"giresse, tigana...ama, ondan sonrasi fenerbahce’nin altinda karavana."
http://www.geocities.com/fbcumhuriyeti/fbislamcupi_bordeux.html
islam çupi 05-09-2000
futbol federasyonu üç yıl önce ihale ile teleona verdiği türkiye liglerinin naklen yayın hakkını aradan bu kadar süre geçmesine rağmen, şamatasız bir rotaya oturtamadı. gün geçmiyor ki, bir taksit gecikmesi olmasın, veya mukavele gereği olarak öteki kanallara vermesi gereken görüntü özetlerinde mahkemeye düşecek şekilde ihtilaflar belirmesin.
üç yıl önce futbol federasyonunun açtığı ihalede birinci lig yayın haklarını teleon, o zaman rekor denecek bir fiyatla kazanmış herkesin kıskançlığını çekmekle kalmamış, bu işin altından nasıl doğrulacağını dosta düşmana merak ettirmiştir. aradan iki ay geçmeden umulan dekoder sayısının çok altında kalan teleon, ihale gereği yerine getirmesi gereken yasal yollardan ayrılarak öncelikle diğer kanallara vereceğini taahhüt ettiği özet görüntüleri durdurmuştur. rtüke yapılan şikayetler, futbol federasyonuna intikal ettirilen sözlü ve yazılı yakınmalar, diğer mahkemelerin bu konuda verdiği olumlu kararlara rağmen, teleon inadını ve kanunsuzluğunu sürdürmüştür. teleon ile diğer tv kanalları arasında yayından başlayan ve etrafı iyice geren anlaşmazlık, ihale ile beliren taksitlerin ödenmemesi ile kulüplerin bütçelerine kadar sıçramış ve yayın ihalesinin tekrar yapılması noktasına getirmiştir işi...
iki galatasaraylı evlat cem ve hakan uzan üç yıl önce bu ihaleye girerken fenerbahçeli babaları kemal uzana bu futbol ticaretinin her şeyini sormuşlar, konuyu her bakımdan didiklemişler, ölçüp biçmişler, ama serginin para edecek malını bulamamışlardır. bu mal fenerbahçe idi.
galatasaray uefa kupasını, galatasaray arkasından süper kupayı kazanabilir. sarı - kırmızılı ekip türkiye ligini üst üste dört kez müzesine götürerek güç bir yerli rekor kırabilir. beşiktaş ve trabzonspor bir takım yararlı futbol değişiklikleri yapabilir. öteki lig takımları ne yaşar, ne yaşamaz. asansördür türkiyede, biri iner biri çıkar.
türkiyede, fenerbahçe cumhuriyeti sağlıklı başarılı ve ilkse bu ülkede her şey mutlu ve huzurludur. esnafın yüzü güler, parakendeci ve toptancıların tezgahında mal kalmaz. tiyatrolar, sinemalar, sazlar, barlar meyhaneler fuldur. stadlar türkiyenin her vilayetinde lebaleptir. fenerbahçe gittiği her kente kendi ile birlikte büyük bereketini götürür, i...ler diye uğurlanmasına rağmen.
fenerbahçe cumhuriyeti ortalıkta yoksa, türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz.
futbol federasyonu teleonun hiçbir vecibeyi yerine getirmeyişini kulüpler birliğine danışacağına yürürlükteki mukaveleyi geçersiz saymalı ve yeni bir ihale tarihi ve yeri ilan etmelidir. çünkü fenerbahçe cumhuriyeti, galatasaraylı cem ve hakan uzanın üstüne lanetlerin en sunturlusunu atmıştır.
futbol federasyonu üç yıl önce ihale ile teleona verdiği türkiye liglerinin naklen yayın hakkını aradan bu kadar süre geçmesine rağmen, şamatasız bir rotaya oturtamadı. gün geçmiyor ki, bir taksit gecikmesi olmasın, veya mukavele gereği olarak öteki kanallara vermesi gereken görüntü özetlerinde mahkemeye düşecek şekilde ihtilaflar belirmesin.
üç yıl önce futbol federasyonunun açtığı ihalede birinci lig yayın haklarını teleon, o zaman rekor denecek bir fiyatla kazanmış herkesin kıskançlığını çekmekle kalmamış, bu işin altından nasıl doğrulacağını dosta düşmana merak ettirmiştir. aradan iki ay geçmeden umulan dekoder sayısının çok altında kalan teleon, ihale gereği yerine getirmesi gereken yasal yollardan ayrılarak öncelikle diğer kanallara vereceğini taahhüt ettiği özet görüntüleri durdurmuştur. rtüke yapılan şikayetler, futbol federasyonuna intikal ettirilen sözlü ve yazılı yakınmalar, diğer mahkemelerin bu konuda verdiği olumlu kararlara rağmen, teleon inadını ve kanunsuzluğunu sürdürmüştür. teleon ile diğer tv kanalları arasında yayından başlayan ve etrafı iyice geren anlaşmazlık, ihale ile beliren taksitlerin ödenmemesi ile kulüplerin bütçelerine kadar sıçramış ve yayın ihalesinin tekrar yapılması noktasına getirmiştir işi...
iki galatasaraylı evlat cem ve hakan uzan üç yıl önce bu ihaleye girerken fenerbahçeli babaları kemal uzana bu futbol ticaretinin her şeyini sormuşlar, konuyu her bakımdan didiklemişler, ölçüp biçmişler, ama serginin para edecek malını bulamamışlardır. bu mal fenerbahçe idi.
galatasaray uefa kupasını, galatasaray arkasından süper kupayı kazanabilir. sarı - kırmızılı ekip türkiye ligini üst üste dört kez müzesine götürerek güç bir yerli rekor kırabilir. beşiktaş ve trabzonspor bir takım yararlı futbol değişiklikleri yapabilir. öteki lig takımları ne yaşar, ne yaşamaz. asansördür türkiyede, biri iner biri çıkar.
türkiyede, fenerbahçe cumhuriyeti sağlıklı başarılı ve ilkse bu ülkede her şey mutlu ve huzurludur. esnafın yüzü güler, parakendeci ve toptancıların tezgahında mal kalmaz. tiyatrolar, sinemalar, sazlar, barlar meyhaneler fuldur. stadlar türkiyenin her vilayetinde lebaleptir. fenerbahçe gittiği her kente kendi ile birlikte büyük bereketini götürür, i...ler diye uğurlanmasına rağmen.
fenerbahçe cumhuriyeti ortalıkta yoksa, türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz.
futbol federasyonu teleonun hiçbir vecibeyi yerine getirmeyişini kulüpler birliğine danışacağına yürürlükteki mukaveleyi geçersiz saymalı ve yeni bir ihale tarihi ve yeri ilan etmelidir. çünkü fenerbahçe cumhuriyeti, galatasaraylı cem ve hakan uzanın üstüne lanetlerin en sunturlusunu atmıştır.
1932 yılında tiranda doğdu. nadiye ve allaman çupi, oğullarına "islam" dediler. varlıklı ve soylu bir aileydiler. ama arnavutluk&taki rejim nedeniyletüm mallarını bırakıp, anavatana göçtüler
...1951 yılında bitirdi vefa lisesini... aynı zamanda futbola da gönül vermiş, çapa takımının değişmez oyuncusu olmuştu. ancak onun asıl aşkı, yazarlığı idi. 1957 de günlük spor gazetesinde muhabir olarak gazeteciliğe başladığında, aşkıyla da evlenmiş oldu.
son havadiste yazdı... türkiye sporda yazdı... yeni istanbulda, akşamda, tercümanda yazdı... 1981 yılında büyük saygı duyduğu, ölümünden sonra sürekli adını andığı, yazılarında özelliklerini anlattığı ve gençlere ilkelerini
öğretmeye çalıştığı milliyetin unutulmaz spor müdürü namık sevikin çağrısını aldığında düşünmeden "tamam" dedi. ve o günden sonra hep milliyette yazdı.
...
"islam çupi gibi olmak!"
spor yazarlığına her başlayanın hedefi buydu. hala da bu!...
aralarından büyük gazeteciler, ünlü muhabirler, yazarlar, müdürler çıktı.
ama hiç kimse "islam çupi" olamadı.
türkiye gazeteciler cemiyeti ve türkiye spor yazarları derneği yarışmalarında birincilikler kazandı. gazetecilik yaşamı boyunca da değişik alanlarda 26 ödüle adını yazdırdı. basın şeref kartı sahibi ve türkiye gazeteciler cemiyeti üyesiydi. bir dönem türkiye spor yazarları derneği asbaşkanlığı görevini de üstlenmişti. evliydi. bir kızı ve bir torunu vardı.
ve bu dünyadan göçtü, gitti. ölümsüzlüğe doğru.
...........................................
yazılarından birkaç alıntı ;
’’türkiye’de fenerbahçe amerika’dir,öbür kulüpler bütün dünya...bütün
dünyada darbeler bir kelle düşürüp yerine başka kelle koyabilir,
sosyalizm, komünizm beklenmeyen yumuşama resitalinin tuşlarına doğru
parmak uzatabilir, utanç duvari, özgürlük kuleleri, yıldızı tek ve
kırmızı saraylar yerle bir edilebilir, dünya döner, yaşam bir başka
biçimde çığlıklar atar sabahlara...ama paranın tek sahibi giderse, hayat
biter. o zaman dünya rekabeti değil, dünya mezarlığı kurulur bu yaşı
başı belirsiz yuvarlak kürede...’’
******
"
05-09-2000
...
türkiye’de, fenerbahçe cumhuriyeti sağlıklı başarılı ve ilkse bu ülkede her
şey mutlu ve huzurludur. esnafın yüzü güler, parakendeci ve toptancıların
tezgahında mal kalmaz. tiyatrolar, sinemalar, sazlar, barlar meyhaneler fuldur.
stadlar türkiye’nin her vilayetinde lebaleptir. fenerbahçe gittiği her kente
kendi ile birlikte büyük bereketini götürür, i...ler diye uğurlanmasına rağmen.
fenerbahçe cumhuriyeti ortalıkta yoksa, türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk
yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra
yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk
büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte,
adı konamaz... "
*****
"
19 eylul 1985
...
bordeaux stadi kapali trıbunlerine goz attiginizda, belki 17. yuzyilin barok
mimarisine benzeyen, sarkiklarla karsilasirsiniz. bu sarkiklar, o tribunlerde
oturan insanlar icin, kafalarinin ustundeki bir kabara civisidir. batabilir,
ama carsamba aksami bordeaux karsisinda izledigim fenerbahce, o barok mimarisinin
sivri uclu, kabaralarina temas etmeyecek kadar, sahada bir oyun yumusakligi kurdu.
cok vuran bordeaux forveti arasinda yasar’in akil almaz mudahaleleri tribunlerde
bir arastirma konusu olurken, fenerbahce defansinda yasar’in otesinde de kocamanlasan
devler vardi.
...
"giresse, tigana...ama, ondan sonrasi fenerbahce’nin altinda karavana."
...
"fenerbahce’nin gucunu ve buyuklugunu kabul etmek" istegi. avrupa’da nerede olursak
olalim, vatandaslarimizin vizesiz adim atamadigi bir ortamda fenerbahce’nin bordeaux
sahasinda adimlarini cok ustaca ve bilincli sekilde atisi da turk insani icin baska
bir gurur ve kisilik bulma belirtisiydi "
...1951 yılında bitirdi vefa lisesini... aynı zamanda futbola da gönül vermiş, çapa takımının değişmez oyuncusu olmuştu. ancak onun asıl aşkı, yazarlığı idi. 1957 de günlük spor gazetesinde muhabir olarak gazeteciliğe başladığında, aşkıyla da evlenmiş oldu.
son havadiste yazdı... türkiye sporda yazdı... yeni istanbulda, akşamda, tercümanda yazdı... 1981 yılında büyük saygı duyduğu, ölümünden sonra sürekli adını andığı, yazılarında özelliklerini anlattığı ve gençlere ilkelerini
öğretmeye çalıştığı milliyetin unutulmaz spor müdürü namık sevikin çağrısını aldığında düşünmeden "tamam" dedi. ve o günden sonra hep milliyette yazdı.
...
"islam çupi gibi olmak!"
spor yazarlığına her başlayanın hedefi buydu. hala da bu!...
aralarından büyük gazeteciler, ünlü muhabirler, yazarlar, müdürler çıktı.
ama hiç kimse "islam çupi" olamadı.
türkiye gazeteciler cemiyeti ve türkiye spor yazarları derneği yarışmalarında birincilikler kazandı. gazetecilik yaşamı boyunca da değişik alanlarda 26 ödüle adını yazdırdı. basın şeref kartı sahibi ve türkiye gazeteciler cemiyeti üyesiydi. bir dönem türkiye spor yazarları derneği asbaşkanlığı görevini de üstlenmişti. evliydi. bir kızı ve bir torunu vardı.
ve bu dünyadan göçtü, gitti. ölümsüzlüğe doğru.
...........................................
yazılarından birkaç alıntı ;
’’türkiye’de fenerbahçe amerika’dir,öbür kulüpler bütün dünya...bütün
dünyada darbeler bir kelle düşürüp yerine başka kelle koyabilir,
sosyalizm, komünizm beklenmeyen yumuşama resitalinin tuşlarına doğru
parmak uzatabilir, utanç duvari, özgürlük kuleleri, yıldızı tek ve
kırmızı saraylar yerle bir edilebilir, dünya döner, yaşam bir başka
biçimde çığlıklar atar sabahlara...ama paranın tek sahibi giderse, hayat
biter. o zaman dünya rekabeti değil, dünya mezarlığı kurulur bu yaşı
başı belirsiz yuvarlak kürede...’’
******
"
05-09-2000
...
türkiye’de, fenerbahçe cumhuriyeti sağlıklı başarılı ve ilkse bu ülkede her
şey mutlu ve huzurludur. esnafın yüzü güler, parakendeci ve toptancıların
tezgahında mal kalmaz. tiyatrolar, sinemalar, sazlar, barlar meyhaneler fuldur.
stadlar türkiye’nin her vilayetinde lebaleptir. fenerbahçe gittiği her kente
kendi ile birlikte büyük bereketini götürür, i...ler diye uğurlanmasına rağmen.
fenerbahçe cumhuriyeti ortalıkta yoksa, türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk
yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra
yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk
büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte,
adı konamaz... "
*****
"
19 eylul 1985
...
bordeaux stadi kapali trıbunlerine goz attiginizda, belki 17. yuzyilin barok
mimarisine benzeyen, sarkiklarla karsilasirsiniz. bu sarkiklar, o tribunlerde
oturan insanlar icin, kafalarinin ustundeki bir kabara civisidir. batabilir,
ama carsamba aksami bordeaux karsisinda izledigim fenerbahce, o barok mimarisinin
sivri uclu, kabaralarina temas etmeyecek kadar, sahada bir oyun yumusakligi kurdu.
cok vuran bordeaux forveti arasinda yasar’in akil almaz mudahaleleri tribunlerde
bir arastirma konusu olurken, fenerbahce defansinda yasar’in otesinde de kocamanlasan
devler vardi.
...
"giresse, tigana...ama, ondan sonrasi fenerbahce’nin altinda karavana."
...
"fenerbahce’nin gucunu ve buyuklugunu kabul etmek" istegi. avrupa’da nerede olursak
olalim, vatandaslarimizin vizesiz adim atamadigi bir ortamda fenerbahce’nin bordeaux
sahasinda adimlarini cok ustaca ve bilincli sekilde atisi da turk insani icin baska
bir gurur ve kisilik bulma belirtisiydi "
kupa alamayıp bu kadar tacize ugrayan, ya kupayı(ları) alsaydık ne olurdu diye dusunen fenerbahcenin 1982 ve oncesinde dogmus taraftarları.
besiktasin macin buyuk bolumunde iyi oynadigi gibi bir dusunceye nail oldugum, lakin deplasmanda, boylesine bir ortamda, oynayabileceginiz futbol ortadayken fenebahcemden bekledigim galibiyeti aldıgını duyup, "sırada ki..." dedigim mac olmustur.
82 dakika da ibrahim toraman serkan balcıya yaptığı hareket sonrası kırmızı kart görüyor..
- angelus al olum su c3ü git taksimde patla.
- ama hilmi abi ya vapurlar filan?
- evet haklısın, sükse olur. git vapurda patla.
- ama abi... tamam gidiyorum.
...
..
.
- lan angelus hala patlamadın lan, ne bok yiyon sen?
- abi ben yapamıycam, martılar, yunuslar, deniz...
- hay a.q. bari bombayı geri gonder lan!..
- bombayı martılara attım ben.
- angelus, patla emi...
- ama hilmi abi ya vapurlar filan?
- evet haklısın, sükse olur. git vapurda patla.
- ama abi... tamam gidiyorum.
...
..
.
- lan angelus hala patlamadın lan, ne bok yiyon sen?
- abi ben yapamıycam, martılar, yunuslar, deniz...
- hay a.q. bari bombayı geri gonder lan!..
- bombayı martılara attım ben.
- angelus, patla emi...
kezman.. fenerbahçe atağında tuncayın savunmanın arkasına attığı topta beşiktaş savunması ofsayt diye durakladı.. kezman topu önünde buldu.. runje çıktı.. kezman aşırtma vuruşla topu ağlara gönderdi.. 1-0
(bkz: bilgi sozluk ilk onbiri)
yıllar once olan bir olay sonrası "beyni yerinde su motoru olan ki$i" oldugu gibi bir goruse sahip oldum ben.
4 mayis 2007 istatistik sinavi gibi basliklari bulabilecegimiz sozluk. ayrıca default themei sayesinde bir an icin bilgi sozluk te oldugumu dusundurdu bu sozluk bana.
defans icin adaylıgımı burdan tum bilgi sozluk ailesine acıklıyorum efendim.
4134165412,51032056.3106510,005650365
0,
1610,0231,13,3,,
31,103,1
121,21,32,,
1432,,103,15
113,23
(%41512215623121-4f)
0,
1610,0231,13,3,,
31,103,1
121,21,32,,
1432,,103,15
113,23
(%41512215623121-4f)
(bkz: mutsuzluk)
* cumhurbaskanini chp secsin
* meclisi galatasaray belirlesin
* halkı amerikalılar görsün
* yasar nuri ateist opsun
* kediler havlasin
* kuslar yuzsun
olsun bunlarin hepsi.evet.
* meclisi galatasaray belirlesin
* halkı amerikalılar görsün
* yasar nuri ateist opsun
* kediler havlasin
* kuslar yuzsun
olsun bunlarin hepsi.evet.
piyano calabilen bomba uzmani meksikali cucelere sorulmasi gereken hayati soru...
- airf abi, cok sıkısıgım, bana borc verir misin?
* vermeem ozan!..
- neden abi?
* üç ay once ruyamda sana 50 ytl verdim, hala odemedin.
- anlıyorum abi...
* vermeem ozan!..
- neden abi?
* üç ay once ruyamda sana 50 ytl verdim, hala odemedin.
- anlıyorum abi...
"askm bu msji sana bnu yuz yuze sylicek kadar cesaretim olmadgi icin ylluyorum. sen bnm hytminda cok onemlisin. bu yzden omrumu seninle gcrmk istyrm. benimle avlenir msisn?"
gibi bir mesaj olabilecegi gorusundeyim. bilmiyorum, olmayada bilir...
gibi bir mesaj olabilecegi gorusundeyim. bilmiyorum, olmayada bilir...
ilkay akkayanin agzindan dinlemek cok guzel olan sarki.
(bkz: onun bunun cocugu)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?