dear mr president

armour
pink’in bush’u ağır bir dille eleştirdiği şarkısı. türkçe versiyonu yayınlandıktan sonra youtube’da 1 milyonun üzerinde kişi izlemiş..


şarkı “sevgili başkan, benimle yürüyüşe çıkar mısın?” sözleriyle başlıyor ve şöyle devam ediyor:

how do you sleep while the rest of us cry?
(biz geri kalanlar ağlarken nasıl uyuyabiliyorsun?)
how do you dream when a mother has no chance to say goodbye?
(bir anne çocuğuna veda etme şansına sahip değilken nasıl rüya görebiliyorsun?)
how do you walk with your head held high?
(nasıl başın dik yürüyebiliyorsun?)
can you even look me in the eye
and tell me why?
(gözlerimin içine bakıp nedenini söyleyebilir misin?)


dear mr president, were you a lonely boy?
(sevgili başkan, yalnız bir çocuk muydun?)
are you a lonely boy?
(yalnız bir çocuk musun?)
how can you say no child is left behind?
(hiçbir çocuğun geride bırakılmadığını nasıl söyleyebiliyorsun?)
we’re not dumb and we’re not blind
(aptal değiliz ve kör değiliz.)
they’re all sitting in your cells while you pave the road to hell.
(sen cehenneme giden yolu döşerken, onlar senin hücrelerindeler.)


what kind of father would take his own daughters’ rights away?
(nasıl bir baba öz kızının haklarını elinden alır?)
and what kind of father might hate his own daughter if she were gay?
(ve nasıl bir baba, kızının eşcinsel olma ihtimalinde ondan nefret edebilir?)
i can only imagine what the first lady has to say
(first lady’nin ne diyebileceğini tahmin edebiliyorum.)
you’ve come a long way from whiskey and cocaine!
(viski ve kokainden buraya yine iyi yol katettin!)


let me tell you about hard work
(ben sana sıkı işin ne olduğunu anlatayım.)
working minimum range with a baby on the way
(bebek beklerken asgari maaş kazanmaktır.)
rebuilding a house after the bombs took them away.
(evin bombalarla yıkıldıktan sonra onu baştan inşa etmektir.)
building a bed out of a cardboard box.
(bir karton parçasından yatak yapmaktır.)
let me tell you about hard work, hard work, hard work...
(ben sana sıkı işin ne olduğunu anlatayım.)
you know nothing ‘bout hard work.
(sen sıkı işin ne olduğunu hiç bilmiyorsun.)


how do you sleep at night?
geceleri nasıl uyuyorsun?
how do you walk with your head held high?
(başın dik nasıl yürüyebiliyorsun?)


şarkı şöyle bitiyor:
dear mr president you’d never take a walk with me,
mm would you?
(sevgili başkan, sen benimle asla yürüyüşe çıkmazdın, öyle değil mi?)


....

izlemediyseniz buyrun buradan bakın:
http://tinyurl.com/2q98hl


neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol