sorumlusu yakalanmıs olan saldırı..
turkıyenın gelmiş gecmıs en basarılı jokeyi.
can babanın cok guzel bir yazısı var tersten yasamak ıle ılgılı ;
yaşamın en tatsız tarafı sona eriş şeklidir. şüphesiz ki yaşamı tersten yaşamak daha güzel; hatta, mükemmel olurdu. nasıl mı?
camide uyanıyorsunuz. bir tahta sandık içinde, herkes karşınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar helal edilmiş vaziyette. tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı, olgun ve ağırbaşlı olarak. herkes etrafınızda, büyük bir itibar, iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi hazır. arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz. doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz. ne güzel, hazır maaş, hazır ev... altmışlı yaşlara kadar her şey garanti, huzur içinde yaşıyorsunuz.
sağlığınız gittikçe düzeliyor. kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz. bir gün çalışmak istiyorsunuz ve işe ilk başladığınız gün size hoş geldin hediyesi olarak bir plaket ve altın kol saati veriyor patronunuz.. ve genel müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir insan olarak işe başlıyorsunuz herkes karşınızda el pençe divan... vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler başlıyor. gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz. diğer hormonal aktiviteler artıyor, fevkalade. aman ne güzel günler başlıyor...
derken bir gün patron size artık, üniversiteye gitsen daha iyi olur, diyor. bu arada babanız ortaya çıkmış, fazla çalıştın, diyor, artık eve dön, işi bırak, okumaya başla, harçlığın benden olsun... keyfe bakar mısınız? okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor. ekmek elden su gölden bir dönem başlıyor. partiler, diskotekler, kızların sayısı artıyor.
derken anne ve babanız sizi götürüp getirmeye başlıyor, araba kullanma derdi de yok artık... günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, evde otur, keyfine bak, oyuncaklarınla oyna, diyorlar... mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı bile temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık yaratıyor ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz.
derken anneniz bir gün size süt verme kararını alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor. mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde hazır. bir gün karanlık ılık ve sıcak bir ortama giriyorsunuz. beslenmek için ağzınızı açmaya dahi gerek yok; bir kordondan besleniyor; sıcacık, yumuşacık, gürültü ve patırsız bir ortamda yaşıyorsunuz. küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini alıyorsunuz. ve günün birinde müthiş bir keyif ile hayatınız bitiyor.
nasıl ama; işte yaşamak.
yaşamın en tatsız tarafı sona eriş şeklidir. şüphesiz ki yaşamı tersten yaşamak daha güzel; hatta, mükemmel olurdu. nasıl mı?
camide uyanıyorsunuz. bir tahta sandık içinde, herkes karşınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar helal edilmiş vaziyette. tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı, olgun ve ağırbaşlı olarak. herkes etrafınızda, büyük bir itibar, iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi hazır. arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz. doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz. ne güzel, hazır maaş, hazır ev... altmışlı yaşlara kadar her şey garanti, huzur içinde yaşıyorsunuz.
sağlığınız gittikçe düzeliyor. kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz. bir gün çalışmak istiyorsunuz ve işe ilk başladığınız gün size hoş geldin hediyesi olarak bir plaket ve altın kol saati veriyor patronunuz.. ve genel müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir insan olarak işe başlıyorsunuz herkes karşınızda el pençe divan... vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler başlıyor. gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz. diğer hormonal aktiviteler artıyor, fevkalade. aman ne güzel günler başlıyor...
derken bir gün patron size artık, üniversiteye gitsen daha iyi olur, diyor. bu arada babanız ortaya çıkmış, fazla çalıştın, diyor, artık eve dön, işi bırak, okumaya başla, harçlığın benden olsun... keyfe bakar mısınız? okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor. ekmek elden su gölden bir dönem başlıyor. partiler, diskotekler, kızların sayısı artıyor.
derken anne ve babanız sizi götürüp getirmeye başlıyor, araba kullanma derdi de yok artık... günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, evde otur, keyfine bak, oyuncaklarınla oyna, diyorlar... mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı bile temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık yaratıyor ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz.
derken anneniz bir gün size süt verme kararını alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor. mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde hazır. bir gün karanlık ılık ve sıcak bir ortama giriyorsunuz. beslenmek için ağzınızı açmaya dahi gerek yok; bir kordondan besleniyor; sıcacık, yumuşacık, gürültü ve patırsız bir ortamda yaşıyorsunuz. küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini alıyorsunuz. ve günün birinde müthiş bir keyif ile hayatınız bitiyor.
nasıl ama; işte yaşamak.
sahibin yine canı sıkkın..
of ulan of ,ne olacak bu fenerin hali ?
of ulan of ,ne olacak bu fenerin hali ?
bilmezler yalnız yaşamayanlar
nasıl korku verir
sessizlik insana
nasıl aynalara koşar
bir cana hasret
bilmezler.
nasıl korku verir
sessizlik insana
nasıl aynalara koşar
bir cana hasret
bilmezler.
ulan hatice ,beni bırakmayacaktın olmek ıstıyorum ulaaan ,aha camii duvarı... işerim ulann hatice yi getirin bana...
tek kelımeyle boktan bı durumdur ,arkadasınız kızların hoslandıgı bırı ise sızın ıcın cekılmez olur ,belli bir sure sonra insanların sizi ona ulasmak ıcın kullanıp kullanmadıgını dusunebılecek paranoyaya bıle dusebılırsınız ,herkes cep telefonunu veya ımzalı fotografını ıster ama guzel yanları da yok degıldır ,suphesiz en guzel yanı vay beee x olum x denen kişinin ensesıne vurup ,naber len dıyebılmektir..
ilk defa usteyım ,yazmasam olmaz;
faten (2. nesil bilgic) *
floydian (2. nesil bilgic) *
lion (2. nesil bilgic) *
isimsoyisime-mailnick (2. nesil bilgic) *
whisper (2. nesil bilgic) *
faten (2. nesil bilgic) *
floydian (2. nesil bilgic) *
lion (2. nesil bilgic) *
isimsoyisime-mailnick (2. nesil bilgic) *
whisper (2. nesil bilgic) *
hanımlar hem kılo vermek hemde ev işlerinde size yardımcı olacak bir usak mı ıstıyorsunuz ,usak tut yaz 2688 e gonder ,usak tut rejimi cebine gelsin..
usak rejimleri baslayabılır ,usak tutmak ıcın rejıme gırdım ,3 kılo vermeyı hedeflıyorum..
veya ;usak rejımıyle 7 kılo verdım ,gozum mu ? tutmadıgım usak morarttı ,gibi diyaloglar duyabılırız yakında..
veya ;usak rejımıyle 7 kılo verdım ,gozum mu ? tutmadıgım usak morarttı ,gibi diyaloglar duyabılırız yakında..
4 kişi birleşip öfkeli kalabalık olusturmak ısteyen grubun hali hazırdakı 3 elemanı tarafından gazeteye verılmesı muhtemel ilan..
goeticanın cok konusmasından bıkan faten bir öneri getirir..
faten : hadi tıp oynayalım ,1 2 3 tıpp..
10 sanıye suren sessızlıkte faten tam oh be dıyecektır kı goetica bombayı patlatır ;
bu oyun guzelmiş hadi bir daha oynayalım ,oynayalım demısken ,vik vik vik ..... .
faten : sana bı soru sorucam ama cabuk cevap ver.
goetica : tamam..
faten : 7 kere 9 .
goetica size ileti yazıyor yazısı cıktı bır an ıcın ,daha sonra silindi o yazı ,sonra bi daha cıktı ,bi daha kayboldu ,elbette goeticanın ılk once 41 sonra 58 yazıp en sonunda beceremeyınce parmak hesabı yaptıgını dusunmedık hıc bırımız..
msn de sorun vardır dedık ,işi vardır dedık ,eli klavyeye carpmıstır dedık ,bekledik..
ogretmen olsa coktan 0 ı basmıs tokatı atmıstı ama bız bekledık ,25 30 saniye bekledıkten sonra 63 cevabı geldi..
