cirkinbeti

iyi ki yağmur yağmış ya kuş s.... dı dedirten başlık

sen ... korktuğum bütün gerçeklerden daha yakın söylediğim bütün sözcüklerden daha çok hece bırakıyorsun ruhumda, anımsayamamak nede kötü canın saydığını. yorgunum bedenim eklem yerlerinden vurulmuş aşk denene ve sen yoksun...çekip gitmeni beklerken sen hiç gelmemişsin mesela. şimdi sustuğum çığlıklarımı duy ne olur şimdi azabını gündüzlerinde yaşadığın o geçmişi al avuçlarımdan. sen hayatta ilk kez bencil davranıp kendime ayırdığım dın! .gözyaşlarımı akıtan katil değil onları silen kahramanım dın! hiç deymese de parmakların yüreğime dokunan dın ! kapatmış olsamd a gözlerimi gerçeklerime sen yüreği eksik olandın !...

mükemmeldi ... hele o yağmur da yürümek ... tamam evet yağmur yağması aslında bencil olmayı bırakırsam kötü sonuçta ben evime gidince kurulanırım en fazla iki gün yataktan çıkmam ama bazı insanların barınma lüksleri bile yok evet artık memleketimizde barınmak bile lüks ... ama bütün bunları kenara bıraktığımızda yağmurda yürümek gerçekten güzeldi.. hele boğazdan geçişim... ilk defa görüyor gibi geçtim boğazı bütün anıları silerek ... ve tabi ki çalan şarkı

cem adrian - yağmur....

"erkeklerin durumu vahim" dedirten başlık . hangi normal insanın mini etekten libidosu artar bu nasıl bir mantıktır ya . kıssam mı acısam mı bilemedim ki şimdi...

dönerse senindir dönmezse zaten hiç senin olmamıştır diye bir şey yok....
"dönecek" ... bir katil olay mahaline mutlaka geri döner !

kızdan ziyade onun sadece bedenine bakıp karar vermiş erkeği düşündüren başlıktır . ardından şu soru yönelir kafamda haspam dön de aynada kendine bak .. hee sen çok mu yakışıklısın ; o zaman o kıza neden baktın arkadaş git kendi dengin güzellikteki kızlara bak!

kuvayi milliye’nin ilk günlerini, amansız şartlara karşı nasıl başarıyla mücadele verildiğini anlatır. yazarı ise kemal tahirdir

(bkz: fazla zorlamak)

zorlamamak lazım olacağı varsa önünde durulabilecek reddedebilecek bir iç güdüyle henüz tanışmadım . ayrıca işine canım çabalasın dedirten olaydır..

erkeklerin çok da anlanılası bir yanları yok . yani yolun ortasında höönk diye tükürüp ayağıyla etrafa yayan zihniyeti evet anlayamıyorum.ritaratür de bu ve bunun gibi açıklamayı bekleyen "kibarlıklarını" anlamamızı beklemeden kendileri açıklayacak beylerden umutluyum!

(bkz: şems-i tebrizi)aşkı kalem yazmaz ki kitaplarda bulasın !

kalp ruha der ki : ben severim ama acısını nedense hep sen çekersin . ruh da cevap verir : sen yete ki sev
(şems-i tebrizi)

insaf et "aşk" güzel bir iştir ! onun bozulması , güzelliğini kaybetmesi tabiatın kötü niyetli oluşundandır. sen kendi şehvetine ve arzularına aşk adını takmışsın ;halbuki şehvetten kurtulup aşka ulaşabilmek için yol çok uzundur..


(mevlana celaleddin rumi)

aaa o da ne öyle yeni bir ev aleti falan mı ?

insan bazen sırf canı istediği için bile yalan söyler (çok da normal bi durum olduğunu savunamam tabi) .bunda kabullenilmeyecek bir durum yoktur. hepimiz birer yalancıyız.
pembesi vardır siyahı vardır ya arkadaş yalan yalandır. her çaldığımız minareye illa bir kılıf.

sasdf

solucanların büyüğünce yılan , kertenkelelerin de timsah olacağını sanırdım. bahçemiz de ki solucanı görünce , yılan olacağını düşünüp bahçeye çıkmamıştım .

iğrençtir, tiksinçtir ,utanılası herşeydir. erkek adam bebeğimm mi der ya?

tamamını okuyabilme becerisini layıkıyla yerine getirebilseydim eminim çok beğenirdim... okuduğum kısmı bile yeterince güzeldi.

yapmacık ve uzaktan ...

genellikle metrobüs denen illet (nimet) tıklım tıklım dolu olur . tam iş çıkışı saatidir ve akıllılık yapıp (yaptığını zannedip ) aktarmadan iki durak önce inilir. metrobüste adım atacak yer yoktur , üstüne üstlük açılan kapıdan bir allah’ın kulu inmemiştir ama o akıl küpü amca o açılan kapıdan ısrarla girmeye çalışır, ters ters bakılır olmaz, kapı kapanmaz olmaz , kapı 5 kez üst üste açılır kapanır gene olmaz amca anlamaz göbeğinin kapının arasında sıkıştığını..

neyse ki göbeğini içine çekmeyi akıl edebildi 8 . kapı açılıp kapanmasında