ben oyum galiba
gecenin bir yarısı uyanıp, bir an herşey aynıymış gibi hissetmek; sonra yokluğunu kavramak. aramasını beklemek, bu kez gitti hiç dönmeyecek, peki ben nasıl yaşayacağım bu hayatı onsuz demek. hayalindeki çerçevede tüm karelerde yalnız kalmak. yarının belliyken şimdi belki yıl sonrasını bilememek, kestirememek. (bkz: ama ben seni çok özledim)
insanı gerim gerim geren, içime sıkıntılar bastırıp eve barka sığamadığım zaman dilimi.bakkalamı gidilecek anne , ben giderim.
kendi kendini oyalamak, moralini bozacak şeyler yapıp akabinde moralim çok bozuk nasıl çalışayım ben diye, sevgiliyi suçlamak. adamı deli etmek yok yere, sonra gerçekten moralin bozulması, okuduğunu anlayamamak.
ağzından dökülecek herhangi bir kelimenin ne gibi bir sonuç vereceğini bilmediğin anlarda,keşke zaman makinesi olsaydı diye imkansız dilekler tutup, hayıflandığımız durumlardır.
juliette binocheu seyrederken mest olduğum film.lostun sayidi de oynar bu filmde.juliettein bomba imha uzmanı sevgilisidir kendisi.
uzun zaman geçmesine rağmen hala bekleme modundaysa insan, daha bir kabullenir. artık ara sıra bakılır telefona çalmışmı diye. yinede gecenin bir yarısı sebepsiz uykudan uyanıp telefona uzanır el..belki aramıştır, kimbilir.belki bu kez çalmasını beklemek yerine karşı tarafı çaldırmak gerekmektedir.
şımarıklık yaparken söylemesi en zevkli rakam.
-saat kaç güzelim
-ütç
-çok mu tatlısın sen
-ebeç
-ne kadar
-ütç
-saat kaç güzelim
-ütç
-çok mu tatlısın sen
-ebeç
-ne kadar
-ütç
muhteşem triler müziğiyle beni ayrıca benden alan muhteşem çizgi roman uyarlaması
(bkz: <bkz:servants-cell)>
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?