ilk yarı berabere,ikinci yarı ev sahibinin galip geleceğine inandığım maç...bir beşiktaşlı olsam da feneri de galatasarayı da pek sevmesem de tahmin sadece..fener kazanmak zorunda;başka yolu yok!ancak her şeye rağmen iyi bir maç izleyeceğimiz kesin.heyecanla bekliyorum maç saatini!
(bkz: unutulmaz film replikleri)
iddada 3-2 barcelona ya
verdim...kısmet!
verdim...kısmet!
(bkz: genç parti)
kuş gribi dolayısıyla evindeki tavukları kaybeden sayın cumhurbaşkanımızdı.kendine has karizması,konuşması ve tc siyasi tarihinin yarısına yakınında vardı.
yıllardır en sevdiğim gün...gece çıkarım dışarı;gezer tozar,içerim!sonra alırım bi dvd elime,cirsimi kolamı da öteki elime,hem cirsimi yer hem de kanalları zaplarım!zaten tvde de iyi programlar var o saatlerde.muhtemelen koltukta tv açık sabahlarım,zevklidir,insanın ne derdi olursa olsun cumartesi gecelerini ayırmalı kendine...bi çeşit tedavi.
aşmış bir futbolcudur.emre belezoğlunu türk futboluna kazandırmıştır.galatasaray 10u nasıl aldı bilmiyorum ama sayesinde türk futbolu basamak atladı.bazı golleri,çalımları,hareketleri,tartışmaları aklımda hala!örneğin monakoya bir golü vardır,hala gösterilir tvlerde;jenerik bir goldür...
galatasaraya gelen en iyi iki oyuncudan biri.adamın nedense golleri hala aklımda.erzurumspora 5 tane atmıştı bi maçta.real madride de attı bayağı başka takımlardayken!ancak onun şansı hagi gibi bir adam(!)olduğu için zamanında...
bi de kanalın bi kaç değişik versiyonu ve çok daha mutaasıp versiyonları vardır!selam tv,hilal tv vb...adamlarda iyi para var;kanal d cızırtılı ve karıncalı çıkarken bu kanallar net valla!
valla tvde 2005 yılbaşı aklıma geldi orada geçen...hırvat turistlere yapılanlar.aslında hatırlamak bile istemiyorum.o kızın bağırması,ağlayamaması,türlü sapıklıklar...ne zaman taksime gitsem,o meydanda o sarışın kızın çaresizliğini görürüm ve oturup için için kahrolsun derim böyle türk olanlara...
the godfatherdır bence...
1884 yılında doğdu.türkiye’de akıl ve sinir hastalıkların çağdaş yöntemlerle tedavisinde öncülük etmiştir. ilköğrenimini kırklareli’nde yaptı. 1898’de üsküdar idadisi’ni, 1904’te askeri tıbbiye’yi bitirerek yüzbaşı rütbesiyle hekimlik görevine başladı. bir yıl gülhane askeri hastanesi akliye servisi’nde staj yaptı. 1906’da askeri tıbbiye’de akıl hastalıkları dersi muallim yardımcısı oldu. 1908’de almanya’ya giderek münih ve berlin üniversitelerinde nöroloji ve psikiyatri ihtisası yaptı. 1911’de yurda dönüşünde gülhane askeri hastanesi emraz-ı akliye kliniği’nde görev aldı. balkan savaşı sırasında gezici hastane başhekimi olarak lüleburgaz ve çatalca cephelerinde çalıştı. haziran 1914’te haseki’deki akıl hastalıkları müşahedehanesi başhekimi ve müdürü oldu. daha sonra haydarpaşa askeri hastanesi akliye ve asabiye mütehasıslığına getirildi. 1917’de şişli fransız hastanesi akıl ve sinir hastalıkları bölümü şefliğine, 1919’da toptaşı bimarhanesi başhekimliğine, 1920’de zeynep kamil hastanesi’ne nakledilen akıl ve sinir hastalıkları bölümü şefliğine, 1922’de zeynep kamil ve toptaşı hastaneleri başhekimliğine atandı. bu dönemde, o güne kadar uygulanan eski tedavi yöntemlerinin yerini çağdaş tedavi yöntemlerinin almasında, yeterince önemsenmeyen bu hekimlik dalının gereken ilgiyi görmesinde ve yeni kadroların bu yönde özendirilmesinde önemli rol oynadı. aynı zamanda seroloji, nöro-patoloji, deneysel psikoloji laboratuarları oluşturarak türkiye’de nöro-psikiyatri dalının kurulmasına öncülük etti. sürdürdüğü çalışmalar sonucu 1927’de bakırköy’de ruh ve sinir hastalıkları hastanesi’ni kurarak uzun yıllar başhekimliğinde bulundu. 1933’te ordinaryüs profesör oldu ve istanbul tıp fakültesi psikiyatri kliniği başkanlığına getirildi. 1941’de başhekimlik görevini bıraktı ve emekliye ayrıldığı 1952’ye kadar öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdürdü. hekim ve bilimadamı olarak yürüttüğü çalışmaların yanı sıra içki ile mücadele cemiyeti, akıl ve sinir hastalıkları cemiyeti gibi çeşitli sağlık derneklerinin kuruculuğunu ve başkanlığını yaptı. ayrıca hamburg akıl hastalıkları derneği, fransız nöroloji derneği, new york nöroloji akademisi gibi yurtdışı sağlık kuruluşlarının onur üyeliklerine seçildi. 1961 yılında vefat etti.
başrol oyuncusunu paramparça aşklar ve köpekler filminde görmüştüm ilk.cevher var demiştim bu adamda.nitekim doğruymuş,che rolüyle kanıtladı bence kendini.filme gelince yol ve macera filmi sevenler için kesinlikle izlenmesi gereken bir film.
trakyada konuşulan,komik,anlaşılmayan,nereden geldiği belli olmayan ama çingene ağzıyla benzeşip karıştırılan bir ağızdır...hakkaten de komiktir,eğer bir gün yolunuz düşerse o topraklara "h harfini unutun bi kere baştan!jle şler de karışır tabiki...genci yaşlısı erkez uyar bu kurala.kızan demeyi,abe demeyi,aga demeyi severler;severim...
eğer görürsem birgün(!)bu kadar güzel seneryo nasıl yazdın lan?diyeceğim adam.bazı filmlerinde aklıma geliyor,türkçesinde bile ne kadar etkilenmişim adamın filmlerinden!rezarvuar köpeklerinde beni benden almıştır kendisi.ardından şansa bir gün pulp fictionu izledim-ki müthiş bir kurgu,acayip replikler vb.-adamın karizması iyice arttı gözümde.belki de bunu sağlayan adamın aykırı oluşudur.
papalar değişik insanlardır,savaş da başlatabilirler;barış da sağlayabilirler.örneğin bundan önceki papa polonyalıydı.söylendiğine göre 2.dünya savaşı sonrası ve şimdi karışık olan doğu bloğunun huzurunu sağlamak için getirtilmiştir.ancak bazı papalar vardır,biraz gazcıymış kendileri.neredeyse tüm osmanlılar zamanında yüzyıllar boyunca avrupayı gazlayıp üzerimize sürmüş.malum çoğu zaman ellerinde "0"kalmış ama...ama papalar 3 büyük dinden birinin 1 numaralı adamı ve koruyucusu olduğu için saygı duymalıyız.
gülşeni sevmem!lafa aniden girdim ama!yani kliplerini,programlarını izlemem;kişisel birşey değil itici geliyor işte.izlemediğim için bilmem ama etrafta ben şarkıcıyım diye söylenmiyordur heralde.eğer öyle bir şey varsa yazık derim birşey söylemem!ne sanatçılar var türkiyede onun kadar para kazanamıyorlar,ne güzel sesleri var+beste de yapıyorlar.acırım acırım sadece onlara acırım.ancak gülşen o güzel fiziğini(!)kaybedince neler olacak merak ediyorum doğrusu.
onlarca kupa,maç,uefa,şampiyonlar ligi,final,dünya karmasında oynadığı halde bir kez bile dünya kupasında oynayamamış futbolcu.şansızdır kendisi biraz bu konuda!ancak bu sene kısmetse oynayacaktır ve fenerbahçe maçındaki gibi oynarsa vay karşı takımın haline derim ben.(dip not:ama rakipte servet yok sahi!)
batının türkiye içinde yapmak istediği planlardan sadece biri!ancak 80 milyona yaklaşan nüfusuyla ortadoğunun,anadolunun ve balkanların dinamosu ve en cumhuriyetçi ülkesinin içinde ay yıldızdan başka bayrak dalgalanmıyacaktır.
şarap kapağı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?