confessions

eldrun

- Yazar -

  1. toplam entry 1639
  2. takipçi 2
  3. puan 31174

age of empires 2

eldrun
multiplayer’ı acayip zevkli olan oyunların başında gelir.

saatler süren çarpışmalarda en güçlü birliklere sahip olmak değil orduyu iyi yönetebilmek, hangi askerin hangisine karşı iyi ya da kötü olduğunu bilmek daha da önemlisi olayında iyi olmak gerek. yoksa rakibin ordusunu dağıttıktan sonra sizin de elinizde ordu kalmadıysa, üretimde askerleriniz yoksa, en kötüsü de savaş ile uğraşırken kaynaklarınızı bitirmişseniz herşey sıfırdan yapmanız, rakibinizin yeniden güçlenmesi ile eğer oyuncular arası güçler de dengedeyse tek bir maçı 4-5 saati bulup geçirebilirsiniz.

15 haziran 2008 türkiye cek cumhuriyeti maçı

eldrun
çek cumhuriyetini yenmek gerçekten yürek ister, o da yetmez güç ister. hele de 2-0 yeniliyorsanız bunlar hiç yetmez, yukarıdan bir şeyler de gerekir...

karşımızda çoğu kişinin favori olarak gösterdiği çekler ve dünyanın da en iyi kalecilerinden biri; bizde ise fatih terim ve artık fuck off, muck off demeye alışmış kendini ingiltereye iyice kaptırmış tuncaylı bir kadro.

maç başından beri çekler ayaklarına gelen her topu koller gönderme amacındalar. çeklerde topu ayağına alan kollere ortalıyor, sonra topun geri gelmesini ve yine kollere orta açmayı hedefliyor. ulan koller’de kaç yaşına geldi adam oynuyor diyoruz bizim bücürlerin yanında. insanın aklına hakan şükür geliyor tabi koller’i görünce bir yandan da. bizimkiler daha 3 pas yapamıyorlar. koller’i durdurmaya çalışıyorlar fakat pek de başarılı da olamıyorlar. orta geliyor, koller zıplıyor e bizim defans da zıplıyor ama kollerin göğüsüne anca ulaşabiliyor bizimkilerin kafaları. hadi çekleri anladık koller gibi pivot santraforları var, paso adama orta açıyorlar ama bizim takım kimin boyuna posuna güvenip doldur boşalt yapıyor onu da çözemedik. kayboluyorsun rakip defansın içinde, daha nereye doldur boşalt. tuncay ve emre aşığın da hangi zihniyetle sahada olduğunu, hatta ne amaçla ilk 11’e konulduğunu anlamak da elde değil zaten. egosu iyice tavan yapmış fatih terim ısrarla tuncayı oynatıyor, bir olayını da göremedik hala. golleri yedikten sonra tabi fatih terim bir kaç değişiklik yapıyor da onları bilinçi bir şekilde yaptığını sanmıyorum, adam bir kaç kişiyi alıp çıkarıyor oyundan sonra da herkes ileri gibisinden el haraketleri yapıyor.

sahada oynanan şeye baktığımızda ise defansta serveti görüyoruz adam fantastik filmlerden çıkmış kahramanlar gibi savunma yapıyor ama nereye kadar, tek başına. geri kalanlar kendi çapında takılıyor. oyun sistemide 1-8-1 gibi bir şey sanırım, çözemedim. fakat oyun hakkında pek yorum da yapamıyorsun ki, oynanan pek bir şey yok, yeniliyorsun işte. 75 dakika boyunca futbol adına pek bir şey yapamayan ve 2-0 yenik durumda olan türkiye’yi elimiz çenemizde kara kara izliyoruz acaba 3 olur mu 4 olur mu diye.

son 15dk’ya girildiğinde bir şeyler değişmeye başlıyor. arda serbest oynamaya başlıyor, sağdan soldan bindirmeleri geliyor ve sonunda da golü buluyor. ardından dünyanın en iyi kalecisi elinden topu kaçırıyor bir daha gol oluyor. sonrasında ise çek defansı ofsayt diye bir duralım diyor, nihat bir gol daha atıyor. maç da 3-2 bitiyor. herkes şokta, türkler de çekler de.

ama millete bakıyorum, sanki bütün maç boyunca bastırdık ama çekler şansa 2 gol attı, sonradan biz 3-2 aldık gibi bir havaya girmiş. yok kardeşim öyle değil maç, sen onu galatasaray-real madrid maçı ile karıştırdın. 75dk boyunca bi bok yapamayan türk milli takımı’na son 15dk ya girildiğinde bir şeyler oluyor, ki sadece bize de olmuyor, çek’lere de bir şeyler oluyor. dünyanın en iyi kalecisini ardarda hatalar yaparken görüyoruz. bu cech denen kaleci ingiltere premier ligde peter schmichael’in 694dk gol yememe rekorunu da kırıp 871dk gol yememiş bir adammış, boru değil yani. o yüzden kimse bana süper oynadık da maçı aldık demesin. takım şu taktikle oynadı, değişimler şu amaçla yapıldı, şu şekilde geliyorduk bu şekilde gidiyorduk diye bir şey diyemiyoruz. bakıyoruz türk milli takımına, sistemsizlik üzerine kurulu bir oyun.

neyse, aldık maçı hopladık zıpladık. böyle giderse final oynarız.

benim isteğim bizim takımın elenip gitmesiydi sırf şu fatih terimin kendini bi bok sanması yüzünden aslında ama çeyrek finale çıktık güzel bir şey sonuçta. bu takım daha da başarılı olursa sebebi fatih terim olmaz ama.

crank

eldrun
görülebilecek en aksiyon dolu filmlerden biri. her çeşit aksiyon sahnesini barındırıyor nerdeyse. gta, driver gibi bilgisayar oyunlarını da hatırlatıyor çoğu sahnesiyle. kahramanımızın sahte işi de oyun programcılığıymış daha ne olsun.

---spoiler---

dikkat edilirse filmin sonunda chelios arabanın üstüne düşüp sekip yere çarptığında son anda bir gözünü kırpar. ölmemiştir.

---spoiler---

yavin 4

eldrun
yavin 4’e ep4’den 9000 yıl önce jedi şövalyeleri dev bir yeraltı kütüphanesi inşa ederler. aynı zamanda bir de hava kontrol sistemi yaratır ve zamanla soğuk ve verimsiz gezegeni, sıcak bir yağmur ormanı gezegenine çevirirler. yüzyıllar sonra, şehir bilinmeyen sebeplerle terkedilir. ep6’dan sonra luke skywalker yeni jedi akademisini burada eski temple’da kurar.

anakın skywalker

eldrun
bin yıllar önce sith’lerin altın çağının başladığı dönemde ortaya çıkar kehanet.

ve kehanet der ki;

“…..ve büyük ümitsizlik anında bir kurtarıcı gelecek, ve o güneşlerin oğlu olarak bilinecek.”

sith

eldrun
aslında sithler çatışmadan uzak bir toplum yapısına sahip olan bir ırktır başlarda. düzenden kopan bir jedi karanlık tarafa geçip sith’lerin olduğu gezegene gelir ve sithlere hükmetmeye, onları köle yapmaya başlar. bilgilerini çalar ve onlara karşı kullanır. jedi kendine dark lord of the sith ünvanı verir. dark lord, sith kültürünü kendi kötü amaçları için yoldan çıkarmaya devam ederken yüzlerce jedi da ona katılır ve sith ırkı tamamen karanlık jedi’ların köleleri haline gelir.

qui gon jinn

eldrun
episode 2’de anakin kum insanlarını öldürürken qui gon’un "anakin nooo" diye bağırışını duymuşuzdur. yoda’da o sırada anakin’in içine düştüğü hali görür ve qui gon’un sesini o da duyar. sonrasında, ölen birinin geri gelmeyeceğini bildiği, böyle bir şeyin mümkün olmadığı halde qui gon’un sesinin nasıl duyulduğunu merak eder. episode 3’ün sonunda bu gizem çözülür tabi ki ve sonunda da yoda qui gon’un öğrencisi olur.

qui gon jinn

eldrun
yavin savaşından kısa bir süre önce doğmuştur. 8 yaşındayken tahl adlı bir youngling ile yakın arkadaş olmuşlardır. qui gon on yaşına geldiğinde örencilerin yeteneklerini sergiledikleri ve ustalara padawan olarak verildikleri turnuvada gösterdiği üstün ışın kılıcı kullanma yeteneği ile dooku’yu oldukça etkilemiş ve dooku qui gon’u padawan’ı olarak yanına almıştır. birlikte onlarca göreve giden bu ikili bir görevlerinde senatör blinx annon’a eşlik ederlerken uzay gemilerine bir korsan sızmış sonrasında bu korsan dooku’nun eskiden yakın arkadaşı olan lorian nod çıkmış, dooku bütün öfkesiyle nod’a saldırmış ama qui gon’un sözleri sayesinde öldürmemiştir. qui gon’un dooku ile birlikte son görevi 2 yıl kadar sürmüş, görev bittikten sonra tahl ile yeniden beraber olmuşlar fakat uzun sürmemiştir bu birliktelik. qui gon’un padawanlığında dooku’nun ona söylediği son söz ise onun tek zayıflığı olduğu, bunun ise merhameti olduğudur.

tahl ile birlikte jedi knight olduklarında ise konsey qui gona bir padawan seçmesini söylemiş fakat qui gon kendini daha hazır hissetmediği için bir süre boyunca padawan seçmemiş, görevlere tek başına gitmiştir. bu süre içinde qui gon telos 4 adlı bir gezegende xanathos adında, güç ile bağlantısı olan bir çocuk bulmuş ve cocuğu test edilmesi için jedi tapınağına getirmiştir. cocuk eğitim için biraz geç kalınmış olmasına rağmen eğitimine karar verilmiş sonraki 2 yıl boyunca tapınakta eğitilmiş ve sonrasında qui gon bu cocuğu padawan olarak yanına almıştır. çocuğa padawanlığından jedi knight olmasına kadar iyi bir rehberlik gösteren qui gon sonunda master olmuştur. sonrasında yoda xanathos’a jedi knight ünvanı verilmesi için son bir sınav olarak qui gon ile birlikte telos gezegenine göndermiş, xanathos doğduğu yer olan bu gezegende babası xanathos’a gücünü ve parasını gösterek gezegeni birlikte yönetmelerini söylemiş, xanathos’u baştan çıkartmış ardından gezegende iç savaş başlamış ardından qui gon crion ile karşı karşıya gelip onu öldürmüş. xanathos’da babasının parmağından yüzüğünü almış ve karanlık tarafa geçmiş.

ilk padawan’ını eğitmede başarısız olduğunu düşünen qui gon bir daha hayatı boyunca yanına padawan almayacağını söylemiş. ilerki yıllarda da tek başına, ara sıra da diğer jedi’lar ile görevlere devam etmiş tahl ile birlikte bir çok görevi başarıyla yerine getirmiş.

obi wan’ı padawanı alması ise;
bir süre sonra yoda’nın teşviki ile geçmişi unutup padawan seçmek için düzenlenen padawan adaylarının yeteneklerini sergilediği, içinde obi wan kenobinin de bulunduğu turnuvayı izlemiş, obi wan’ın yeteneklerini görmüş fakat turnuvayı kısa bir süre izleyebilmiş, bandomeer gezegenine, başkanın verdiği bir göreve gitmek için ayrılmış. o sırada obi wan ise bruck adında bir öğrenci’nin kavgaya karışması için kışkırtması sonucu tapınaktan uzaklaştırıp bandomeer gezegenine çiftçi olmak üzere gönderiliyor. aynı gemide olan qui gon ile obi wan, gemi saldırıya uğrayınca güçlerini birleştirip saldırıyı geri püskürtürler. sonrasında başkanın verdiği mektubun sahte olduğpunu öğrenen qui gon, obi wan’ı çiftliklere gönderir ve bu meseleye karışmasını yasaklar. qui gon’un katıldığı toplantılardan birinde xanatos, karşısına offworld’un temsilcisi olarak çıkar. obi wan, çiftliklerde kalırken, gizli bir offworld merkezi keşfeder. ama qui gon, ona güvenmeyi reddederek, anlattıklarını dinlemez. xanatos, üzgün ve kızgın obi wan’ı, qui gon hakkında hikayeler uydurarak kendi tarafına çekmeye çalışır. sonrasında ise obi wan’ı ele geçirir ve madenlerde çalışmaya gönderir. qui gon ise eski öğrencisi ile küçük bir düellodan sonra obi wanı kurtarır ve ona xanathos hakkındaki gerçeği anlatır. xanatos’u madenlerde kovalar ve onunla karanlıkta dövüşmek zorunda kalırlar. xanatos, madeni havaya uçurmak için patlayıcılar yerleştirir ve iki jedi’ı ölüme terkeder. qui gon ve obi wan beraber çalışarak, bombayı bulur ve etkisiz hale getirirler. qui gon artık daha fazla direnemez ve obi wan’ı padawan öğrencisi olarak kabul eder.


the potentium

eldrun
star wars episode 1’den ortalama 50 yıl kadar önce, jedi düzenine aykırı düşünceleri yüzünden düzenden atılan jedi’ların bir araya gelerek kurdukları gruptur. liderleri leor hal’dir.

force’a farklı bir bakış açısı ile bakarlar. düşüncelerine göre güçte karanlık taraf olarak adlandırılan kısım aslında yoktur. güç bütün olarak vardır. aydınlık taraf ve karanlık tarafı olan şey güç değil güç kullanıcısıdır. eğer içinde kötülük yoksa, gücün karanlık tarafı olarak adlandırılan kısmını kullanmakta bir sakınca olmadığını, karanlık tarafa geçmeyecğini söyleyen potentium üyelerini jedi master’lar reddeder. karanlık taraf olmazsa onla savaşmaya da gerek olmayacağını söylerler ve bu gruba dahil olan jedi’ları düzenden atarlar.

jedi code

eldrun
jedi’ların karanlık tarafa yenik düşmelerini engellemek için oluşturulmuştur. her zaman bilgi ve aydınlanma peşinde koşan bir jedi gücü asla zenginlik elde etmek ya da güç kazanmak için kullanmaz. nefret, öfke, korku ve saldırganlık negatif enerji yaydığı için, jedi adaylarına yalnızca güçle barış içinde oldukları zaman harakete geçmeleri söylenir. jedilar problemlere barışçı çözümler bulmak zorundadır. bazen kavga kaçınılmaz ama jedilar yine de alternatifleri aramaktan vazgeçmemelidirler. jediler, hareketsiz kalıp kötülün ortaya çıkmasına izin veremezler. bir jedi karanlığın güçlerini durdurmak için elinden gelen herşeyi yapmalıdır.

kodun ilk hali şöyledir:

jedilar galaksideki barışın koruyucularıdır.
jedilar güçlerini savunma ve koruma amaçlı kullanır, asla saldırı için kullanmaz.
jedilar, bütün yaşam biçimlerine saygı duyar.
jedilar, yönetmektense galaksinin iyiliği için diğerlerine hizmet etmeyi tercih eder.
jedilar kendilerini bilgi ve eğitimle geliştirmeyi amaçlar.

grup

eldrun
zamanında türk müzik gruplarının isimlerinin başına getirdikleri kelime.

örneğin;

(bkz: grup laçin)
(bkz: grup vitamin)
(bkz: grup gündoğarken)
(bkz: grup anılar)
(bkz: grup yorum)

bu akımdan nasibini alan günümüz grupları da yok değildir. zamanında beyaz’ın programında dumanı çağırırken grup duman demesi olsun, 84’ün ünlenmeye başladığı zamanlarda grup 84 diye söylenmesi olsun, devam ettirilmeye çalışılmaktadır hala.

the forbidden kingdom

eldrun
ortalamayı geçemese de uzun bir jet li & jackie chan dövüşü barındıran, jackie chan’in drunken boxing yaptığı ve bu sayede çok eski bir filmi olan drunken master’ı hatırlattığı, diğer bir çok karate filmlerine de göndermelerin olduğu film.

the forbidden kingdom

eldrun
jet li ve jackie chan’in birlikte oynadıkları fantastik dövüş filmi.

şöyle ki; new york’ta yaşayan ve kafayı uzak doğu dövüş filmleriyle bozan bir cocuk bu dövüş filmlerini aldığı dükkanda bir gün rüyasında gördüğü sopayı görür. bir sokak çetesinin bu dükkanı soymasına yardım etmek zorunda kalır ve bu sırada vurulan dükkan sahibi sopayı bizim cocuğa verir. ardından bizim cocuk yüzyıllar öncesine gider. filmde bu zamanda cereyan eder.

jet li

eldrun
daha tam ünlenmeden önceki filmlerini saymazsak oynadığı her filmde baş rol jet li’nin olur. üstelik baş rol verilmemişse oynamaz da bu filmlerde. ama her ne kadar baş rolünde oynasa da hero filminde kadar karizma yapamamıştır o ayrı.

scary movie 4

eldrun
the grudge filmine gönderme yapılan sahnede evdeki kız hayalet olan japon cocukla konuşmaya başlayınca japonca konuştuklarını sanıp aşağıda ingilizce altyazıya bakarken birden ne konuştuklarına dikkat edilince kopmamak elde değil. hele cocuğun en sonunda wişibaaaaaaaa gibisinden bir şey söyleyip yok olması süper.
21 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol