confessions

greyfurt

- Yazar -

  1. toplam entry 2267
  2. takipçi 3
  3. puan 45526

sevgiliyle kalmak

greyfurt
ilişkiyi en kesin bitiren girişimlerdendir. (hayatımda akıllılık edip uzak durduğum bir kaç olaydan biridir)

bütün tavsiyelerime ve uyarılarıma rağmen, ilişkileri olgunlaşmadan, dahada önemlisi kendileri belli bir olgunluğa erişmeden bir çok arkadaşım malesef bu hatayı yaparak ilişkilerini bitirmişlerdir.

hayır ilişki bitmekle kalmaz. arkadaşları olarak sizede yansır. her gün kavga ettiklerinden, her gece biri gelir kalmaya. bazı çiftlerin durumu daha bok olur. evliymiş gibi ortak alınan eşyaların paylaştırılmasından tutunda, depozitodur, geçici barınaktır, her boklarında size bir sorumluluk olarak itelenir.

bazen evlilik danışmanları, bazen psikologları, bazende kankaları olmak durumunda kalırsınız.

hele tanışmalarına yada ilişkilerinin güçlenmesine biraz katkınız olduysa sıçtınız demektir. "haksızmıyım?", "sende olsan aynısını yapardın dimi?" gibi insanı çileden çıkartan, dertsiz(!) başınıza dert açan, gıcık ve sonu gelmez soruların muhatabı olursunuz.

belli bir görmüş geçirmişlikten sonra ise güzel bir şeydir. evlilik simülasyonu gibidir. evet zamanla bazı heyecanlar kaybolur gider ama yerine yeni keşfedilen heyecanlar gelir. güven duygusu, aidiyet duygusu gelişir. doğru kişiyle güzeldir. düzenli bir hayatınız olur. daha çok başbaşa kalabilmek, partneri yeniden tanımak, biraz büyümek için fırsatlar yaratır.

bence sevgiliyle kalmanın püf noktası saygıdır. karşınızdaki insanla sevişiyor olmanız, sevmeniz yada aynı evde kalıyor olmanız ona saygı duymak zorunda olmadığınız anlamına gelmez. yani yok efendim msn şifrelerinin paylaşımı, 7/24 cep telefonu kontrolleri, arkadaşlarını kıskanmak vb... salakca şeyler ilişkinin düzeyi için bir ölçü olmadığı gibi ilişkiyide yıpratır. yani en önemli sorun aynı evde kalmak değildir. sorun karşılıklı saygının az olması yada azalmasıdır. saygı muhafaza edilmediği, yitirildiği an ilişki biter. ev sadece bu bitme potansiyeli olan ilişkinin hazin sonunun katalizörü olur.

aynı evde kaldığınız sevgiliyi öyle "zart" diye terkedemezsiniz. kapıyı çarpıp çıkmak filmlerde olur. karda kışta kapı önünde kalmayı göze almak ve belirsiz bir süre mülteci hayatını yaşamaya hazırlanmak gerekebilir.

aslında bazı şeyler yaşanılarak öğreniliyor. bunları okuduğu halde gene birileri sevgilisiyle eve çıkacak, gene olgunlaşmamış, test edilmemiş, badire atlatmamış ilişkilerini aynı çatıya taşıyacak, gene travma yaşayacaklardır.
yapacak bir şey yok. dilimiz döndüğünce, kısaca özetledik işte.

türk lokumu heykeli

greyfurt
ilk olarak sırbistan’da sergilenmiş, daha sonra türkiye dostu(!) avusturya’ya getirilmiştir.

gerek adı, gerek düzeysizliği ile ülke onurumuza hakaret etme teşebbüsü olarak değerlendirilebilir.

onlar gene ifade özgürlüğü, sanat ve sanatçının özgürlüğü gibi kisvelere bürünecektir.

cari oran

greyfurt
şirketin kısa süreli borçlarını ödeyebilme gücünü ve net işletme sermayesinin yeterli olup olmadığını gösterir. oranın 2’den yüksek olması şirketin likidite durumunun kuvvetli olduğunu gösterir. bununla birlikte oranın aşırı yüksek olması firmanın sahip olduğu fonları yeterli verimlilikte kullanamadığına işaret eder.

"cari oran = dönen varlıklar / kısa vadeli borçlar" şeklinde hesaplanır.

altın oran 2’dir. 2 ve 2’den yüksek olması beklenir/arzulanır.

evet buraya kadar bahsedilenler hemen her muhasebe kitabında yazanlardır.

edit: yüksek yada aşırı oynak cari oran; kara para aklama gibi şüpheleride beraberinde getirir.

ancak piyasa koşullarında ise cari oran çok büyük farklılıklar gösterir. örneğin gyo’lar da bu oran ucuk vaziyettedir ve genelde böyle olmak zorundadır. düşük kar marjıyla çalışan ama stok devir hızı yüksek, satış hacmi büyük şirketlerde ise cari oranın 2’nin altına düşmesi pekte sorun değildir.

yani cari oran temel rasyolardan olmasına rağmen her rasyo gibitek başına çok yetersiz bir gözlem aracıdır.

örnek1: bir "a" şirketi olsun. bu şirketin cari oranı 1,7 olsun.
bu şirketin, sektördeki hızlı büyümeden cesaret alarak, kendisini kredilendirebilecek nitelikte olması, aldığı kredileri kısa zamanda üretime ve kara dönüştürebilecek, güven veren, başarılı bir yönetiminin olması durumunda, cari oranının 2’den düşük oluşunu bırakın eleştirmeyi, övgüye değer kılar.

yani bu şirket sermayesinin sınırlarını zorlarlayan yüksek talebi karşılayabilmek için, böylesi düşük cari orana sahip olmasına rağmen, kendisine fon yaratabilmiş ve sektördeki payını arttırmak için yakaladığı fırsatı değerlendirmek için atılım yapmış olabilir. bu şirket karını realize edince hisseleri patlar. (risk vardır ama riski düşük yüksek kazanç yoktur.)

örnek 2: bir b şirketi olsun. bu şirketin cari oranı 1,7 olsun.
bu şirketin yönetimi güven vermemektedir. nakit yönetiminde başarısız olduklarını hissettirmektedir. işte şimdi basın kalayı. her geçen gün, cari orandaki bu dengesizlik giderilmedikçe risk söz konusudur. şirket sermayesi erime sürecindedir. zor günler yakındır.

evet, işte size aynı cari orana sahip iki örnek ve birbirine zıt iki tablo.

uzun vadeli borçlar

greyfurt
içinde bulunulan bilanço döneminde değil, izleyen bilanço dönemlerinde ödenmesi gereken borçlardır.
örneğin "a" şirketinin 31 aralık 2007’de ödemesi gereken borç, "a" şirketinin kısa vadeli borçlar’ına eklenir. eğer 1 ocak 2008’de ödenmesi gerekseydi; bir sonraki bilanço dönemine dahil olacağından, uzun vadeli borçlar hesabında gösterilmesi gerekecekti.
(bkz: uzun vadeli yabancı kaynaklar)

yaran youtube videoları

greyfurt
futbolla uzaktan yakından ilgisi olan herkesin mutlaka izlemesi gereken muhteşem bir futbol ziyafeti:
http://tinyurl.com/2jxyxv

-----------------------------spoiler----------------------------:
kaleci enginin sol elinin yüzük parmağında bir sakatlık vardır.
sahaya fırlayan trt spikeri "hangi parmağın? bumu?" diyerek adamın sakat parmağını sıkar.

hele fb’li ümitin yerde kaldığı pozisyon sonrası, spikerin sahaya fırlayıp "ümit nedir problem?" demesi vardırki...offf sabah sabah gözlerden yaş getirmiştir.
-----------------------------spoiler----------------------------

şarapci orhan

greyfurt
zavallı insandır.
bazı kanı bozukların dalga geçmek için çabaladığı, ancak bu zavallı evsizi değil, kendilerini küçük düşürdükleri, aşağılık videolar malesef youtube’ta izlenebilmektedir.

böyle videolara prim vermek, bu tip orospu çocuklarında "biz doğru bir iş yapıyoruz galiba" gibi yanlış düşünceler uyandıracağından, daha sorumluluk sahibi yaklaşılmalıdır.

not: hele bu zavallının sözde banyo yaparken bazı görüntüleri var ki... yüreği ve midesi sağlam olanlar izlesin.

edit: videoya yorum yapan arkadaşları tenzih ederim. onlar lütfen bu hakaretleri üstlerine alınmasınlar. ama onlarada tepkili olduğumu belirtmek isterim.

saffet soykal

greyfurt
kanal t’nin yayın akışı aksadığında, sunduğu program geç başladığı için haklı olarak, zaman zaman sinirlenebilmektedir.
sinirli hali bile çok sempatik ve şirindir. kendisine sevgi ve saygılarımı yollarım.

ön not: bu görüntüler canlı yayında kaydedilmiştir.
http://tinyurl.com/32wn2n



saffet soykal

greyfurt
şu aralar, kıbrıs kanal t’de "saffet soykal ile rum basını" programının yapımcısı ve sunucusudur.

türkiye’de müthiş bir hayran kitlesine sahiptir. benimde dahil olduğum pek çok fan grubu vardır.

aşmış, ulu, bilge ve deneyimli programcıdır.

kaza kırım ekibi

greyfurt
uçak kazaları sonrası, kazanın yaşandığı bölgeyi inceleyen, kazanın neden ve sonuçlarını raporlayan (yada sonuç raporuna veri sağlayan) ekiptir.

konu hakkında bir hayli bilgili insanlardan oluşur.
kaynak: aklımda kalanlardan yazdım. daha doğrusunu bilen varsa yazsın işte.

ingilizlerin fethiye yi sahiplenmesi

greyfurt
yabancılar, söz konusu ilin toplam yüzölçümünün binde 5’inden fazlasını satın alamazlar.
bu her her il için ayrı ayrı olmak üzere bakanlar kurulu tarafından belirlenen bir orandır. (örneğin bursa için binde 4 teklif edilmiş) bu oran binde 5’i geçemez ama sıfır değeri dahil olmak üzere binde 5’ten az olabilir.

dolayısıyla yabancıların fethiyeyi sahiplenmesi gibi bir durum hayaldir. (50 yıl sonrasını bilemem ama rakamlar ortada)

bence yabancılara mül satışı olumludur. (hem ekonomik hem sosyal yönden) boşa panik yapmaya gerek yoktur.

konuyla ilgili arkadaşlar için:
(bkz: 29 aralık 2005 tarih ve 5444 sayılı kanun)
http://hayrettincakmak.com/v2/makale_oku.php?id=20
http://tr.wikipedia.org/ ("yabancıların türkiye’de mülk alımı" başlığı)
68 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol