıyırıp, bir başka patronun kontrolünde yayınlarına devam eden gazeteciler (!) değil midir?

onlar; patronlarının “banka hortumu”na sessiz kalan, fakir fukaranın üzerine milyarlarca dolarlık borç yıkan, hatta patronları tutuklandıktan sonra bile, ona destek yazıları yazan, destek haberleri yapan gazeteciler (!) değil midir?

onlar; trt’yi dolandırma suçundan yargılanıp mahkûm olan, basın kartı hamili sözde gazeteciler değil midir?

eşi dışında bir kadın ile yatak sahneleri internet sitelerinde halen yayında olan, üstelik o görüntülerdeki “sadistçe” fiilleri apaçık ortada iken, bu sadistleri ana haber bülteni sunması için büyük transfer bedelleri ile kanallarına getirenler, onlara program yaptıranlar kimdir?

toplumun ahlâkını bozmak için özellikle sübvanse edilen; kağıt bedelinin bile altındaki bir fiyatla satılan ucuz gazetelerinde “aldatan kadınlar” başlıkları ile tam sayfa “zina dizi yazıları” yapanlar kimdir?

çıplak kadın fotoğraflarını “arka sayfa güzeli” adı altında pazarlayanlar kimdir?

zina suç olmasın diye kampanya başlatıp, “hayvanlar gibi özgürce sevişmek” isteyenler kimlerdir?..

devletin anayasal düzenini değiştirme suçundan gözaltına alınıp, 83 yaşında olması dolayısıyla, 15 günde bir imza verme şartı ile salıverilen ve bu suç sebebi ile yurtdışına çıkışı yasaklanan başyazarlarına, bu suçlamadan aklanmadan başköşelerini açanlar onlar değil midir?

çete sanığı başyazarlarını; tebriklerle, kutlamalarla, alkışlarla göklere çıkaranlar onlar değil midir?

bizim ölçümüz, “fasıklardan gelen habere itibar etmemek”tir. bu ölçü gereğince; biz ortalığa saçılan haberlere ihtiyatla yaklaşacak ve olayın tamamen açıklığa kavuşmasını bekleyeceğiz.

“iddia”lardan bu yana hüseyinüzmez’in tek bir yazısı bu gazetede yayınlanmamıştır.

ama sadece üzmez’i değil, onun üzerinden topyekûn bir camiayı suçlayanlar, “pornodan mahkûm olan patron”un emrinde, halen yazı yazmaya, gazetecilik (!) yapmaya devam etmektedirler.

işte vakit’in farkı budur.

vakit; henüz netleşmiş bir durum olmamasına rağmen, hüseyin üzmez aklanıncaya kadar onun yazılarına ara vermiş ve suçu sabit görüldüğünde “yollarını ayıracağını” deklâre etmişken, onlar hortumcuların kontrolünde gazete çıkarmaya devam etmekte hiçbir beis görmemektedir.

vakit, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da “inananların yüzakı” olma misyonunu sürdürecektir.
inananların gören gözü, işiten kulağı, haykıran sesi olmaya devam edecektir.

bomba koydurarak, kaleşnikofla taratarak, çete reisine iftira ettirerek, 28 şubat sürecinde 400 polisle baskın yaptırarak susturulmak istenen sesimiz, allah’ın izniyle bundan sonra da gür bir şekilde çıkmaya devam edecektir.

hiç kimsenin yanlışına sahip çıkmayacak, ancak komplolara da boyun eğmeyeceğiz.

kamuoyuna saygıyla duyurulur.

yayin kurulu

http://habervaktim.com/haberoku.php?id=18117

***

yorum yapmayacağım.
midem bulandı benim, şimdi kusacam!

komplo dedikleri olayı bir de hüseyin üzmez’ in yaptığı telefon konuşmasından, kendi dilinden dinleyelim;

"kan adet halinde misin? bugün gelecektim, hasta olduğuna göre niye geleyim oraya kadar. hastasın kızım seni derde sokmak istemiyorum hele iyileş de öbür hafta bir şey ederiz. yine sizi çağırırım, mudanya’ya götürürüm. iyi olsaydın bugün gelecektim işte bir gece kalırdık, ondan sonra sizi gönderir ben de dönerdim. iyi ayarlamıştım ama hastalık girdi araya. inşallah gelecek hafta sonu olur. tezgahları kuruyoruz. az kaldı 1-2 ay sonra baban orada işe başlayacak. ben de yakınım zaten. gece gündüz beraber oluruz."

komplonuzun amına koyiim sizin lan.

gözlük takmak

kuru gurultuye terlik atan insan
bundan 35 sene önce tanık olduğum bir çocuk kavgasını çağrıştıran bir durum.

