en kısa, öz ve bilimsel çevrelerce kabul gören tanımı şudur: zeka karşılaşılan engeli aşabilme, problemi çözebilme yetisi/yeteneğidir.
zeki bir insan için sorun tam da burada başlıyor zaten. sokakta yürüyen, yolda araba kullanan, markette alışveriş yapan düşük veya normal zekalı bir kişi ile aynı ortamlarda bulunan üstün zekalı bir başka kişi sosyal olarak ve kanunen eşit görülür. bu zahiren çok önemli bir soruna yol açmaz gibi görünse de aslında üstün zekalı bireyin aleyhinedir. çünkü ondan daha az zeki kişi, illegal konuma düşülene kadar, yelpazedeki bütün olumsuzlukları üstün zekalı kişi aleyhine kullanabilir (örneğin trafikte aptalca hatalar yapmak, market arabasını kontrol edemeyip zeki kişiye çarpmak, elindeki sivri objeyi yanlışlıkla zeki kişiye batırmak, yere tükürmenin normal olduğunu zannedip zeki kişinin geçeceği yere tükürmek, yerleri pervasızca ve hoyratça süpürerek zeki kişinin tüberküloz basili solumasına neden olmak, zeki kişi ile aptalca tartışmalara girip yenileceğini anlayınca en son dayakla tehdit etmek vs..). oysa üstün zekalı kişinin kendisinden daha az zeki kişiler ile arasındaki farkı ortaya koyacak çok az enstrümanı vardır elinde ve tanrı’nın kendisine verdiği bu çok önemli hayatta kalma aracını doğru dürüst kullanamadan sıradan bir bireymişçesine evine döner akşamları.
topoloji konusu süperdir. endüstri mühendisliğinden tasarıma kadar pek çok alanda topolojik yaklaşım gereklidir. topolojiye hakim olmak, matematik biliminde kemale ermenin timsalidir. (bkz: topoloji).
matematik, açıldıkça daha çok özgürlük duygusu veren denize benzetilebilir. paradoksal olarak, matematikte konular soyutlaştıkça fiziğe, kimyaya, biyolojiye daha çok yaklaşılır ve bütünleşilir. fizikteki brown hareketi matematikte olasılık hesapları ile örtüşür ve kimyadaki difüzyonun temelini oluşturur. difüzyon ise pek çok hücre içi ve hücre dışı biyolojik olayın temelidir.
halihazırda namümkün...ab dönem başkanı olursa düşünür.
(bkz: silifke).
(bkz: balkondan ıslak halı sarkıtmak).
görgüsüzlüğün, bencilliğin zirve yaptığı bayağı eylem. yağmur yağıyor zannedersiniz önce. yukarı baktığınızda acı gerçeği görürsünüz. üst kattakilerin pis halı suları balkonunuza ve yüzünüze damlıyordur. mutlaka uyarmak gerekir. "gidecek başka istanbul yok hemşerim" babında...
ilkelliktir. yırtınsa, milyonlarca lira para harcasa bile, asla ve asla kentsoylu olamayacağını bilenlerin, hıncını halıdan çıkarması eylemidir. apartman balkonundan aşağı doğru sarkıtılan halıyı dövmek, çakma kentlilere özgü bir bayağılıktır. komşusunu hesaba katmamaya, adam yerine koymamaya çalışmak ve bunu da eline yüzüne bulaştırmaktır. balkondan aşağı doğru halı dövmek köylülük değildir. çünkü köylü kendi sınırlarını bilir, köyünde komşusunu asla rahatsız etmez. halı dövmenin benzeri bir görgüsüzlük de balkondan aşağı ıslak halı sarkıtmaktır. bu esnada balkonda oturup çay içiyorsanız zehir olur (bkz: balkondan ıslak halı sarkıtmak).
bilgi sözlükte pek yazamayacakların yapabileceği türden bir muhalefettir.
(bkz: sözlük dışı muhalefet).
trakya da balkanlar’da olduğu için konuşulan ağız tamamen rumeli-balkan ağzıdır. yöreler göre küçük farklılıklar olabilir. o yörede yaşayan roman vatandaşlar kısmen bu konuşmadan etkilenmiştir ama belirgin farklılıklar da göstermektedir. kökeni rumeli-balkan türkü olan trakyalılarda "a be!" ünlemi yerine soru ünlemi "ha be?" daha çok kullanılır. yöresine göre "be!","ba!", "be yav!" daha sık kullanılır.
-epten aykırı gideesin, aykırlama iş yapeesin.
-senden ötürü ba.
-senden ötürü ba.
üüretmen, mallim: öğretmen, muallim.
to (işte o) istanbul bi kalaba (kalabalık), epten (hepten) iisan (insan) rezilliği (insanların kötü durumda olması).
bi kazan misir urduk (bir kazan mısırın kabuklarını soyup kaynattık=vurduk).
mare fatme! ayvannaa gelee. tokadı (bahçe kapısını) aç. bak iç duyee mi?
ba/be isan, yapamaycaasan süüle! (be insan, yapamayacaksan söyle!).
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?