tebrik ediyoruz buradan kendisini.. basarılarının devamını dılıyoruz ,veya sıktır et basarıyı falan da gir bi konfeksıyona calıs ,senden bi bok olmaz demek gelıyor ıcımızden ama demıyoruz ..
goetica : tamam..
faten : 7 kere 9 .
goetica size ileti yazıyor yazısı cıktı bır an ıcın ,daha sonra silindi o yazı ,sonra bi daha cıktı ,bi daha kayboldu ,elbette goeticanın ılk once 41 sonra 58 yazıp en sonunda beceremeyınce parmak hesabı yaptıgını dusunmedık hıc bırımız..
msn de sorun vardır dedık ,işi vardır dedık ,eli klavyeye carpmıstır dedık ,bekledik..
ogretmen olsa coktan 0 ı basmıs tokatı atmıstı ama bız bekledık ,25 30 saniye bekledıkten sonra 63 cevabı geldi..
tebrik ediyoruz buradan kendisini.. basarılarının devamını dılıyoruz ,veya sıktır et basarıyı falan da gir bi konfeksıyona calıs ,senden bi bok olmaz demek gelıyor ıcımızden ama demıyoruz ..
benım msn nıcklerım tum fenerlılerı delı edıyordur mesela ,örnek vermek gerekırse ;
hindi baba hindi tuncaya girdi..
sarıyla kırmızıyla alnımızın akıyla..
mazınde bir seyler(!) yatar..
galatasaray..
uc buyuk yok tek buyuk var..
.
..
hindi baba hindi tuncaya girdi..
sarıyla kırmızıyla alnımızın akıyla..
mazınde bir seyler(!) yatar..
galatasaray..
uc buyuk yok tek buyuk var..
.
..
galatasaray spor kulübü’nün kurucusu ali sami yen 1905 yılında kalamış’da ilk galatasaray müzesi’ni açtı.
müzede o güne kadar kazanılmış madalyalar ve kupaların yanı sıra tarihi fotoğraf ve belgelerle forma ve şiltler bulunuyordu.
birinci dünya savaşı sonunda spor anılarımıza el konulacağı haberini alan kurucumuz ali sami yen müzeyi 15 mayıs 1919 tarihli genel kurul kararıyla galatasaray lisesi’ne taşıdı.
türkiye’nin ilk spor müzesi niteliğini taşıyan galatasaray müzesi’nin müdürlüğünü şu an ali oraloğlu yapmaktadır.
müze her çarşamba saat 13.00 - 17.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.
müze’de galatasaray spor kulübü’nün kuruluşundan bu yana kazanılan kupalar, şilt ve formaların yanı sıra birinci dünya savaşı’na gönüllü olarak katılan 200 lise öğrencisinin kılıç, karabina silahları da bulunmaktadır.
ayrıca müzemizde kulüp arşivi, 97 yıllık resim koleksiyonu, başta atatürk olmak üzere türk ve yabancı devlet başkan’larının imzalı fotoğrafları ve 2000 yılında kazanılan uefa kupası ve süper kupa ile birlikte 3000 adet kupa bulunmaktadır.
müzede o güne kadar kazanılmış madalyalar ve kupaların yanı sıra tarihi fotoğraf ve belgelerle forma ve şiltler bulunuyordu.
birinci dünya savaşı sonunda spor anılarımıza el konulacağı haberini alan kurucumuz ali sami yen müzeyi 15 mayıs 1919 tarihli genel kurul kararıyla galatasaray lisesi’ne taşıdı.
türkiye’nin ilk spor müzesi niteliğini taşıyan galatasaray müzesi’nin müdürlüğünü şu an ali oraloğlu yapmaktadır.
müze her çarşamba saat 13.00 - 17.00 saatleri arasında ziyarete açıktır.
müze’de galatasaray spor kulübü’nün kuruluşundan bu yana kazanılan kupalar, şilt ve formaların yanı sıra birinci dünya savaşı’na gönüllü olarak katılan 200 lise öğrencisinin kılıç, karabina silahları da bulunmaktadır.
ayrıca müzemizde kulüp arşivi, 97 yıllık resim koleksiyonu, başta atatürk olmak üzere türk ve yabancı devlet başkan’larının imzalı fotoğrafları ve 2000 yılında kazanılan uefa kupası ve süper kupa ile birlikte 3000 adet kupa bulunmaktadır.
1956 yılında doğan tanman galatasaray alt yapısından yetişti. 342 lig maçında görev yapan tanman, 1.ligde en çok forma giyen oyuncu ünvanını aldı. bu ünvanı 2001-02 sezonuna kadar korudu. savunma ve orta sahada görev yapan tanman, 1975-76 sezonunda giresunsporda kiralık oynadığı dönem dışında futbol hayatı bitene kadar galatasarayda futbol oynadı. 1988-89 sezonunda şampiyon kulüpler kupasında yarı finale çıkan galatasarayın kaptanlığını yaptı. 17 kez a milli takımda görev yapan cüneyt tanman futbola 1991de veda etti. daha sonra galatasarayda lucescu döneminde ve a milli takımda mustafa denizli yönetiminde menajerlik yaptı
1919 yılında istanbulda doğan gündüz kılıç, galatasaray lisesini bitirdikten sonra futbol hayatına sarı kırmızılı takımda santrafor olarak başladı. güçlü, büyük, iyi eğitimli, incelikli, karizmatik, cana yakın ve başarıya aç...sahte gösterişe asla yer vermeyen, ancak hiçbir zaman da insanı sıkmayan biri...
1938 yılında futbol hayatına ara vererek yüksek öğrenim için almanyaya gitti. döndüğünde tekrar galatasaray forması giyen kılıç, dönüşünde 2 türkiye ligi şampiyonluğu yaşadı. 11 kez a milli takımda görev yapan kılıç 1953 yılına kadar galatasarayda görev yaptı. baba lakaplı futbolcu 1980 yılında vefat etti.
galatasarayda gündüz kılıç devrimi 1952 yılında, bir sabah erkenden, takım kaptanının üniformasını dolabına astıktan sonra koç üniforması giyerek arkasına bakmadan ıslık çalmasıyla başladı. bir zamanlar galatasaray takımının kaptanı olan gündüz kılıç eski takım arkadaşlarının ve takıma aldığı parlak, genç yeteneklerin koçluğunu yaparak, 1934-1952 arasında tek bir şampiyonluk olmadan geçen, dertli ve kederli ok sekiz uzun yılın ardından takımı sayısız şampiyonluğa taşıdı. her galatasaray oyuncusu , öğrencisi ya da taraftarı gündüz kılıçta örnek birini görmüştü; çok iyi oynayan biri, çok iyi motive eden biri, çok iyi eğitim veren biri, birlikte çalıştığı her bir kişinin en iyi yanlarını ortaya çıkaran biri...saha içinde de dışında da gerçek bir centilmen olan gündüz kılıç galatasaray`ı , yepyeni parlak hedeflere taşıdı. gündüzün liderliği altında galatasaray türkiye kupası ve uluslararası maçlar gibi sayısız şampiyonluğa imza attı.
vizyonu geniş koçluk biçimi ve güçlü iletişim yetenekleri türkiyede yıllar boyunca koçluğun belkemiği olarak kalacaktı.
1908 yılında doğan mehmet leblebi, galatasaray lisesinde okuduğu yıllarda futbol oynamaya başladı ve kısa sürede yıldızlaştı. leblebi lakabını galatsarayın vefa takımına karşı 20-0 kazandığı maçta tam 14 gol attıktan sonra kazandı. bu skor ile mehmet, türk futbol tarihine bir maçta en fazla gol atan futbolcu olarak geçti. 16 kez a milli takıma çağrılan mehmet leblebi 5 kez de istanbul ligi şampiyonluğu yaşadı. soyadı kanunu çıkınca lakabını soyadı olarak kabul eden leblebi, 1935 yılında futbolu bıraktı. uzun yıllar sarı kırmızılı camiada yöneticilik yapan leblebi 1972 yılında vefat etti.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?