Bugün başımıza geldi bu linkte tıkladığınız an tüm hesaplarınıza otomatik girip parayı çekiyorlar. Hesap ise 'Duygu Birol' adlı Kayseri Erciyes üniversitesinde okuyan bir kişinin hesabına aktarılıyor.
İcra dosyası geldi fakat bu bize tebliğ ettirilmeden icra başlatıldı ve bankadaki hesaplara ipotek konuldu.. Bu kasıtlı yapıldı çünkü Afyonkarahisar Bolvadin ilçesindeki Avukat Kadir Sav bilerek MERNİS'teki adrese değil de 2 yıl önce kaldığımız ev adresine postacı ile göndermiş. Postacı ise Afyonkarahisar ili Bolvadin ilçesi Kırkgöz mahallesinin (2 yıl önceki mahallemiz) muhtarına vermiş. Muhtar ise Bolvadin'de İkram Market'i işleten Bilal Çuha adlı şahısa vermiş. Bilal Çuha bizi tanımasına rağmen tebliği bize ulaştırmadı ve 7 gün itiraz süresi dolunca bankalara ipotek konuldu. Bu süreçte ipotek konulduğundan dolayı kredi kartı borçlarını ödeyemedik ve faiz işliyor. Ayrıca esnaf olduğumuz için yeni ürünler alamıyoruz.
18 Temmuz'da Afyonkarahisar-İzmit bileti satın aldım ve iptal etmek istedim.. Fakat bilet satın alırken 2 TL güvence paketi almadığımdan dolayı iptal edemiyorlarmış. İşin ilginç tarafı açık bilet de vermiyorlar. 200 TL yandı anlayacağınız. Kim bu firmayla gidiyorsa gitmesin.
Servis ücretinden ayrı olarak fren balatalarına da ekstradan 300 tl talep ederler bunlar.. Ayrıca kasko firmalarıyla da anlaşmaları yoktur. Şahsen Anadolu sigortadan kaskolu aracım ama servis Anadolu sigortayı tanımıyor.. Yani cepten veriyorsunuz..
Ben bi şey demiyorum buyrun izleyin
Liseliler bilmez ama bir zamanın ünlü pahalı markasıydı
Sene 2002 ümit davala dazlak kesimi yaptırmıştım tabii o zamanlar gençtik.. neyse mahalleye girmemle anneannemin terlik fırlatması bir oldu.. tekrar berbere gittim haliyle kökten çözüm sıfıra vurdurduk
Gerçekten çok stabil çalışandır. Uygulamasını da bekliyoruz
Mail geldi 7 haziranda kapanıyoruz diye umarım yanlış görmüşümdür
bi arkadaşım büyük dedesinin başından geçen, hatırladıkça iç burkan bir olay anlatacağım.
kendisi sarıkamışta donan orduda askerdi. donarak ölen askerlerin aksine o ve yanındaki 50-60 arkadaşı donmadan ilerlemeyi başarmışlar.
bu esnada oradaki ismini hatırlamadığım bir kenti savunan ermeni çeteleri türk ordusunun yaklaştığını haber alınca kaçıp gitmişler. bizim büyük dede ve diğerleri de kenti boş görünce hemen ele geçirmişler.
bir kaç ermeni gözcüsü daha sonra kente onbinlerce askerin değil de sadece 50-60 askerin bulunduğunu fark edince yanlarında bulunan rus askerleriyle birlikte tekrar kente girmişler.
ermeniler bizimkileri yakarak öldürmek istemiş ama ruslar da "ak yürüyen mi olm bunlar" deyip esir almayı yeğlemişler. akabinde bizimkiler sibirya'nın güneyinde bir kente götürülmüş. yolda bir çoğu ölmüş. yalnızca beş kişi kalmışlar. kente varınca orada bir takım işlerde kullanılmış bizimkiler.
gel zaman git zaman, rus çarlığı devrilip yerine bolşevikler gelmiş. osmanlı da yıkılıp milli mücadele dönemi başlamış. bizimkiler unutulmuş gitmiş.
kurtuluş savaşı sırasında sovyetler ve türkiye arasında bazı anlaşmalar olmuş ve iki ülke dostluk kurmuş. türk ordusu yunan ordusunu yenip de yeni devlet kurulduktan sonra kızıl ordu mensupları bizimkilere durumu anlatmış. sizi serbest bırakırız fakat yol masraflarınızı ödeyemeyiz demişler. bunun üzerinden bizimkiler de düşmüş yollara. neredeyse stalingrad'a kadar yürüyüp inmişler. ama kafkaslarda bazı ermenilerin yerleşmiş olduğunu öğrenmişler. kafkaslardan doğu anadoluya girme fikri tehlikeler barındırdığı için bu kez batıya yönelmişler.
günler, haftalar, aylar boyunca yürüyüp kiev'e, ordan bükreş'e varmışlar. türlü zorluk ve maceradan sonra edirne sınırına yaklaşmışlar. sınıra vardıklarında sene yanlış hatırlamıyorsam 1933'müş. nüfus mübadelesi vs. gerçekleşmiş olduğu için dertlerini sınırdakilere anlatamamışlar. nihayetinde büyük dedenin arkadaşı cebinden sarıkamış'taki ordu sancağının kalan son parçasını göstermiş. sınırdakiler ikna olmuş ve istanbul'a götürülmüşler.
bir süre sonra artvin'deki köye vardıklarında, tanıdıkları herkesin öldüğünü ve köylerinin yakıldığını görmüşler. elde ne iş var ne para... yokluk zamanı tabi.
büyük dede hep "istiklal olsun da, ben o yolu yürümeye razıyım" dermiş. hep merak eder dururum o insanları. kurtuluş savaşını iyi ki 1920'lerde vermişiz. şimdi olsa taksim'den beşiktaş'a bile yürümez kimse.
kendisi sarıkamışta donan orduda askerdi. donarak ölen askerlerin aksine o ve yanındaki 50-60 arkadaşı donmadan ilerlemeyi başarmışlar.
bu esnada oradaki ismini hatırlamadığım bir kenti savunan ermeni çeteleri türk ordusunun yaklaştığını haber alınca kaçıp gitmişler. bizim büyük dede ve diğerleri de kenti boş görünce hemen ele geçirmişler.
bir kaç ermeni gözcüsü daha sonra kente onbinlerce askerin değil de sadece 50-60 askerin bulunduğunu fark edince yanlarında bulunan rus askerleriyle birlikte tekrar kente girmişler.
ermeniler bizimkileri yakarak öldürmek istemiş ama ruslar da "ak yürüyen mi olm bunlar" deyip esir almayı yeğlemişler. akabinde bizimkiler sibirya'nın güneyinde bir kente götürülmüş. yolda bir çoğu ölmüş. yalnızca beş kişi kalmışlar. kente varınca orada bir takım işlerde kullanılmış bizimkiler.
gel zaman git zaman, rus çarlığı devrilip yerine bolşevikler gelmiş. osmanlı da yıkılıp milli mücadele dönemi başlamış. bizimkiler unutulmuş gitmiş.
kurtuluş savaşı sırasında sovyetler ve türkiye arasında bazı anlaşmalar olmuş ve iki ülke dostluk kurmuş. türk ordusu yunan ordusunu yenip de yeni devlet kurulduktan sonra kızıl ordu mensupları bizimkilere durumu anlatmış. sizi serbest bırakırız fakat yol masraflarınızı ödeyemeyiz demişler. bunun üzerinden bizimkiler de düşmüş yollara. neredeyse stalingrad'a kadar yürüyüp inmişler. ama kafkaslarda bazı ermenilerin yerleşmiş olduğunu öğrenmişler. kafkaslardan doğu anadoluya girme fikri tehlikeler barındırdığı için bu kez batıya yönelmişler.
günler, haftalar, aylar boyunca yürüyüp kiev'e, ordan bükreş'e varmışlar. türlü zorluk ve maceradan sonra edirne sınırına yaklaşmışlar. sınıra vardıklarında sene yanlış hatırlamıyorsam 1933'müş. nüfus mübadelesi vs. gerçekleşmiş olduğu için dertlerini sınırdakilere anlatamamışlar. nihayetinde büyük dedenin arkadaşı cebinden sarıkamış'taki ordu sancağının kalan son parçasını göstermiş. sınırdakiler ikna olmuş ve istanbul'a götürülmüşler.
bir süre sonra artvin'deki köye vardıklarında, tanıdıkları herkesin öldüğünü ve köylerinin yakıldığını görmüşler. elde ne iş var ne para... yokluk zamanı tabi.
büyük dede hep "istiklal olsun da, ben o yolu yürümeye razıyım" dermiş. hep merak eder dururum o insanları. kurtuluş savaşını iyi ki 1920'lerde vermişiz. şimdi olsa taksim'den beşiktaş'a bile yürümez kimse.
kılık-kıyafet
babacım lütfen geniş şekilde duran boru paça pantolona son verin. taşlı desenli kot olmayacak. düz lacivert düz siyah olmadı düz italya milli forma mavisi pantolon giyecen. tam athena gökhanınkiler gibi olmasa da assağı doğru hafif daralacak. paçası gerekirse kısa kesim olacak (hipsterler gibi değil anla işte) yani ayakkabı üzerinde kümelenmeyecek o paça. kış mevsiminde daha dar paça altına karizma yine düz desensiz kahve yada siyah yarım bot. ama o topukları grayder gibi olanlardan değil. hep elegant ama hafif yüksek hep sade.
sadece arkadaş ortamında üzerinde koca koca joker, batman, süperman logo resim neyse onlardan olan şeylerden giyecez, tatmin olacaz. hatunlu ortamlarda t-shirt üstü büyük motif kesinlikle yasak. yassak. kısa ve sıkmayacak kadar yine dar kesim, düz renklerde t-shirt olacak. ha pazardan alınma gibi olmasın tabi ama, misal isim vermek istemiyorum bazı markaların ufak bir amblemi var göğüs yada kolda gerisi çok tatlı, pembe, mavi, kırmızı t-shirt işte. altına iyi pantolonla mükemmel gider. geniş gömlek bize yasak. gömleği pantolon içine sokmadan sarkıtmak yasak. biz kısayız. olaki buldun bir kısa spor gömlek bırak pantol üzerine.
babacım lütfen geniş şekilde duran boru paça pantolona son verin. taşlı desenli kot olmayacak. düz lacivert düz siyah olmadı düz italya milli forma mavisi pantolon giyecen. tam athena gökhanınkiler gibi olmasa da assağı doğru hafif daralacak. paçası gerekirse kısa kesim olacak (hipsterler gibi değil anla işte) yani ayakkabı üzerinde kümelenmeyecek o paça. kış mevsiminde daha dar paça altına karizma yine düz desensiz kahve yada siyah yarım bot. ama o topukları grayder gibi olanlardan değil. hep elegant ama hafif yüksek hep sade.
sadece arkadaş ortamında üzerinde koca koca joker, batman, süperman logo resim neyse onlardan olan şeylerden giyecez, tatmin olacaz. hatunlu ortamlarda t-shirt üstü büyük motif kesinlikle yasak. yassak. kısa ve sıkmayacak kadar yine dar kesim, düz renklerde t-shirt olacak. ha pazardan alınma gibi olmasın tabi ama, misal isim vermek istemiyorum bazı markaların ufak bir amblemi var göğüs yada kolda gerisi çok tatlı, pembe, mavi, kırmızı t-shirt işte. altına iyi pantolonla mükemmel gider. geniş gömlek bize yasak. gömleği pantolon içine sokmadan sarkıtmak yasak. biz kısayız. olaki buldun bir kısa spor gömlek bırak pantol üzerine.
"18 yaşındakinin zinasına karşı çıkamıyorsanız 17 aylık bebeğe tecavüze karşı çıkmak timsahın göz yaşlarıdır" şeklindeki açıklama.
https://www.youtube.com/watch?v=DWEy-r_A4Yg
sonra istiklal mahkemelerinde niye asıldım?
https://www.youtube.com/watch?v=DWEy-r_A4Yg
sonra istiklal mahkemelerinde niye asıldım?
gelmiştir
türkiyede teen çıkmış.
http://onedio.com/haber/pornhub-kadinlarin-porno-tercihlerini-acikladi-700425
http://onedio.com/haber/pornhub-kadinlarin-porno-tercihlerini-acikladi-700425
dünyanın en dandik bankası olabilir kanımca.
parantez, ekonomide negatifi işaret etmesine rağmen logosu bolca parantez içerir.
parantez, ekonomide negatifi işaret etmesine rağmen logosu bolca parantez içerir.
çinli köylülerin festival için yaptığı iğrenç ötesi olay
http://m.liveleak.com/view?i=b89_1459260516
(bkz: +18)
http://m.liveleak.com/view?i=b89_1459260516
(bkz: +18)
değerli adalet bakanımız bekir bozdağ'ın ülkede sorun kalmamış gibi, sorduğu soru!!haberin detayı şöyle:adalet bakanı bekir bozdağ, "twitter yetkililerine soruyorum; kim talimat verdi, 'we love erdoğan' 'hashtag'ını kaldırdınız? özgürlük ilkeleri içerisinde 'we love erdoğan' mesajını kullanmak, yaymak twitter ilkelerine aykırı mı, aykırıysa hangi ilkesine aykırı? insanların birine dair sevgisini ifade etmesi nasıl 'twitter'ı rahatsız ediyor? bu da sayın cumhurbaşkanımıza karşı yürütülen kürsel operasyonunun bir yansımasıdır." dedi.
recep tayyip erdoğan'ın 29.03.2016 avusturya türkiye maçındaki hakan çalhanoğlu'nun golüne tepkisi
https://www.facebook.com/iha.com.tr/videos/771931246242433/
https://www.facebook.com/iha.com.tr/videos/771931246242433/
recep tayyip erdoğan'ın kaldığı otel önünde yapılan protestoları bağırarak bastırmaya çalışan korumalar sosyal medyada gündem oldu.
http://www.mynet.com/haber/guncel/sosyal-medyanin-gundemi-erdoganin-korumalari-2381681-1
http://www.mynet.com/haber/guncel/sosyal-medyanin-gundemi-erdoganin-korumalari-2381681-1
katolik hristiyanların pazar günü kutlayacakları paskalya yortusu öncesi gerçekleşen ayak yıkama ritüelinde yaşanan olay.
papa francis söz konusu ritüel için 900 kadar mültecinin bulunduğu roma yakınlarında castelnuovo di porto'daki bir kampı seçmiş. aralarında müslüman, hindu, kıpti ve katolik hıristiyan'ın bulunduğu 13 kişinin tek tek önce ayaklarını yıkamış sonra öpmüş. yaptığı konuşmada da brüksel'deki terör saldırılarına değinip kardeşlik, barış mesajları vermiş.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/504198/Multecilerin_ayaklarini_yikayip_optu.html
papa francis söz konusu ritüel için 900 kadar mültecinin bulunduğu roma yakınlarında castelnuovo di porto'daki bir kampı seçmiş. aralarında müslüman, hindu, kıpti ve katolik hıristiyan'ın bulunduğu 13 kişinin tek tek önce ayaklarını yıkamış sonra öpmüş. yaptığı konuşmada da brüksel'deki terör saldırılarına değinip kardeşlik, barış mesajları vermiş.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/504198/Multecilerin_ayaklarini_yikayip_optu.html
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?