this is my shit ten sonra this shit is bananas cümlesini duyunca nimete hakaret etti gerekçesiyle hatuna küfrettiğim şarkı
konserde eminemle birlikte marilyn mansonun söyledikleri bir şarkı.
ne yazıkki bir metalci bir hiphop konserinde sahneye çıkarsa sadece mal gibi oluyor.
ne yazıkki bir metalci bir hiphop konserinde sahneye çıkarsa sadece mal gibi oluyor.
beni bitiren the world is a scary place
now that you ve woken up the demon in me cümlesinin geçtiği benzersiz parçalardan biridir.
now that you ve woken up the demon in me cümlesinin geçtiği benzersiz parçalardan biridir.
cradle of filth gurubunun en güzel şarkıları arasındadır.
cobra starship gurubunun gwen stefani nin hollaback girl şarkısından esinlenerek seslendirdikleri parça:
uh huh holy shit
its about time you get off my dick
few times ive been around that track
but your ass is still fat [fast]
gonna stay like that
cuz i aint yo hollaback boy
i aint yo hollaback boy
mmmhmm this is my shit
you damn right i was talking shit
i told ure man so you would hear it
what you doin actin like dat
now people know whassup
see you kickin my place
over lookin your face
i hit a home run
then i kicked u out
first i broke my pompom out
and now you know whassup
mmmhm this is my shit
so last night girl i saw you underneath the bleachers
givin head to a substitute teacher
perfect grades didnt make no sense
but now its all cleared up
and its coming right back
cuz im tellin your pap
so dont freak out when the secrets out
thats right cuz you cant deny this
your knees are all scratched up
mmmhm this is my shit
let me hear you say this shit is supercalifragilistic expialidocious
s.u.p.e.r.c.a.l.i.f.r.a.... whatttttttt!!
mmmhm this is my shit
uh huh holy shit
its about time you get off my dick
few times ive been around that track
but your ass is still fat [fast]
gonna stay like that
cuz i aint yo hollaback boy
i aint yo hollaback boy
mmmhmm this is my shit
you damn right i was talking shit
i told ure man so you would hear it
what you doin actin like dat
now people know whassup
see you kickin my place
over lookin your face
i hit a home run
then i kicked u out
first i broke my pompom out
and now you know whassup
mmmhm this is my shit
so last night girl i saw you underneath the bleachers
givin head to a substitute teacher
perfect grades didnt make no sense
but now its all cleared up
and its coming right back
cuz im tellin your pap
so dont freak out when the secrets out
thats right cuz you cant deny this
your knees are all scratched up
mmmhm this is my shit
let me hear you say this shit is supercalifragilistic expialidocious
s.u.p.e.r.c.a.l.i.f.r.a.... whatttttttt!!
mmmhm this is my shit
müzik dinlerken bir yandan da sözlerinin şarkıyla simultane olarak ilerlediği güzel bir program. hemen hemen tüm müzik çalma programlarıyla çalışır,otomatik olarak açılır.
internetten legal olarak bedava indirilebilecek bir programdır.
internetten legal olarak bedava indirilebilecek bir programdır.
petula clarkın seslendirdiği neşeli parça
aynı parçayı frank sinatra ve emma bunton da seslendirmektedir
when you’re alone
and life is making you lonely,
you can always go downtown
when you’ve got worries,
all the noise and the hurry
seems to help, i know, downtown
just listen to the music of the traffic in the city
linger on the sidewalk where the neon signs are pretty
how can you lose?
the lights are much brighter there
you can forget all your troubles, forget all your cares and go
downtown, things’ll be great when you’re
downtown, no finer place for sure,
downtown, everything’s waiting for you
don’t hang around
and let your problems surround you
there are movie shows downtown
maybe you know
some little places to go to
where they never close downtown
just listen to the rhythm of a gentle bossanova
you’ll be dancing with ’em, too, before the night is over
happy again
the lights are much brighter there
you can forget all your troubles, forget all your cares and go
downtown where all the lights are bright,
downtown, waiting for you tonight,
downtown, you’re gonna be alright now
downtown
and you may find somebody kind to help and understand you
someone who is just like you and needs a gentle hand to
guide them along
so, maybe i’ll see you there
we can forget all our troubles, forget all our cares and go
downtown, things’ll be great when you’re
downtown, don’t wait a minute more,
downtown, everything’s waiting for you
aynı parçayı frank sinatra ve emma bunton da seslendirmektedir
when you’re alone
and life is making you lonely,
you can always go downtown
when you’ve got worries,
all the noise and the hurry
seems to help, i know, downtown
just listen to the music of the traffic in the city
linger on the sidewalk where the neon signs are pretty
how can you lose?
the lights are much brighter there
you can forget all your troubles, forget all your cares and go
downtown, things’ll be great when you’re
downtown, no finer place for sure,
downtown, everything’s waiting for you
don’t hang around
and let your problems surround you
there are movie shows downtown
maybe you know
some little places to go to
where they never close downtown
just listen to the rhythm of a gentle bossanova
you’ll be dancing with ’em, too, before the night is over
happy again
the lights are much brighter there
you can forget all your troubles, forget all your cares and go
downtown where all the lights are bright,
downtown, waiting for you tonight,
downtown, you’re gonna be alright now
downtown
and you may find somebody kind to help and understand you
someone who is just like you and needs a gentle hand to
guide them along
so, maybe i’ll see you there
we can forget all our troubles, forget all our cares and go
downtown, things’ll be great when you’re
downtown, don’t wait a minute more,
downtown, everything’s waiting for you
pkk ya destek verip kürdistan devleti kurdurarak doğunun petrolünü sömürme amacını güden amerikanın uzun süre öncesinden planladığı kürdistan devleti sınırları.
bkz:http://www.globalsecurity.org/military/world/war/kurdistan-maps.htm
bkz:http://www.globalsecurity.org/military/world/war/kurdistan-maps.htm
doğan burda rizzoli gurubunun ayda bir yayınladığı genel müdürü neslihan tokcan olan aylık coğrafya ve keşif dergisinin adı.
national geography kadar olmasa da onunla kapışacak kadar kaliteli resimleri haiz bir dergidir.
national geography kadar olmasa da onunla kapışacak kadar kaliteli resimleri haiz bir dergidir.
bu yaracak bir diyalog:
pek dolu olmamasına rağmen minibüs hareket etmek üzereydi. tam o anda kavga ettikleri her hallerinden belli olan iki arkadaş minibüse bindi. birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlardı. çocuklardan biri şoföre parayı uzattı;
-abi bir öğrenci bir de hayvan alır mısın?
pek dolu olmamasına rağmen minibüs hareket etmek üzereydi. tam o anda kavga ettikleri her hallerinden belli olan iki arkadaş minibüse bindi. birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlardı. çocuklardan biri şoföre parayı uzattı;
-abi bir öğrenci bir de hayvan alır mısın?
- mükemmel bir yerde inebilir miyim? (yolcunun kafası karşık sanırım, kendisi de dolmuştakilerle güler söylediğine)
şöför kadını indirirken:
-buyrun size layık değil ama!
yolcu musait bi yerde inmek ister ama dili sürçer;
-musait bi yerde iner misiniz?
şöför :
-niye sen mi kullancan?
rumeli-hisarüstü otobüsüyle taksime doğru gidiyoruz. adamın biri besiktas dolaylarında gayet aceleci bir tavirla,
-kaptan orta kapıyı rica edebilir miyim??
bizim soför olaya hakim:
- tabi abi ayıp ettin. al götür. senden kıymetli mi!
ankarada, çok sıcak bir günde, dolmuştaki bir kokona yelpazesiyle
-"şöfeer bey klimayı açar mısınız cok sıcak olduu" demisti.
pala bıyıklı şöfer amca teyzeyi bi sure suzdukten sonra, kapıyı açıpaçıp kapatmaya başladı.
istanbuldayiz ... dolmuşa bindik, dolmuş doldu, tam kalkicak, elemanın bir açtı kapıyı, içerde tıkış tıkış oturmuşuz, önde 3 kişi arkada 4 ... eleman hala bir umut sordu:
-"kaptan, yer var mi?".
şöför de arkasını dönüp cevap verdi:
-"bilmiyorum, üst kata bi bak bakalım"
şöför kadını indirirken:
-buyrun size layık değil ama!
yolcu musait bi yerde inmek ister ama dili sürçer;
-musait bi yerde iner misiniz?
şöför :
-niye sen mi kullancan?
rumeli-hisarüstü otobüsüyle taksime doğru gidiyoruz. adamın biri besiktas dolaylarında gayet aceleci bir tavirla,
-kaptan orta kapıyı rica edebilir miyim??
bizim soför olaya hakim:
- tabi abi ayıp ettin. al götür. senden kıymetli mi!
ankarada, çok sıcak bir günde, dolmuştaki bir kokona yelpazesiyle
-"şöfeer bey klimayı açar mısınız cok sıcak olduu" demisti.
pala bıyıklı şöfer amca teyzeyi bi sure suzdukten sonra, kapıyı açıpaçıp kapatmaya başladı.
istanbuldayiz ... dolmuşa bindik, dolmuş doldu, tam kalkicak, elemanın bir açtı kapıyı, içerde tıkış tıkış oturmuşuz, önde 3 kişi arkada 4 ... eleman hala bir umut sordu:
-"kaptan, yer var mi?".
şöför de arkasını dönüp cevap verdi:
-"bilmiyorum, üst kata bi bak bakalım"
bu yarar işte.
öğretmen öğrencilere soru soruyor: - "ağaçta 7 kuş var. avcı ateş ediyor, 3 tanesini vuruyor. ağaçta kaç kuş kaldı?" biri cevap veriyor: - "4 kuş kalır." başka bir çocuk da hemen atılır: - "hayır öğretmenim ateş edince bütün kuşlar uçar, ağaçta hiç kuş kalmaz..." öğretmen bunun üzerine: - "cevap yanlış ama stilini sevdim", der. çocuk buna karşılık verir: - "öğretmenim, ben de bir soru sormak istiyorum... karşıdan 3 bayan geliyor, ellerinde dondurma var. biri yalayarak yiyor, biri emerek, biri de ısırarak... bu bayanlardan hangisi evlidir?" öğretmen düşünüyor, düşünüyor... - "emerek yiyen evlidir", diyor... çocuk cevap veriyor: - "hayır öğretmenim, parmağında alyansı olan... ama ben de sizin stilinizi sevdim.
öğretmen öğrencilere soru soruyor: - "ağaçta 7 kuş var. avcı ateş ediyor, 3 tanesini vuruyor. ağaçta kaç kuş kaldı?" biri cevap veriyor: - "4 kuş kalır." başka bir çocuk da hemen atılır: - "hayır öğretmenim ateş edince bütün kuşlar uçar, ağaçta hiç kuş kalmaz..." öğretmen bunun üzerine: - "cevap yanlış ama stilini sevdim", der. çocuk buna karşılık verir: - "öğretmenim, ben de bir soru sormak istiyorum... karşıdan 3 bayan geliyor, ellerinde dondurma var. biri yalayarak yiyor, biri emerek, biri de ısırarak... bu bayanlardan hangisi evlidir?" öğretmen düşünüyor, düşünüyor... - "emerek yiyen evlidir", diyor... çocuk cevap veriyor: - "hayır öğretmenim, parmağında alyansı olan... ama ben de sizin stilinizi sevdim.
elektrik supurgesi saticisi, bir apartman dairesininkapisini calmis, kapiyi acan bayana:
- "hanimefendi, bu elimde gormus oldugunuz kovanin icinde at pisligi var!" demis ve bu bir kova pisligi evin icine dogru savurarak dokuvermis. sonra da:
- "hanimefendi, elimdeki elektrik supurgesi ile 10 dakika icinde bunu temizleyemezsem, bu boku yiyecegim..! kadin saticiya soyle bir bakmis
- "beyefendi, ustune domates sosu da istermisiniz? elektrikler kesik de..
- "hanimefendi, bu elimde gormus oldugunuz kovanin icinde at pisligi var!" demis ve bu bir kova pisligi evin icine dogru savurarak dokuvermis. sonra da:
- "hanimefendi, elimdeki elektrik supurgesi ile 10 dakika icinde bunu temizleyemezsem, bu boku yiyecegim..! kadin saticiya soyle bir bakmis
- "beyefendi, ustune domates sosu da istermisiniz? elektrikler kesik de..
adam doktora gidiyor. -dr. bey karnim atiyor. nasil yani diyor dr. -hani diyor adam kalbim nasıl atiyorsa karnim da iste öyle atiyor. dr. iyice sasiriyor. -allah allahi atmamasi! lazim. sagolun diyor ve gidiyor adam. 2 hafta sonra tekrar geliyor. -tesekkür ederim dr. bey diyor.tavsiyeniz üzetine at mamasi aldim yedim.iyi geldi bütün sikayetlerim bitti.dr. iyice sasiriyor: -allah allah, bitmemesi! lazim
dostum bana bi tane yüzüklerin efendisinin çocuk versiyonundan verir misin ?
(yanımdaki adam korsan vcdciden harry potteri isterken )
"ssk gözlügü yazılır. tansiyona şekere bakılır. kurban kesilir...
(gebzede bir eczanenin camından...)
aksarayda bir lastikçinin vitrininden : (vindovslu aletle rot balansı yapıyoruz...)
"kartuş ve kolonya doldurulur." (eskisehirde bir dükkanın camından...)
"burada adam olana, edebiyle konuşana hizmet verilir..." (eminönünde bir bakkalın camından...)
izmirdeki enterasan bir kuaförün devasa afişindeki gaz verici cümle :
"bir fön neyi değiştirmez ki !..."
bir kırtasiyenin camından : "patlayan top geldi !..."
kocaeli herekede y.y.b.f. karsisinda kendi halinde bir bakkalın camından:
"penguen yemi bulunur !"
kadiköy çarsıda yanımdan geçen bir adam yanındaki diger adama :
"abi ! robinsondaki de eşeklik aslında, niye cuma ile samimi oluyor ki ?!..."
kadıköyde bir duvar :"reşat, lütfen buraya park yapma !..."
kaşta doğan görünümlü bir şahinin arka camından : "the anatolian child does not eat these feet !..."
"geçmiş olsun, buraya kadar frensiz geldik !..."
(işe gelmek için bindiğim dolmuşun söförü, son durağa geldigimizde sırıtarak...)
yaşlı teyze : evladım sağda mübarek bir yerde...
m. söförü : az ilerde camii var, seni orada bırakayım teyze...
adanada belediye otobüsünde ön ve arka kapıda görevli 2 muavin arasinda geçen diyalogdan :
muavin1 : durakta inecek var mi ?
( yolculardan ses çıkmaz )
muavin2 : olumsuz !...
eskişehirde bir belediye otobüsü :
biletçi : arrrrka tamammm, kapat arkayı !
( bir teyze arka kapiya sıkışır )
biletçi : kari sıkıştı, aççç kapa !...
(bkz: otobüs şöförü) : paso lütfen !...
( ben pasoyu almak için cüzdanıma davrandığımda... )
aynı şöför : varsa gösterme !...
izmirde bir kırtasiyenin camında: "yazmayan kalem geldi..."
(yanımdaki adam korsan vcdciden harry potteri isterken )
"ssk gözlügü yazılır. tansiyona şekere bakılır. kurban kesilir...
(gebzede bir eczanenin camından...)
aksarayda bir lastikçinin vitrininden : (vindovslu aletle rot balansı yapıyoruz...)
"kartuş ve kolonya doldurulur." (eskisehirde bir dükkanın camından...)
"burada adam olana, edebiyle konuşana hizmet verilir..." (eminönünde bir bakkalın camından...)
izmirdeki enterasan bir kuaförün devasa afişindeki gaz verici cümle :
"bir fön neyi değiştirmez ki !..."
bir kırtasiyenin camından : "patlayan top geldi !..."
kocaeli herekede y.y.b.f. karsisinda kendi halinde bir bakkalın camından:
"penguen yemi bulunur !"
kadiköy çarsıda yanımdan geçen bir adam yanındaki diger adama :
"abi ! robinsondaki de eşeklik aslında, niye cuma ile samimi oluyor ki ?!..."
kadıköyde bir duvar :"reşat, lütfen buraya park yapma !..."
kaşta doğan görünümlü bir şahinin arka camından : "the anatolian child does not eat these feet !..."
"geçmiş olsun, buraya kadar frensiz geldik !..."
(işe gelmek için bindiğim dolmuşun söförü, son durağa geldigimizde sırıtarak...)
yaşlı teyze : evladım sağda mübarek bir yerde...
m. söförü : az ilerde camii var, seni orada bırakayım teyze...
adanada belediye otobüsünde ön ve arka kapıda görevli 2 muavin arasinda geçen diyalogdan :
muavin1 : durakta inecek var mi ?
( yolculardan ses çıkmaz )
muavin2 : olumsuz !...
eskişehirde bir belediye otobüsü :
biletçi : arrrrka tamammm, kapat arkayı !
( bir teyze arka kapiya sıkışır )
biletçi : kari sıkıştı, aççç kapa !...
(bkz: otobüs şöförü) : paso lütfen !...
( ben pasoyu almak için cüzdanıma davrandığımda... )
aynı şöför : varsa gösterme !...
izmirde bir kırtasiyenin camında: "yazmayan kalem geldi..."
129. ayet
bir rahip arabada tek basina seyir halindeyken,yol kenarinda bekleyen bir rahibeye rastlar, arabasini durdurur ve rahibeyi istedigi yere goturmeyi teklif eder, rahibe de kabul eder. rahibe arabaya biner, bacak bacak ustune atarak elbisesinin açilmasini saglar ve ortaya sahane bacaklar çikar. rahip bacaklara goz atarken, nerdeyse bir kaza geçirecektir. arabayi kontrol altina aldiktan sonra, çevik bir hareketle elini rahibenin bacaklarina goturur. rahibe ona dogru bakar ve "129. ayeti hatirlayin peder" diye soyler. peder sinirlenir ve ozur diler. elini geri çekmek için adeta kendini zorlar. bu arada,gozlerini bir turlu bacaklardan ayiramaz. vites degistirirken yine elini bacaklara dogru kaydiriverir. rahibe bir kere daha "129. ayeti hatirlayin peder" diye soyler.
peder, bir kere daha ozur diler. "bu zayifligim için ozur dilerim". manastira varinca rahibe arabadan iner,pedere dogru anlamli bir goz kirpar ve yoluna devam eder.
kiliseye varinca rahip hemen bir incil aramaya gider ve 129. ayete bakar. ayette "ileri gidin ve arastirin, sonunda zafere ulasacaksiniz" der.
hikayeden çikarilacak ders: isinizle ilgili daima bilgi sahibi olun, yoksa çok buyuk firsatlar kaçirabilirsiniz.
bir rahip arabada tek basina seyir halindeyken,yol kenarinda bekleyen bir rahibeye rastlar, arabasini durdurur ve rahibeyi istedigi yere goturmeyi teklif eder, rahibe de kabul eder. rahibe arabaya biner, bacak bacak ustune atarak elbisesinin açilmasini saglar ve ortaya sahane bacaklar çikar. rahip bacaklara goz atarken, nerdeyse bir kaza geçirecektir. arabayi kontrol altina aldiktan sonra, çevik bir hareketle elini rahibenin bacaklarina goturur. rahibe ona dogru bakar ve "129. ayeti hatirlayin peder" diye soyler. peder sinirlenir ve ozur diler. elini geri çekmek için adeta kendini zorlar. bu arada,gozlerini bir turlu bacaklardan ayiramaz. vites degistirirken yine elini bacaklara dogru kaydiriverir. rahibe bir kere daha "129. ayeti hatirlayin peder" diye soyler.
peder, bir kere daha ozur diler. "bu zayifligim için ozur dilerim". manastira varinca rahibe arabadan iner,pedere dogru anlamli bir goz kirpar ve yoluna devam eder.
kiliseye varinca rahip hemen bir incil aramaya gider ve 129. ayete bakar. ayette "ileri gidin ve arastirin, sonunda zafere ulasacaksiniz" der.
hikayeden çikarilacak ders: isinizle ilgili daima bilgi sahibi olun, yoksa çok buyuk firsatlar kaçirabilirsiniz.
yine bir insan evladı deveye sormuş:
- boynun neden eğri?
bizim deve cevaben:
- nerem doğru ki!
- boynun neden eğri?
bizim deve cevaben:
- nerem doğru ki!
insan evladının biri deveye sormuş:
- yokuş aşağı yol mu daha iyi yoksa yokuş yukarı mı?
deve cevaben:
- düz yola kıran mı girdi?
- yokuş aşağı yol mu daha iyi yoksa yokuş yukarı mı?
deve cevaben:
- düz yola kıran mı girdi?
başlık hakkında yazılacak fikri başkası yazdımı diye o başlığın altındaki bütün entryleri okumak. ve bunu entry girilmeyi düşünülen her başlığa uygulamak. işin kötü tarafı, düşünülene benziyor mu diye bi de anlamaya çalışarak okumak.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?