ben bu satırları yazdım bir gece sabaha karşı
bermutad insanları ve seni düşünerek
uzak bir köyün üstünden şimşekler çakıyordu
dağ başlarında sükun çamlar dilrüba
yıldızlar körkandil penceremden bakıyordu
o anda sen tamamen benim dünyamda misafir
o kadar rahat o kadar sakin ve herşeyden azade
olsaydı olmuyor olmayacak-olabilir
saadet de felaket de insanlar içindir
dışarda tabiat mevsimin en çıngıraklı ayındadır
bizim kucağımız terk edilmiş bir yatak gibi kirli soğuk
ve bizim kucağımızda kasırgalı insanlar
bizim kucağımız terk edilmiş bir yatak gibi kirli soğuk
ve bizim kucağımızda kasırgalı insanlar
günahım ne yetmez mi bir defa öldüğüm
-yeryüzüne baktım insanları telaş içinde gördüm
felaketler herkesi bıktırmış canından
aydınlıkta ihtikar aydınlıkta fuhuş
geçilmiyor kandan geçilmiyor gözyaşından
yine ağlar geriyor gümüş örümcekler
yine örümcekler için insanlar ölecekler
-yeryüzüne baktım insanları telaş içinde gördüm
felaketler herkesi bıktırmış canından
aydınlıkta ihtikar aydınlıkta fuhuş
geçilmiyor kandan geçilmiyor gözyaşından
yine ağlar geriyor gümüş örümcekler
yine örümcekler için insanlar ölecekler
gökyüzü akıp gidiyor başımızın üstünden
ağır ağır pırıltılı bir nehir gibi
yıldızlar zil zurna sarhoş
ve şehnaz makamı
-birkaç yıl nedir ki insan ömründen
-işte akşam sürgünlerin akşamı
-yağmur mu sokakta çırılçıplak yağmur
-bederettin i simaviyi hatırlar mısın
-insan nasıl unutur
-ya duvardaki mısralar ne demişti serseri şair
-hala ezberimdedir
"kişi" demişti
"kendi arzusuyla terk-i diyar etmez
sebepsiz gurbetin kahrını kimse ihtiyar etmez"
ağır ağır pırıltılı bir nehir gibi
yıldızlar zil zurna sarhoş
ve şehnaz makamı
-birkaç yıl nedir ki insan ömründen
-işte akşam sürgünlerin akşamı
-yağmur mu sokakta çırılçıplak yağmur
-bederettin i simaviyi hatırlar mısın
-insan nasıl unutur
-ya duvardaki mısralar ne demişti serseri şair
-hala ezberimdedir
"kişi" demişti
"kendi arzusuyla terk-i diyar etmez
sebepsiz gurbetin kahrını kimse ihtiyar etmez"
rüzgarla gelen keman sesi gibi dakikalık saadet
mühimsenmemiş aşkı kaybolmuş ümitleri korkulu hayatının
mesut olmak mı çocuklar gibi mesut olmak mı demiştik
erguvani çiçekler açmıştı erguvanlar
rüzgarda insan selamları toprakta gökte genişlik
mühimsenmemiş aşkı kaybolmuş ümitleri korkulu hayatının
mesut olmak mı çocuklar gibi mesut olmak mı demiştik
erguvani çiçekler açmıştı erguvanlar
rüzgarda insan selamları toprakta gökte genişlik
saadet asırlarca bitmeyen hasretimiz
o size gelmezse siz ona gideceksiniz
madem ki bir eylül akşamı yaseminler gibi
ve madem ki tek dünya
tek yürek
o size gelmezse siz ona gideceksiniz
madem ki bir eylül akşamı yaseminler gibi
ve madem ki tek dünya
tek yürek
kolay iyileşen yaralarımız yok artık
çay siyahı gözlerimizden akan boncuk yaşlarımız
isyan bile edemeyen bezgin kalplerimiz
kırık bileklerimiz, incinmiş hatıralarla dolu
yenilmişliğe mahkum benliğimiz
çay siyahı gözlerimizden akan boncuk yaşlarımız
isyan bile edemeyen bezgin kalplerimiz
kırık bileklerimiz, incinmiş hatıralarla dolu
yenilmişliğe mahkum benliğimiz
ah o yazlık sinemalar, kapı önü akşamları
saksıda son sardunyalar, avluda el yazmaları
ah ne kahraman ne cesur, ne güzel çocuklardık
her yeni günü ümitle nasıl kucaklardık
ah kaldırımlar biliyor, bi devir muhteşemdik
güz güneşinden hüzünlü, ilk yazdan şendik
hem utangaç, hem hevesli mektepli sevgililerdik
pek kırılgan pek acemi, bi söyler bin gülerdik
hem utangaç, hem hevesli mektepli sevgililerdik
pek kırılgan pek acemi, bi söyler bin gülerdik
o pürtelaş piyasalar, ilk sevda ilk gözyaşları
yolları hep gurbete bağlar, ah o gönül şarkıları
saksıda son sardunyalar, avluda el yazmaları
ah ne kahraman ne cesur, ne güzel çocuklardık
her yeni günü ümitle nasıl kucaklardık
ah kaldırımlar biliyor, bi devir muhteşemdik
güz güneşinden hüzünlü, ilk yazdan şendik
hem utangaç, hem hevesli mektepli sevgililerdik
pek kırılgan pek acemi, bi söyler bin gülerdik
hem utangaç, hem hevesli mektepli sevgililerdik
pek kırılgan pek acemi, bi söyler bin gülerdik
o pürtelaş piyasalar, ilk sevda ilk gözyaşları
yolları hep gurbete bağlar, ah o gönül şarkıları
sil bastan sil bastan.
köpekleri korkutmak,
cin taklidi yapmak,
sevgiliyi dikizlemek
cin taklidi yapmak,
sevgiliyi dikizlemek
(bkz: neredeyse ölüyordum)
sweeney todd: the demon barber of fleet street stephen sondheimin aynı adlı müzikalinden beyazperdeye uyarlananan, yönetmeni tim burton olan film. johnny depp filmde fleet caddesi’nin şeytani berberi sweeney todd, helena bonham carter da kurbanlarının cesetlerini etli turtalarında kullanan ve sweeney’nin hem suç ortağı hem de aşığı olan şeytani ruhlu bayan lovett rolünü üstleniyor.[1]
film 65. altın küre ödüllerine 4 dalda aday olmuştur. johnny depp en iyi aktör-müzikal/komedi, helena bonham carter ise en iyi aktris-müzikal/komedi dalında ödüle aday gösterilmişlerdir.tim burton en iyi yönetmen dalında ödüle aday olurken filmde en iyi sinema filmi - müzikal veya komedi dalında ödüle aday gösterilmiştir.
film 65. altın küre ödüllerine 4 dalda aday olmuştur. johnny depp en iyi aktör-müzikal/komedi, helena bonham carter ise en iyi aktris-müzikal/komedi dalında ödüle aday gösterilmişlerdir.tim burton en iyi yönetmen dalında ödüle aday olurken filmde en iyi sinema filmi - müzikal veya komedi dalında ödüle aday gösterilmiştir.
doğum yeri ve tarihi:
vancouver, kanada 11 haziran 1978
kanadada doğmuş olmasına karşın hayatının ilk sekiz yılını kaliforniyada geçirdi. oyuncu yönetmeni olan annesi dolayısıyla küçük yaşta set yaşantısına tanık olan joshua jackson daha 11 yaşındayken oyuncu olmayı kafasına koymuştu. başarısız olup hevesi kaçsın ve sinema dünyasından uzak dursun diye annesi onu çocuk oyuncu seçmelerine götürdü. joshua çok başarılı olup reklam filmlerinde oynamaya başlayınca annesinin tüm hesapları alt üst oldu tabii. pek çok filmde irili ufaklı roller alan genç oyuncuyu şöhrete "scream 2"deki küçük rolünün ardından kapmayı başardığı "dawsons creek" adlı dizideki rolü oldu. gençler tarafından çok sevilen bu dizideki pacey karakteri onu hollywood yapımlarında başrollere taşıdı. urban legends, cruel intensions, the skulls ve gossip bunlar arasında gösterilebilir.
vancouver, kanada 11 haziran 1978
kanadada doğmuş olmasına karşın hayatının ilk sekiz yılını kaliforniyada geçirdi. oyuncu yönetmeni olan annesi dolayısıyla küçük yaşta set yaşantısına tanık olan joshua jackson daha 11 yaşındayken oyuncu olmayı kafasına koymuştu. başarısız olup hevesi kaçsın ve sinema dünyasından uzak dursun diye annesi onu çocuk oyuncu seçmelerine götürdü. joshua çok başarılı olup reklam filmlerinde oynamaya başlayınca annesinin tüm hesapları alt üst oldu tabii. pek çok filmde irili ufaklı roller alan genç oyuncuyu şöhrete "scream 2"deki küçük rolünün ardından kapmayı başardığı "dawsons creek" adlı dizideki rolü oldu. gençler tarafından çok sevilen bu dizideki pacey karakteri onu hollywood yapımlarında başrollere taşıdı. urban legends, cruel intensions, the skulls ve gossip bunlar arasında gösterilebilir.
(bkz: mükemmel oyunculuk)
alkol dozajının aşıldığı durumlarda olabilecek hadisedir.
adapazarı trenlerinde yaklaşık her kızın başına gelen hadisedir. yukarı bi bakarsınız, belli ki adapazarlı arkadaşım 4gözle sizi izlemektedir. sanılanın aksine kalkıp hedehödö yaparak adam pıstırılabilir.
(bkz: bomberman)
(bkz: meeeeeee)
mükemmel tim booth şarkısı...
we co-create our own fate
everything’s connected
god in man, man from ape
everything’s connected
we co-create our own fate
everything’s connected
man from stars, man from ape
everything’s connected
my behaviour’s chemical, nurture biological
determined by the stars in space
don’t rely on suicide
meet you on the other side
it’s not even your life to take
see things from the stratosphere
we’re so unimportant here
what’s the point in asking why?
struggle of the underdog
too much love or not enough
we die to live and live to die
meanwhile in the stratosphere
houston we’ve a problem here
someone’s cut a hole in the sky
planet in a petri dish
interference hit and miss
soon there won?t be rivers to cry
god’s pitch shift way out of time
created an ape
infected with the spark of divine
mix x with the y chromosome
one to destroy
the other tries to find a way home
we co-create our own fate
everything’s connected
god in man, man from ape
everything’s connected
we co-create our own fate
everything’s connected
god in man, man from ape
everything’s connected
we co-create our own fate
everything’s connected
man from stars, man from ape
everything’s connected
my behaviour’s chemical, nurture biological
determined by the stars in space
don’t rely on suicide
meet you on the other side
it’s not even your life to take
see things from the stratosphere
we’re so unimportant here
what’s the point in asking why?
struggle of the underdog
too much love or not enough
we die to live and live to die
meanwhile in the stratosphere
houston we’ve a problem here
someone’s cut a hole in the sky
planet in a petri dish
interference hit and miss
soon there won?t be rivers to cry
god’s pitch shift way out of time
created an ape
infected with the spark of divine
mix x with the y chromosome
one to destroy
the other tries to find a way home
we co-create our own fate
everything’s connected
god in man, man from ape
everything’s connected
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?