behçet necatigil’in çok sevdiğim şiirinde geçer.bu şiiri size sunmaktan büyük bir şeref ve onur duymaktayım.lütfen okuyunuz...sözün bittiği yer. hoca ne güzelde yazmış. yok söylenecek başka birşey.
sevgilerde
sevgileri yarınlara bıraktınız,
çekingen tutuk saygılı
bütün yakınlarınız sizi yanlış tanıdı;
bitmeyen işler yüzünden
( siz böyle olsun istemezdiniz )
bir bakış bile yeterken anlatmaya herşeyi
kalbinizi dolduran duygular kalbinizde kaldı
siz geniş zamanlar umuyordunuz
çirkindi dar vakitte bir sevgiyi söylemek
yılların telaşlarda bu kadar çabuk geçeceği,
aklınıza gelmezdi.
gizli bahçenizde açan çiçekler vardı
gecelerde ve yalnız
vermeye az buldunuz yahut
vakit olmadı.
behçet necatigil
şarkı nakaratı gibi. "oy verecem oy loy loy... haydi oturmaya mı geldik buraya. hopaa..." gibi nidalar yükseltilebilecek meziyette ki sözcük gurubu.
eğitilmemişlik durumu. ya da eskilerin tabiriyle yontulmamışlık hali. çevremizde bir hayli mevcut. bu kişiler bazen diploma sahibi olanlardan da çıkabiliyor. cahil sözcüğünü eğitim ile sınırlandırmamak gerek tabi.
"var mısın yok musun" isimli, şu aralar da suyu çıkan programın sunucusu yanılmıyorsam da yapımcısı. hamdi beyin cemalini de bi türlü göremedik ama neyse. vardır bundada bir hayır.
aciz bir varlık olan insan için muhtaçlık çok doğal bir durum. hayatta nelere muhtaç değiliz ki, sevgiye,dostluğa,kardeşliğe bazen de tatlı bir tebessüme.
böğürtlen; henüz kendisiyle teşrif olamadığım meyve(sanırım ya da sebze de olabilir.hiç emin değilim türünden.). eşgalini bile bilmem, yolda görsem tanımam denir ya hani o derece bilmem kendisini. ondan yapılan reçeli de yemem.bilmediğim şeyi niye yiyeyim ki ben.
ayten,ayten,ayten... "milyon kere ayten"
çok severim bu şiirini. milyon kere çok sevilmek on yüz bin milyon baloncuk yutmak gibi bi şey olsa gerek sanırım.allah hepimize nasip etsin inşallah.(amin de dilenci duası gibi oldu biraz çömezliğime verin artık.)
çok severim bu şiirini. milyon kere çok sevilmek on yüz bin milyon baloncuk yutmak gibi bi şey olsa gerek sanırım.allah hepimize nasip etsin inşallah.(amin de dilenci duası gibi oldu biraz çömezliğime verin artık.)
acayip atmosferi olan bi yer:banyo
içine girince sanırsınız konser salonundayım. konser veriyorum. benim şarkı söylememi bekleyen bi topluluk da halihazırda mevcut zaten (misalen tabi). sanki bi daha bi daha derleşmiş gibi şarkı üstüne şarkı patlatılan, insanın kendini tutamadığı bi durum.
içine girince sanırsınız konser salonundayım. konser veriyorum. benim şarkı söylememi bekleyen bi topluluk da halihazırda mevcut zaten (misalen tabi). sanki bi daha bi daha derleşmiş gibi şarkı üstüne şarkı patlatılan, insanın kendini tutamadığı bi durum.
güzelliğine, sesine, şarkılarına tav olduğum hatun kişidir. o tektir. bitanedir. yakın zaman önce konser dvdsi çıkmıştır. burdan sözlük aracılığıyla tüm şeboistlere duyurulur.
hocanın dediğini yap, yaptığını yapma durumudur. bu sözü boşuna dememiş büyükler. vardır bi bildikleri.
insanımız cahil. ekran kartı alacak mesela size ekran kartı fiyatlarını soruyor. deseniz ki "yok abi ben satıcı değilim git bi satıcıya sor". sizin onun gözünde bilgisayar konusunda hiç bir bilginiz yok. bu yapılan da az biraz da olsa bilgili cahilliktir bence. az bilgilenmek.
bağırsaklarda tam olarak sindirimin gerçekleşmemesi durumunda hazımsızlık peyda olabilir. işte bu durumlarda hacetimizi giderememe durumudur.
ilk defa lise çağlarımın başında üst sınıflardan duyduğum, anlamını öğrenmek zorunda bırakıldığım, ilk olarak duydyğumda ne anlama geldiğine dair bi fikrimin olmadığı küçüklük hali.(sanırım)
ertesi gün yapılacak olan çok da lazım olmayan işler topluluğu listelenir kafamda.
ben küçükken çok salaktım, nedense bi türlü defterin ön yüzü ile arka yüzünü ayırt edemezdim. bu sebepten dolayıdır ki yazmaya hep defterin sonundan başlardım. yani defter benim tersten giderdi. var bu işte bi terslik ama derdim. yoksa terslik bende mi?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?