confessions

deepblack

- Yazar -

  1. toplam entry 736
  2. takipçi 1
  3. puan 16675

ayrılık sonrası erkekte ilk 60 saniye

deepblack
1-acaba
2-yanlis
3-mi
4-yaptim
5-yoksa
6-dogru
7-mu
8-ulan
9-guzel
10-kizdi
11-allah
12-icin
13-iyi de
14-kizdi
15-ama
16-cok
17-kiskancti
18-yahu
19-her
20-seyime
21-karisiyordu
22-bir rahat
23-haraket
24-edemiyordum
25-ama
26-gozleri
27-masmaviydi
28-deniz
29-gibi
30-gozleri
31-vardi
32-icinde
33-kayboluyordum
34-huzur
35-buluyordum
36-saclari ipek gibi
37-her dokunus
38-ayri mutluluktu
39-simsiyahti
40-offf
41-kafana s.c.m olm
42-kacirdin canim hatunu
43-bunun gibisini bir daha
44-zor bulursun
45-koseyi donmeden seslensem
46-seni seviyorum desem
47-inanir mi acaba
48-hadi olm de iste deli gibi seviyorsun
49-nerde sende o cesaret olm
50-senden bir b.. olmaz
51-hadi olm birak su inadi
52-bagir avazin ciktigi kadar
53-ya beni terslerse
54-rezil olurum
55-niye terslesin ki ya
56-seni seviyorum derdi bana hep
57-bagir hadi bagir
58-koseyi dondu hatun allah belami versin
59- hasktr ulan mac vardi maci kaciriyorum
60- taksiiiiiiii

yaran fıkralar

deepblack
oksuz cocuğun bırı bır aksam taksıye bıner yolda cocuk bıseyler soylenır der kı, babam avukat annem avukat olsa bende avukat olurum babam doktor annem doktor olsa bende doktor olurum der taksıcı sınırlenır ve baban pezevenk annen orospu olsa ne olursun der cocuk taksıcı olurum abı der

recep tayyip erdoğan

deepblack


dinle başbakan


sayin başbakan...

bütün şehit aileleri, kurulmuş plak gibi, "bir evladımızı şehit verdik, diğerini de vermeye hazırız" demez ki...

bütün şehit aileleri, "vatan sağ olsun! allah sizi başımızdan eksik etmesin" demez ki...

içlerinden biri çıkar, "benim oğlum neden öldü?" diye sorar.

bir şehit ailesi için...

"vatan sağ olsun" demek ne kadar meşru ise...

"benim oğlum neden öldü?" diye sorgulamak da o kadar meşrudur.

ne yani?

oğullarını kurban vermiş anne ve babaların, aykırı bir çıkış yapmaya bile hakkı yok mudur?

ne yani?

bir şehit ailesinin iki dakikalık sitemine bile katlanamayacak mısınız?

***

sayın başbakan...

size televizyonda, "neden aykırı çıkışlar yapan o şehit ailesini aramadınız?" diye sorulduğunda...

"ben şimdi oturup bunları mı dinleyeceğim" dediniz.

ben sorunuza yanıt vereyim:

evet, dinleyeceksiniz sayın başbakan!

telefon açacaksınız o şehit ailesine...

o anne ile baba telefonda size bin bir sitemde bulunacak.

"bizim oğlumuz neden öldü?" diye soracak.

"neden üç aylık eğitim almış bir askeri böyle bir savaşın içine sürdünüz?" diyecek.

"neden yeteri kadar önlem alınmadı" diye sizi eleştirecek.

ve belki de ileri gidip yakanıza yapışacak.

bütün bunlara karşı...

size düşen sabırdır, tevekküldür.

size düşen "ne derseniz deyin, başımızın üstünde yeriniz var" demektir.

***

sayın başbakan...

şehit aileleri, "kendilerine telefon edilip gönülleri alınmayı hak etmiş cici şehit aileleri" ve "kendilerinden uzak durulması gereken ve kendilerine asla kulak verilmeyecek aykırı şehit aileleri" diye ikiye ayrılmazlar.

şehit ailesi, şehit ailesidir.

"vatan sağ olsun" diyen de, "benim oğlum neden öldü" diyen de bir evlat vermiştir.

ve bir evlat vermek, çok fazla şey vermek demektir.

bu nedenle...

katlanmalısınız sayın başbakan.

hem yapacağınız öyle zor bir şey de değil.

iki dakika pek hoşunuza gitmeyen şeyler dinleyeceksiniz.

bu öyle bir alışveriş ki...

onlar bir evlat verecekler, siz de buna karşılık iki dakika sitem dinleyeceksiniz.

oysa...

görüyoruz ki siz, bu "adaletsiz alışveriş"e bile tahammül edemiyorsunuz.

o zaman soralım:

allah’tan reva mıdır bu?

mihrabım diyerek

ismailağa camii cinayetinin failinin nasıl öldüğüyle ilgili polisin tuttuğu rapor hálá tartışılıyor.

"cinayetin faili kafasını mihraba vurarak öldü" şeklinde bir izah tarzı, hakikaten tartışılmaya muhtaç.

ben bu tartışmaya girecek değilim.

ancak "kafayı mihraba vurmak" ifadesinin bir avni anıl bestesini anımsattığını belirtmeden geçemeyeceğim.

tamam, bağlamı çok farklı ama "mihraba kafa atarak ölmek", sizin aklınıza da "mihrabım diyerek sana yüz vurdum" şarkısını getirmedi mi?

hani şu ajda’nın da yorumlamaya kalktığı, ancak zeki müren’in güçlü yorumu karşısında pek yavan kaldığı etkileyici şarkıdan söz ediyorum.

muhalifler işi espriye vurdu

tezkereye "hayır" oyu verenlerin sayısının 6’da kalması, akp içindeki muhaliflerin ne kadar acıklı bir durumda olduğunun kanıtı.

ancak...

muhalif kanatta ne yılgınlık var, ne umutsuzluk.

duyduğumuza göre "zoraki muhalif" turan çömez, 6 kişilik muhalif güce "birkaç iyi adam" denilmesini isteyerek moral güçlerini yüksek tutmaya çalışıyormuş.

hatta çömez’in bugünlerde adı sanı duyulmayan "birkaç iyi adam" grubunun, "birkaç iyi adam / uçacaktık yıldızlara" şarkısını dilinden düşürmediği de gelen iddialar arasında. bu kadarla kalsa yine iyi.

bir başka "hayırcı" nurettin aktaş ise, "bize 6 kişi derler" diyerek olaya bir parça fiyaka katmaya çalışıyormuş.

ahmet hakan coşkun

sözlüğü günlük olarak kullanmak

deepblack
başlık: kahvaltı
bugün kahvaltıda peynir zeytin reçel yedim. annem süt iç diye çok ısrar etti ama içmedim sözlük.
başlık: okul
valla çok sıkıldım bugün dersler beni bayıyor, napıcam ben sözlük.
başlık: taksim
bugün okuldan sonra arkadaşlarla takıldığım yer, çok seviyorum orayı ben sözlük.
başlık: uyku
şimdi gidip yapacağım aktivitedir, iyi geceler sözlük.

birinin otobüste sıçması

deepblack
yaşanmıştır. bir amca otobüse bine ve iki çocuğu olan bir bayan otobüsten iner ve otobüse ağır bir koku çöker. bütün teyzeler cık cık cık yapmaya başlar herkes alla alla otobüste olmaz ki der sonrasında bir akıllı teyze yere bakar ve olayı görür. aaaa bu ne canım böyle der ve herkes yere bakar ve şok geçirir. sonrasında bir dedikodu başlar.

-kesin o kadının çocukları yaptı kesin kesin
-vallaha o kadın çok da süslü bişeydi çocuklarla ilgilenmedi işte bak noldu
-kesin kesin
-teyze sence çocuğun bezini alıp ters mi çevirdi nasıl olucak bu?
-ay kız haklısın nasıl oldu ki
-pantolonundan düşmüştür
-aaaa evet kız haklısın

böyle dedikodu devam eder halı kaldırılır hatta muavin allah belasını versin yapanın tüüü yazıklar olsun diye sayıklar.

biryerde durulur ve halılar yıkanır vaktiyle binen amca da iner.

teyze:
-aaa amca sende bastın heralde paçaların batmış.

herkesin kafasında bir ampul yanar ve herkes amcaya öldürücek bakışlar atar.

muavin:
-abi söyleseydin dururduk ne diye binmeden önce yapmıyosun allah seni kahretmesin, tüüü yazıklaar olsun.

yazarların aslında söylemek istedikleri

deepblack
entry: #735849
meali: eğer coğrafyanız kuvvetliyse 05:34’e 10 eklersiniz etti 05:44. hmm şimdi internete girersiniz namaz zamanlarından bakarsınız 05:44 ayın 29’unda nerede sabah namazıymış. hemen bakıyoruz. eveet yaptığım araştırmalar üzerine bu arkadaş ya kocaeli’de oturuyor yada aynı meridyende bulunan bursa, bilecik, kütahya, afyon, burdur, antalya şehirlerinde oturuyor olabilir.

tam olarak emin olmak için arkadaşın adına neler yazılmıs bakılır ve anlaşılır ki arkadaş antalyalıymış. testimiz yanılmadı efendim.

yaran diyaloglar

deepblack
anne-a
deepblack-d
d- ben estetik cerrahı olucam anne ama kadınlar daha çok erkeklere gidiyolarmış ya napıcam ben?
a- o zaman sende erkek olursun
d- hö nası yani?
a- ilk ameliyatını kendine yaparsın auhauah

yaran fıkralar

deepblack
adam evine telefon eder, telefonu yabancı bir bayan açar. adam karşıdaki sesi duyunca şaşırır, bayana sorar:
- "sen kimsin?"
kız cevaplar:
- "evin hizmetçisiyim."
- "iyi de bizim hizmetçimiz yok ki!"
- "evin hanımı beni bu sabah işe aldı."
- "ya. öyle mi? ben de evin beyiyim. hanımı çağırır mısın?"
- "hanımınız şu an yatak odasında kocası sandığım bir adamla beraber."
adam şaşırır, sinirlenerek,
- "elli bin dolar kazanmak ister misin?" kız,
- "tabii ki isterim. kim istemez!"
-"o zaman çekmecedeki silahı al, yukarı çıkıp o cadı ile o sümsük herifi vur!"
önce ayak sesleri duyulur, sonra iki el silah sesi. hizmetçi telefona geri gelir:
- "öldürdüm efendim, cesetleri ne yapayım?" adam,
- "cesetleri havuza at."
kadın duraklar:
- "ama burada havuz yok ki?"
adam bir süre düşünür ve cevap verir:
- "orası 112 43 44 değil mi?
- "hayır!
- "pardon! yanlış numarayı aramışım!

televizyon gafları

deepblack
satanist hikâyelerin moda olduğu günlerde, abuk tv
programlarının birinde, izmir de satanist olduğunu iddia eden bir
arkadaşla, röportaj yapan muhabir arasındaki diyalog:
muhabir- peki siz gerçekten bakire kızları mı kurban ediyor sununuz?
satanist- yok be abi, izmir de bakire kız ne arar

veda

deepblack
bir nazım hikmet şiiridir.

hoşça kalın
dostlarım benim
hoşça kalın!
sizi canımda
canımın içinde,
kavgamı kafamda götürüyorum.
hoşça kalın
dostlarım benim
hoşça kalın...
resimlerdeki kuşlar gibi
dizilip üstüne kumsalın,
mendil sallamayın bana.
istemez...
ben dostların gözünde kendimi
boylu boyumca görüyorum...

a dostlar
a kavga dostu
iş kardeşi
a yoldaşlar a..!!.
tek hecesiz elveda..

geceler sürecek kapımın sürgüsünü,
pencerelerde yıllar örecek örgüsünü.
ve ben bir kavga şarkısı gibi haykıracağım
mapusane türküsünü.

yine görüşürüz
dostlarım benim
yine görüşürüz...
beraber güneşe güler,
beraber dövüşürüz...

a dostlar
a kavga dostu
iş kardeşi
a yoldaşlar a..!!.
elveda..!!.......

aslında dizelerin ileri ve geri dizilimi olan bir şiirdir, ben oturdum kastım yaptım ve olmadığını tamama bastıktan sonra gördüm.

yazarların aslında söylemek istedikleri

deepblack
entry: #709708
meali:maltepe askeri lisesi mezunuyum

entry: #709684
meali: afyon kocatepe üniversitesi mezunuyum

entry:#709707
meali: valla üniversitede mi lisede mi hatırlayamadım
zamanında bir sevgilim olmuştu bursadan ama güvenmeyin yani.
ayrılmamızın nedeni de şudur

entry: #709702
meali: ayrılmamızın nedeni onun beni aldatmasıdır.
ee ama ben ne yaptım bi sorun bakalım ben ne yaptım

entry: #709730
meali: yaa böylede alırım intikamımı


ayrılık diyalogları

deepblack
+sana birşey söylemem lazım. ben çok kötü birşey yaptım ama uff ya şey uff.
-noldu aşkım söyle tamam? affederim ben seni.
+ya uf aslında of nasıl diyeceğimi bilmiyorum.
-sen beni az mı affettin söyle bakalım hadi?
+ya ama bu ayrılıkla ilgili.
-ne nasıl ne yaptım ben sana? ha söyle ne yaptım?
+ya ama of pof şey ya ben başkasını seviyorum.
-ohaa ohaa affederim dedim de bu kadar da değil.
+ya ama şey of ama ayrılmak istemiyorum şey istiyorum of
-tamam bitti kes
+of tamam

msn den kız istemek

deepblack
talipp:
slm...

kızevy:
slm... hoş geldiniz.

talipp:
msn adresinizi oğlumdan aldım.

kızevy:
evet . kızım söyledi. bekliyorduk zaten

talipp:
sizin evde başka pc var mı? hanımları da görüşmeye davet etsek

kızevy:
tabii ki. bizim hanım online zaten. kız da internet cafe de.

talipp:
ok...

kaynana34 konuşmaya katıldı
oğlananası konuşmaya katıldı

talipp:
hanımlar da geldi. ben bizim oğlanı da davet ediyorum.

çılgındamat konuşmaya katıldı
birevinbirkızı konuşmaya katıldı

oğlananası:
slm...

kızevy:
hoş geldiniz hanım efendi

kaynana34:
slm...

oğlananası:
hoş bulduk efendim

çılgındamat gönderiyor:
cicek.gif
aktarımı başlatmak için burayı çift tıklayın
kabul et (alt+c) farklı kaydet...(alt+f) reddet (alt+d)

çılgındamat gönderiyor:
cikolata.gif
aktarımı başlatmak için burayı çift tıklayın
kabul et (alt+c) farklı kaydet...(alt+f) reddet (alt+d)

kaynana34:
ay niye zahmet ettiniz? teşekkürler.

talipp:
zahmet ne demek? çam sakızı çoban armağanı.

kaynana34:
nasılsınız? iyi misiniz? ben hacer. burcu´nun annesiyim.

talipp:
iyilik elhamdülillah. sizleri sormalı.

kızevy:
iyiyiz çok şükür.

kaynana34:
sizler mersin´denmişsiniz değil mi?

talipp:
evet efendim. sizler de istanbul´dan

kaynana34:
evet efendim. biz iki yıl önce gelmiştik mersin´e çok güzel bir yer.

oğlananası:
güzeldir. bekleriz bize de.

kızevy:
inşallah. bu yaz güneyi düşünüyorduk zaten

oğlananası:
yaza kalmasın diyoruz. beey ! hadisene...

talipp:
efendim. hanım haklı. sebebi ziyaretimiz malum.

kızevy:
evet efendim. malumumuzdur. başımızın üstündedir. hoş geldiniz.

talipp:
evlatlarımız net üzerinden tanışmış, kaynaşmışlar. bize de vazifemizi yapmak düşüyor. allah´ın emri peygamber´in kavliyle oğlumuz çılgındamat´a kızımız birevinbirkızı´nı istiyoruz.

kızevy:
evet beyefendi. sizin de belirttiğiniz gibi evlatlarımız anlaşmışlar. eh o zaman bizlere de hayırlısını dilemek düşer.

oğlananası:
müsaitseniz eğer gelecek ay aile içinde bir nişan yapalım diyoruz.

kaynana34:
bekleriz efendim. biz nişan için gerekli hazırlıkları yaparız. istanbul´da kalacak yeriniz yoksa biz ağırlayabiliriz.

oğlananası:
yok. zahmet vermeyelim. çok kalamayız zaten. dayımın oğlu var. bostancı´da oturuyorlar.

kaynana34:
ayol ne zahmeti? aşk olsun. akraba olacağız sonuçta. hem bostancı çok uzak. biz avcılar´dayız. yollarda perişan olursunuz. yerimiz müsait.

oğlananası:
inşallah diyelim o zaman.

kaynana34:
inşallah efendim. kızım! hadisene.

birevinbirkızı:
tamam anneee!

birevinbirkızı gönderiyor:
kahve.gif
aktarımı başlatmak için burayı çift tıklayın
kabul et (alt+c) farklı kaydet...(alt+f) reddet (alt+d)

çılgındamat gönderiyor:
sozyuzugu.gif
aktarımı başlatmak için burayı çift tıklayın
kabul et (alt+c) farklı kaydet...(alt+f) reddet (alt+d)

talipp:
biz müsaadenizi isteyelim artık. tanıştığımıza memnun oldum.

kızevy:
biz de memnun olduk efendim. şeref verdiniz.

talipp:
o şeref bize ait. hoşça kalın efendim.

kızevy:
ok . byeee!

talipp:
bye!

oğlananası:
bye..

talipp konuşmadan ayrıldı
oğlananası konuşmadan ayrıldı

kaynana34:
bye

birevinbirkızı:
bye

kaynana34 konuşmadan ayrıldı
kızevy konuşmadan ayrıldı

çılgındamat:
bye... şişşt burcu kız? gitme bir yere yaw :-)

birevinbirkızı:
hepsi gitti mi?

çılgındamat:
gittiler gittiler.nasılsın aşkım? çok heyecanlandın mı?

birevinbirkızı:
ay! ölüyorum zannettim :-(

çılgındamat:
bak çok korkuyordun. oldu işte aşkım. oldu :-)

türk olmak

deepblack


türk olmanin 47 kurali

1. kagit mendili kumas mendil gibi günlerce burusuk sekilde cebinde tasir.


2. rüzgarli havalarda küller uçmasin diye küllüge su koyar.


3. serçe parmagini kulagina sokup iyice sallayarak karistirir.


4. ancak bir türk gazete bulmacasini hep baskalarina sora sora çözebilme becerisini gösterip , kendisi çözdü diye sevindirik olabilir.


5 . sakal trasi olduktan sonra kanayan yerlerine küçük kagitlar yapistirir.


8. soba borusu aktiginda yogurt kaplarini telle soba borusuna baglar.


9. nezle olunca tuvalet kagidini uzun bir serit yaparak kullanir.


10. dis firçasiyla disini firçalamayip da saçini boyamak için kullanan birini görürseniz , o saçini seven bakimli bir türk’tür.


11. konusma yetenegi olan hayvanlara ilk olarak küfür etmesini ögretir.


12. sahilde mayosunu kabinde giymek yerine arkadaslarina havlu tutturarak giymeye çalisip bir de arkadaslarina "bakmayin lan" diye çikisir.


13. çorabinin kirlenip kirlenmedigini burnuna götürerek kisa süreli koklayarak anlayan kisi temizligine düskün bir türk’tür.


14. daha birinci telefon zili çaldiginda telefonun basina dikilen ama açmak için ikinci kez çalmasini bekler.


15. bir dükkana girip , onun bunun fiyatini sorduktan sonra "abi araba bes dakka dursun, ben hemen gelicem" deyip, 2 saat
sonra gelir.


16. cebinden çikardigi paralarin içinde en eskisini özenle arayip bulduktan sonra para üstü verir.


17. trafikte ambulansin pesine takilarak sikisikliktan kurtulup , uyaniklik yaptigini zanneder.


18. kagit paralarin üzerine not alir ve parayi harcadigi için notu kaybeder ve ya elden ele dolasacagini bildiginden
komik yazilar yazar. ( paranin ön yüzüne tehlike aninda arkayi çeviriniz yazip aninda çevirince de simdi degil salak tehlike aninda yazanlardan bahsediyoruz .)


19. çocugu yanlislikla elini kestigi veya düstügü için agladiginda elini kesti veya düstü diye çocugunu döver.


20. taksi tuttugunda taksicinin yanina oturur .eger üç dört kisi taksi tutuyorsa , taksi parasini veren kisi ön koltuga
oturur.


21. kürdanla disini karistirip önce çikarip bakar , sonra tekrar agzina koyar.


22. ütü fisi , teyp fisi veya televiyon fisi kablosunun bakir teli disari çikmis ise çocuklari elektrik çarpmasin diye bakir teli selobantla yapistirir.


23. ailece televizyon izlenen bir evde kumanda babanin elindeyse ve o ne izlerse digerleri de onu izlemek zorunda kalir.


24. çantasinin içinde yeni tanistigi birisine bile çekinmeden göstermek üzere en güzel fotograflarini ve aile albümünü
tasiyan birisini görürseniz hemen boynuna sarilmayin yoksa çantayi kafaniza yiyebilirsiniz , çünkü o kisi bir türk kizidir.


25. bir türk esnafi , müsterisinden aldigi parayi önce iki ucundan tutup iki defa gerginlestirir daha sonra da günese dogru
tutup bakarak sahte olup olmadigini anlar.


26. evin bir odasinin ampülü patladigi zaman yenisini almayip da fazla kullanmadigi bir odanin ampülünü onun yerine takar.


27. evinde bulunan saksilarin dibini kültablasi olarak kullanir.


28. dislerini gazoz açacagi , findik ve ceviz kiracagi olarak kullanir.


29. isinde iyi olan birisini överken hakaretle iltifat eden bir türk’ten baskasi olamaz. (serefsizin oglu ne is yapmis be
kardesim, helal olsun)


30. aracin sinyal lâmbalari dururken kolunu çikararak "dönüyorum" hareketi yapar.


31. trafik isiklari kirmizidan yesile döndügünde önündeki herkesi salak sanarak
kornaya basar.


32. dingildeyen bir masanin ayagina kagit sikistirma fikri bir türk’ündür.


33. dislerinin arasindan "viij viij" diye ses çikarir.


34. tv’de film seyrederken filmin oyunculariyla muhatap olan (dur oraya gitme öldürecekler seni) türk sinema severlerdir.


35. arabasina öküz, köpek, horoz sesli korna taktirma fikrinin patenti bir türk’e aittir.


36. gazete kagidini en iyi sekilde kullanir.(cam silme bezi, külah, mendil, sofra bezi )


37. plastik yogurt kabini saksi yapar.


38. arabasinin arkasina yazi yazar .(rahmetli de sollardi, tek rakibim thy, kroyum ama para bende)


39. uçakta bulunan tanidiklarina uçak havalandiktan sonra görmeyecegini bildigi halde el sallar.


40. çignedigi sakizi daha sonra çignemek üzere kafasindaki tülbende yapistiran bir türk kadinindan baskasi degildir.


41. tek abdestle bes vakit namaz kilmak için iki büklüm kivranir.


42. desenlerini çok begenerek aldigi yeni bir mobilyanin üstünü baska bir örtü örterek kullanir.


43. geçirdigi bir trafik kazasindan sonra kanlar içinde çikip, çarpilmis arabasina üzülür.


44. tüp kaçiriyor mu, kaçirmiyor mu diye kibrit yakip kontrol eder.


45. otoyolda, otomobilin gaz pedalina tugla koyup, yorulmadan kullanma fikri bir türk’ündür.


46. elektronik hesap makinesini, uzaktan kumandasini naylona sarmis, üzerine de ambalaj lastigi geçirmis birini görürseniz
türk’tür o.


47. on yillik bir otomobilin koltuk ambalaj naylonlarini çikarmadan kullanma becerisini gösterir.

bim de eski sevgiliyle karşılaşmak

deepblack
zordur bir zamanlar sevdiğiniz kişinin blume tuvalet kağıdı aldığını görmek, çok zordur onun le cola içtiğine şahit olmak, çok zordur...hani pek samimi olmadığınız birisiyle yan yana yürümek zorunda kalırsınız ya, işte öylesine zordur.
"hayatın nereye doğru yol aldığını kestiremiyoruz. aslında insan gözü kapalı yaşıyor bence. nereye gittiğini bilmeden öylece savruluyor. bazen açıyor gözünü, bir bakıyor aşık olmuş. sonra yine kapıyor açtığında bakıyor terkedilmiş veya terketmiş. sonra yine kapıyor, açtığında görüyor ki yaşlanmış. şuursuzca geçiyor yıllar. kırışan bir yüz. ben miyim diye bakıyorsun aynaya. evet evet benim galiba".
romanım aslında harika gidiyordu. baş karakterim filip bu düşünceleri aslında kendi kendine söylüyor gibi gözükse de topluma çok saf bir şekilde yaşıyorsunuz mesajı veriyordu. mükemmel metaforlarla okuyucuyu kendinden geçirtecektim. daha ilk günden romanı yarılamıştım, hızlı yazıyordum. aslında bu gazla bitirirdim akşam ezanına kadar ama bir de baktım ki bana güç veren iki dostum da bitmiş. patito ve le porta.
patito yerken kendimi muazzam bir hayal havuzunda buluyorum nedense. bana güç veriyor ve kuruyan bogazımı nemlendirmek için içtiğim le porta sayesinde de daha bir coşuyordum. ama işte filipin de dediği gibi hayat hiç de istediğimiz gibi gitmiyor.
son patitoyu da attım ağzıma ve bime doğru yola çıktım. zaten iki adım ötesi bim. annemin terliklerini giyip çıkayım lan dedim, kim iki saat şimdi bağcık bağlayacak. ama olgun bir erkek insanda eğreti duran şeylerin başında anne terliği geliyormuş canlar ben bunu anladım.
bim her zamanki gibi sakindi. klima çalışıyor ama soğutmuyordu. nasıl bir klima lan bu diyerek incelemeye başladım. ama görevli beni balici sandı, çünkü ayaklarımda da acayip terlikler altımda çamaşır suyu sıçrayıp da rengi atmış bir pijamayla pek de güzel bir gaspçı havası veriyordum.
"abi bu klima üflemiyor galiba" dedim. ama cevap vermedi, işine döndü. ben de doğruca patitoların olduğu yere gittim. aman allahım bu ne güzellik. bissürü patito yan yana. gel de alma. hemen iki paket aldım. zaten sudan ucuz. bir de le porta almak lazımdı. gittim onu da aldım.
tam arkamı dönüp gidecekken tanıdık bir ses duydum. pek bir tanıdık. sanki bir zamanlar kulağıma "aşkım" diye yankılanan bir ses şimdi "süt de alalım. dost süt olsun" diyordu. bir zamanlar kulağıma "seni seviyorum" diye yankılanan bir ses şimdi "yok muratbey kaşar alalım o daha ucuz" diyordu. yavaşça arkamı döndüm. patitolar ve le porta elimden yere düştü. evet, eski sevgilimdi bu.
bir zamanlar sevdiğim kadındı. bir zamanlar elele tutuşarak mal gibi gezdiğimiz kadın. şimdi nişanlısıyla bime gelmiş alışveriş yapıyordu. bir zamanlar aşık olduğum kadındı bu. ve alışveriş arabasında le cola, blume, dost süt, dost peynir, muratbey kaşarları gibi bir sürü ürün vardı. evet bir zamanlar uğruna canımı verebileceğim kadındı bu.
ben şaşkınlıktan elimdekileri yere düşürünce bunlar birden irkildiler ve hemen arkalarını döndüler. ben, beni görmesinler diye hızlıca aşağıya eğildim ama lanet olası bimde raf diye bir şey yok ki. tansaş olsa arkadaki adam seni göremez ama raf yerine kolilerde ürün sergileyen bim sayesinde saklanamadım.
peki size sorarım. siz arkanızı döndüğünüzde, devekuşu gibi saklandığını sanan ama ayağında ufak numara anne terlikleriyle sıçar gibi çömelmiş ve kıç çatalı gözüken bir adam görseniz ne yaparsanız? işte onlar da öyle yaptılar. bastılar kahkahayı. yavaş ve gururu yıkılmışça ayağa kalktım. le portam mahzunca yerden bana bakıyordu. ben gibi yıkılmış, öylece yatıyordu.
gözlerine baktım. le portanın değil lan, eski sevgilimin. bana baktı, mahzun bir bakış görmek isterdim ama alay ediyordu resmen. ayaklarıma bakıyordu. anne terliği giymiş, parmakları ucundan çıkmış bir ayak. buydum işte. sen bu adamla bir zamanlar çıkmıştın. şimdiki sevgilin çok iyi giyinmiş ama bir bak bakayım ona. bimde bu şıklık? sence de biraz samimiyetsiz değil mi? ben en azından yakışıyorum buraya. içimden geldiği gibiyim.
böyle düşündüm ama sonra hass.ktir dedim. adam kapmış kızı, ben de lavuk gibi pijamayla terlikle geziyorum. kim naapsın lan beni. "nasılsın görüşmeyeli?" dedim. "iyiyim" dedi. "ne güzel" dedim. "hıhı" dedi. gittikçe gerginleşiyordu ortam. yeni sevgilisi kıllandı mı acaba diye baktım ama "nasıl olsa bu lavuktan bir zarar gelmez" düşüncesi hasıl olduğundan zerre s.kinde değildim herifin. adam en ucuz kangal sucuğu seçmekle meşguldü.
"niye böyle olduk biz?" der gibi baktım. "ne diyorsun?" der gibi baktı bana. "niye böyle olduk diyorum?" der gibi tekrar baktım. "ne diyorsun anlamıyorum" der gibi tekrar baktı bana. "neyse s.ktir et" der gibi baktım. s.ktir etti alışverişe devam etti. bir güle güle demeden.
gözyaşlarımı saklayarak iki poşet patitoyu ve le portamı yerden aldım ve kasaya gittim. bir de blume peçete aldım yüzlük paket, gözyaşlarımı silmek için. kasadaki görevli yine baliciymişim gibi baktı bana, "paran var mı" der gibi baktı bana, bana bakmasın artık kimse. al lan paranı der gibi uzattım, para üstü beklemeden çıktım ama sonra hemen geri dönüp şahsiyetsizce aldım paranın üstünü. tam çıkacakken fiş almayı unuttuğum aklıma geldi. dönüp onu da aldım .mina koyim, bir romantizm de yaşayamadık be.
eve giderken serkan geldi yavaşça yanıma. tek dostum, yoldaşım, üzgün olduğumu anlayabilen tek insan.
"abi bir şey diycem. pijamanın kıçında delik var, kıçın gözüküyor, baya bir büyük"
o günden beri evdeyim. bime de kapıcıyı yolluyorum. serkan?la da ara sıra mesajlaşıyoruz.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol