confessions

dugmeburun

- Yazar -

  1. toplam entry 1216
  2. takipçi 1
  3. puan 58272

herkes sevgilisini mutlu etmek için adaya düşer

dugmeburun
sana söz veriyorum; bu gece herşey çok farklı olacak: örneğin beni dövmene müsaade edeceğim. bir gözümü de çıkartabilirsin. yalnız, kemik kırma konusunda kararsızım. kemiklerim bana lazım

sana söz veriyorum; bu gece herşey çok farklı olacak: örneğin evi yakabilirsin. yangın, mahalleye yayılmadan kaçmayı başarabilirsek, sana o istediğin uyduyu alacağım.

sana söz veriyorum; bu gece herşey çok farklı olacak: örneğin içip içip dağıtabilirsin. ama kustuğun küvette kusmuğunla yıkanmam için ısrar etmeyeceksin.

sana söz veriyorum; bu gece herşey çok farklı olacak: örneğin içkine buz yerine eskimo da atabilirsin.

sana söz veriyorum; bu gece herşey çok farklı olacak: dilediğin kadar bağırarak şarkı da söylebilirsin. bütün apartmanı silah zoruyla koroya almamak şartıyla.

sana söz veriyorum; bu gece herşey çok farklı olacak: canının çektiği yemeği de pişirebilirsin bana. yalvarırım, baharat olarak kepeklerini kullanma!

sana söz veriyorum; bu gece herşey çok farklı olacak: çılgınlar gibi sevişebiliriz de. ancak seyretmeleri için aileni çağırmaman koşuluyla. ( bilet kesmen de cabası! )

sana söz veriyorum; bu gece herşey çok farklı olacak: gribal enfeksiyonumuz esnasında aynı kâğıt mendili, aynı ilaçları ve aynı doktor tacizini kullanacağız.

sana söz veriyorum; bu gece herşey çok farklı olacak: ev sahibine kira karşılığında sümük koleksiyonunu, bakkaldaki veresiye karşılığında dolmuş elektrik süpürgesi torbalarını, telefon borcu karşılığında kafaderini, diğer faturalar karşılığında ise istikbalini elden çıkartabilirsin! benim kirli iç çamaşırı portföyüme dokunma sakın!

sana söz veriyorum; bu gece herşey çok farklı olacak: idrar ve kan tahlilleri için, öpüştüğümüz ağızlarımızı kullanacağız. evimize misafirliğe gelen en yakın arkadaşımı doğrayıp leğen yapmana da kızmayacağım. ama eski sevgilimi çamaşır makinesinde yıkama fikrine şiddetle karşıyım.

sana söz veriyorum; bu gece herşey çok farklı olacak: beni hecelerime ayıracaksın.

sana söz veriyorum, bu gece herşey çok farklı olacak: maça iyi hazırlandım.

sana söz veriyorum, bu gece herşey çok farklı olacak: aşırı pozitifim; bütün her yer a-rh(+), dekoratif bir renkle şenlenecek. bıçakları, makasları, törpüleri ve salata kepçelerini bileylettim.

bugün seninle yıldönümümüz sevgilim! söktüğüm bir ayak tırnağımı armağan edeceğim sana ve senden alt dudağını kesip, bana armağan etmeni bekleyeceğim. mutlu yıllar sevgilim!. az önce kötü vurmuş olabilirim, evet!. ona kadar sayıyorum şimdi ve kalkmazsan eğer kendime yeni bir sevgili bulmak için gardiyana sesleneceğim:

-"heey! görüşme bitti!. bir geceliğine sevgilim benim yerime delirebilir mi?!"
küçük iskender

sacrifice

dugmeburun
s a c r i f i c e

sana bugün bir abajur aldım:
bir şeyin ucunda durur ya yeşil chevrolet
kapıları açık, baltimor plakalı, usta işi
teybinde elton john’dan sacrifice
biz sahile doğru yürümüşüz
ayakizlerimizde ölüp erimiş peri pelerinleri
periler birbirine düşman, pelerinler birbirine küs

sana bugün bir mektup yazdım:
en çok
en çok güllerden sözettim
saydam, renksiz, özgür güllerden
bir gül olmak korkusundan


nedenini hatırlamıyorum ama ağladım
sağda solda yakılıp unutulmuş sönmüş sigaralar
’canım..’ diye başlanılıp
yarım bırakılmış bir sürü kâğıt parçası
ruh parçası
aşk parçası
buğu parçası
haz parçası
paramparça içime paramparça bir kış gelmiş
biliyor musun ben daima
kışları saklanırım kan
kan ödüldür açıkçası
sana bugün bir kurban kestim
hâlâ ağrıyor ve akıyor bileklerim
gelip geçici bir seyahat
üzerinde konuşulmamış bir sevgi
karşılıklı hoyrat kullanılmış bedenler
aynı dalda karşılaşan iki çocuksincap
dal, ağacına düşman, sincaplar birbirine küs
dudaklarda müstehzi bir hal
yani bir yere vurup kaybolan far ışığı gibi
bir an aklıma vurup kaybolan o fevkalade hayal
vurup kaybolan ruh ve aşk parçaları
beyaz ve terli alnımda belirip dolaşan
delikanlı tanrının eli
usulca düzeltirken kâkülümü
otuz yıllık ömrümde ilk kez düşledim ölümü
bugün sana abajur aldım, bir mektup yazdım
sana, diyorum, bugün bir abajur ve mektup
ben bugün sana öldüm başkasına değil
hani o chevrolet yeşil, kapıları açık
teybinde elton john’dan sacrifice
avcumda pembe, ziftli bir alyans
vurup kaybolan buğu ve haz parçaları,
biriktirdiğimiz
zamanla biriktirenle biriktirilenin
birbirine karıştığı
ben de bir eşya mıyım diye düşündüğü
üzüldüğü şey
bir tüy gibi yanınıza gelip
bir tüy gibi dokunup ürpertip
sonra
sonra geri çekildiği… sacrifice…

koskoca bir aralık ayını müzikle geçirmiştik
sokaklarda elimizde şarap şişeleri
adlarımızın yan yana olduğu
kalpler kazımıştık ağaçlara
modern çağın gereklerine inat,
biz romantiktik biz birbirimizi seviyorduk
biz ayrılmayacaktık biz arabesktik biz..
bugün bir abajur aldım sana
eve geldim
yatağın hep sol tarafında yatardın
sol taraftaki başucu sehpasına yerleştirdim onu
bir ampul taktım sarı soft hep istediğin gibi
ışığında bir mektup yazdım sana
teypte elton john’dan sacrifice
beni terk ettiğini bildirdiğin o telefon konuşması
gözlerinin gencecik mavisi
birden başlayan, o, telaşla, bütün gece yağan
yağmur geldi hatırıma
nedenini hatırlamıyorum ama ağladım
yüzüme kapanan ellerin
yüzümü yeryüzüne karşı perdeleyen ellerin
o okyanus ellerin geldi hatırıma
kaset sustu kapandı yeşil chevrolet’nin kapıları
tuvalette sarıldım jilete hasretle öptüm
ampul patladı bir anda alev aldı abajur
kan ödüldür
kanımı bu gece dışarı gezmeye çıkarttım
tenler birbirine düşman, âşıklar birbirine küs
nedenini hatırlamıyorum ama utandım
utandım
küçük iskender>

i have crossed oceans of wine to find you

dugmeburun
there was a time when i
could breath my life into you
one by one your pale fingers
started to move
and i touched your face
and all death was erased
and you smiled like an angel
falling from heaven
just to be lift up again

and you kissed my lips
with those once cold fingertips
you run me back to life
and all things come to an end
we don’t have to pretend
slowly we fall asleep
and never wake up again

we’re so christ like
we’re so lifelike
vampire christ

we’re so alive
we’re so lifelike
vampire christ

in the grace
of this love
we rise in pain
and death is not far away
and soon we’ll sleep
and never wake up again

there was a time when i
could breath my life
into you
and all’s been come to an end
we don’t have to pretend
slowly we fall asleep

we’re christ like
so lifelike
vampire christ

we’re so lifelike
so christ like
a vampire christ

pink floyd

dugmeburun
don’t leave me now
ooooo babe,
dont leave me now.
dont say its the end of the road.
remember the flowers i sent.
i need you, babe,
to put through the shredder in front of my friends.
oh babe,
dont leave me now.
how could you go?
when you know how i need you,
to beat to a pulp on a saturday night.
oh babe,
dont leave me now.
how can you treat me this way?
running away.
oh babe,
why are you running away?




bu da pink floyd’dan nefis bi parçadır...

4 temmuz 2007 rakıları kim koyacak zirvesi

dugmeburun
yetmez kadehini biranı rakını versen yetmez
yetmez sigaranı çakmağını peynirini versen yetmez
egmez basini bu yurek olse cula caputa egmez
ruhum askin esiri baska esaret sevmez

rakımı al karpuzumu al
olsa gel extramı al
yerimi yurdumu uykumu
goetica nın klimasını al

ama sarhoş degilim yar degilim
sebebi var bahanesi yok
ustelik divanen delinim
tam kalbime gelmedi ok

cekmisim sigaranın dumanını
dalgalanir basimda hur
sen rakı sal ustume ustume
bende deste deste bira

ama sarhoş degilim yar degilim
sebebi var bahanesi yok
ustelik divanen delinim
tam kalbime gelmedi ok.

apranax

dugmeburun
maalesef ki insanların deprasan yerine kafa yapmak için uğraşıp doktorlarına yazdırmnak için uğraştıkları bir ilaçtır.. yaşadım biliyorum sakın denemeyin denetmeyin...
61 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol