mümkünse bi tüy alabilir miyim?
indy kim dediğimde aldığım cevap
küçükken babamın ne kadar güzel bi kokun var dediğinde neresi güzel diye anlamlandıramadığım koku...sonradan anladım babamın evlat kokusunu kastettiğini
bi adamla karısı hayvanat bahçesini gezerken çiftlik hayvanlarının olduğu bölüme gelmişler.içinde boğanın bulunduğu çitin önünde durmuşlar.çitte şöyle bi yazı varmış:"bu boğa geçen sene 50 kez çiftleşti.".kadın kocasına dönerek;
-sanırım bu boğadan öğrenecek çok şeyin olmalı.
adam yüzünü ekşitir.bir başka boğa ve yine şöyle bi yazı:"bu boğa geçen sene 100 kez çiftleşti.".kadın;
-aman tanrım ayda 7 kereden fazla...öncekini boş ver bunu örnek al.
adam homurdanır.bi başka boğa;365...kadın;
-inanamıyorum günde 1 kez.esas bu boğayı örnek almalısın.
bu lafın üstüne adam artık dayanamaz;
+olur hayatım.yalnız bi sor bakalım,arkadaş hep aynı inekle mi çiftleşmiş.
-sanırım bu boğadan öğrenecek çok şeyin olmalı.
adam yüzünü ekşitir.bir başka boğa ve yine şöyle bi yazı:"bu boğa geçen sene 100 kez çiftleşti.".kadın;
-aman tanrım ayda 7 kereden fazla...öncekini boş ver bunu örnek al.
adam homurdanır.bi başka boğa;365...kadın;
-inanamıyorum günde 1 kez.esas bu boğayı örnek almalısın.
bu lafın üstüne adam artık dayanamaz;
+olur hayatım.yalnız bi sor bakalım,arkadaş hep aynı inekle mi çiftleşmiş.
ilk sazını kendisi yapmıştır...ilk konserinide kümesteki tavuklarına verdiğini söyler abisi.çok değerli bi insandı.hele benim için ayrı bi değeri vardı.kürdüz ölene kadar demişti kürd olmasada ve ben bir namlu ağzıyım omuz vermiş halkına diyerek hep o halkın yanında olacağını söylemişti.ama çok itildi.yapmaması gereken şeyler oldu elbette ama çok sevdiği ülkesi ona hiç yardım etmedi.oda öfkeli davrandı.sonuç;mezarı bile bu ülkede değil...siz bu kadar sevdiğiniz ülkede olsun istemez miydiniz mezarınızın?kim istemezki...kim istemezki kurtuluş savaşı şehitlerinin kanlarıyla sulanan bu topraklara gömülmeyi.sizi bilmem ama ben isterim.kimse beni istemesede ben bu ülkede yaşamayı ve bu ülkede gömülmeyi isterim.umarım değeri hak eden insanlara değer vermesini biliriz.umarım değeri hakeden insanları bi hiç uğruna sürgüne göndermeyiz.
çok ciddi bi durumdur.annemle halam konuşurken ilk kim kapatacak diye evde bahis açardım.çoğu zamanda kaybederdim zaten.ama o 45 dk.lık heyecan kaybettiğim paraya deyiyordu be.
genç bi şahıs gayet tatlı bi çocuk görür ve yanına gidip;
-adın ne senin bakim?yada dur ben tahmin edeyim..adının baş harfi ne?
+y
-yasin
+hayır
-yaşar
+değiil
-...
+...
-yoksa kız mısın sen?
+yoo
-tamam o zaman bilemedim sen söyle
+yamazan
-hönk...
-adın ne senin bakim?yada dur ben tahmin edeyim..adının baş harfi ne?
+y
-yasin
+hayır
-yaşar
+değiil
-...
+...
-yoksa kız mısın sen?
+yoo
-tamam o zaman bilemedim sen söyle
+yamazan
-hönk...
(bkz: iyi olan kazansın)
hayvanseverlerin yuruyuslerinde (bkz: genelde) ellerinde bulundurduklari hayvancagiz.o yuruyusun sebebi kedi midir diye cok dusunmusumdur.inekleri bi yere toplarlar,hayvanseverler yuruyus yaparlar,hepsinin elinde kedi....niye kedi tasiyosunuz kardesim.o yuruyusu kedi icin yapmiyosunuzki.alin bi iki inek onunuze soyleyin sarkinizi olsun bitsin.
where is the hareket,there is the bereket
genelde zengin karılarının evde sıkılmamak için kurmuş olduğu küçük kuruluşlarda denebilir.
18 yılımı geçirdiğim ilçe.memleketim. gezilecek görülecek yerleri bol olan,karakovan balının çok meşhur olduğu,bide uzun nehri bulunan küçük ilçe.(bkz: botan nehri)o kadar küçüktürki 18 yıl yaşamama rağmen bitiremedim.
deniz gezmişin öldürülmeden önce ailesıne yazdıgı mektup
baba, mektup elinize geçtiğinde ben aranızdan ayrılmış bulunuyorum. ben ne kadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum. fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum, insanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler, önemli olan çok fazla yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum. ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın, oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir, o bu yola bilerek girdi ve sonunun da bu olduğunu biliyordu. seninle düşüncelerimiz ayrı ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. sadece senin değil türkiyede yaşayan kürt ve türk halkının da anlayacağına inanıyorum. cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim. ayrıca savcıya da bildireceğim. ankarada 1969da ölen arkadaşım taylan özgürün yanına gömülmek istiyorum. onun için cenazemi istanbula götürmeye kalkma, annemi teselli etmek sana düşüyor, kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. kendisine özellikle tembih et. onun bilim adamı olmasını istiyorum, bilimle uğraşsın ve unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir, son anda yaptıklarımdan en ufak pişmanlık duymadığımı belirtir, seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarım. oğlun deniz gezmiş. merkez cezaevi[8]
sana ben her zaman için müteşekkirim. çünkü kemalist düşünceyle yetiştirdin beni...küçüklüğümden beri evde devamlı kurtuluş savaşı anılarıyla büyüdüm. ve o zamandan beri yabancılardan nefret ettim. baba, biz türkiyenin ikinci kurtuluş savaşçılarıyız. elbette ki hapislere atılacağız, kurşunlanacağız da... tıpkı birinci kurtuluş savaşında olduğu gibi... ama bu toprakları yabancılara bırakmayacağız. ve bir gün mutlaka yeneceğiz onları... düşün baba; bugün hükümet işini, gücünü bırakmış bizimle uğraşıyor. çünkü bizden başka gerçek muhalefet kalmamış durumda. ve hepsi kemalist çizgiden sapmışlar. ve tarih önünde hüküm giymiş durumdadırlar. biz çoktan onları tarihin çöplüğüne atmış durumdayız. size sesleniyorum ki bu türkiyede ben ve benim gibilerin olacağına ve bizim izimizde tam bağımsız türkiye için çalışacaklarına var gönlümle inanıyorum...
28 ocak 1971 deniz gezmiş
yaşasın tam bağımsız türkiye! yaşasın marksizm-leninizmin yüce ideolojisi! yaşasın türk ve kürt halklarının kardeşliği! yaşasın işçiler, köylüler! kahrolsun emperyalizm
mailden alıntıdır*
baba, mektup elinize geçtiğinde ben aranızdan ayrılmış bulunuyorum. ben ne kadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceğinizi biliyorum. fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum, insanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler, önemli olan çok fazla yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum. ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. benim de düşmeyeceğimden şüphen olmasın, oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir, o bu yola bilerek girdi ve sonunun da bu olduğunu biliyordu. seninle düşüncelerimiz ayrı ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. sadece senin değil türkiyede yaşayan kürt ve türk halkının da anlayacağına inanıyorum. cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim. ayrıca savcıya da bildireceğim. ankarada 1969da ölen arkadaşım taylan özgürün yanına gömülmek istiyorum. onun için cenazemi istanbula götürmeye kalkma, annemi teselli etmek sana düşüyor, kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. kendisine özellikle tembih et. onun bilim adamı olmasını istiyorum, bilimle uğraşsın ve unutmasın ki bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir, son anda yaptıklarımdan en ufak pişmanlık duymadığımı belirtir, seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarım. oğlun deniz gezmiş. merkez cezaevi[8]
sana ben her zaman için müteşekkirim. çünkü kemalist düşünceyle yetiştirdin beni...küçüklüğümden beri evde devamlı kurtuluş savaşı anılarıyla büyüdüm. ve o zamandan beri yabancılardan nefret ettim. baba, biz türkiyenin ikinci kurtuluş savaşçılarıyız. elbette ki hapislere atılacağız, kurşunlanacağız da... tıpkı birinci kurtuluş savaşında olduğu gibi... ama bu toprakları yabancılara bırakmayacağız. ve bir gün mutlaka yeneceğiz onları... düşün baba; bugün hükümet işini, gücünü bırakmış bizimle uğraşıyor. çünkü bizden başka gerçek muhalefet kalmamış durumda. ve hepsi kemalist çizgiden sapmışlar. ve tarih önünde hüküm giymiş durumdadırlar. biz çoktan onları tarihin çöplüğüne atmış durumdayız. size sesleniyorum ki bu türkiyede ben ve benim gibilerin olacağına ve bizim izimizde tam bağımsız türkiye için çalışacaklarına var gönlümle inanıyorum...
28 ocak 1971 deniz gezmiş
yaşasın tam bağımsız türkiye! yaşasın marksizm-leninizmin yüce ideolojisi! yaşasın türk ve kürt halklarının kardeşliği! yaşasın işçiler, köylüler! kahrolsun emperyalizm
mailden alıntıdır*
(bkz: vezir parmağı)
kendi hayatımdan örnek vereyim;
ilkokul 1. sınıf: öğretmenlerden gelen tepkilerin ne olduğu henüz anlaşılmıyor.
ilkokul 2. sınıf: derste farklı,evde farklı dil konuşmanın anlamsızlığı düşünülüyor
ilkokul 3. sınıf: başka merkezler gezilip görülüyor ve oralarda her gece silah sesi duyulmuyor.
ilkokul 4. sınıf: artık gelen öğretmenler veya diğer meslek grubunun öğeleri gibi bi insan olmadığı anlaşılıyor.
ilkokul 5. sınıf: bu ayrımın sebebi anlamlandırılmaya çalışılıyor.
ilkokul 6. sınıf: artık aynada kravat takan,takım giyen bi genç var.saç baş taraması yapılıyor.özen gösteriliyor.ama aynada her zaman alında bi damga görülüyor.
ilkokul 7. sınıf: yavaş yavaş herşey anlaşılıyor.iyi olan öğretmenlerle sürekli konuşuluyor.
ilkokul 8. sınıf: olanlara dur denmek isteniyor ve mevcut bilginin yetersizliği yüzünden kitaplara yönelme başlıyor.
lise 1. sınıf : kitaplar sayesinde sol tutkusu başlayan bi ergen yetişiyor.ve ardından gelen devrim dolayısıyla silah tutkusu.(dikkatinizi çekerim pkk sözde silah bırakma işini 18 mayıs 2004te pervari ilçesinde yaptığı eylemle sonlandırmıştı.işte bu yüzden o yöne eğilim başlamıştır.)
lise 2. sınıf : söz konus halkı kurtardığını söyleyen bi örgütün aslında amacına hizmet ettiğini,gerçekten bu halkı koruduğu düşünülüyor.çünkü istediği şey onlarda var.yani silah ve dolayısıyla devrim.her geçen gün onlara daha fazla yaklaşılıyor.
lise 3. sınıf : 1,5-2 sene boyunca gelen şehit haberleri moralini bozuyor ve artık örgüttende nefret etme başlıyor.
1 sene dersane : össnin verdiği rahatsızlık kişiyi siyasetten tamamiyle soğutuyor ve bir sene boyunca siyasetle ilgili hiç bişey okumuyor,düşünmüyor.
üniversite 1. sınıf : ilk okul 4. sınıftaki takıntılar başlıyor.sınıfta kendi bölgesinden hiç kimsenin bulunmaması onu iyice yalnızlığa itiyor.özellikle sınıfında bulunan bi-iki kişinin ona 2. sınıf insan gözüyle bakması kaçmasının doğru olduğunu ispatlıyor.ders mers çalışılmıyor ve ilk dönem 10 dersin 7sinden kalınıyor.artık direk hayattan soğumaya başlayan insan profili oluşmaya başlıyor.
önce devletten soğudum,sonra pkkdan...ve şimdide hayattan.
"şimdi biri bana cevap verebilir mi?öyle olmayı ben mi istedim?" gibi bi soru sorulmasını sağlamış sorun.anlattıklarımın hepsi gerçektir,yaşanmıştır,abartılmamıştır.
edit : tatbikat olayıda gerçektir.uzun süreden beri yapılmıyodu ama geçen sene başlamışlar yine.gece 1-2de tatbikat yapıyodular.çünkü komando ilçe merkezinde..
ilkokul 1. sınıf: öğretmenlerden gelen tepkilerin ne olduğu henüz anlaşılmıyor.
ilkokul 2. sınıf: derste farklı,evde farklı dil konuşmanın anlamsızlığı düşünülüyor
ilkokul 3. sınıf: başka merkezler gezilip görülüyor ve oralarda her gece silah sesi duyulmuyor.
ilkokul 4. sınıf: artık gelen öğretmenler veya diğer meslek grubunun öğeleri gibi bi insan olmadığı anlaşılıyor.
ilkokul 5. sınıf: bu ayrımın sebebi anlamlandırılmaya çalışılıyor.
ilkokul 6. sınıf: artık aynada kravat takan,takım giyen bi genç var.saç baş taraması yapılıyor.özen gösteriliyor.ama aynada her zaman alında bi damga görülüyor.
ilkokul 7. sınıf: yavaş yavaş herşey anlaşılıyor.iyi olan öğretmenlerle sürekli konuşuluyor.
ilkokul 8. sınıf: olanlara dur denmek isteniyor ve mevcut bilginin yetersizliği yüzünden kitaplara yönelme başlıyor.
lise 1. sınıf : kitaplar sayesinde sol tutkusu başlayan bi ergen yetişiyor.ve ardından gelen devrim dolayısıyla silah tutkusu.(dikkatinizi çekerim pkk sözde silah bırakma işini 18 mayıs 2004te pervari ilçesinde yaptığı eylemle sonlandırmıştı.işte bu yüzden o yöne eğilim başlamıştır.)
lise 2. sınıf : söz konus halkı kurtardığını söyleyen bi örgütün aslında amacına hizmet ettiğini,gerçekten bu halkı koruduğu düşünülüyor.çünkü istediği şey onlarda var.yani silah ve dolayısıyla devrim.her geçen gün onlara daha fazla yaklaşılıyor.
lise 3. sınıf : 1,5-2 sene boyunca gelen şehit haberleri moralini bozuyor ve artık örgüttende nefret etme başlıyor.
1 sene dersane : össnin verdiği rahatsızlık kişiyi siyasetten tamamiyle soğutuyor ve bir sene boyunca siyasetle ilgili hiç bişey okumuyor,düşünmüyor.
üniversite 1. sınıf : ilk okul 4. sınıftaki takıntılar başlıyor.sınıfta kendi bölgesinden hiç kimsenin bulunmaması onu iyice yalnızlığa itiyor.özellikle sınıfında bulunan bi-iki kişinin ona 2. sınıf insan gözüyle bakması kaçmasının doğru olduğunu ispatlıyor.ders mers çalışılmıyor ve ilk dönem 10 dersin 7sinden kalınıyor.artık direk hayattan soğumaya başlayan insan profili oluşmaya başlıyor.
önce devletten soğudum,sonra pkkdan...ve şimdide hayattan.
"şimdi biri bana cevap verebilir mi?öyle olmayı ben mi istedim?" gibi bi soru sorulmasını sağlamış sorun.anlattıklarımın hepsi gerçektir,yaşanmıştır,abartılmamıştır.
edit : tatbikat olayıda gerçektir.uzun süreden beri yapılmıyodu ama geçen sene başlamışlar yine.gece 1-2de tatbikat yapıyodular.çünkü komando ilçe merkezinde..
mal bi zihniyetin kurmuş olduğu cümle...şöyle cevap verilebilir şahsa;
-atatürkü sevmiyorsun ya,gelmiş zaten başına gelen.
-atatürkü sevmiyorsun ya,gelmiş zaten başına gelen.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?