eldrun

eskiden dünya kupalarında almanyayı tutma ve fifa serisinde almanyayı seçme nedenlerimden biri olan futbolcu, harika goller atardı.

- ulan ben yazıcaktım bunu tüh, neyse muhteşem verelim bari.

(bkz: marcia cross)

bu filmdeki ivan kadar uyuz bir şekilde gülen birine de zor rastlanır heralde.

galatasaray kritik maçlardaki saçmalama hakkını sivas ile yaptığı maçta kullandığı için zorlanmayacağını düşündüğüm maç.

alison krauss - it doesnt matter

kendisine verilen onur ödülünün agamennon tarafından geri alınması ile savaştan çekilmiş, agamennon savaşın artık son yılında hatasını anlayıp ona bir çok ödüller sunmuş fakat kendisi tarafından reddedilmiştir. ancak arkadaşının hektor tarafından öldürülmesiyle savaşa geri dönmüştür.

katılmak istediğim fakat ankarada olacağım için katılmayacağım buluşma.

hoca: hep sunumlarınızı böyle hazırlayın diyordum kimse hazırlamıyordu, siz mi hazırladınız bir yerden mi aldınız, güzel olmuş?
eldrun: hocam alıntı yaparken yazıyı bölmeyelim diye böyle koyup altına da alıntı yaptığımız kişiyi yazdık, doğrusu öyle diye.
sazan: netten böyle ekledik.
hoca: kopyala yapıştır mı yaptınız?
sazan: hayır hocam kopyala yapıştır yapılmıyordu sitede, tek tek yazdım hepsini.
hoca: tamam size dürüst olun diyoruz da bu kadar da dürüst olmayın arkadaşlar.

geleneksel youtube engelleme şenliklerinin şimdilik sonuncusu.

bulunduğunuz yerden 4-5 tane ya da daha fazla camiden gelen ezan sesleri duyabiliyorsanız bir süre sonra sıkmaya başlayan olay. imamların kolundaki saatlerin farklı olmasından kaynaklı olarak ezan sekansı 30dk civarı sürebiliyor. hayır şöyle iyi okuyan bir kaç müezzin olsa da aradaki farklar çok kısa olsa şöyle yankı gibi bir etki yaratsa o zaman tadından yenmezdi en azından.

edit: kötülenmesi ilginç. yahu bizim mahalleden 4 tane meridyen geçiyor gibi bir durum var cidden, biri okuyor bitiriyor 100 metre ilerideki 5dk sonra başlıyor falan. sabahın köründe 30dk’ya varan ezan okuma süresi rahatsız edici olabiliyor o yüzden.

ayrıca şuna da değinmek istiyorum; nedir bu her köşe başına cami sevdası bir türlü anlamış değilim. hadi nüfus fazla, herkez camide namaz kılmak istiyor desen bile, kardeşim madem her 100 metrede bir cami var zaten megafonun sesini niye köklüyorsun, kendi bölgene duyursan kafi, kirlilik yaratma. sesin de güzel olsa bari. ya da direk çık minareye öyle oku da oraya koyulan minare bir işe yarasın. sadece hoparlör koymak için koskoca minareler dikilir mi hiç insaf ya.koy oraya uzun bir direk o da aynı vazifeyi görür. nedir bu şekilcilik anlayabilmiş değilim.

yurtta kalmaktasınızdır. sabahları bazı görevliler odaları temizler. ders saatlerinizi bilen, önceden bak abi biz 10da derse gidiyoruz biz gidince temizle dediğiniz görevli sizi dinlemez. her sabah geldiğinde takır tukur gürültüler çıkararak odayı temizler. temizleme sırasında karşısına çıkan ayakkabı terlik gibi engelleri tekme ile yatağın altında ücra bir köşeye gönderir, havalandırmak için camı açar akabinde kapıyı da açık bırakır. ardından kapıyı kapatmak için kalktığınızda terlikleri bulmakla uğraşırsınız, sonrasında kapıyı kapatırsınız. diğer odanın temizliğini bitiren görevli sizin odanın kapısının kapalı oluğunu gördüğünde kapıyı yine açar. siz yan yataktan bir daha kaparsınız 5dk sonra kapının yine açık olduğunu görürsünüz, sikerim seni de kapını da diyerek kapıya hızlıca bir depik koyarsınız en sonunda. öğlen okuldan geldiğinizde görevli sizi çağırır da niye çağırır bilinmez. hayır bunu geçtik adamlar basit bir scrpit gibi haraket ediyorlar. yan odada haftanın belli günleri kimse olmamasına rağmen, odada temizlenecek ve havalandırılacak bir durum da olmamasına rağmen her sabah kapı ve pencereleri açılıyor, kış vakti bile olsa. bir kaç hafta odayı temizlememe kararı almış kendi kendine, o yüzden vazgeçtik cinayetten uyuduk güzelce bu bir kaç haftada.

evinizin yakınında okulun bulunması ve zil sesiyle uynamak, belli aralıklarla da o zil sesini duymaya devam etmek.

ara sıra başlığına baktığım ve enrty girmek istediğim fakat bu filme yaraşır bir enrty girmek için yeterli kelimeleri henüz bulamadığım film.

bir aralar içinde aşırı sinir bozan bir şarkı barındıran reklamı olan otomobil firması.

(bkz: bankamatikten çektim bin tane eve geldim bir tane)

zoom g9’un tek lambalı ve sol expression pedalı çıkarılmış kardeşi.

zoom firmasının ürettiği üstünde 2 expression pedalı içinde ise 2 lamba olan processor. yanında diğer her şey küçük kalmaktadır.

tsubsanın ustasından öğrendiği kartal vuruşuna karşılık kojiro’nun kaplan vuruşu vardı. öyle kartal vuruşu gibi yükselip alçalmaz, dümdüz gidip kaleciyi deler geçerdi. hami mandıralı öğretmiştir bu tekniği kojiro’ya.

kolsuz forma ile diğer futbolculardan ayrılırdı.bir de çok bireysel oynardı, bir gün takımının antrenörü bunu yedek bırakmıştı sırf bireysel oynadığı için. tabi yenilmişti takım bu olmadığı için. yenilmeye tahammülü olmadığı için yedek klübesinde kudurmuştu, antrenörü sallamayıp arkadaşlarına taktik vermeye başlamıştı ama yeterli gelmemişti.