elbereth

bir çift bardakla bile yakalanabilir, yeter ki içinizde olsun...

super bir akşamın ardından harika bir geceyle devam edecek gibi görünmektedir, hadi hayırlısı...

içinde yaşadıklarını dile getirmektir.

bu konuda ben pek başarılı değilimdir, genelde her şeyi kendi içinde yaşayan, herkese bir şeyler anlatsam da asıl dökülmesi gerekenleri içinde bırakan bir insanımdır.

sanırım hayatımdaki ilklerden biri olarak dün gece, zavallı arkadaşımı psikolojik bunalıma sokacak derecede içimi döktüm, çocukcağız sabah mesaj atmış "çok kötüyüm, başım ağrıyor, bu akşam da görüşelim, kafamda deli sorular, cevapları bulmam lazım" diye.

mesajı görünce o kadar mutlu oldum ki, bir insanın sizin sıkıntınızı bu derece dert etmesi ve sizinle bunları paylaşabilmek için bu kadar çaba sarf etmesi ne güzel bir şeydir...

alışkanlıklar ya da korku sebebiyle yapılabilecek eylemdir.

yatılı okulda okuyanlar bilir, koridor ışığı bütün gece açık kalır ve zamanla bu ışığa öyle alışırsınız ki yıllar geçse de evin içerisinde herhangi bir ışık olmadan uyuyamaz hale gelirsiniz. bu ışık benim için girişteki lambadır.

yargıtay’a göre bir kimsenin sürekli fazla çalışma yapması hayatın olağan akışına aykırıdır. bu sebeple, iş davalarında hesaplanan fazla mesai ücretleri üzerinden hakimin %40’a kadar takdiri indirim hakkı vardır.

hakim bu hakkını kullanırken karar gerekçesine " çalışma hayatı boyunca sürekli fazla mesai yapmak hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, çalışanın zaman zaman izinli ya da raporlu olabileceği, fazla mesai çalışmasına katılmamış olabileceği göz önüne alınarak fazla mesai ücretinden %40 oranında takdiri indirim yapılmıştır." yazar.

ayrıca yine yargıtay’a göre bir kimsenin günlük 3 saatin üzerinde fazla mesai yapabilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır, bu sebeple 24 saat usulü çalışılan iş yerlerinde dahi fiili çalışma saatleri üzerinden değil, gündüz çalışmalarında maksimum 3 saat fazla mesai üzerinden, gece çalışmalarında 7,5 saati geçen çalışmalar üzerinden fazla mesai ücreti hesaplaması yapılır.

üçüncü köprü inşaatı ile birlikte tarihe geçmeye aday olan inşaat alanıdır.

bir ara gidip her ikisini de görmenizi tavsiye ederim, orman nasıl yok edilir, ağaç nasıl kesilir, doğa nasıl katledilir açıkça görebilirsiniz. maalesef sadece inşaat alanında değil bu inşaatların çevresinde de eskiden ormanlık olan alanlar yavaş yavaş kelleşmeye ve orman arazisi niteliğinden çıkmaya başlamıştır.

bu tip projeler yapılırken tabii ki ağaçların kesilmesi, inşaatların yapılması normaldir ama bunun bu derece fütursuzca yapılması ve ranta çevrilebilmesi ülkemize mahsustur sanırım.

kadınların ne kadar zeka yoksunu olduklarını, ölümsüzlüğünü sevdiği fani erkeğe vererek bir kere daha gözümüze sokmuştur.

sen ki elrond’ un kızı, elflerin prensesisin, gidip eowyn gibi bir hatunla kırıştıran, yaralarını onunla saran bir adama ölümsüzlüğünü vermek ne demek? bırak ne hali varsa görsün lavuk.

bütün meslek erbablarının baro tesislerinde izleyebileceği maçtır, koşarsanız ikinci yarıya yetişebilirsiniz

istanbul barosu tarafından izlemek isteyen avukatların kanlıca sosyal tesislerine davet edildiği maçtır.

ümit hoca ne yapmaya çalışıyor anlamış değilim ki, maç izletince baro hizmet mi etmiş oluyor?

ümit hoca’nın seçilmesi tamamen chp’nin aldığı oy oranı gibidir,kimseyi kandırmaya gerek yok, eğer kendisi olduğu için seçilmek istiyorsa çok daha farklı şeyler yapması gerekir ki bu konu da bu başlığın konusu değildir.

çalışma hayatına etkileri açısından:

http://www.iskanunu.com/haberler/1727-ozel-hayat-ve-cinsel-tercih-isten-atilma-sebebi-mi

paranın değersizliğini ifade eden sözdür.
para aslında böyle bir şeydir, bugün vardır, yarın yoktur, sonra bir bakarsın yine olur ama parayı harcayacak yerin yoktur, o yüzden para herkesin köpeği olsun, başka bir durumu hakketmiyor.

"eşcinsellik" başlığı altında paylaşım yapmak isterken, bu başlık altında çıktığını görünce entrimi silmeme sebebiyet vermiş kelimedir.

teşekkürler john maynard keynes

dinlerken baygınlık veren şarkıcıdır, tabii olayın bendeki romantizm eksikliğiyle de alakası olabilir mi ki dedim ama yok yahu adam baygınlık veriyor...

"vicious" adlı harika bir eş cinsel komedisinde oynayan asil ingiliz oyuncudur.

yaşları oldukça ileri iki eş cinselin birliktelikleri, yaşadıkları, çevrelerinden aldıkları tepkiler ve sosyal yaşamları ile ilgili süper bir komedidir.

ingiliz işi olması sebebiyle espriler alışılagelmişin dışında olabilir, kısacası ingiliz komedisi sevmiyorsanız izlemeyin.

izlemek isteyenler için dizimax comedy’de yayınlanıyor bu arada.

osmanlı döneminde kardeşlerini öldürmeleri sebebiyle veliahtlara verilebilecek isimdir. osmanlı beyliği döneminden itibaren varlığını sürdürmekle birlikte fatih kanunnamesi’nde "kardeş katli" vacip kılınmıştır yani devletin bekaası için kardeş katli yapılmalıdır yoksa imparatorluk bölünür.

(bkz: kardeş katli)

göztepe’de an itibariyle gösterip vermemiştir.
yağmaya başlayınca koştura koştura bankı, salıncağı korumaya aldım ama iki damlada durdu, gerisi fena gelecek sanırım.

asıl adı arpaçbahşiş olan, mersin’e 32 km uzaklıkta, erdemli ilçesine bağlı bir kasabadır. erdemli’ye uzaklığı 4 km.’dir.
çocukluğumda arpaç’a gitmeye bayılırdım, en sevdiğim özelliği limon ve muz bahçelerinden sahile çıkılmasıydı.
sonra, ben ortaokuldayken yazlık tatil siteleri yapılmaya başlandı, erdemli’de bir iki tane yapılan bu sitelerden arpaç sahili boyunca onlarcası yapıldı. sonra hem erdemli hem de arpaçbahşiş sahili doldu gerçi...
liseyi yatılı okuduğumdan ve senede iki kere eve gelebildiğimden o değişimi öylesine çarpıcı şekilde yaşadım ki şimdi hatılardığımda hepsine lanet ediyorum, her eve gelişimde bahçelerin büyük bir kısmı daha gitmiş olurdu ki ben liseyi bitirmeden ne limon bahçesi kaldı, ne de muz bahçesi.
şimdi gittiğim zaman arpaç dahil mersin-erdemli arasında araba kullanırken mümkün olduğunca asfalt dışında bir yere bakmamaya çalışıyorum, o güzelliğin yerine binaları koymak istemiyorum, onlar yoklarmış gibi davranmayı tercih ediyorum.

ekonomik olarak kendi kendine yetme durumunu ifaden eden deyimdir.
bu insanlar genelde hayatlarını hiç kimseye muhtaç olmamak ve kendilerine ait bir hayat kurmak üzerine çaba sarf etmişlerdir.
kendi yağıyla kavrulmak bir taraftan büyük lükstür, kimseye eyvallahınız yoktur, kimseyi dinlemek, kimsenin ağız kokusunu çekmek zorunda değilsinizdir.
diğer taraftan çok yıpratır tek başına bir hayat, yıllar içinde öyle ya da böyle ekonomik olarak toparlansanız da bir bakarsınız ki koşmaktan yorulmuşsunuz.

arabada radyoda bir kaç kez dinleyip pek hazzetmediğim şarkıdır.
ancak şu an klibine denk gelip, tarkan’ın leopar desenli yeleğini görünce o azıcık hazzetme duygumu da kaybettim sanırım. yapma bebeğim ya, giyme şöyle şeyler alenen, hiç hoş değil, deri neyine yetmedi de leopara bulaştın sen?

biz küçükken pkk’ya verilen sıfattı tabii şimdi o köprünün altından çok sular aktı, türk ve kürt’ün kardeş olması ne demek, allah muhafaza, ayrışmaları lazım ki projeler gerçekleşsin...