confessions

armour

- Yazar -

  1. toplam entry 2381
  2. takipçi 1
  3. puan 49665

dear mr president

armour
pink’in bush’u ağır bir dille eleştirdiği şarkısı. türkçe versiyonu yayınlandıktan sonra youtube’da 1 milyonun üzerinde kişi izlemiş..


şarkı “sevgili başkan, benimle yürüyüşe çıkar mısın?” sözleriyle başlıyor ve şöyle devam ediyor:

how do you sleep while the rest of us cry?
(biz geri kalanlar ağlarken nasıl uyuyabiliyorsun?)
how do you dream when a mother has no chance to say goodbye?
(bir anne çocuğuna veda etme şansına sahip değilken nasıl rüya görebiliyorsun?)
how do you walk with your head held high?
(nasıl başın dik yürüyebiliyorsun?)
can you even look me in the eye
and tell me why?
(gözlerimin içine bakıp nedenini söyleyebilir misin?)


dear mr president, were you a lonely boy?
(sevgili başkan, yalnız bir çocuk muydun?)
are you a lonely boy?
(yalnız bir çocuk musun?)
how can you say no child is left behind?
(hiçbir çocuğun geride bırakılmadığını nasıl söyleyebiliyorsun?)
we’re not dumb and we’re not blind
(aptal değiliz ve kör değiliz.)
they’re all sitting in your cells while you pave the road to hell.
(sen cehenneme giden yolu döşerken, onlar senin hücrelerindeler.)


what kind of father would take his own daughters’ rights away?
(nasıl bir baba öz kızının haklarını elinden alır?)
and what kind of father might hate his own daughter if she were gay?
(ve nasıl bir baba, kızının eşcinsel olma ihtimalinde ondan nefret edebilir?)
i can only imagine what the first lady has to say
(first lady’nin ne diyebileceğini tahmin edebiliyorum.)
you’ve come a long way from whiskey and cocaine!
(viski ve kokainden buraya yine iyi yol katettin!)


let me tell you about hard work
(ben sana sıkı işin ne olduğunu anlatayım.)
working minimum range with a baby on the way
(bebek beklerken asgari maaş kazanmaktır.)
rebuilding a house after the bombs took them away.
(evin bombalarla yıkıldıktan sonra onu baştan inşa etmektir.)
building a bed out of a cardboard box.
(bir karton parçasından yatak yapmaktır.)
let me tell you about hard work, hard work, hard work...
(ben sana sıkı işin ne olduğunu anlatayım.)
you know nothing ‘bout hard work.
(sen sıkı işin ne olduğunu hiç bilmiyorsun.)


how do you sleep at night?
geceleri nasıl uyuyorsun?
how do you walk with your head held high?
(başın dik nasıl yürüyebiliyorsun?)


şarkı şöyle bitiyor:
dear mr president you’d never take a walk with me,
mm would you?
(sevgili başkan, sen benimle asla yürüyüşe çıkmazdın, öyle değil mi?)


....

izlemediyseniz buyrun buradan bakın:
http://tinyurl.com/2q98hl


çatlayan dudağı yalarken yakalanma korkusu

armour
+ ay canıığğmm, dudağına nooldu?
- uçuk.
+ neden korktun bu kadar?
- yalarken yakalanmaktan.
+ yalamak? yakalanmak?!
- ya biri görürse yanlış anlar diye işte..
+ neyi!?
- yaladığımı..
+ neyi yaladığını?!
- dudağımı.
+ sen.. şimdi.. kendi kendine mi?
- evet.
+ peki iyi günler.. geçmiş olsun.. bay bay..
- nooldu ki şimdi alla alla yaa..

evasiyet com

armour
öldükten sonra yayınlanmak üzere, ölmeden önce yazdığın vasiyetini(öldükten sonra mümkün olmayabilir çünkü) muhafaza eden bir site.
siteye üye olup vasiyetini yazıyorsun yakınlarına şifreni adresini falan veriyorsun sen öldükten sonra yakınların siteye ölümünü bildiriyor ve vasiyetini yayınlıyorlar. istersen hemen de yayınlanabiliyormuş. bi de eğer üç ay boyunca siteye giriş yapmazsan öldü varsayıp yine yayınlanıyormuş.
yeni açılmış bir site ve henüz 50 tane kayıtlı vasiyet var. bazılarını okudum da suyu çıkmaya pek müsait.

http://www.evasiyet.com/

yüreğimdeki ezgim ol istiyorum

armour
özer atik şarkısı. sözlerini vereyim ama linki vereyim daha iyi, hazır kendi okuyor sen okumaya uğraşmıyorsun ne güzel.

http://tinyurl.com/3ccxw8


bahar geldi istanbul’a, neden bilmem vuruldum sana.
cemre oldun düştün yüreğime haberin olmasa da.
cesur değilim sana hislerimi anlatacak kadar.
emin değilim daha beni sevebileceğinden bile


bir rüya görüyorum uyandırmandan korkarak.
sen varsın düşümde
ve güneş senin kadar sıcak
deniz gözün kadar yeşil
dünya senin kadar güzel değil rüyamda.


biliyorum ayrı iklimlerin insanlarıyız diyeceksin bana.
göz ardı edeceksin beni yürek ardı sevgimi ama
bir gün gelip bana aşklarını anlatacağına
dinle sesimi beni anlat başkalarına.


bir rüya görüyorum uyandırmandan korkarak.
sen varsın düşümde
ve güneş senin kadar sıcak
deniz gözün kadar yeşil
dünya senin kadar güzel değil rüyamda.


bakıp bana gülsen de
canım olup sevsen de
hüzün olup gitsen de
yüreğimdeki ezgim ol istiyorum.


yarım aklım hep sende
ellerinle itsen de
gözyaşımı silsen de
yüreğimdeki ezgim ol istiyorum.


ben bu sahilin fikri firarda sarhoş gezen delisiyim
martılar dostum bu diyarda, gökyüzü kan kardeşim
sana vuruldum kilitlendim
beni görmesen de


bakıp bana gülsen de
canım olup sevsen de
hüzün olup gitsen de
yüreğimdeki ezgim ol istiyorum.


yarım aklım hep sende
ellerinle itsen de
gözyaşımı silsen de
yüreğimdeki ezgim ol istiyorum.

yok böyle bir şey

armour
sözü müziği özer atik’e ait bir şarkı.


yok böyle bir şey
kaç gündür uykusuz gözlerim
geceleri uyumak yerine sana uyuyorum.
kaç bahardır aşktan mahrum yüreğim,
kendimi sevmek yerine seni seviyorum.
çok değil inan senin için.


başımdan ne rüzgarlar esti
poyrazlara karayellere, kara yaslara durdum.
ne sevdalar ömrümü tüketti,
ne şarkılar ne masallar ne yalanlar duydum
ben hep buydum böyleydim, bir tek sana yetemedim.


yolunu kaybedip dünyaya düşmüş bir meleksin
bana beni sevme diyorsun yok böyle bir şey
vazgeçerim sanıyorsan kendini kandırıyorsun
vazgeçilir mi senden yok böyle bir şey.
nasıl olsun ?
nasıl olsa geçer diyorsan,
geçmez bir tanem vazgeçmez yüreğim,
sen orda durdukça pes etmez yüreğim yar
yok böyle bir şey.


http://tinyurl.com/2jd4tw

kendi kendine sms göndermek

armour
en güzeli.. kimseyi karıştırmadan kendi mesajını kendin yazacaksın. mümkünse yalnızken.. ortam loş olsun, derinden gelen yumuşak bir müzik eşliğinde, bir elinle şarabını yudumlarken bir elinle de telefonun cılız ışığı altında o minik tuşlaraalksdjskl..eöee.. başka bi şeye gitti aklım.
konu neydi? kendi kendine mesaj göndermek parmak kaslarını güçlendirir. evet.

bilgisayarınin uzerine dantel orten genç kız

armour
çok saçma yani çok basit. olur mu öyle kuru bi dantelle geçiştirmek.
mesela ben bilgisayarıma gelinlik giydirip kendi aramızda köy düğünü yaptım. kırmızı kurdalesi bile var. gelin çiçeği gerçekti soldu, kurutup hoparlörün üzerindeki vazoya koydum. hem bilgisayarı her açışımda duvağını kaldırıp monitörü öpüyorum. ne biliyim işte. duygulandım bak..

kız olsam türk milletine vermem

armour
he erkekken verebiliyorsun yani.. o zaman bir sorun yok, rahatsın sen..
peki ama kız olmanın, kendini ortaya atıp " versem versem kime versem..mmm.. o piti pitiii.." gibi bir şey olduğuna emin misin?.
boşver.. boşuna efor sarfetme en iyisi. şimdi bi ton ameliyat ol evrim geçir üstüne bi de verecek adam beğenme.. of of of hiç değmez.

he bi de şu var: söke söke alırlar..
32 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol