fermentation

mooc yani "massive open online course" olayının suyunu çıkarmış süper bir platformdur. ne yapar derseniz bilgisayarın başında harvard mıt berkeley üniversitesi gibi aşmış üniversitelerin derslerine online olarak katılma şansı tanır. hatta ortalama $100 gibi bir ücretle sertifika dahi almanızı sağlayan kar amacı gütmeyen bir kurumdur. genellikle dönemlik yahut yarı dönemlik olan dersler içerik olarak bayağı aşmış (aerodinamikten astrofiziğe, mutluluk biliminden köpek bilinci ve davranışlarına) olmasıyla ve bünyesindeki üniversitelerin kalitesiyle muadillerinden ayrılır.
yıl olmuş 2016 halen interneti mynet okeyden ibaret sananlar var lütfen.

resmi adresi: https://www.edx.org/
biraz daha kar amacı güden fakat ücretsiz içerikli bir versiyonu için (bkz: coursera)
yine mooc türünde türkçe destekli bir versiyonu olarak: (bkz: khan akademi)

el yapımı şaraptan geçici körlük yaşayan kuzenimin nah çektiği tespit.
şaka bir yana seri üretim harici tüketime yetişilememesinden öyle görünüyor olabilir. gözlemlemek isteyenlere çorlu ve ötesinde sıradan bir düğüne iştirak etmelerini salık veririm. çok acayip ortamlar

yanlış yaptığınızda ilerlemesini bilin. pişmanlık batağına savrulmayın. ha bir daha aynı şeyi yapmayın o ayrı mevzu.

sonucu (bkz: başarısız devlet) ingilizcesi failed state olan ülkenin vatandaşlarına temel hizmetleri dahi sağlayamayacak kadar aciz düştüğü, kendisini devlet yapan en önemli şartlardan biri olan tek ve hakim otorite olma vasfını [insanlar toplu halde ve gönüllü olarak hakimiyet ve egemenlik yetkisini, devleti hukuksal olarak bağlamak suretiyle devretmesiyle vatandaş vasfı kazanır.(bkz: jean jacques rousseau )(bkz: toplum sözleşmesi)] kaybettiği duruma verilen isimdir.

devletlerin neden başarısız olduğu konusunda tahmin edebileceğiniz üzere bir adet liberal bir adet de sol görüş vardır. liberal görüşlü arkadaşlar devletin başarısız olmasını sadece temel hak ve özgürlüklerin kamusal bağlamda tahsis edilememesine bağlarken sol jargonlu arkadaşlar merkez periferi ilişkilerine(bkz: immanuel wallerstein ), ülkelerin eşitsiz gelişimi ve uluslararası sömürüye bağlamaktadır.

not: işbu entry tamamen sübjektif bir dille yazılmış olup suserlerin içeriğe katılıp katılmaması satırların sahibini çok alakadar etmemektedir.

johnny cash - god's gonna cut you down https://www.youtube.com/watch?v=ejln9jdqfsc

daha kolay göz teması kurulacağından dolayı ve dibine düşüyormuş imajı yaratmamak için ilk buluşmada muhtemel partnerin (cinsiyetten bağımsız olarak) karşısına oturmak daha makbuldür. eğer gerçekleşirse bir sonraki buluşmada düşünürsünüz. zaten iki tarafta da böyle bir talep varsa anlarsınız.

(bkz: hayatın anlamını sözlükte aramak)
şaka bir yana tek ve net bir cevabı yoktur. zaten işin güzelliği de onu aramaktır.

doğrudan rakının içine katılmayıp mevzuya kendi bardağı ile eşlik ediyorsa gayet de mümkündür.

bir başka versiyonu için: (bkz: soda)

işsiz kalmadan yapılanı için (bkz: deli gomleği)

yalnızca kitap olarak nitelendiğinde sorun yavan kalmaktadır. şahsi fikrim kitap ile kastedilen içerik, akademik düzey (calculustan muhasebenin temellerine kadar bir yelpazede) ve edebi içerik olarak ayrılmalıdır.

akademik olarak zaten referans kitapları dışında özellikle makaleler vb. yayınlar sürekli fotokopi üzerinden döndüğü için sayı çok gerçekçi değildir.

aslan payını oluşturan edebi kısım ise korsanın hesaba katılmasıyla bile açıklanamaz. bu konudaki şahsi gözlemim ise toplumun bazı kesimlerinde kitap okumanın bir ihtiyaç olarak addedilmemesidir. toplumum bazı kesimleri ile diğer bazı kesimleri arasındaki fark ise tamamen başka bir entry konusudur.

beni de +1 olarak düşünebileceğiniz kesinlikle desteklediğim muhteşem oluşum.

hem mtb(bkz: dağ bisikleti) hem de yol bisikletini kullanan biri olarak alacaklara tavsiyem en yakın bisiklet satan mağazada ikisini de denemek olacaktır zira alışkanlıklardan ve hakim modelin hybrid servis bisikleti (jargondaki tabiriyle migros bisikleti) olmasından dolayı insanlar hiç gerçek amacıyla kullanmayacak olmasına rağmen mtb alıp bir ömür asfaltta kullanmaktadır. mtb asfaltta kullanılmaz mı tabii ki kullanılır fakat bir yol bisikleti verimini ve rahatını almanız mümkün olmaz. tam tersinden bakacak olursak yol bisikleti ile patikaya dağa taşa gidilir mi? çekinerek çok da sert olmayan patikada kısa süreler için belki fakat uzun vadede sürekli lastik patlatmanız garantidir.
iki bisiklet de çok farklı dinamiklerle (mtb, dik oturuş kalın lastikler dolayısıyla düşük sürat fakat yüksek mukavemet; yol bisikleti ise vücudun üst kısmının öne eğiminden dolayı rüzgar direncinden daha az etkilenme ince lastiklerden dolayı daha az yol direnci dolayısıyla yüksek sürat düşük mukavemet vaad eder.) sürüldüğü için keyif olarak birbirinden çok farklıdır. sonradan pişman olmamak için almadan önce denemekte fayda vardır çünkü üzerine binilebilecek ve uzun kilometreler yapılabilecek kalitede bir bisiklet 900-1000 liradan başlar. bunun yanında tandem gibi iki bisikletçi için tasarlanan bisikletlerin yanında fantastik recumbent modelleri de bulunmaktadır. benim tavsiyem başlangıç için 35vb lastik kalınlığındaki tur bisikletleri olacaktır. ayrıca safkan bir mrh yahut yol bisikletinden daha uygun fiyatıdır.

tişört üzerindeki yazı her ne kadar trajikomik olsa da olay hem talihsiz hem de çok acı.

trafikte görünmezlik konusunu bisikletimle pek çok kere tecrübe ettiğim tavsiyeler bütünü.

hmm
hmm ok
vb cimlelerin iletişim sürecinde kurulması belli ki çok da başarılı gitmeyen diyaloğa rahmet okutarak meramını anlatmaya çalışan bünyede kola asidinin burundan çıkması hissiyatı yaratır.

içinde bir kabulleniş barındırdığından dolayı günlük hayatta sarf ediliyorsa oldukça tehlikelidir.

hayat boş eğlen coş mottosunu estetik bir şekilde yansıtır. sözleri ise oldukça vurucu ve akılda kalıcıdır.
https://www.youtube.com/watch?v=iryvus9oxda

hey yavrum hey (bkz: parliament pazar gecesi sineması)

10. sezon 1. bölümüne 25 aralık 2016 tarihini vererek tüm bünyelere çüş dedirtmiş fantastik yapımdır. http://www.imdb.com/title/tt0436992/episodes?year=2016
dizinin bu kuşakta bu kadar popüler olmasında david tennant'ın rolü kesinlikle yadsınamaz. ayrıca christopher eccleston'da 1. sezonun sonunda" kariyerini kötü etkileyeceği" düşüncesiyle diziden ayrılarak hayatının en kötü kararlarından birini vermiştir. patlasındır çatlasındır.
velhasıl kelam bbc'den kötü yapım çıkmaz diyerek izlemeli izletilmelidir.

polisiye türünde izlemeyenin dövüldüğü başarılı bir versiyonu için (bkz: sherlock)

subjektik toplum kurallarından kaynaklıdır. hayatta gözlemlenen pek çok absürtlükten yalnızca biridir. çok da takılmamalıdır.