faten

daidalos - (dedalos, daidalos) yunan mitolojisinde unlu heykeltiras, mimar ve ressam. adi ’ustaca calismak’ anlamina gelir. bazi kaynaklarda adi athena’nin verimlilik ve bereket sembolu olarak gecer. oglu ikaros ile beraber girit’te suni kanatlar takarak uctugu icin, ucan ilk insan sayilmaktadir. bu ucus sirasinda ikaros gunese cok yaklasir, kanatlari erir ve denize dusup bogulur. daidalos oglunun olumune cok uzulur, kendisi sicilya’ya gider ve yasaminin geri kalan kismini burada gecirir.

broes - safak tanrisi eos’un oglu. kuzey ruzgar tanrisi, poyraz. bu tanri, yunanistan’a nazaran, soguk bir iklime sahip olan thrakia’da otururdu.

baukis - (baucis) - philemon’un karisi. fakirliklerine ragmen baukis ve philemon tanimadiklari iki misafiri agirlar, onlara ellerinden geldigince konuksever davranirlar. bu misafirler zeus ve hermes’ti. misafirperverliklerine armagan olarak zeus ve hermes onlari komsularini olduren tufandan korudular. baukis ve philemon’un yasadigi ev bir mabede donustu, onlar bu mabette yasadilar ve kendi diledikleri bir gun olduler. olumlerinden sonra onlar agaca donustuler: mese ve ihlamur oldular.

bakkhus - (bacchus) - dionysos’un latince adi.

aurora - (eos) safak tanricasi. gul renkli parmaklara sahip, guzel ve gonul alici bir bakireydi. her sabah dogu tarafindan gogun kapilarini acarak gunese yol verirdi.

asklepios - (esculope) - saglik ve hekimlik tanrisi. apollon’un ogludur. asklepios’un tapinaklarina asklepion denir. bunlar ayni zamanda ilkcagin hastaneleridir. asklepios’un yilanlarla sarilmis asasi bugun de hekimligin simgesidir.

asie - irmak tanrisi. iapetos ve asie’den gok kubbesini sirtinda tasiyan atlas, menoetios, epimetheus, prometheus dogmuslar.

ariadne - (ariane) yunan mitolojisinde girit krali minos ile pasiphane’nin kizi. ariadne minotauros’u oldurmek amaciyla girit adasina gelen theseus’a asik olmus ve ona labirentte kaybolmamasini saglayan ip vermis. minotauros’u olduren theseus ariadne’yi kendisi ile goturmus, sonra da naksos adasinda terk etmis. adada kalan ariadne dionysos’le evlenmis. bir baska rivayete gore ariadne adada artemis tarafindan oldurulmus.

arethusa - yunanistan’da akan alpleis nehrinin perisi. nehir tanrisi alpherios onun guzelligine hayran olur ve onu yakalamak ister. arethusa sicilya yakinlarindaki ortygia adasina kadar kosar ve orada tanrica artemis’in yardimini ister. artemis, peri kizini, bu vurgun avcinin takibinden kurtarmak icin onu ortygia adasinda bir cesmeye cevirir. alpherios’a da acir onu yunan denizine doken bir nehre cevirir.

arakne - (arachne) lydya’li guzel bir kiz. kendini, tanrica athena’dan ustun gordugu icin orumcege cevrildi.

apollon - (phebus) zeus ile leto’nun (latona) oglu, artemis’in kardesi. olimpos tanrilari icinde guzel sanatlar ve gun isiginin tanrisi olarak sayginligini kazanir. olymposlulari altin liriyle eglendiren, cok uzaklara ok atabilen, hastalari iyilestiren, iglestirme sanatini hastalara ilk ogreten gumus yayin efendisi okcu tanri olarak yunan siirlerine gecmistir. apollon’un agaci defneydi.yaratilarin cogu onun icin kutsaldi; ama yunus ile kargaya ayri bir sevgi beslerdi. karanlik nedir bilmeyen isik tanrisi, yalan nedir bilmeyen dogruluk tanrisi olarak da tanimlanmistir.

aphrodite - (afrodit, venus), ask ve guzellik tanricasi. en guzel tanrica suphesiz kizil sacli afrodit’ti. afrodit ask tanricasi olup, insanlarin birbirlerine sevgi ile yaklasmasi icin uzerlerine ask iksirini damlatan, cicekleri ve agaclari baharda rengarenk donatarak,dogayi canlandiran uretken bir tanricadir. o ates tanrisi olan ve cok sanatkar, ancak topal ve cok fazla yakisikli sayilmayacak bir gorunume sahip olan hephaistos ile evlenmis. afrodit ve hephaistos’la ilgili mit her ikisinin de temsil ettikleri sanat ve ask kol kola olmasi gerektigini vurgulamaktadir. guzellik, aphrodite’yle gelirdi. ruzgarlari firtina bulutlari onu gorunce kacar, cicekler topragi susler, denizin dalgalari kahkahalar atardi. onsuz sevinc de, mutluluk da olmazdi. guzel tanrica afrodit’in adi homeros’un ilyada’da anlattigina gore truva (troya) savasinin baslama nedeni olarak anilmaktadir. agaclardan mersin agacini, hayvanlardan kumruyu, bazen de serce ile kuguyu korurdu.

antaios - (anteos) - yunan mitolojisinde libyali dev, poseidon ile toprak ana gaia’nin oglu. herakles onunla savastiginda zorlanmis, sonradan antaios’un gucunu uzerine dustugu toprak anadan aldigini anlamis ve onu topraktan ayirarak bogmustur.

antenor - troya krali priam’in arkadasi. yunanlarla gizlice anlasmis olup troya’ya ihanet ettigi soylenir.

andromakhe - thebae campus bolgesinin prensi eetion’un kizi, hector’un karisi. truva savasi sirasinda babasi, kardesleri ve kocasi akhilleus tarafindan oldurulmustu. troya prensi hector’dan olan oglu da yunanlilar tarafindan oldurulmus, bahtsizligini busbutun artirmisti. troya’ya giren yunanlilar, sag kalanlari da esir olarak goturdukleri zaman, bahtsiz andromakhe, akhilleus’un oglu, neoptolemos’un hissesine dusmustu. neoptolemos’un olumunden sonra andromakhe hector’un kardesi helen’le evlenmistir.

ananke - eski mitolojide zaruret, zorunluluk ve kader tanricasi. oprhic kultunun baslangicina dek nadiren tapilan bir tanricaydi. insan seklinde oldugu dusunulmustur. romalilar ona necessitas demisler.

amphitrite - denizler tanrisi poseidon’un karisi. okeanos’la deniz tanrilarindan olan nereus’un kizi. poseidon - amphitrite evliliginden bir cok deniz perisi, yari at yari insan triton dogdu.

ambrosia - eski yunanlara gore olympos tanrilarinin yiyecegi. mitolojiye gore, baldan tatli ve guzel kokulu olan bu gidadan yiyenler olumsuzluk kazaniyorlardi.

amaltheia - zeus’u sutuyle beslemis olan keci. rheia zeus’u girit adasinda bir magarada kronos’tan sakladi. zeus burada sihirli keci amaltheia’nin sutu ile beslendi.

alkyone - (halkyone) - ruzgarlarin tanrisi (ailos - eole)’nin kizi ve keyk’in karisi. keyk, bir deniz kazasinda oldugunde karisi halkyone, kocasinin yokluguna dayanamadi. o da kendisini kaldirdi, denize atti. tethys, birbirine bagli olan bu eslere acidi, onlari halkiyon adi verilen bir cift deniz kusuna cevirdi. kis ortasindaki 2 gunesli haftaya halkiyon gunleri adini verdiler. soylentilere gore bu gunlerde halkyone’nin dalgalarin uzerindeki yuvasinda yumurtalarini birakabilmesi icin eole ruzgarlari dindirir.