confessions

eflatun kar

- Yazar -

  1. toplam entry 610
  2. takipçi 1
  3. puan 15353

inadına sevmek

eflatun kar
sevmek korkmaktır.
çünkü bütün sevmek’ lerin aleyhimize delil olarak işlenebileceği bir çağda yaşıyoruz.

o yüzden sevmek aynı zamanda cesarettir, çünkü cesaret korkunun olduğu yerde kendini gösterir en sırlanmış aynalarda.

kısacası sevmek zaten hep inadınadır bütün korkuların ve yasakların..

gece yarısı

eflatun kar
gecenin en yarısı; sonsuzu işleyen bilmece gibi. anlamını bulamazsın. kelimeden çıkarıp hissetmeye ve parmak uçlarındaki kanın nokta vuruşlarının en anlamlı isbetlerine bırakırsın kendini.
gece dört ayaklı bir yalan şeklinde yarılanır, insana benzer ve ayakta kalmak olur.
gecenin bir yarısı gündüzle düelloya tutuşacağı vakti bekler.

gündüzün asla vazgeçemediği en zampara sevgilisi gece, evriminin tüm mitoz mayoz bölünmelerinden sonra reddedilemeyecek aşk olur.

hepimiz x iz

eflatun kar
mendilci çocuk oyun oynayan tipik x jenerasyonu üyelerine soramadı mendil alacak mısınız diye. ama yerinden de kıpırdayamıyordu. masada değişik bir oyun oynayan çiftin oynadığına takılıp kalmıştı işte. masadakilere daha sorusunu sormadan umudunu kesen çocuk aslında tüm dünyadan umudunu kesmişti ancak henüz bunun farkında değildi.
çocuk heyecanları, kavgaya asiliğe basitliğe vuran uyumsuzlukları, arkadaşına takılırken " hadi lan ordan" derken yüzünde tortu gibi biriken gülümsemeleri, sokaktan kazandığı üç kuruşu ailesine götürmüyorsa eğer, kazandığı kendi gözünde serveti, ailesine götürüyorsa eğer içinden kendine çalarak ayırdığı, bu parayı harcadıkları..
hanüz dokuz on yaşlarındaydı ve parasının sigaraya gitmemesi için 18 yaş yasağı hiç de inandırıcı değildi.
henüz çocukluğu yüzünden dünyaya umutsuzluğunun farkında değildi, zamanla öğrenecekti..
farkında olduğu sadece arada alevlenen, bir şehri yakıp tüketecek korları tetikleyen öfkeydi.

mendilci çocuk oyun oynayan tipik x jenerasyonu üyelerine soramadı mendil alacak mısınız diye.
oyun oynayan müşterilerine özenerek mi bakıyordu?
göremedim, sırtı dönüktü bana..
çocuk durdu bir beş dakika, oyunu izliyordu ve mendil alcan mı abla mendil alcan mı abi diye sormuyordu.
x jenerasyonu bir sefer bile başını çevirip çocuğun yüzüne bakmıyordu. oyunlar oynuyordu.
çocuk beş dakikanın sonunda hiç bir şey söylemeden yoluna devam etti, sormadı o malum soruyu.
yol onun için çok uzun muydu?
bilmem, bildiğim yolun çok engebeli olduğuydu.
bildiğim x jenerasyonu asfaltta arabasıyla giderken onun kumlu çakıllı toprak yolda yürümeye mahkum olduğuydu..

imza: x olmasa bile y jenerasyonu...

sana doktor olamazsin demedim adam olamazsin dedim

eflatun kar
doktor olmak gibi zorlu bir eğitimin ardından, öğrencilik hayatlarında hocaları olan prof. ların vs lerin ağır eziklemesine maruz kaldıklarından geliştirdikleri aşağılık kompleksini hastaları üzerinde en iyi her şeyi bilen benim, sen karşımdaki bir boktan anlamazsın tavırları ile tatmin etmeye çalışan pek çok doktor.
acı ama gerçek.

tengricilik

eflatun kar
tengri eski türklerde tanrı anlamına gelen inanışın odak noktasıdır. ancak tengri kavramı tengricilik şeklinde bir güce buna bağlı ruhani başka güçlere, bu güçlerin bazı şamanvari kişilerle iletişime geçmesi şeklinde hala asyada bazı kitleler tarafından devam etmekte olan bir inanıştır.
simyacı’ nın yazarı olan paulo cohello’ nun son kitaplarından olan zahirde de tengricilik teması işlenmektedir.

bana sevmenin felsefesini anlat

eflatun kar
sevgi hakkında konuşmaktır. çünkü sevgi bir histir, hissedilir. hakkında konuşmaya başlayınca felsefe olur.

örnek1:
sevgi yeri geldiğinde kaybetmeyi göze almak mıdır?
hayır, çünkü sevgisizlik en büyük kayıptır. cismani; maddesel yaralar elbet kapanır ancak içteki yaralar hep kalır. kimseyi duyusal sakat bırakmaya hakkımız yok, ne kendimizi ne de başkasını.
vs vs
şeklinde şeylerdir.
8 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol