confessions

376

- Yazar -

  1. toplam entry 1207
  2. takipçi 2
  3. puan 27103

berbat oyu alan entrylere verilen tepkiler

376
haklı ya da haksız olarak verilmiş berbat oylarına yazarların vermiş olduğu değişik tepkilerdir. kişiye göre değişebilir.kimi yazar solugu neden berbat oyu verildiği anlasılamayan entryler başlıgında alır ve orada tepkisini gösterir.sert ya da yumuşak bir şekilde tepkisini gösterir.

asıl değinmek istediğim konu ise yine 50 karakter sorunu yüzünden tam açamadığım berbat oyu sonrasında yapılan efsane editlerdir.

bir kaç örnekle duruma açıklık getirelim,

mesela tasar berbat oylarından en fazla nasibini alan kişidir. ve sadece tek entrysi yetmiştir. kendi düşüncesini hayalini dile getirmiştir, ama topa tutulmuştur..ve tepkisini edit yaparak göstermiştir..

edit meali: istediğiniz kadar yırtının ulan aynen devam edeceğimdir.


(#202804)
benim ülkem, hayalim. özgür olmasını dilediğim vatanım...

edit: bazı yazar arkadaşlar benim ve sözlüğün selahiyeti açısından bu entryimi silmemi tavsiye ettiler ama ben inat olarak değil bir karşı duruş olarak bu entryimi silmiyorum, silmeyeceğim. varsın bu entryim en kötüler listesinde açık ara önde gitsin, varsın haftanın, ayın, yılın ve hatta asrın en kötü entrysi seçilsin, asla gocunmam ki zaten ben bu entryi yazarken gelecek tepkileri göze almıştım zaten. son olarak ahmed arif’in otuz üç kurşun şiirinde dediği gibi;
vurun ulan,
vurun!
ben kolay ölmem.
ocakta küllenmis közüm,
karnimda sözüm var
haldan bilene...
(tasar 03.03.2006 09:48 / 06.03.2006 09:37)





başka bir örneğe geçelim hemen....sevgili peach imiz, yine kendi düşüncesini dile getirerek bir entry yazmıştır ve berbat oylarına maruz kalmıştır..tabi burada futbol muhabbetleri her daim berbat oylarına hedef olmuştur o da ayrı bir konu. kendisi olayı hem berbat oyu alan entrylere taşımış hem de oraya yazdığı entryi editlemiş bu da çift taraflı berbat oyu yediğine işarettir.

edit meali: aslında sikimdesiniz beni fena kızdırdınız ama belli etmemeye çalışıyorum. sikimde değilsiniz yazarak size göz dağı vermek istiyorum.
(#270186)



#270143

(bkz: galatasaraylı olmak)

edit:skimde değilsiniz
(peach 15.05.2006 17:02 / 15.05.2006 18:25)






verilmiş en güzel tepkilere örnek olarak, adeta bir istanbul beyefendisi edasında, haksız yere eksi veren arkadaşı nazik bir dille uyaran bu iki entryi örnek gösterebiliriz..nezaketten az daha kırılacaklar aman dikkat.

ilk entry karizmatik yakışıklı süper insan darklord a ait
(#36259)



bicimlemek manasina gelen sozcuk.

edit: ulan yavşak gerizekalı kaçbintane entrymin arasından bunu mu buldun eksi oy verecek.
(darklord 09.12.2004 18:56 / 11.05.2006 16:39)





ikinci kibarlık örneği entry ise 376 nickli istanbul beyefendisine aittir.
(#271522)



(bkz: g1)
(bkz: g2)


-edit-ulan eksi veren denyo espri değil bu sadece bkz.
(376 17.05.2006 18:19 / 18.05.2006 20:45)

house carpenter

376
bob dylan ın şarkısıdır...kendisi söylediğinde çok tırt bir şarkı gelebilir kulağa. ama bir de joan baezden dinlemek gerek..joan dan dinleyince fena etki bırakan bir şarkıdır..

sözleride böyledir,


"well met, well met, my own true love,
well met, well met," cried he.
"i’ve just returned from the salt, salt sea
all for the love of thee."

"i could have married the king’s daughter dear,
she would have married me.
but i have forsaken her crowns of gold
all for the love of thee."

"well, if you could have married the king’s daughter dear, i’m sure you are to blame,
for i am married to a house carpenter,
and find him a nice young man."

"oh, will you forsake your house carpenter
and go along with me?
i’ll take you to where the grass grows green,
to the banks of the salt, salt sea."

"well, if i should forsake my house carpenter
and go along with thee,
what have you got to maintain me on
and keep me from poverty?"

"six ships, six ships all out on the sea,
seven more upon dry land,
one hundred and ten all brave sailor men
will be at your command."

she picked up her own wee babe,
kisses gave him three,
said "stay right here with my house carpenter
and keep him good company.

then she putted on her rich attire,
so glorious to behold.
and as she trod along her way,
she shown like the glittering gold.

well, they’d not been gone but about two weeks,
i know it was not three.
when this fair lady began to weep,
she wept most bitterly.

"ah, why do you weep, my fair young maid,
weep it for your golden store?
or do you weep for your house carpenter
who never you shall see anymore?"

"i do not weep for my house carpenter
or for any golden store.
i do weep for my own wee babe,
who never i shall see anymore."

well, they’d not been gone but about three weeks,
i’m sure it was not four.
our gallant ship sprang a leak and sank,
never to rise anymore.

one time around spun our gallant ship,
two times around spun she,
three times around spun our gallant ship
and sank to the bottom of the sea.

"what hills, what hills are those, my love,
that rise so fair and high?"
"those are the hills of heaven, my love,
but not for you and i."

"and what hills, what hills are those, my love,
those hills so dark and low?"
"those are the hills of hell, my love,
where you and i must go."
19 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol