confessions

eldrun

- Yazar -

  1. toplam entry 1639
  2. takipçi 2
  3. puan 31173

karaköy vapur iskelesi

eldrun
düşünüyorum da bizimkiler bu iskeleyi ordan çıkaramaz, sonra da unutulur gider diyelim. yüzyıllar sonra national geographic tadındaki araştırmacılar haliçin altında ne gibi batıklar var diye şöyle bir baktıklarında koskoca bir iskelenin tepetaklak bir şekilde kıyıdan 30-40m açıkta haliçin dibinde olduğunu gördüklerinde ilk şaşırma anından sonra ne gibi bir belgesel yaparlar merak konusu. ya da ne biliyim bakarsınız kulaktan kulağa yayılır efsaneleşir olay, yıllar sonra mythbusters’da gerçekten böyle bir şey olabilir mi diye deneyebilirler de.

karaköy vapur iskelesi

eldrun
dün akşam saatlerinde titanik gibi batmış, haliçin sularında tepe taklak yerini almıştır güzelim iskele. ulan bu ülkede hiç bir şeyin mi altyapısı düzgün değil. gün gelir boğaz köprüsü de çöker möker aman yani... gerçi onunda bakımsızlıktan bir kaç halatı kopmuştu da o yüzden bakıma başlamışlardı bir ara, şu an durum nedir bilemiyorum. yumurtanın kapıyı tıklatmasını sevenler kapı tıklatılmadan olan olaylarda öyle kalıyor işte napalım.

bir de 16 su tankından 1 tanesinin su alıp da iskeleyi batırması bana çok saçma geldi be. 4-5 tane ya da daha fazladır o. içini o kadar yenilerler, basarlar plazmaları, para sıçıyoruz ya milletçe, alt tarafta su tankları ne alemdedir onu bilen olmaz ama. alt tarafı geçtik yandaki kamyon lastiklerini değiştirir insan yav.

metro

eldrun
zamanında harika bir reklamı olan ülker çikolatası.

şöyle ki; reklamda uzayda yürüyebilen!! ama geri dönemeyen bir astronotumuz vardır. bunu uzay aracına bağlamak için çözüm önerileri aranır. "vortex ünitesini paralel bağlamak" veya "godanillüm potanslarını kompleks parametrik impulsatörlerle güçlendirmek gibi" fikirler ortaya atılır ama reklamın başından beri metro yiyen arkadaş hımım huummm gibi seslerle dikkatleri üzerine çeker. sonraki karede astronotumuz metro karameli ile uzay aracına bağlanmıştır.

terminator the sarah connor chronicles

eldrun
aslında ben yetkililerden allison’lu bir bölüm bekliyorum, öyle iki dakikada kesilip atılacak bir konu değildi çünkü. arasıra kafalarına gayet güzel fikirler geliyor adamların ama uygulamada yeterli olamıyorlar işte. sonra dizi kaldırılma tehlikesi altında diye söylemler çıkıyor, çıkar tabi güzelim konuları mal mal harcayıp bölüm geçirmek için mal mal konular bulursanız.

---malesef yine spoiler----

s2e8 ile cromartie mefta olmuştur. forumlarda sık sık sorulan soru cameron’un shotgun ile cromartie’yi nasıl öldürebildiğidir ama senaristlerin yaptığı açıklamaya göre uranyum çekirdekli mermi kullanılmış. tabi bunu dizide söyleseler sorun çıkmayacak, bütün sorun aynı star wars’taki gibi aslında böyleydi diye sonradan açıklamalar getirilmesi.

her neyse, büyük oranda hristiyanlık göndermeleri barındıran bölümde cromartinin çapraz ateşin önünde hiç kaçmadan durması beni düşüncelere soktu yine. ulan bari kaçmıyorsun, taramalı var diye kaçmadı diyelim, iki tane pencereye nası isabet ettiremiyorsun atışları terminatorlüğünden utan be adam. pencerede siper almış ateş ediyorlar ama terminator hedef tutturamıyor tüüüü. orada sarah ve derek cromartie’yi pek gözükmeden oyalasalar daha iyi olurdu, ateş etmeye pek fırsatları olmasa boşa sıksalar. cameron arkadan gelince işi bitirse falan. her neyse...

gelelim s2e9’a.

tahmin edildiği gibi ex ajan ellison puştluk yaptı. gerçi bu adam kötü değil de çevresi kötü işte o ne yapsın. duygusal terminatorler hakkında yeni şeyler gösteren bölümde kamuran’ın yerde sırt üstü duran ellison’u yüz üstü çevirmesi bölümün tek ve cidden komik sahnesiydi, hala aklıma geldikçe gülüyorum. derek reese’in ise "ya geldiğim gelecekte esir değilsem senin geldiğin gelecekte esirsem, bir çok şey değiştirdim" diye paralel evren olaylarına el atması en ilgi çeken kısmıydı aslında. acaba orada yaşlı değil de genç fisher’ı öldürse ne olurdu diye merak uyandırdı.

---spoiler---

badem

eldrun
ilk albümlerini pek dinlemesem de dire straits’i sevmeleri nedeniyle ilgi duymaya başladığım bir gruptu. ikinci albümleri ile tarzlarını biraz daha sertleştirip harika şarkılar yapmışlar, gerçekten kaliteli yerli gruplardan biri olduklarını göstermişlerdir.

smallville

eldrun
s8e8’de geleceğe dönüşe yapılan gönderme gayet güzeldi.

---spoiler---

phantom zone’da kara ve lois dünyaya portal açacak sunağın başındayken lois bu bizim delorean ımız mı diye bombayı patlatıyor. hadi biz anladık espriyi ama kara anlamadı be. ne bilisin o deloran neymiş ne değilmiş.

---spoiler---

the fall

eldrun
2006’da gösterime giren, tarsem singh diye bir yönetmenin yönettiği film 1920’lerin los angeles’ında bir hastanede portakal toplarken düşüp kolunu kıran küçük bir kız cocuğu ile film çekimi sırasında düşüp felç olan bir dublörün tesadüfen tanışmalarıyla başlayan arkadaşlıklarını konu alan harika bir masalsı drama.

masal ile gerçeğin bütünleştiği, mekan seçimlerinin harikulade olduğu, küçük kız ve lee pacein kusursuz oyunculuklarına beethoven’in 7. senfonisi de eklenince söyleyecek bir şey bulmakta zorluk çekiyor insan.

smallville

eldrun
#474086

---spoiler---

evet dananın zortladığı yere geldik. bu sefer de clark’ın kimliği belli olmasın diye oliver queen clarkçılık oynadı diyebiliriz. ama ne oynama, kırmızı pelerin de taktı. çatıdan iple kaydı jimmy’i kurtardı ve tekrar bir çatıya kondu. bu da yetmezmiş gibi çatının köşesinde batman’e selam çakarmışçasına karizma bir şekilde poz verdi. clark bile oldukça etkilenmiş bir şekilde bakıyordu bizim oliver’a.

---spoiler---

bu dizide lex’ten başka bir de green arrow/oliver queen karakterinin gerçekten iyi olduğunu düşünüyordum. lex’in gitti oliver ile idare etmeye başladık. zaten dizide green arrow’un maceraları clarkınkilerden çok daha iyi.

terminator the sarah connor chronicles

eldrun
---s2e7 spoiler---

şu kişiye özel terminatorlerin nasıl yapıldığını öğrenebilsek çok iyi olacak be günlük. geçen bölümlerde o nükleer araştırma merkezindeki adamın tipinde bir terminator çıkmıştı karşımıza. bu bölümde ise eski ajanımız ellison’u model almış bir terminator gördük. çakma ellisonu zaman balonundan çıkarken elemanın teki bunu gördüğüne göre gelecekten gelip burada cromartie’nin yaptığı gibi deri değiştirip gerçekte olan insanların tipini de almadığını biliyoruz. e o zaman her istediğin insanın tipinde terminator nasıl yolluyorsun be adam, git o zaman sarah connor’un ya da derek reese’in tipinde birini yolla, yap finish him’i bitir işi.

ha bir de, ulan evde o kadar cephane var, derek’in oz büyücülü bölümde kullandığı terminatör delici, kolum kadar mermileri olan silahdan da vardır heralde. kız kapıda cromartie’yi oyalarken kapsaydın o silahtan okusaydın cromatie’nin canına işte ne uğraştıyorsun daha. ya da bekle dışarı çıkmasını koş yatağın altından al silahı çık ateş et geri gelir o zaten öldürmen için. suç john’da diil zaten annesi olacak karıda, pısırık etti cocuğu. kaç kaç nereye kadar.

---spoiler---

desperate john’s life da olabilirmiş dizinin adı aslında.

wishmaster

eldrun
eskiden show tv’de yayınlanan goosebumps dizisinin bir bölümünde de dilekleri aynen bu filmdeki gibi yerine getiren bir kadın çıkmıştı. kız okulda arkadaşlarına kızıp yok olun dediğinde bu cadı hemen ortaya çıkıp dünyadaki herkezi kara sineğe çevirmişti. her neyse, filmde cin’i oynayan aktörün bakışları ve ses tonu kadar etkileyici başka bir şey yok. ha bir de filmdeki tarihi eser toptancısını freddy krueger olarak bildiğimiz robert englund oynuyor.

the bank job

eldrun
banka soygunu ve statham’ı görünce tabi yine insanın aklına guy ritchie filmleri geliyor. o yüzden oldukça eğlenceli ve action dolu sanılabilir ama action neredeyse hiç yok diyebilirim. banka soygununun arkasındaki olaylar örgüsü gayet iyi, hatta esas değinilmek istenen şey banka soygunu değil. bir de hani filmlerde dersiniz ya yok artık bu kadarı da olmaz, abartmışlar diye. olayların gerçekten de olması esas işi ilginçleştiriyor. o zamanın teknolojisinin de yardımıyla kotarılıyor işler hep.

konu aldığı 1971’deki büyük baker street banka soygunu olayı ile ilgili filmden önce biraz bir şeyler okumak iyi olabilir.
8 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol