cocabora

karıncanın ömrü 45-60 gün arasıdır.

200 yıl kadar yaşayabilirmiş bir timsah.

araba kullananların gömlek giymek zorunda olduğu ülke.

en uzun osurma rekoru 2 fakika 42 saniyeymiş.vay anasını derim ben bişey demem başka.

eiffel kulesi’nin tepesine çıkana kadar 1792 basamak tırmanmanız gerklidir.

14 komşusu ile en çok komşusu olan ülke...

"tibette 7 yıl" filminden sonra çine girmesi devlet tarafından yasaklanan aktör.

izlerken dona kaldığım film.benim gibi replik seven bir adamın böyle tamamı replik bir filmi defalarca izlemesi kaçınılmazdı zaten...gerçi türkçeye çevirirken boyuna bok,lanet olsun demişler ama olsun!gene de ilk 10’uma giren bir filmdi.

benim neyime güvenip 500 ytl limitle kart verdiler anlamadım,formu bile tamamen doldurmamıştım...

show tv’de yayımlanacak olan yarışma programı.. fear factor,
her hafta 3 kadın ve 3 erkeğin 3 oyun ile korkularına karşıya getiriyor. kazanan yarışmacı 50.000 ytl kazanacak. yarışmanın çekimleri arjantin’de özel olarak tasarlanmış stüdyolarda eğitimli profosyoneller gözetiminde gerçekleştirilecektir.reklamlarını acun sunuyor ancak gerçekte kim sunacak bilmiyorum,gene de senaryo hoş!taze boka çok sinek konar misali izlenecek ve talep artacaktır!diğer kanallarda buna benzer yarışmalar yapar yakında zaten!

ab bize girer...

çok hoş telefonları vardır,kabul!dışardan bakan için mükemmeldir ve iyi de fotoğraf çeker falan filan...ancak kullananlar için tam bir fiyasko.ya kapağı kırılır,ya tuşları bozulur(özellikle no tuşu!).tabi bu dediğim bi kaç sene önceki telefonlar;yeni versiyonları nasıl bilmiyorum ama nokia kadar iyi olmadığı kesin.

niyeti açıkça anlaşılan ancak söylemekten çekinen-bir an önce oy versem de bir oy bir oydur,onu başbakanlık koltuğundan indirmeye yardım etsem-nedense konuşmasını çok bilip icraata gelince hiç bir sey yapmayan başbakan.tabi sorarlarsa enflasyon azalmıştır,ne bileyim ab’ye girmek için adım bile atmışıztır iyice!
ancak türkiyenin imajını,yani en azından atatürk’ün söylediği şekilde,düşüren şahıs...
geçen gün ürdün kraliçesi gelmiş;emine hanımla aynı karede,hangimiz avrupa birliğine giricez anlayamadım...tamam bu işler türbanla olmaz o ayrı konu tamamen.ancak cem uzan’ı yıkıp yok etmeye çabalaması(ancak sadece onu,beni kızdırdı)

bi de o sırada güzel bir rüya görülüyorsa insan uyanmak bile istemez uykusundan;uyandığında da keşke geri dönsem der o uykusuna...ama nafile!

başlangıçta filmi anlamakta zorluk çektim,neden bilmiyorum seslendirme olsa gerek!ve de eski türkçeyle konuşunca insanlar...bi kere çok güzel stüdyo hazırlamışlar ve senaryo da ilk okulda gördüğümüz karagöz hacivat diyolaglarınla aynı,aslında kötü değil bu;zaten böyle olması lazımdı...
en azından bu filmle hem güldük hem üzüldük,hem oyuncuları alkışladık hem de karagöz ve hacivatı(yani yüz yıllardır tv öncesi insanları güldüren oyuncuları hatırladık)

aslen dedemin,babamın,annemin memleketi;yani bende oralı sayılırım...dedemlerin anlattığına göre çok güzel limanı varmış.istanbul kadar olmasa da müthiş bir şehirmiş.
atatürkün oralı olması da gitmek için yeterli bir sebep zaten.

iddada beraberlik vererek tutturduğum maç.

dışardan baktığınızda ilk yorumunuzun klasik ve uzun bir romantik savaş filmi olarak nitelendirebileceğiniz bir senaryoyu,yönetmen elindeki yıldızlarla,sıkmayan;nicola kidman’ın performansıyla büyüleyen,bir koleksiyon filmi yapıyor.

hırçındır biraz,çok can almıştır;ama maviliği ve dağlarının yeşili birleşince ayrı bir cennet olur...

avrupanın şımarık çocuğu...