evrendeki en mutevazi insanim

add ile ilgili yeni açılmış taze forum sitesi. modlarını ve atılacak kişileri oylama ile belirlemesi ilgimi çekmiş, kemalizm ve demokrasi ikilemine düşürmüştür beni.
adresini de yazayım tam olsun:http://www.addforum.net

peki neden 60 darbesinden 5 sene sonra yapılan ziyaretler, sovyetlerin başta iskenderun demir çelik gibi stratejik bir alanda olmak üzere toplam 7 önemli fabrika için sudan ucuz kredi vermesine, 1000 kadar sovyet danışmanın türkiye’ye gelmesine rağmen, o tarihlerde sovyetlerin en çok yardım ve danışmanlık yaptığı ülke türkiye olmasına rağmen bu süreç neden darbe ile sonuçlanmadı ve neden türkiye 80lere kadar abd dümeninden çıktı sorusunun cevabı bulunmayan yazıdır.

an itibari ile 8 adet yazarı bulunan, içinde güncel deneme yazıların yer aldığı bir blog site çalışması. her daim hareketli türkiye gündemine bir bakış getirmeye çalışan bir çalışma.

http://seninhikayen.cokh.net/

cokh: çok anlamında değildir, zaten öyle olsa idi "chok" denirdi.

hem bir itiraf hem de çok yerinde bir sorudur.
tabiki siyasi görüş belirtmek bir suç değildir fakat din ile sarmaş dolaş olan ve fırsat bulduğunda ötekini yok edecek olan bir ideolojinin savunulmasına demokrasi de izin verilemez. demokrasi kendini korumak zorundadır.

batıda muhafazakarlar genellikle değişime karşı pragmatist bir tavır içinde yer alan ancak gelenekseli her zaman ön planda tutan insanlardır. türkiye gibi geç kapitalistleşen ülkelerde ise özellikle de dini bir ortaçağ yaşanıyorsa muhafazakarlık salt din üzerinden gelişecek ama insanların yamyamlığına ket vuramayacak ama o yamyamlığa maske olacaktır.
bu yüzden doğu karadenizliler hem sağa oy verip hem de nataşalara para verirler.
gelelim muhafazakarlık ve sol terimlerine: muhafazakarlık dediğimiz gibi değişime karşı şüpheli ve pragmatist olmaktır, sol ise her zaman değişimden yana olmaktır, ve bu iki kavram hiçbir yerde bir araya gelmemiştir.
tabi tarih solcu olduğunu iddia eden muhafazakarlarla doludur, onları çerez niyetine yiyiniz.

bir blogcunun sazan bir bilgiçi ciklememesinden daha önemli olmayan hadisedir.

maddede geçen ifadelerin altı doldurulmadığı için her türlü yoruma açık olan ve günümüzdeki milliyetçi dalgalanmanın etkisiyle de fazla korumacı fazla paranoyakça yorumlanan madde. kalkması her şekilde iyi olacaktır ama yerine daha az yoruma açık bir adde getirilmelidir.

ben küçüktüm, köydeki dedem misafir gelince koyun keserdi hatta bazen iki koyun keserdi, ben biraz büyüdüm misafire taze et ikram etmek lüks oldu köylü için, ama babam hala akşamları rakı içerdi tek başına, bir büyük almak o kadar da zor değildi heralde, sonra büyüdüm üniversiteye geldim, her şeye rağmen köyde fındık dikilirdi, toplanırdı, para kazanılırdı tarımdan, çok değil iki yıl geçti, hükümet şu tarihten sonra dikilen fındık ağaçları kesilecek dedi, fındık ekilmeyecek dedi, ekmediler. ben küçükken bizim köyde herkes tütün ya da fındık, hatta ikisini birden ekerdi, ama şimdi köy boş, 5 sene geçti sadece, toprak çıplak. biz artık meyveyi sebzeyi bol bulamıyoruz ama imf dediki siz tekeli de satın telekomu da, çifçiye de destek çıkmayın kredi vermeyin, yeter ki bize borcunuzu ödeyin. ödüyoruz... çukurovada pamuk az artık, dayım da zaten fabrika için gerekli pamuğu yunanistandan alıyor, orda daha ucuzmuş, devlet çifçiye sübvansyon veriyomuş ab’de, girmeye can attığımız ab’de. imf demiş ki çiftçiye de verme, elindekini de sat bana borcunu öde. bu arada radyoda bir haber dinledim, adalet bakanlığı 15 adet şoför alacakmış, şartlar arasında huku fakültesi mezunu olmak varmış.

