confessions

hitchcock

- Yazar -

  1. toplam entry 124
  2. takipçi 1
  3. puan 8349

prag

hitchcock
"kartpostalların aldatıcı güzelliğini bilir misiniz ? özellikle kent manzaraları kurnazca sergilenir. bir kente gidersiniz, ne o köprü, ne gün batımı, ne de o renkler hiç bir zaman kartpostallardaki gibi olmaz. hepsi bir yalan gibi saklanır kentin bir köşesine. deklanşöre basılan an yok olur gider. hayal kırıklığına uğramamak için inanmam kartpostallara.

oysa prag’a geldiğim an, günbatımının renkleri kentin 13. yüzyıldan bugüne kalan mimari yapıtlarının üzerine vururken, kartpostallardan çok daha güzel bir görüntü vardı.

prag’ı tanımlayamıyorum. duyguların yoğunluğu karşısında suskun kalmak gibi. prag kimin ? prag hangisi ? isimler geliyor aklıma; kafka, mozart ya da jaroslav hasek..."

mine türkili

the godfather part 2

hitchcock
hayatımda izlediğim en iyi filmlerden biri diyebileceğim francis ford coppola şaheseri...

bir devam filmi olmasına rağmen ilkinden daha başarılı bir filmdir kanımca. filmdeki bütün flashback’ler tek tek hafızaya kazınır. özellikle de genç vito’nun karnaval yapılan sokaktan evine giden fanucci’yi damdan dama atlayarak takip ettiği ve sonunda öldürdüğü sahne bence sinema tarihinin en iyi sahnelerinden biridir.

filmde hyman roth’u canlandıran lee strasberg, al pacino ve robert de niro’nun da oyunculuk eğitimi aldığı new york’taki ünlü bir okulda eğitim veren bir amcadır. bu amca filmde oynaması için bizzat carmine coppola tarafından ikna edilmiştir.

filmin orjinalinde bulunan bazı sahneler ilk gösterimden sonra coppola tarafından filmden çıkarılmıştır. bu sahneleri filmin orjinal dvd’sinde bulmak ve "vay anasını adamın çıkardığı sahnelere bak!" deyip geçici olarak şoka girmek mümkündür...

öfke

hitchcock
gun ola harman ola albümünden güzel bir erkin koray şarkısı...

bir tutam öfke takilir kalir içimde
kurtulamam, atamam bu öfkeyi içimden
binlerce hile, binlerce hurda varken
bunlari unutamam namert cirit atarken

seninle bir olalim,
kurtulalim atalim,
bu bitmeyen öfkeden
gel kurtar beni.

bir tutam öfke sarar damarlarimi,
öfke tastan kati, yoksa keskin satir mi?
sanki bir gün gelir, öfke bir kabus gibi
öyle bir yerlesir, içimden gitmez gibi.

mann gegen mann

hitchcock


das schicksal hat mich angelacht
und mir ein geschenk gemacht
warf mich auf einen warmen stern
der haut so nah dem auge fern
ich nehm mein schicksal in die hand
mein verlangen ist bemannt

wo das süße wasser stirbt
weil es sich im salz verdirbt
trag ich den kleinen prinz im sinn
ein könig ohne königin
wenn sich an mir ein weib verirrt
dann ist die helle welt verwirrt

mann gegen mann
meine haut gehört den herren
mann gegen mann
gleich und gleich gesellt sich gern
mann gegen mann
ich bin der diener zweier herren
mann gegen mann
gleich und gleich gesellt sich gern

ich bin die ecke aller räume
ich bin der schatten aller bäume
in meiner kette fehlt kein glied
wenn die lust von hinten zieht
mein geschlecht schimpft mich verräter
ich bin der alptraum aller väter

mann gegen mann
meine haut gehört den herren
mann gegen mann
gleich und gleich gesellt sich gern

mann gegen mann
doch friert mein herz an manchen tagen
mann gegen mann
kalte zungen die da schlagen

schwulah

mich interessiert kein gleichgewicht
mir scheint die sonne ins gesicht
doch friert mein herz an manchen tagen
kalte zungen die da schlagen

schwulah
mann gaygen mann

yapılmış en aptalca dalgınlıklar

hitchcock
bir çift terliğin tekini mutfakta, diğerini yatak odasında bıraktıktan sonra evde şapşal şapşal dolaşırken mutfağa gidilip :"allah allah bu terliğin teki nerde ya?" dedikten sonra akabinde yatak odasına yolun düşmesi sonucu terliğin diğer tekini gördükten sonra: "ya bu terliğin teki nerde be?" diyerek evde baya bi süre terliksiz dolaşmak...
4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol