belkibirgunbiryerde

ülkemizde arka pencere adıyla gösterilmiştir...

(bkz: duyuru)

(bkz: kafa sallamak)

9 mayıs’ta tobb ankara üniversitesi’nde berbat bir organizasyonla yaklaşık 10.30 suları sahneye çıkan,ondan sonra da tam millet havaya girmişken rektör tarafından "yarın okulu var bu çocukların" denilerek konseri yarıda kesilen,konserler konusunda bahtsız bedevî olan ama,kaliteli müzik yapmanın talih işi olmadığını her fırsatta ispatlayan müzisyen...

pek çok kelimenin türkçesi varken,tutup ingilizcesini kullanmak,böylece kendini karizmatik olacağım zannetmek...

bayram yapılmasa da olur..1277 de türkçe’nin arapça ve farsça karşısında içinde bulunduğu durumu düşünmek,şu anda batı dilleri karşısında dilimizin içinde bulunduğu durumla karşılaştırmak,ve artık fermanlarla,emirlerle,buyruklarla yaşamadığımız,her birimiz özgür bir birey olduğumuz için kendi kararımızı vermek,istersek çok kolaylıkla türkçesini kullanabileceğimiz yabancı kelimeleri kullanmaktan vazgeçmek elimizde olan bir şeydir...örneğin yerine yazarız..insanın içini sıcacık yapan türkçemize en küçük bir katkı bile bizim dil bayramımıza gölge düşmediğinin,coşkusunun devam ettiğinin ispatıdır..
(bkz: bir gün değil her gün türkçe)

(bkz: açılın ben hastayım)

gün itibariyle herkesin dilimiz,medeniyetimiz ve bağımsızlığımız üzerine iki dakika düşünmesine vesile olmasını dilediğim etkinlik..karamanoğlu mehmet bey’in ruhu da böylece huzur duyar belki..

(bkz: türk dil bayramı)

gerçek bir olaya dayanarak yakılmış bir türkünün adı..erdal erzincan süper yorumlar...

"havalanma telli turnam
uçup gitme yele karşı
ah niye doğdun
sarı yıldız, mavi yıldız.

zülüflerin tel tel olmuş
döküp gitme ele karşı
ah niye doğdun
sarı yıldız, mavi yıldız.

evler yıkan, beller büken
kanlı mı oldun kervankıran
dön dön dön

şahinim var bazlarım var
baharım var yazlarım var
yare tenha sözlerim var
ben diyemem ele karşı

evler yıkan, beller büken
kanlı mı oldun kervankıran
dön dön dön"

otobüste ayakta kalındığında tutacak, (o havadan sarkarlar,hani ellerimizi onların bööle içine geçiririz ya onlar işte) kalmayacak kadar kalabalıksa ortalık,kendi tutacağın havadan sarkarı kendin icad et mantığıyla, çantada taşınan bir "vantuz", (yani bööle lavabo tıkandığı zaman onu açmak için kullanılır ya hani) hemmen çıkarılarak, tavana tutturulur,sapından sıkı sıkı tutan kişi,huzur ve güven içinde,düşme korkusu olmadan yolculuğuna devam eder...
(bkz: çok güzel anlattım)

kimi yazarların entry lerini okurken ,entry yerine kendisini okuduğumuzu hissettiğimiz şey..
sözlüğü foruma çeviren önemli yanlışlardan...
(bkz: duyduk duymadık demeyin)

(bkz: rakının yanında şahane giden şarkılar)

(bkz: #268161)
(bkz: #268236)
(bkz: bilmem anlatabildim mi)

(bkz: öğreten buda)

(bkz: açılın ben türkçe öğretmeniyim)

sözlükteki dilbilgisi kural hataları,anlatım bozuklukları ve bunun gibi bilumum sebeplerle türkçe’nin anasının ağlatılması neticesi bünyede oluşması muhtemel tepkinin dışavurumundan ibarettir..keşke bu çığlığı atanlar çoğalsa da,entrylerimizle bilgi sözlük türkçemize en güzel şekilde hizmet eden sanal sözlükler arasında zirveye taşınsa diye düşünülmesinin sonucu olarak da değerlendirilmesi mümkündür...

kimilerinde psiko-somatik bir rahatsızlık olarak,yaşanan sıkıntıların hemen akabinde,alında veya çenede kaşıntıyla beraber "ben geldiiiim!"mesajı veren,hoşgeldin diye karşılanmayan küçük,minik ama bütün miniminiliğine rağmen kesinlikle çok sevimsiz şeyler...

annelik sıfatının sadece doğurabilmek gibi biyolojik bir yetiyle hakedilen bir ünvan olmadığının kanıtı olan insan...ya da değil...

(bkz: arka pencere)