(bkz: manowar dinleyerek adam olduğunu sanan tipler)

ilginçtir, bir insan neden türkçe bir olayı anlatmak için ingilizce kullanır. kaynağı nedir, eziklik mi? belki de...
sözlüğü okuyorum ve ülkeye gelen en ufak bir zararda yazarların ne kadar kendinden geçercesine ülkeyi savunduklarını görüyorum, ardından da super quotes başlığını...
atatürk’ün dil ile alakalı sözleri vardır, okunması tavsiye edilir. ama dayanamayıp en vurucusunu söylüyorum "türkiye türkçedir."
asıl vatanımız dilimizdir, toprak kaybedersek geri alırız ama dilimizi kaybedersek biz de kayboluruz.
sokağa çıkıyoruz her yerin ismi yabancı dilde, insanların rumuzları hep ingilizce, yetmiyor artık başlıklar da ingilizce.
belki de bu yazdıklarım türkçe olduğu için anlaşılmıyordur, o yüzden ingilizcesini de yazayım:

we speak turkish so we are turks, turkey is turkish, why are you speaking english unless you are turk?

bizim ülkemizde bunun en bariz örneği dtpdir. bu parti çok açık bir şekilde etnik milliyetçilik yaparken ülkem aydınları tarafından sol bir parti olarak nitelendirilmektedir. ama işin asıl üzücü yanı bu partinin de kendisini sol olarak nitelemesi ama hiçbir söyleminde emek sömürüsünü öne çıkarmaması aksine kürt milliyetçiliğini öne çıkarmasıdır.

belşiktaş’ın kerem’in yokluğunun yanı sıra yorgunluğunun da yüzünden yenildiği maçtır. kısıtlı kadrosu yüzünden bütün oyuncular sezon boyunca efeslilere nazaran daha çok yıpranmıştır ve bunun faturası bu seride ortaya çıkmıştır.

buna benzer bir şeyi de habertürk yapmıştı:
"dünya nın bütün mağazaları birleşin"

(bkz: devlet kapitalizmi)

supır staar.
sibel tüzün

31 mayıs 1995’te akit adıyla çıkarken gümüşhane barosu başkanı ali gunday’ı hedef
gösterip "baro terörü meclis’te" ve "hastalıklı kafalar" manşetini atmıştı. adanalı izzet kirac ümüşhane’ye geldi, 25 temmuz 1995 günü baro başkanı ali günday’ı silahıyla
tekbir getirerek öldürdü. akit gazetesinin hedef göstermesinden 2 ay sonra suikast
gerçekleşti. ali günday’ın suçu yasaları yok sayarak davalara türbanla girmek isteyen iki
avukatı barodan atma kararı almış olmasıydı.

ahmet taner kislali 13 mayıs 1999 tarihli gazetede "yuh pişkin zorba" manşeti ile fişe edildi ve daha sonra hedef gösterildi ve 162 gün sonra öldürüldü.

ve şimdi 13 şubat 2006 tarihli "işte o üyeler" manşetinden 62 gün sonra 17 mayıs 2006’da bu hain saldırı gerçekleşti. alparaslan arslan, allah’ın askeri olduğunu söyleyerek danıştay’da kurşun saçtı. mustafa yucel ozbilgin şehit oldu.

paraşüt açılmamışsa göte giren şemsiye açılmış demektir. onu çıkarmak lazım desem götten, e açık şemsiye de kolay kolay çıkmaz yerinden.

bugün konuştuğum bir iranlıdan sonra fikrim değişmiştir çünkü anladığım kadarı ile iran’da bizim sandığımız gibi bir ulusal bilinç yok. halk parçalı bir halde ve yönetimi istemiyor. bu sebeple abd öncelikle iran’da bir iç karışıklık çıkarmaya çalışacak ve bunda da başarılı olursa kara kuvvetlerini de kullanarak iran’ı işgal edecektir.

aylar önce burda aktif olarak yazmayı bıraktığım zamanlarda bana en sıcak gelen sözlük idi. 2 yıldan fazla süredir de çeşitli yazarlar tarafından emek veriliyordu. her ne kadar son aylarda yaprak dökümü sürecüne girse de kimse bunu beklemiyordu sanırım, şu an sözlük tırtmış durumda ve muhtemelen eski haline gelemeyecek. yazarlarına göç yolu görünecek.

seçimler yaklaştığı için siyasal iktidarın oy almak için yaptığı harekattır. bu harekat sonucunda pkknın gücü azaltılacak ama yok edilmeyecek bir daha ki seçime kadar da semirtilicektir, bir daha ki seçim zamanı bir operasyon daha. biz bu filmi daha önce de izledik.