cannesda ancak 30.000 civarinda seyirci bulabilmis, yonetmeninin fotografla sinemayi ayni sey zannettigini dusundugum, zannedilenin aksine agir ve karmasik olmaktan cok "uzak", icinde oyuncu barindirmayan (fare haric), bu kadar abartilmasinin tek bir nedenini bile anlayamadigim onlarca kliseyle dolu "bisey".
"bu filmde cuvalla para kaybettim. iki projem daha var onlari da cekmeye baslayacagim ve bu isi teoman sinemadan anlamiyor diyenlere cevap olsun diye degil, sinemayi, ugruna cuvalla para kaybedecek kadar sevdigim icin yapacagim" diyebilecek kadar samimi, uzun plan sigara icme sahneleri cekip sanat yaptigini zanneden, sinemadan zerre keyif almayan ve vermeyen denyolardan kat kat daha fazla yonetmenlik yapma firsati yakalamayi hakeden kisinin cektigi gayet kotu ama gayet keyifli film. film muzikleri de sahanedir.
ilk filmde michael corleonenin abisi, asabi kisilik sunny(santino)yi oynayan james caani, son zamanlarda cnbc-ede seyredebileceginiz las vegas isimli dizide ed deline karakterinde gorebilirsiniz.
genelde cuma ve cumartesi girisin ucretli (ogrenci 7,5 lira) oldugu (ilk yerli icki beles), icki fiyatlarinin diger gece mekanlarina gore makul oldugu (yine de pahali geliyo tabi, buyuk bira 5-6 milyon falan), bence istanbuldaki en iyi canli performans ses sistemine sahip, havalandirmasi bok gibi olan, kalabalik bir erkek grubuyla girilemeyen mekan. blues&jazz club diyemedim bi turlu cunku suruyle rock&pop gruplari cikiyor nedense(?). gur akad band her ne kadar hard rock yapsa da shaftin vazgecilmez tek grubudur, persembeleri gidilip gorulmesi sarttir. bluesaint isimli gruptan ise bilindik ve eglenceli blues parcalari dinlemek mumkun. pazartesi gunleri openstage uygulamasi vardir, gidin blues yapin...
film and television, visual communication design ve photograph & video bolumlerinde okumak isteyenler icin teknik imkanlar bakimindan turkiyede tartismasiz 1 numarali okul. ayrica bu bolumlerde okuyan insanlarin en buyuk problemi olan ogretim gorevlilerinin yenilikten,hayalgucunden,yaraticiliktan anlamama durumu bu okulda mevcut degildir.
herhangi basit bir eroinmandan farksiz bir zavalli. eroine kafasindaki yuce(!) dusunceleri kaldiramadigi icin degil iki uc zorluk karsisinda ayakta duramadigi icin baslamistir. (en azindan yazdigi herhangi bir materyalde en ufak bir zeka piriltisi goremedigim icin boyle dusunuyorum). asiri derecede zayif oldugu icin zayiflik kompleksi vardir ve bu yuzden ustuste 2-3 pantolon, t-shirt giydigi bilinmektedir. aslinda kendisi hicbir zaman "teenagerlar bana tanri desin ben de butun hatunlari gotureyim" dusuncesi tasimamistir ama 15 yasinda ailesine isyan eden butun ergenler ona bu sifati yakistirmislardir. o yillarda cirpinan rock muzige, grunge akimiyla son darbeyi vurmustur. bariz bir sekilde, eski(!) bir fahise olan courtney love tarafindan oldurulmustur.
martin scorsesenin, renkli filmlerin dayaniksizligini protesto amaclidi siyah-beyaz cektigi film. robert de niro ve joe pesci gercek hayatta da siki dostlar (bkz: goodfellas) olduklari icin beraber oynadiklari filmlerde karsilikli sahnelerinin cogunu dogaclama oynarlar. ozellikle bu filmde casinoda oldugu gibi martin scorsese bu iki buyuk oyuncuyu kendi hallerine birakmistir. sahnelerin %80i dogaclama cekilmistir ve boylece inanilmaz performanslar ortaya cikmistir.
film gercek bir hayat hikayesidir.
bas karakter jake la motta ilk defa karisiyla birlikte filmi seyrettikten sonra "ben gercekten boyle kotu biri miydim?" diye sorar ve "daha da berbattin" cevabini alir.
ayrica boks maci sahneleri gercek maclarin aynisidir. scorsese, yumruklarin gelis acilarina kadar orjinal maclara sadik kalmistir.
filmden once de niro 3 tane amator boks macina cikmis ve 2sini kazanmistir. ayrica film icin 30 kilo almistir.
film gercek bir hayat hikayesidir.
bas karakter jake la motta ilk defa karisiyla birlikte filmi seyrettikten sonra "ben gercekten boyle kotu biri miydim?" diye sorar ve "daha da berbattin" cevabini alir.
ayrica boks maci sahneleri gercek maclarin aynisidir. scorsese, yumruklarin gelis acilarina kadar orjinal maclara sadik kalmistir.
filmden once de niro 3 tane amator boks macina cikmis ve 2sini kazanmistir. ayrica film icin 30 kilo almistir.
the doors solistliginin ve hatta sairliginin otesinde cok buyuk bir sinema adami olan (ki bence tum jim morrison felsefesinin temelini sinema olusturur), cilgin bir beat filozoflugundan ote felsefe tarihinde nietzschenin yaninda adi anilmasi gereken (abartmiyorum), diger herhangi bir hippi kusagi insaniyla karsilastirilmasi, benzetilmesi, ortak yonler aranmasi abesle istigal olacak olan kizilderili ruhlu, lsd destekli, 20. yuzyilin en buyuk dahisi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?