işi ciddiye almaksızın anlamında kullanılan deyim.
kirk yil kalsam düsünmezdim asik olayi
aman allah yandim ats sardi bacayi
askla saka bir hataymis dogruymus meger
önce güldüm sonra buldum tatli belayi
ona güldüm sonra bende yaktim abayi
saka maka derken asik oldum erken
hayat güzel severken
yasa basa bakmaz onu bunu takmaz
gönül seven bulurken
önce gözler sonra eller birlesiverdi
heyecandan dizlerimiz titreyiverdi
umurumda degil dünya asigim dostlar
unutturdu bana artik derdi kederi
saka maka derken asik oldum erken
hayat güzel severken
yasa basa bakmaz onu bunu takmaz
gönül seven bulurken
anadolunun çeşitli yörelerinde kız çocuğunun büyüdüğünü çevreye duyurmak için yapılan törenin adı.
iç anadolunun bazı kesimlerinde kız isteme tamamlandıktan sonra oğlan evine gönderilen, havluya sarılı çoraptan oluşan hediye.
hinduizmde toplumsal bölümlerin işlevlerini açıklayan ve kaynağını dinden alan metinler.
ilk tbmmnin çıkardığı ilk kanun.
vergilerde, kişi haklarına, ya da yasasına aykırı bulunduğu nedenleri açıklanmak ve belirtilmek yoluyla kişinin alınan karara itiraz ederek yetkili kuruşlara yasal süresi içinde baş vurmasına verilen isim.
osmanlılarda çeşitli bölgelerden devşirilen hristiyan çocuklarının devlet merkezine getirilirken yolda aralarına karışan yabancılar.
belirli bir süre için bedelsiz alınan mal.
kelebeklerde ön kanat kaidesinin önünü örten doku parçası.
hindistanda ayrı kastlardan gelen ailelerin aralarında yaptıkları karşılıklı toplumsa anlaşma sonucu müşteri olan aileye verilen ad.
özellikle kurak bölgelerdeki bakır çözeltilerinin oksitlenmiş kuşaklarında, çoğunlukla bakır taşı, azurit gibi minerallerle birlikte bulunan hidratlı sülfat mineralin adı.
ortaçağda moğolistanda para yerine kullanılan ipekli kumaş parçaları.
özellikle deniz diplerinde, içeriğinde silisyum hidroksit, kalsiyum ve magnezyum bulunan, baskı ve ısı karşısında akışkanlaşan bu yüzden de depremi tetiklediği düşünülen yeşil renkli kayaç türünün adı. yapısı kaoliniti an dıran ve sık rastlanan magnezyum silikat minerali (mg3si2o5(oh)4), krizotil, antigorit ve lizardit olarak üç çeşittir. gri, yeşil ya da sarı renkte olur; kolayca cilalanabilir.
eski mısırda çok sayıda rastlanan ve buraya anadoludan gittiği düşünülen yünden yapılmış uzun elbiseler.
seramik üretiminde yoğrulabilir bir kütlenin bir gözden basınç uygulanarak istenen kesitte pişmemiş parçalar elde edilmesi.
çok ağır kaçan, kırıcı sözler söylemek anlamında kullanılan deyim.
denizcilikte yük telinin hangi yönden gelirse gelsin takılıp çapariz vermesini önlemek için bir fırdöndü etrafında dönebilen tek delikli makaralar.
1974teki kıbrıs barış hareketinin başlangıç parolasına konu olan dönemin dışişleri bakanının kızının ismi. şimdi odtü dekan yardımıcısı olan ayata, dönemin dışişleri bakanı turan güneşin kızı. askerlerin ayşe tatile çıktı mesajıyla birlikte ingiltere dışişleri bakanı james callaghan ile görüşen turan güneş, cenevrededeki görüşmeleri keserek, türkiyeye dönmüş ve kıbrıs barış harekatı da başlamıştı.
bugüne kadar parçalarına ulaşılabilen en eski ansiklopedi olarak kabul edilen eserin yazarı.
geminin fırtına gibi ani bir tehditle karşı karşıya kalması halinde, gemiden bazı yüklerin atılması gerekebilir. bu durumda, atılan yük tüm gemiyi kurtaracağı için, yük sahipleri ve gemi sahibi, atılan yük kime ait olursa olsun, gemideki toplam kıymet içindeki paylarına göre sorumludur. bu kişilerin nakliyat veya tekne sigortası olması halinde, onların yerine sigortacıları sorumlu olur.
müşterek avarya kavramı, ani bir tehdit karşısında gemicilerin tereddüt etmeden hareket etmesini ve yapılan fedakârlığın adilâne biçimde bölüşülmesini sağlar.
kavram, ilk olarak 1890da york antwerp kuralları ile mevzuat halini almıştır. abd şirketleri, kuralı 1949da kabul etmiştir. hukukçulara göre müşterek avaryanın üç unsuru vardır: 1. ortak bir tehdit: tekne, yük ve denizciler bu ortak tehditten etkilenmelidir. tehdit yakın olmalı ve kaçınılmaz görünmelidir, öyle ki tek korunma yolu yükün bir kısmını feda etmek olmalıdır. 2. tehdit edilen kıymetlerin bir kısmının, tehditten kaçınmak amacıyla istemli olarak atılması gereklidir. böylece bütüne yönelen tehdit, bütünün bir kısmıyla sınırlandırılmış olmalıdır. 3. bu girişim başarıya ulaşmış olmalıdır.
müşterek avarya kavramı, ani bir tehdit karşısında gemicilerin tereddüt etmeden hareket etmesini ve yapılan fedakârlığın adilâne biçimde bölüşülmesini sağlar.
kavram, ilk olarak 1890da york antwerp kuralları ile mevzuat halini almıştır. abd şirketleri, kuralı 1949da kabul etmiştir. hukukçulara göre müşterek avaryanın üç unsuru vardır: 1. ortak bir tehdit: tekne, yük ve denizciler bu ortak tehditten etkilenmelidir. tehdit yakın olmalı ve kaçınılmaz görünmelidir, öyle ki tek korunma yolu yükün bir kısmını feda etmek olmalıdır. 2. tehdit edilen kıymetlerin bir kısmının, tehditten kaçınmak amacıyla istemli olarak atılması gereklidir. böylece bütüne yönelen tehdit, bütünün bir kısmıyla sınırlandırılmış olmalıdır. 3. bu girişim başarıya ulaşmış olmalıdır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?