gerçekten de ruhu irkilten uyandıran bir etkisi vardır, zira bir alman psikolog hastalarını iyileştirirken ezan sesini kullanmıştır. ve bunu kamoyuna itiraf etmiştir.
efsanevi bir tesir bırakan, görsel ve işitsel öğelerin sanatsal estetikle oluşturduğu kompozisyonun bir insanı nasıl etkileyebileceğine şahitlik eden en güzel kısa film örneklerindendir. ki bence insan’da bu etkiyi yaratan her eser başarılıdır. insanın özünden, içinden bir şeyler yakalamıştır ve mana’yı doğurtturmuştur. filmin bu sirayeti sürerken aynı zamanda izleyeni ağır bir o kadar da sade felsefik ve psikolojik sorgulamalar altında bırakıp uzun süre düşündürecektir.
yetersiz ekipmanla bu başarılı eseri üreten, gelecek vaadeden fırat konuşluyu tebrik ederim.
esere youtube dan erişilebilir:
http://www.youtube.com/watch?v=-hyd9pqr8m4
yetersiz ekipmanla bu başarılı eseri üreten, gelecek vaadeden fırat konuşluyu tebrik ederim.
esere youtube dan erişilebilir:
http://www.youtube.com/watch?v=-hyd9pqr8m4
bir yaprağı koparmakında içinde olduğu bir film türüdür.
youtube dan izlenebilir :http://www.youtube.com/watch?v=-hyd9pqr8m4
youtube dan izlenebilir :http://www.youtube.com/watch?v=-hyd9pqr8m4
anadoluda yetişen büyük velîlerden. harputun percenç köyünde 1803 (h.1218) senesinde doğdu. babasının ismi abdullah efendidir. ilk tahsîlini harputta yaptıktan sonra, ilim öğrenmek için istanbula gitti. fâtih câmii etrâfındaki sahn-ı semân medreselerinde ders gördü. istanbulda uzun bir tahsîl hayâtından sonra icâzet, diploma aldı ve harputa döndü. harput meydan câmii medresesinde ders verdi ve çok sayıda talebe yetiştirdi. talebeleri üzerine çok titreyen harputlu ishak efendi; "talebe, solmayan güle ve konuşan bülbüle benzer." buyururdu.
harputlu ishak efendi, harputta iki sene kaldıktan sonraistanbula giderek ilim öğrendiği medresede ders vermeye başladı. sohbetlerinin tatlılığı ve ilminin yüksekliği ile kısa zamanda meşhur oldu. zamânın sultânı abdülazîz han tarafından saraya dâvet edildi. sultan ona huzur hocalığını verdi. sultan abdülhamîd han zamânında istanbul pâyeliği rütbesi verildi ve evkaf nezâretinde büyük bir komisyona üye oldu. 1855te ise dârülmaârif hocalığına getirildi.
hıristiyanların; "islâmiyet kılıç zoruyla yayıldı ve kabûl ettirildi." iddiâlarını değişik delillerle çürüten harputlu ishak efendi; "saldırmakla, öldürmekle bu yüce din yayılmadı. bu devletleri ayakta tutan, yaşatan büyük ve başlıca kuvvet; îmân, adâlet, doğruluk ve fedâkarlık kudretiydi. ruslar, yüz yıldan beri istilâ ettikleri kazan, özbekistan, kırım, dağıstan ve türkistanda bulunan müslümanların küçük çocuklarından, en ihtiyarına kadar her ferd için senede birer altın almışlardır. ayrıca askerlik yapmak, mekteplerde türkçe konuşturmayıp, zorla rusça öğretmek gibi çeşitli işkence ve zorlamalara rağmen bu kadar senedir rusyadaki müslümanlardan kaç kişi hıristiyan olmuştur." buyurdu.
yine protestanların; "oruç tutmak gibi ağır bir yükü, insanlara yüklemek yerine, insanın yalnız bozuk, kötü niyetlerden ve bâtıl düşüncelerden kendini uzaklaştırmasını herkese tavsiye ederiz." sözlerine ise; "allah tarafından gönderilen hak dînin ahkâmını insanlar değiştiremezler. oruç, yalnız aç ve susuz kalmaktan ibâret değildir. orucun bâtınî birçok hikmet ve faydaları vardır. ilâhî esaslar üzerine binâ edilmiş olan bir farzı papazların ve hiçbir kimsenin tahrif etmeye, değiştirmeye selâhiyeti yoktur. oruç zâhirî ve lüzumsuz amel değildir."
harputlu ishakefendi buyurdu ki: "akıl sâhibi olan herkesin açıkça gördüğü gibi, kâinâta ibret nazarıyla bakıldığında, bütün işlerin ve hallerin, bir düzen içinde değişmeyen kânunlara bağlı olduğu görülür. o kânunları koyan ve aynı şekilde hıfz eden bir yaratıcının, yâni vâcib-ül-vücûd olan allahü teâlânın lâzım olduğu, aklı selîm sâhibi kimseler tarafından hemen anlaşılır. işte cenâb-ı hak, bu her şeyin ilk başlangıcı ve keyfiyeti, nasıl olduğu akıl ile anlaşılmayan ezelî ve ebedî olan mutlak yaratıcısıdır. o, bütün kemâlâtı ve üstünlükleri kendisinde toplamıştır."
harputlu ishak efendi, hastalanıp yatağa düşünce, talebeleri ve ziyâretine gelenler çok üzüldüler. onlara; "neden üzülüyorsunuz dostlarım? gören de sizi hiçbir şey bilmez sanır. ölüm mümine hediyedir. ölüm hakka kavuşmaktır. ölüm, fânî âlemden göç etmektir. ölüm yok olmak değildir. bırakınız üzülmeyi ve ağlamayı. ben seviniyorum, çünkü asıl vatanıma gidiyorum." buyurdu. 1891 (h.1309) senesinde istanbulda vefât etti. fâtih câmiinin kıble tarafındaki bahçeye defnedildi.
harputlu ishak efendi birçok eser yazmıştır. bâzıları şunlardır: 1) şems-ül-hakika, 2) zübde-i ilm-i kelâm, 3) esile ve ecvibe-i hikemiye, 4) miftah-ül-uyûn, 5) esile ve ecvibe-i mecmuât-ül-kavâid (4 cilt), 6) kâşif-ül-esrar, 7) diyâ-ül-kulûb: bu eser ihlâs a.ş. tarafından cevâb veremedi ismiyle türkçeye çevrilip bastırılmıştır.
1) osmanlı müellifleri; c.1, s.247
2) sicilliosmânî; c.1, s.329
3) harput yollarında
kaynak:http://www.uluyol.net/...r&op=content&tid=624
harputlu ishak efendi, harputta iki sene kaldıktan sonraistanbula giderek ilim öğrendiği medresede ders vermeye başladı. sohbetlerinin tatlılığı ve ilminin yüksekliği ile kısa zamanda meşhur oldu. zamânın sultânı abdülazîz han tarafından saraya dâvet edildi. sultan ona huzur hocalığını verdi. sultan abdülhamîd han zamânında istanbul pâyeliği rütbesi verildi ve evkaf nezâretinde büyük bir komisyona üye oldu. 1855te ise dârülmaârif hocalığına getirildi.
hıristiyanların; "islâmiyet kılıç zoruyla yayıldı ve kabûl ettirildi." iddiâlarını değişik delillerle çürüten harputlu ishak efendi; "saldırmakla, öldürmekle bu yüce din yayılmadı. bu devletleri ayakta tutan, yaşatan büyük ve başlıca kuvvet; îmân, adâlet, doğruluk ve fedâkarlık kudretiydi. ruslar, yüz yıldan beri istilâ ettikleri kazan, özbekistan, kırım, dağıstan ve türkistanda bulunan müslümanların küçük çocuklarından, en ihtiyarına kadar her ferd için senede birer altın almışlardır. ayrıca askerlik yapmak, mekteplerde türkçe konuşturmayıp, zorla rusça öğretmek gibi çeşitli işkence ve zorlamalara rağmen bu kadar senedir rusyadaki müslümanlardan kaç kişi hıristiyan olmuştur." buyurdu.
yine protestanların; "oruç tutmak gibi ağır bir yükü, insanlara yüklemek yerine, insanın yalnız bozuk, kötü niyetlerden ve bâtıl düşüncelerden kendini uzaklaştırmasını herkese tavsiye ederiz." sözlerine ise; "allah tarafından gönderilen hak dînin ahkâmını insanlar değiştiremezler. oruç, yalnız aç ve susuz kalmaktan ibâret değildir. orucun bâtınî birçok hikmet ve faydaları vardır. ilâhî esaslar üzerine binâ edilmiş olan bir farzı papazların ve hiçbir kimsenin tahrif etmeye, değiştirmeye selâhiyeti yoktur. oruç zâhirî ve lüzumsuz amel değildir."
harputlu ishakefendi buyurdu ki: "akıl sâhibi olan herkesin açıkça gördüğü gibi, kâinâta ibret nazarıyla bakıldığında, bütün işlerin ve hallerin, bir düzen içinde değişmeyen kânunlara bağlı olduğu görülür. o kânunları koyan ve aynı şekilde hıfz eden bir yaratıcının, yâni vâcib-ül-vücûd olan allahü teâlânın lâzım olduğu, aklı selîm sâhibi kimseler tarafından hemen anlaşılır. işte cenâb-ı hak, bu her şeyin ilk başlangıcı ve keyfiyeti, nasıl olduğu akıl ile anlaşılmayan ezelî ve ebedî olan mutlak yaratıcısıdır. o, bütün kemâlâtı ve üstünlükleri kendisinde toplamıştır."
harputlu ishak efendi, hastalanıp yatağa düşünce, talebeleri ve ziyâretine gelenler çok üzüldüler. onlara; "neden üzülüyorsunuz dostlarım? gören de sizi hiçbir şey bilmez sanır. ölüm mümine hediyedir. ölüm hakka kavuşmaktır. ölüm, fânî âlemden göç etmektir. ölüm yok olmak değildir. bırakınız üzülmeyi ve ağlamayı. ben seviniyorum, çünkü asıl vatanıma gidiyorum." buyurdu. 1891 (h.1309) senesinde istanbulda vefât etti. fâtih câmiinin kıble tarafındaki bahçeye defnedildi.
harputlu ishak efendi birçok eser yazmıştır. bâzıları şunlardır: 1) şems-ül-hakika, 2) zübde-i ilm-i kelâm, 3) esile ve ecvibe-i hikemiye, 4) miftah-ül-uyûn, 5) esile ve ecvibe-i mecmuât-ül-kavâid (4 cilt), 6) kâşif-ül-esrar, 7) diyâ-ül-kulûb: bu eser ihlâs a.ş. tarafından cevâb veremedi ismiyle türkçeye çevrilip bastırılmıştır.
1) osmanlı müellifleri; c.1, s.247
2) sicilliosmânî; c.1, s.329
3) harput yollarında
kaynak:http://www.uluyol.net/...r&op=content&tid=624
insanlıktan, özden bir şeyler yakalamış, gayet sade açık ve çarpıcı bir kısafilm. arinsu arslanı tebrik ederiz ve devamını bekleriz...
(bkz: ramazan 2007 iftar zirvesi ankara ayagi)
ayrıca bilgi sözlükte bilgi sözlükten başka bir topluluğun zirvesi olmayacağına göre ana başlıkta neden "bilgi sözlük" eklenmiş anlamış olmadığım zirve.
ayrıca bilgi sözlükte bilgi sözlükten başka bir topluluğun zirvesi olmayacağına göre ana başlıkta neden "bilgi sözlük" eklenmiş anlamış olmadığım zirve.
ikinci dilek.
türkiyenin ve dahi yitimi planlanmakta olan birçok ülkenin içinde bulunduğu hâl.
(bkz: parcalanmamiz kime yarayacak)
(bkz: parcalanmamiz kime yarayacak)
bildiğim kadarıyla;
la ilahe illallahı kelime kelime incelersek eğer,
la ilah : ilah yoktur
illa allah : sadece allah vardır. anlamı çıkar ki bu da tevhid inancının büyük sırrını açıklamaya yöneliktir. genelde bu anlam : "allah tan başka ilah yoktur"la karıştırılır lakin bilenler böyle olmadığını, "ilah yoktur sadece allah" vardır anlayışının olması gerektiğini vurguluyorlar. bu iki cümle arasında muazzam bir fark vardır. birin de allah tanrılaştırılırken ilahlaştırılırken, ötekisinde gökte yukarıdaki tanrı anlayışı öldürülmektedir.
edit: ayrıca ateistlerin keşifleri bu cümleden ibarettir. la ilahe derler. yani gökte yukarıda gayri, ayrık bir tanrının var olmayacağını mantıken keşfetmişlerdir. hatta bu halleriyle birçok müslümandan daha çok müslüman olmuş olabilirler. illallah sırrına ermeleri murad olunur. allah işimizi kolaylaştırsın.
la ilahe illallahı kelime kelime incelersek eğer,
la ilah : ilah yoktur
illa allah : sadece allah vardır. anlamı çıkar ki bu da tevhid inancının büyük sırrını açıklamaya yöneliktir. genelde bu anlam : "allah tan başka ilah yoktur"la karıştırılır lakin bilenler böyle olmadığını, "ilah yoktur sadece allah" vardır anlayışının olması gerektiğini vurguluyorlar. bu iki cümle arasında muazzam bir fark vardır. birin de allah tanrılaştırılırken ilahlaştırılırken, ötekisinde gökte yukarıdaki tanrı anlayışı öldürülmektedir.
edit: ayrıca ateistlerin keşifleri bu cümleden ibarettir. la ilahe derler. yani gökte yukarıda gayri, ayrık bir tanrının var olmayacağını mantıken keşfetmişlerdir. hatta bu halleriyle birçok müslümandan daha çok müslüman olmuş olabilirler. illallah sırrına ermeleri murad olunur. allah işimizi kolaylaştırsın.
bu topraklardaki insanların süratli bir şekilde bölünmesinin doğal sonucu olarak yakın da nerdeyse her kimlik numarası ayrı bir gurup adı olacaktır. bu kitlesel bölünme hareketi neden nasıl geldi diye kendimize soracak olursak şu bariz cevabı almamız uzun sürmez.
"muazzam derecede toplumsal sevgi ve hoşgörü yitimi yaşıyoruz" ve de neticesel olarak
"hep birbirimizin hatalarını kolluyoruz". işte bu en küçük birlik aileden başlayarak bütün ülkeyi ayrıksamak da, birliğini bozmakta, sayılayamayacak kadar guruplaştırmaktadır.
72 iki milleti bir gözle gören yunuslar yetiştiren, misavirperverlikte yarışan büyük hoşgörü sahibi bu insanlara ne oldu ?
lost izleyenler bilir : live together die alone
yine bir hadis : "allah ın rahmeti cemaatin üzerinedir" (cemaat topluluk demek, aman saptırılmasın) yani birlikten kuvvet doğar. bölünmüşlükten de acizlik!
peki bu acizlik acaba kimlerin işine yarayacak, kimlerin menfaatine olacak ve kimlerin zararına ?
bir an önce bu sorumluluk gerektiren soruların ve cevaplarının farkına varıp ona göre önlemini almamız gerekmektedir. yoksa ölüm çok kolay, bu gidişatın marifeti yoktur, marifetli olan, zor olan yaşamak, kardeşçe birlik olarak yaşayabilmektir.
"muazzam derecede toplumsal sevgi ve hoşgörü yitimi yaşıyoruz" ve de neticesel olarak
"hep birbirimizin hatalarını kolluyoruz". işte bu en küçük birlik aileden başlayarak bütün ülkeyi ayrıksamak da, birliğini bozmakta, sayılayamayacak kadar guruplaştırmaktadır.
72 iki milleti bir gözle gören yunuslar yetiştiren, misavirperverlikte yarışan büyük hoşgörü sahibi bu insanlara ne oldu ?
lost izleyenler bilir : live together die alone
yine bir hadis : "allah ın rahmeti cemaatin üzerinedir" (cemaat topluluk demek, aman saptırılmasın) yani birlikten kuvvet doğar. bölünmüşlükten de acizlik!
peki bu acizlik acaba kimlerin işine yarayacak, kimlerin menfaatine olacak ve kimlerin zararına ?
bir an önce bu sorumluluk gerektiren soruların ve cevaplarının farkına varıp ona göre önlemini almamız gerekmektedir. yoksa ölüm çok kolay, bu gidişatın marifeti yoktur, marifetli olan, zor olan yaşamak, kardeşçe birlik olarak yaşayabilmektir.
işin aslı özü yine kaçmış anlaşılan. lakin burada asıl üzerinde durulması gereken, bu topraklarda her gün içiçe olduğumuz dostlarımızı kardeşlerimizi neden ayrıksadığımızdır bence. evet en ciddi problemimiz bu! yoksa ha türbanlı diye ayırmışsın ha laik diye ve dahi başka bir şey... neden böyle davranıyoruz? neden hep bir suçlu kesim bir başkası arıyoruz bunu iyi irdelememiz lazım #674967
veyahutta şu soruyu unutmamamız lazım:
parçalanmamız kime yarayacak ?
veyahutta şu soruyu unutmamamız lazım:
parçalanmamız kime yarayacak ?
köledir, başarısız olacak insandır ki bir şeye esir olmak gerçek başarıyı engeller.
her insan başarılıdır.
an itibariyle aşağıdaki konuşmayı yaptığım bot.
botefal: merhaba kirlisakal.
tefal ürünleri, yemek tarifleri, püf noktaları, pratik bilgiler... hepsine nasıl ulaşacağınızı öğrenmek için konu yazın.
kirlisakal: selamınaleyküm botefal
botefal: botefal size yemek tarifleri, pratik bilgiler ve tefal ürünlerini tanıtan bir bilgisayar programıdır
kirlisakal: biliyorum olm
botefal: sorduğunuz soru aşağıdakilerden biri ise lütfen seçiniz.
kirlisakal: bunlardan değil
botefal: bir düşüneyim
kirlisakal: nasılsın aabi ?
botefal: iyiyim teşekkür ederim bu arada sitemize üye olup size verdiğimiz şifreyi yazarak çekilişimize katılabilirsiniz. şifreniz: 030f38
kirlisakal: yaa böle reklam ağızları yapma iki dakka delikanlı ol
botefal: sorduğunuz soru aşağıdakilerden biri ise lütfen seçiniz.
kirlisakal: sende iş yok abicim
botefal: bu bana yokluğu çağrıştırdı
kirlisakal: hadi naş
botefal: deneyeceğim
kirlisakal: dene bakalım
botefal: olur
kirlisakal: ee noldu ?=
botefal: pekala
kirlisakal: oğlumu bulan ve getirene tam 100 bin lira para vereceğim
botefal: para insanın elinin kiridir derler.
kirlisakal: bunu sen mi diyon reklamcı düdük
botefal: sorduğunuz soru aşağıdakilerden biri ise lütfen seçiniz.
botefal: merhaba kirlisakal.
tefal ürünleri, yemek tarifleri, püf noktaları, pratik bilgiler... hepsine nasıl ulaşacağınızı öğrenmek için konu yazın.
kirlisakal: selamınaleyküm botefal
botefal: botefal size yemek tarifleri, pratik bilgiler ve tefal ürünlerini tanıtan bir bilgisayar programıdır
kirlisakal: biliyorum olm
botefal: sorduğunuz soru aşağıdakilerden biri ise lütfen seçiniz.
kirlisakal: bunlardan değil
botefal: bir düşüneyim
kirlisakal: nasılsın aabi ?
botefal: iyiyim teşekkür ederim bu arada sitemize üye olup size verdiğimiz şifreyi yazarak çekilişimize katılabilirsiniz. şifreniz: 030f38
kirlisakal: yaa böle reklam ağızları yapma iki dakka delikanlı ol
botefal: sorduğunuz soru aşağıdakilerden biri ise lütfen seçiniz.
kirlisakal: sende iş yok abicim
botefal: bu bana yokluğu çağrıştırdı
kirlisakal: hadi naş
botefal: deneyeceğim
kirlisakal: dene bakalım
botefal: olur
kirlisakal: ee noldu ?=
botefal: pekala
kirlisakal: oğlumu bulan ve getirene tam 100 bin lira para vereceğim
botefal: para insanın elinin kiridir derler.
kirlisakal: bunu sen mi diyon reklamcı düdük
botefal: sorduğunuz soru aşağıdakilerden biri ise lütfen seçiniz.
neticede birinden vazgeçmek lazım ya sakal gitçek ya bıyık, aslında progresiv mantık yürütmeyle ikisinden de vazgeçmeyip ortadan da tükürülenebilinir ya da hiç tükürülmeyebilinir de. bir sürü alternatifi var.
güzel bir sorudur.
cevap şarkı olarak arif sağın yorumladığı insan olmaya geldim verilebilir.
cevap şarkı olarak arif sağın yorumladığı insan olmaya geldim verilebilir.
son iki entry ile bazı konularda kendisini ifade edemediğini düşünen yazar.
öncelikli okunması gereken entry : #676054
beni ikiyüzlü de yapmışsınız doğrudur. siz öyle görüyorsanız sizin için sadece o’yumdur.
hz muhammed s.a.v yolda giderken birisi
- ya resulullah sen ne güzel bir insansın böyle. demiş.
resulullah
- doğrudur.
sonra biraz daha gitmişler, bir başka insan
- ya muhammed, sen ne yalancı kötü bir insansın böyle demiş.
ona da
- doğrudur
demiş resulullah. sebebi o insanın anlam dünyasında o şey o anlamı alıyorsa buna kimsenin itiraz etme hakkı yok. adam öyle görüyor..
bu yüzden bana karşı olan atıflarınıza cevap vermeye lüzum görmüyorum güzel kardeşim.
gelelim mini etek ve türban olayına. öncelikle türbana karşı yapılan ve türban fikrinin kendisine karşı yapılan eleştirilere ben hiçbir şey demedim. sadece türban takan insanları kendilerine uğraş edinmiş insanların yaptıklarını eleştirdim. yani "jip kullanan türbanlı" başlığındaki entryler türban ile ilgili değildir. daha çok türbanlı kesim ile ilgilidir ki o insanlara karşı oluşan bir korku bir takıntının eseridir şahsımca.
diğer yandan benim eleştirisini yaptığım ise mini etektir. mini eteği giymiş ve dahi ne olduğundan habersiz zavallı insanlar değil. yani ben tutup da "mini etekli kız burger kingte göz kırparken" ve benzeri envay çeşit saçma sapan başlıklar açıp bu kişileri kendime takıntı edinmedim.
ayrıca sözlükte sırf ben değil bir sürü insan "şunu yapan türbanlı bunu yapan türbanlı" muhabbetinden sıkılmışlardır.
(bkz: sozlukte turban krizi)
umarım yeterince açık olmuştur.
lütfen birbirimizi anlamak konusunda gereken itinayı gösterelim. ki önceki mesajlarımdan da böyle demek istediğim yeterince açıktı.
sevgiyle saygıyla kalma dileğiyle...
vesselam.
şunu anlamamız lazım, kimse kimseye düşman değil ve biz ancak birbirimize destek olursak ayakta dik durabileceğiz.
gelin birlik olalım işi kolay kılalım
öncelikli okunması gereken entry : #676054
beni ikiyüzlü de yapmışsınız doğrudur. siz öyle görüyorsanız sizin için sadece o’yumdur.
hz muhammed s.a.v yolda giderken birisi
- ya resulullah sen ne güzel bir insansın böyle. demiş.
resulullah
- doğrudur.
sonra biraz daha gitmişler, bir başka insan
- ya muhammed, sen ne yalancı kötü bir insansın böyle demiş.
ona da
- doğrudur
demiş resulullah. sebebi o insanın anlam dünyasında o şey o anlamı alıyorsa buna kimsenin itiraz etme hakkı yok. adam öyle görüyor..
bu yüzden bana karşı olan atıflarınıza cevap vermeye lüzum görmüyorum güzel kardeşim.
gelelim mini etek ve türban olayına. öncelikle türbana karşı yapılan ve türban fikrinin kendisine karşı yapılan eleştirilere ben hiçbir şey demedim. sadece türban takan insanları kendilerine uğraş edinmiş insanların yaptıklarını eleştirdim. yani "jip kullanan türbanlı" başlığındaki entryler türban ile ilgili değildir. daha çok türbanlı kesim ile ilgilidir ki o insanlara karşı oluşan bir korku bir takıntının eseridir şahsımca.
diğer yandan benim eleştirisini yaptığım ise mini etektir. mini eteği giymiş ve dahi ne olduğundan habersiz zavallı insanlar değil. yani ben tutup da "mini etekli kız burger kingte göz kırparken" ve benzeri envay çeşit saçma sapan başlıklar açıp bu kişileri kendime takıntı edinmedim.
ayrıca sözlükte sırf ben değil bir sürü insan "şunu yapan türbanlı bunu yapan türbanlı" muhabbetinden sıkılmışlardır.
(bkz: sozlukte turban krizi)
umarım yeterince açık olmuştur.
lütfen birbirimizi anlamak konusunda gereken itinayı gösterelim. ki önceki mesajlarımdan da böyle demek istediğim yeterince açıktı.
sevgiyle saygıyla kalma dileğiyle...
vesselam.
şunu anlamamız lazım, kimse kimseye düşman değil ve biz ancak birbirimize destek olursak ayakta dik durabileceğiz.
gelin birlik olalım işi kolay kılalım
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?