yeşilköy’ de, bestekâr osman nihat akın sokak’ ta (telefon santralinin olduğu sokakta) geçiyor bu kavga.. taraflardan birinin adı "yunus", diğeri "hüseyin"!
daha 12-13 yaşlarındalar ama, küfür hak getire!! o zamanlar masumane küfürcükler kullanılırdı...

kısa bir itekleşmeden sonra;
yunus: dörtgöz! dörtgözsün oğlum sen işte.
hüseyin: (bir hışımla gözlüklerini çıkartır ve yere atarak üzerine basıp, kırar.) bak oğlum, ben gözlükleri çıkarttım.. (ağlamaklıdır, evde kötek o’ nu bekliyordur zira!) dörtgözlükten kurtuldum. ama sen salaklığından asla kurtulamayacaksın!!!

7-8 yaşlarındaydım o vakitler. hâlâ daha aklımda kalabilecek denli yer etmiş demek ki bu cevap.

turkcell in mustafa filminin sponsorluğunun iptali

kuru gurultuye terlik atan insan
bu gsm operatörü;
"bizim her kesimden müşteri potansiyelimiz var, bu işi bırakıyoruz" deyip,
önce sponsor olmuş, sonra da, işte bu gösterdiği gerekçeyle de "mustafa" filminden sponsorluğunu çekmiştir.

ve bunu da açıklamıştır.

yarın sabah saat 9 itibarıyla;
benim de artık türkcell diye bir şirketten haberim olmayacaktır.
düzen yalakalarıyla da işim olmadı, bundan sonra da olmayacaktır.
bunca sene verdiğim tüm paralar da haram olsun lan size...

tanrıyi mahkemeye vermek

kuru gurultuye terlik atan insan
amerika’ da gerçekleşen doğal afetler sebebiyle, sorumlunun tanri olduğunu varsayan bir senatörün girişimi.
*
bu arada, açılmak istenen bu davada; yapılan terör tehditlerinin de tanrı tarafından engellenmesi istenilmiş.

neyse; sadede gelelim..
mahkemenin cevabı; "davalının ikametgah adresi olmadığından davanın iptali!"

bi’ de temel’ i beğenmezsiniz!

atom bombası bulunca ilk atılacak yerler

kuru gurultuye terlik atan insan
olguyu ciddiye alıp;

1- israil,
2- george w bush,
3- tony blair,
4- atlas okyanusu,
5- anaokulu öğretmeni,
6- ortadoğu, afrika, doğu asya,
7- ha bire sömürülen ve ele geçirilmek istenilen yer(ülke)ler,
8- (bir arkadaştan da) ağızdan hap şeklinde alınmak suretiyle..

verilen kabaca cevaplara bir bakalım!

1- israil:

muhtemelen, filistinlilere yaptığı zulümden, dünyaya egemen olma arzularından doğan karşı atak bir cevap; haklıdır. dinsel kapalılıklarının yanında, tüm dünya üzerinde kurdukları lobilerle; hiç bir ülkeyi sömürgeleştirmeden kendi saflarına çekebilen, politik ve askeri anlamda ortadoğunun değil, neredeyse dünyanın en kuvvetli ve köklü devletlerinden biridir israil. sevimsizdirler de;
kabul edilebilir.

ha’di biraz da ahmet alttanalcılık oynayalım!
binlerce senedir kendi topraklarında yaşayan israiloğulları’ nın soyundan gelme israil halkı ve devleti; neden kabul etsin ki, topraklarına sonradan gelme, arap filistinlileri? siz kabul eder miydiniz; kürtlerin de böyle yapmalarını, türkiye cumhuriyeti toprakları içinde?(????)

2- george w bush:

adamın gözleri yeter!
kafasının içindeki beyni yeter atom bombası atmaya, tamam.

de.. o’na, ne yapacağını bildiği halde oy veren milyonlarca faşist ve kafatasçı amerikan halkına ne demeli? neden amerika’ ya değil de sadece onun tam kafasının üstüne? bu herif gökten zembille gelmedi di’ mi?

3- tony blair:

dünyanın en sevimli başkanı olabilecekken, dünyanın en kafatasçı hayvanı olmayı seçen şeytanın tekidir. evet; doğru! fakat bush için söylediklerimizi, bu ingiliz soğuk nevaleleri (halkı) için de söyleyelim ve susalım.

4- atlas okyanusu:

aferin! bu çok iyi bir yanıt olmuş. bu arkadaşımızı düşüncelerinden dolayı tebrik ediyorum. at tabii a.k. atlas’ a! gebersin canlılar, türleri, nesilleri. yaşasın büyük insanlık! tekrar tebrikler.

5- anaokulu öğretmeni:

bu yanıtı veren arkadaşımıza; henüz 7 yaşında olabileceği, başına daha büyük bir olay gelmediği.. mantığından yola çıkarak gülümsüyoruz. bu saatte ayakta kalmasın, yatıralım evladımızı. lazım bize, aman!

6- ortadoğu, afrika, doğu asya:

bu yanıtı;

7 nci yanıtla birlikte en sona bırakmak istiyorum.

8- hap şeklinde ağızdan alıp, içinde patlatmak:

kendi bileceği iştir tabii.
herkesin zevki, anasının örekesi.
selam ederim.

6/7- temelde aynı özelliklere sahip iki yanıt!
7 nci yanıt "neden" belirtmiş lakin, kabak gene fakiri... 1 dakika; ilk önce 6 ncı yanıt!

felaket, insanlık adına utanılması gereken, yüz karası bir yanıt bu!
işin esprisini düşünemiyorum, çünkü üzerine kusmak istiyorum bu söylemin, evet!

neden?
neden afrika’ ya atıyorsun o bombayı?
şakaysa; nedenini söyle.. yok; değilse, bu nasıl bir anlayış ki; açlıktan, sefaletten; hem başka devletlerce, hem kendi insanlarınca sömürülmekten, katledilmekten, ortadan kaldırılmaya çalışılmaktan (soykırımdan) on senelerce çekmiş bu insanların yok olmasını istiyorsun yeryüzünden?

neden?
neden ortadoğu’ ya atıyorsun o bombayı?
birbirleriyle yüzyıllardır geçinemeyen bu devletlerin, aslında din yüzünden birbirlerini zaten yediklerini; fakat gel gör ki; oradaki petrolde hiç de gözleri olmadığı halde, emperyalist puşt devletlerin, değil gözleri, götlerinin deliği bile orada osurdukça; bunun da böyle devam edeceğini biliyorsun değil mi? ne ırak halkı istedi amerikan askerini, ne iran halkı istedi humeyni’yi, ne israil halkı savaşmak istiyor filistinlilerle, ne de filistinliler öldürülmek istiyor israillilerce.. biliyorsun değil mi?

neden?
neden uzak asya’ ya atıyorsun o bombayı?
çin’ den mi korkun? fazlaca çalıştıklarından mı? bak; işkenceyle çocuk işçi çalıştırmalarındansa (?); kabul! gel birlikte bırakalım.. ama sadece amerika değil, bütün dünyaya haykırdıklarındansa, gene olmaz! japonya’ nın neresini beğenmiyorsun? hiroşima’ dan ve nagazaki’ den sonra toparlanıp, dünya devi olmalarından mı alıp veremediğin? bi’ daha at a.k.! daha da büyüsünler, evet! kamboçya bir kenarında, koreler bir tarafında..
hangisine istersen salla! hindistan, afganistan ha keza..
dünyanın neresi sorunlu, neresinde sömürülen insanlar var, hangisi senin başına dert açacaksa; fakirmiş, açmış dinleme.. salla a.k.! salla!

selamlar..
sevgiler...

ben mi nereye atardım?
e tabii, bu kadar laftan sonra; di’ mi ama!?

hani şu;
15.ooo’ de 1 ihtimalle dünyaya çarpma olasılığı olan bir ibne geliyor üstümüze üstümüze ya; o’ na!

******

olguyu ciddiye almayıp;

bulursam o atom bombasını,
uzanır yatardık birlikte..
ve beklerdik ikimiz de;
o mu bana, ben mi ona..
hangimiz ilk patlayacak diye...

nick nicki nickince

kuru gurultuye terlik atan insan
dün yaptığım,
"cuma akşamı gel de peyote’ ye gidelim, hem içer hem eğleniriz"
isimli cazip ve makûl teklifim için;
"birine 6 saat ders çalıştıracam, oradan çıkıp evdeki evcil tahtakurularıma yemle su verecem, saat 12’ de de balkabağına dönüşmem gerekiyor"
gibi nedenlerle bir dahaki haftaya söz aldığım moderatör.
*
korktu muhtemelen de söylemiyor.
e genç tabii daha, doğal!

hüseyin üzmez

kuru gurultuye terlik atan insan
"tertemiz insanlar. ben onlara zekatlarımı vererek yardım ediyorum. livaza benim kızım yaşında. mağdure ise torunum yaşındadır. görüşmeye devam edeceğim" tadında bir röportajı, sıcağı sıcağına vermiş ahlâk yoksunu.

bahsettiği "livaza", kızın annesi. tertemiz insanlar dediği de tüm aile!
ben dayanamıyorum artık lan...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol