yaran fıkralar

3 /
firambogaz
iki adam balon turundadırlar. birden yoğun bir bulut tabakasının içine girerler ve saatlerce içinde kalırlar. nihayet bulutların arasından çıkmayı başardıkları zaman, nerede olduklarını anlamak için aşağıya bakarlar. bahçesinin içinde bir adam görürler ve adama bağırırlar:

"merhabalar ! acaba nerede olduğumuzu söyleyebilir misin?"

aşağıdaki adam cevap verir, "bir balonun içindesiniz."

balonun içindeki adam arkadaşına döner ve yorum yapar, "şansımıza bak, bir psikolog!"

arkadaşı sorar, "niye psikolog olduğunu düşündün?"

diğeri cevaplar, "çünkü adamın söylediği açıkça doğru, ama hiç bir işe yaramıyor!"
tigris
güldüren,eğlendiren, akla geldikçe tekrar tekrar gülünen küçük hadiseler.
adam son derece sevdigi ve saydigi karisinin 60’inci yas gununde onemli konuklarini da davet ettigi parti icin bir pasta ismarlamis.. "uzerine ne yazmami istersiniz?" diye sormus karadenizli pastaci.. bir an dusunup, "yillarca yoruldun ama, inan daha mukemmelsin" yazilsin! demis adam..
"peki efendim pastanin uzerine nasil yerlestirelim bu yaziyi?" "iki satir halinde olsun, ustte ’yillarca yoruldun ama..’ altta ’inan daha mukemmelsin’ seklinde olabilir.." parti gunu tum davetlilerin onune kivilcimlar sacan maytaplarla pasta gelmis.. uzerinde aynen soyle yazarak.. "ustte yillarca yoruldun ama altta inan daha mukemmelsin."
ozerezgi
ağanın imzası

doğu illerindeki bir ağanın en büyük zevki, kar üzerine çişiyle imzasını atmakmış.
bu nedenle kar yağmaya başladığı andan itibaren köyde hayvanlar dahil
hiç kimse sokağa çıkamazmış.
kar biraz kalınlaşınca, ağa sırtına kürkünü giyer ve köy meydanına gelirmiş.
yanında da en yakın yardımcısı haso.

ağa sırtını köye doğru döner sonra sorarmış:
-"ula hasso, ahali bakiy mi?"
hasso cevap verirmiş:
-"evet ağam, hepisi de bir olmuş, pencerelerden bakir."
ağa çisiyle karın üzerine imzasını atarmış "abdullah cizrelioglu".
sonrada bir nokta koyarmış ve sorarmış:
-"hala bakirler mi?"
-"he ağam, hem bakirler hem de çılgın gibim alkıslirler."
her sene ayni tören sürermiş.

aradan 7 yıl geçmiş.
ağa yine, kar tuttuktan sonra, çıkmış köy meydanına.sormuş hasso’ya:
-"ahali bakir mi?"
-"he ağam, bakirler, köpekler, kediler bile camdadır."
ağa "abdullah" diye adini, arkasından "cizrelioglu"diye soyadını yazmaya başlamış ki;kalakalmış, çünkü yaş gereği prostat.
halka rezil olmak var. alçak sesle hasso’ya sormuş:
-"bakirler mi?"
-"he ağam, bakirler de, sen ne diye durdin öyle?"
ağa çaresiz:
-"ula gel yanıma, arkanı dön ahaliye, tamamla şunu." diye emretmis.
hasso bir an durmuş, sonra çişini yapmaya hazırlanmış ve ağanın kulağına eğilip :
-"ağam" demiş, "kırk yıldır kafama vurdin, salak dedin, sırtıma vurdin
aptal dedin. ha bu kulun okumayi yazmayi sökemedi ki, ucuni tut da yazının devamını sen yaz."
firambogaz
hintli bir yasli usta, ciraginin surekli herseyden sikayet etmesinden
bikmistir.

bir gun ciragini tuz almaya gonderir.
hayatindaki her seyden mutsuz olan cirak dondugunde, yasli usta ona,
bir
avuc tuzu, bir bardak suya atip icmesini soyler.
cirak, yasli adamin soyledigini yapar ama icer icmez agzindakileri
tukurmeye baslar

tadi nasil?" diye soran yasli adama ofkeyle "aci" diye cevap verir.

usta kikirdeyerek ciragini kolundan tutar ve disari cikarir.
sessizce az ilerdeki golun kiyisina goturur ve ciragina bu kezde bir
avuc
tuzu gole atip, golden su icmesini soyler. soyleneni yapan cirak,
agzinin
kenarlarindan akan
suyu silerken, usta ayni soruyu sorar:
tadi nasil?"
ferahlatici" diye cevap verir genc cirak.
tuzun tadini aldin mi?" diye sorar yasli adam, hayir" diye cevaplar
ciragi.
bunun uzerine yasli adam, suyun yanina diz cokmus olan ciraginin yanina
oturur ve soyle der:
yasamdaki acilar tuz gibidir, ne azdir, ne de cok.
acinin miktari hep aynidir.
ancak bu acinin siddeti,neyin icine konulduguna baglidir.
acin oldugunda yapman gereken tek sey aci veren seyle ilgili hislerini
genisletmektir. onun icin sen de artik bardak olmayi birak, göl olmaya
calis."

bu guzel nasihatten bir ay sonra çirak ölür.



meger yakindaki fabrikanin zehirli atiklari gole bosaliyordur.
bunun uzerine hintli yasli usta söyle der:

"has…tir... "
cartman1985
eşcinsel bir katolik, günah çıkartmak için papaza gitmiş:
- papaz efendi, demiş, ben pasif bir eşcinselim, ama karşılığında kiliseye sık sık yardım ediyorum. acaba yaptığım yardımların sevabı, işlediğim günahı ödüyor mu? papaz:
- zor bir soru, demiş; ben bunu, üstümdeki yaşlı papaza soracağım. sen yarın gel bana... ertesi gün adam, tekrar gitmiş günah çıkarttığı papaza. papaz:
- dün sorduğun sorunun yanıtını öğrendim, demiş. eşcinsellik günah; ama kiliseye yaptığın yardımlar da sevaba giriyor. o sevaplar, o günahı ödüyor. yediğin şey de yanına kar kalıyor.
my son is father
ilk okul birinci sinif ögrencisi cocuk adama bakmis bakmis ve sigarasini icmeye devam etmis.. adam sormus:
- kac yasindasin sen?
- alti yasindayim
- alti mi! aman allahim! sigaraya ne zaman basladin?
- ilk kez biy kadinla yattiktan sonra..
- ne? ne zamandi peki?
- hatiyyamiyoyum cok sayhostum!!!!!!!!
firambogaz
temel’le fadime evlenmisler , aralarinda kimi konularda konusup anlasiyorlar , sira yatak mevzuuna gelmis fadime çabuk davranmis:

-bak temel’cum, demis ; eger o gece saçim topluysa canum hiç istemeydur , sakin israr etme olmaz. eger saçlarim biraz toplu gibiyse o gece olsa da olur olmasa da olur , ama eger o gece saçum dagunuk ise canim isteydur da sabaha kadar deli gibi sevisiruz..

pazarlik sirasi temel’e gelmis ;

-peki fadime’m , bak simdi; eger o gece raki içmediysem canim hiç istemeydur , sana dokunmam bile , merak etmeyesun.. eger sadece bi iki kadeh yuvarladuysam duruma bakariz , olabilir de olmayabilir de , he yok ama ben o gece bi büyük içtiysem kafam iyiyse valla saçuna pasuna bakmam sikerum..
firambogaz
adam, karısının kedisinden nefret etmektedir. kadın evde yokken arabaya attıgı gibi uzak bir mahalleye bırakır hayvanı..
eve geri gelir bakar bizimki kanepenin üzerinde mısıl mısıl uyuyor..

ertesi hafta daha uzaga bırakır.. geri gelir bizimki gene kanepenin üzerinde!..

bir hafta sonra daha da uzaga bırakır, geri gelir, gene evde!..

en sonunda alır hayvanı gider, gider, gider..

aksam evin telefonu çalar.. karısı telefonu açar. karsında kocası
"alo? necla kedi evde mi?"

"evdeee.."

"versene su lavugu bana yolu tarif etsin.."
faten
temel bir yarısmaya katılır ve ödul olarak bir kitap kazanır,kitabın ismi mantık’tır.

-bu kitap da ne anlatılıyor ?
+okuyun lutfen ,cok guzel bır kıtapdır..
-benım fazla vaktım yok,kabaca özetleseniz ?
+evinizde akvaryum var mı ?
-var ..
+evinizde akvaryumunuz var ,demek kı balık beslıyorsunuz ,balık beslıyorsunuz ,demek kı hayvanları sevıyorsunuz ,hayvanları sevıyorsanız ınsanları da seversınız ,insanları sevıyorsanız hanımınızı da seversınız ,hanımınızı sevıyorsanız sex yaparsınız ,sex yapıyorsanız demek kı sız ıbne değilsiniz..
-gercekten cok guzelmıs cok begendım ...

der ve eve gıtmek uzere yarısma yerınden ayrılır ..

yolda dursun’la karsılasır ..

+nerden gelıyorsun temel ?
-yarısmadan..
+o elındekı ne ?
-kitap,adı mantık ,super bişiy.
+ne anlatıyormus ki ?
-bas sımdı ,sizin evde akvaryum var mı ?
+yyooook..
-o zaman sen ibnesin..
floydian
bir turk, japon arkadasinin daveti uzerine japonyaya gidiyor.bir kac gun gezdikten sonra arkadasi onu calistigi fabrikaya goturuyor

teknoloji muazzam.

-bak diyor japon :

-burada robot yapiyoruz. su robotlar ogle yemegini hazirlar ve getirir. sunlar bebek bakar. sunlar araba bile kullanir.

bizim turk vatandasi hayretler icinde kalir.

dolastikca gozleri faltasi gibi acilir.

japonyadan ayrilirken arkadasi turkiyeye mutlaka gelmek ve teknolojisini gormek istedigini soyler.ve o gun gelir. fakat bizim turk nereyi gezdirecegini bir turlu bilemez.

dusunur ne gostermeli de altinda kalmamali japonyada gorduklerinin. aklina hamam gelir. japon ne anlar turk hamamindan. alir gotur.

japona ilginc gelir.

-ne oluyor burada?

-biz burada insan yapiyoruz.

-sahi mi ? der japon.

bir odanin kapisini acarlar. iceride bir tellak adamin kolunu ovmaktadir.

-bak, der bizimki, burada kollar monte ediliyor.

bir baska odada bacak ovulmaktadir.

-burada da bacaklar takiliyor.

japon bu sefer hayrette. diger odanin kapisini acarlar.iceride bir kadinin ustunde bir erkek, is ustunde. japon sorar:

-peki burada ne oluyor?

-burada montaj bitmis, delikler aciliyor.
floydian
5 tane rahibe öldükten sonra diğer tarafta onları önünde bir tas su ile zebani karşılar.zebani rahibelerin sıraya girmelerini ister.ilk rahibeye sorar:"penis hakkında ne biliyorsun?".rahibe yalnızca "dokundum"der.o zaman sadece ellerine suyu sür geç der zebani.ikinciyede aynı soruyu sorar.oda yalnızca gördüm der.o zaman suyu gözlerine sür ve geç der.o sırada 3. ile 4. rahibe yer değiştirir.zebani bunu görünce ne yapıyorsunuz der.
rahibe:
- arkadaş götünü yıkamadan ben bi ağzımı yıkasaydım...
floydian
teksaslı üç cerrah golf oynarken yaptıkları başarılı operasyonlardan bahsediyorlarmış.
birincisi başlamış:
- teksas’taki en iyi cerrah benim. hastam olan konser piyanisti bir kazada yedi parmağını kaybetmişti, ben ameliyatla yeniden diktim, sekiz ay sonra ingiltere kraliçesine özel konser verdi.
diğeri atlamış:
- o da birşey mi? genç bir adam kazada her iki bacağını ve kolunu kaybetmişti, ben yeniden monte ettim, iki yil sonra olimpiyatlarda
atletizmde altın madalya kazandı.
üçüncüsü başlamış:
- beyler, sizler daha amatörsünüz. birkaç yıl önce kokain ve alkol ile kafayı çekmiş bir kovboy atını saatte 120 km hızla giden trenin üzerine sürmüştü. kazadan çalışmam için arta kalanlar sadece atın götü ve kovboyun şapkası idi.
- eeeee hocam...peki şimdi ne oldu ?
- şimdi kendisi abd başkanı.
firambogaz
adamın biri gazetede gördüğü seçkin bir şirketin iş ilanına başvurur ve kısa bir süre sonra da görüşmeye çağırılır. görüşme olumlu geçer ve prensipte anlaşıldıktan sonra çalışma koşullarına gelindiğinde müstakbel patronuyla aralarındaki konuşma şöyle gelişir:



adam: beyefendi bilmeniz gereken bir mevzu var ki, ben 5 bin dolardan aşağı bir ücretle çalışmam.



patron: aman efendim dert ettiğiniz şeye bakın biz zaten 7500 dolardan aşağı maaş vermiyoruz kimseye..



a: harika! ancak bir mevzu daha var ki bana tahsis edeceğiniz araba iyi bir araba olmalı üstelik son model.. zira başka türlü çalışamam..



p: hah hah haa hiç merak etmeyin biz zaten bütün çalışanlarımıza jip veriyoruz. üstelik chrysler..



adam gittikçe hem sevinmeye hem de endişelenmeye başlar, ama böyle bir fırsatta ele geçmez deyip devam eder konuşmasını sürdürmeye..



a: peki yalnız çalıştığım ortam stresli olursa ben verimli olamam.. bu nedenle sadece benim için çalışacak bir hizmetli ve bir de özel asistan
ile yardımcı istiyorum..



müstakbel patron aynı rahatlıkla cvp verir..: bu konuyu da düşünmeyin efendim zaten şirketimizin bir reviri bu revirde istihdam edilmiş her bir çalışan için özel hizmet verecek masözlerimiz var...



adam artık iyice afallamıştır ve dayanamayıp sorar: "şaka yapıyorsunuz herhalde?!"



patron cevap verir: ama önce siz başlattınız...!!!!
myysteriouss
hakim sanığa sormuş:
-uluslararası kaçakçılık suçu ile suçlanıyorsun. tüm deliller aleyhine. söyleyecek bir şeyin var mı?
sanık boynunu bükmüş ve,
-aman hakim bey, demiş.. ben fenerbahçeliyim. uluslararası ne gibi bir faaliyetim olabilir ki?
faten
iki aile varmış ve her iki ailenin de birer
kız çocuğu varmış. birgün misafirlikte
sohbete başlamışlar;
-eee sizin kızdan ne haber?..
-valla işte ne olsun biliyorsunuz işe girdi
geçen sene. başını kaşıyacak vakti yok. ilk
başlarda geceleri fazla mesai yapıyordu. sonra
hafta sonları da çalışmaya başladı. patronu çok
sevmis her işi ona veriyormus. derken ankara
seyahatleri başladı. bizimki çanta sekreter gibi
patron nereye o oraya.sonra paris seyahatleri filan
en sonunda bu iş böyle olmayacak dediler,
patronu ev tuttu. deli gibi çalışıyor evladım.
ee , peki sizinki ne alemde?
-valla bizimki orospu oldu, ben sizin kadar
güzel anlatamıyorum...
myysteriouss
temel amerikaya gelir ucaktan iner passaport olayi filan falan
immigration office alirlar bunu memur sorar :
- what’s your name sir
-temel
-surname
-kaya
-sex
temel gayet sakin cevaplar
- 3 times a week
memur sasirir ve olayi toparlamaya calisir...
- sir you understood me wrong..i mean male or female
temel yine hic beklemeden cevaplar
- doesn’t matter
myysteriouss
6-2 biten man.united-fenerbahçe maçından hemen sonra fenerli li rüştü tanınmamak için yaşlı bir adam kılığına girer ve bır cafe ye gider. cafe de yanına yaşlı bır bayan yanaşır ve : -"naber rüştü" der.bunun uzerıne rüştü delirir nasıl tanıdı bu kadın beni diye düşünüp durur. ertesi gün yine aynı cafede aynı kadın yanaşır rüştü’nün yanına yine -"naber rüştü"
der.3.gün rüştü cok değişik bır kılıktagider cafeye ve yine aynı kadın yanaşır ve yine -"naber rüştü" der.rüştü dayanamayıp sorar nerden tanıyosun beni diye.yaşlı teyze : -"olum ben tuncay len" der..
faten
yasli ve zengin bir adamin hepsi birbirinden zeki 3 oglu varmis. birgün amansiz bir hastalikla yataga düşen yasli adam verasetini açiklamak için ogullarini yanina çagirmis.
- ogullarim benim vaktim geldi artik, ecel kapida. ben ölünce tabi ki mallarimin hepsi sizin ve siz çok zekisiniz ama siz mallarimi bölüseceksiniz diye birbirinize düsmemeniz için sehrin kadisina gidin. o kadiya benim selamimi söyleyin o size mirasinizi bölüstürür.
ve adam ölür ogullari da babasinin istegi üzerine kadiya gitmek için yola düserler. tabi yesillik yerlerden, gölden, yagmurdan, çamurdan felan geçerler.
derken önlerine bi adam çikar ve bizim 3 biradere sorar;
- efendiler ben devemi kaybettim siz yolda bir deve gördünüz mü? der.
büyük kardes sorar;
- tek gözü kör müydü
adam "evet" der.
ortanca kardes sorar;
- kuyrugu kesik miydi
adam "evet" der
küçük kardes sorar;
- bir ayagi topal miydi
adam ona da "evet" der.
bu sorulardan sonra 3 birader devesini kaybeden adama biz senin deveni görmedik derler. adam birden sinirlenir. "yaa nasil olur. hem bütün
özelliklerini bildiniz hem de görmedik diyorsunuz. bende sizinle beraber gidecem ve gittiginiz yerdeki kadiya sizi sikayet
edecegim" der.
biraderlerde "olur gel" derler.
ve sonunda kadinin yanina varirlar, huzuruna çikarlar. 3 birader der ki;
- efendim bizim babamiz vefat etmeden önce mirasi bölüsmemiz için size gelmemizi söylemisti. biz de bu yüzden geldik. kadi devesini kaybeden adama
döner ve; -sen niye geldin. der adam da : efendim ben devemi kaybettim. yolda bunlari gördüm. onlara devemi gördünüz mü dedim onlarda devemin bütün özelliklerini bildikleri halde görmedik dediler. ben bunlardan süpheliyim der.
kadi biraderlere döner ve sorar:
- sen nerden bildin tek gözünün kör oldugunu.
- efendim, yolda gelirken yesillik yerden getik. baktim ki yesilliklerin hep bi tarafindan yenilmis öbür tarafina yanasmamis bile. tek gözünün kör oldugunu oradan anladim.
- peki sen nerden bildin kuyrugunun kesik oldugunu.
- efendim, yolda gelirken deve pisligi gördüm. devenin pislikleri hep daginik düsmüs. halbuki kuyrugu olsaydi hep toplu düserdi. oradan bildim
kuyrugunun olmadigini.
- peki sen nerden bildin bi ayaginin topal oldugunu.
- efendim, gelirken gölden getik. baktim ki devenin 3 ayaginin tam izi bir de yarim ayak izi var. tek ayaginin topal oldugunu oradan anladim.
kadi devesini kaybeden adama döner ve "kardesim bunlar senin deveni görmemisler" der. kadi o adami gönderir ve düsünür "ulan bunlar benden zeki
ben bunlara nasil miras bölüstürecegim. neyse ben bunlara bi ziyafet vereyim sonrada kapi arkasindan dinleyeyim bakalim ne konusuyorlar" diye düsünür ve
bizim 3 biraderi evine götürür hanimina güzel bi ziyafet hazirlattirir yemek gelir ve kadi "siz yemeginizi yiyin ben bi yere varip gelecegim" der ve kapi
arkasina geçer.
büyük kardes der ki;
- yaa kuzu çok iyiymiste, keske köpek emmeseydi.
kadi sasirir.
ortanca kardes der ki;
- yaa sarap iyiymiste, keske mezar topragindan yapmasalardi.
kadi iyice sasirir.
küçük kardes de der ki;
yaa kadı; iyiymiste, keske ibne olmasaydi.
kadi bu lafi duyar duymaz gelenlerin zeki oldugunu düsünerek hemen arastirmaya gider.
kuzuyu aldigi adama "bu kuzu ne emdi" diye sorar.
adamda "kuzunun annesi öldüydü ben de kapinin önünde yatan köpege emzirttim" der.
daha sonra sarabi aldigi adama gider ve "bu sarabin topragi nerden" diye sorar. adamda "valla bizim burada en güzel toprak mezarlikta var, ben de
mezar topragindan yaptim" der.
kadi "ulan bunlar ikisinide bildi" diye düsünerekten annesinin yanina gider ve "anne ben ibne miyim " diye sorar. annesi de "oglum hatırlamzsın sen
küçükken ormanda sana oduncu tecavüz etmişti" der.
kadi bu saskinliklar içinde bizim 3 biraderin yanina gider ve baslar sormaya.
büyük kardese;
- söyle bakalim kuzunun köpek emdigini nerden bildin.
- nerden olacak. bak kuzunun budunun bu kenarinda yag olmaz. ama köpegi emdigi için burada yag var.
ortanca kardese;
- söyle bakalim sarabin mezar topragindan oldugunu nerden bildin.
-nerden olacak. içiyorum içiyorum zevk yerine keder veriyor.
ve küçük kardese sorar;
- söyle bakalim sen benim ibne oldugumu nerden bildin.
- nerden olacak, ibne olmasan girişe fener bayrağı asmazdın
myysteriouss
adamın tekı cın bulmus,cin,dıle benden ne dılersen,demıs.o da demıs burdan amerıkaya otoban yap cın,demıs.yapamam o zaman demıs cin.adam:fener turkıye kupasını alsın.cın demıs yol ıkı serıt lı mı olsun uc serıtlı mı??
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol