yaran fıkralar

0 /
x
85 yasinda bir adam dogumhanenin kapisinda beklemektedir. dogumhaneden cikan doktor soyle bir bakindiktan sonra yasli adama sorar:

doktor: "icerde dogum yapan bayan yakininiz mi?"

dede-"evet, e$im."

doktor -"ama bayan 25 ya$larinda..."

dede-"tamam iste, esim o. niye sasirdiniz, baba olamaz miyim yani?"

doktor-"yoo, aklima benim dedem geldide."

dede-"nesi varmis dedenizin?"

doktor-"kendisi av meraklisi idi. surekli ava cikardi. ancak yaslaninca zorlanmaya basladi. bir gun ava cikacakken kendisini uyardik,aman
yapma dedecim, sen yaslandin, ava gidemezsin diye. kendisi israr etti ve hazirlandi. e,
tabi yaslilik, cikarken tufek yerine baston
aldi eline. ben de kendisiyle gittim. ormanda
bayagi yol yurudukten sonra bir geyik gorduk. dedim ya, dedem yasli.bastonu omzuna koydu,
dogrulttu ve geyige bastonla ates etti. geyik o anda vurulup yere du$tu..."

dede-"olur mu, baskasi vurmustur onu."

doktor-"ben de onu demeye calisiyorum i$te.
faten
iki aile varmış ve her iki ailenin de birer kız çocuğu varmış. birgün misafirlikte sohbete baslamışlar;
-eee sizin kızdan ne haber?..
-valla işte ne olsun biliyorsunuz işe girdi geçen sene. başını kaşıyacak vakti yok. ilk başlarda geceleri fazla mesai yapıyordu. sonra hafta sonları da çalışmaya başladı. patronu çok sevmiş her işi ona veriyormus. derken ankara seyahatleri başladı. bizimki çanta sekreter gibi patron nereye o oraya. sonra paris seyahatleri filan en sonundabu iş böyle olmayack dediler, patronu ev tuttu. deli gibi çalışıyor evladım. ee, peki sizinki ne alemde?
-valla bizimki orospu oldu, ben sizin kadar güzel anlatamıyorum...
seeyouindisneyland
tayyip ile bush ilk bulusmalarinda birbirlerine hava atarlar.
bush tayyip’e
- ’bizde oyle bir teknoloji var ki, oluyu
’diriltiriz’ der.
tayyip altta kalmaz ve o da;
- ’bizdeki teknoloji çok farkli,
partimizin bütün elemanlari 100 metreyi,
3 saniyede kosmayi beceriyor’ der.
türkiye’ ye döndügünde tayyip’i
bir düsünce alir. danismanlarini
çagirir, ve attigi palavrayi anlatir;
-’haftaya bush geliyor, yalanimiz ortaya çikarsa ne
yapariz? ’ diye sorar.
danismanlardan biri hemen cevap verir:
-’onlara ölüyü nasil dirilttigini sordunuz mu? ’
-’hayir sormadik.’
-’o halde hiç korkmayin basbakanim, alin
bush’u anitkabir’e götürün. atatürk’ü diriltmesini isteyin.
diriltemezse o rezil olur. yok eger diriltirse, siz zaten
100 metreyi 3 saniyede kosarsiniz!
lintu northenlight
3 adam oturmuş eşlerine aldıkları hediyelerden bahsediyorlarmış....
>
>>>>>>>birincisi demiş ki, "karıma öyle bir hediye aldım ki, 6 saniyede
>>>>>>>0’dan
>>>>>>>100’e
>>>>>>>çıkıyor."
>>>>>>>diğer kisi anlamamışlar. "ne aldın?" diye sormuşlar.
>>>>>>>"beyaz bir porsche aldım. çok mutlu oldu." diye cevap vermiş.
>
>>>>>>>ikinci adam demişki, "ben de geçen doğum gününde karıma 4 saniyede
>>>>>>>0’dan 100’e çıkan bişey almıştım."
>>>>>>>hemen anlamışlar tabi ki: "heey, yoksa ferrari mi aldın?"
>>>>>>>adam gülümsemiş: "evet, kıpkırmızı bir ferrari aldım. gerçekten de
>>>>>>>ona
>>>>>>>çok yakıştı." demiş.
>
>>>>>>>bu sefer üçüncü adama sormuşlar: "peki sen ne aldın karına?"
>>>>>>>adam demiş ki: "ben öyle bişey aldım ki; sadece 2 saniyede 0’dan
>>>>>>>100’e
>>>>>>>çıkıyor."
>>>>>>>adamlar şaşırmışlar: "atıyorsun!" demişer, "öyle bir araba olmaz ki!"
>>>>>>>adam cevap vermiş:"araba aldığımı kim söyledi? işte bunu aldım demiş
>>>>>>>ne
>>>>>>>aldığını görmek için tıklayın...
>
>http://img193.echo.cx/img193/7475/adsz8oj.jpg

firambogaz
tabura yeni bir komutan gelmis ve askerleri toplayarak bir konusma

yapacagini belirtmis. bütün askerler toplanmislar ve komutan baslamis konusmaya :

"bugün tanismak için sizleri buraya topladim. benim adim ahmet,

soyadim kirç. tekrar ediyorum, kirç. arada r var. sakin ola diliniz sürçmesin çok fena yaparim. herkes iyice ezberlesin hata istemem !"

askerler dagilmislar ve herkes "arada r var, arada r var" diye içinden ezbere koyulmus. komutan ise bu konuda ne kadar hassas oldugunu göstermek için sagda solda gördügü askere soruyormus :

- sen !

- emredin komutanim!

- soyadim ne benim ?!

- kirç komutanim.

- aferin ! isinin basina !

komutan böyle böyle hergün bir kaç kere soyadini soruyor ancak kimse

sasirmiyormus. temel ise bu konuda çok sanciliymis. ya bir gün piyango

kendisine çikarsa ve sasirirsa diye daralip dururmus. nihayet bir gün tören esnasinda komutan aniden arkasina dönmüs ve temel’i isaret ederek :

- sen ! soyadim ne benim ?!

temel heyecandan konusamiyor, nutku tutulmus. yaprak gibi sallanmaya baslamis. komutan gayet sinirli :

- sana söylüyorum, cevap ver, asabimi bozma !

hemen arkasindaki arkadasi bakmis temel’in basi belaya girecek hemen

fisildamis :

- arada r var, arada r var...

bunun üzerine temel rahatlamis ve cevap vermis :

- gört !!!
serco
10 kisiyi oldurmekten omur boyu hapis mahkumu olan adam hapisten kacar. kacarken onune cikan bir eve girer ve yataklarinda uyumakta olan bir cifti esir alir. adami bir sandalyeye, kadini da yataga baglar. bir an etrafina bakinip kadinin ustune atlar ve boynunu opmeye baslar. aradan bir dakika bile gecmez, mahkum yeniden ayaga firlar ve odayi terkeder. bunun uzerine adam karisiyla konusmaya baslar;
- "sevgilim, bu adam yillardir kadin gormemis. boynunu nasil optugunu gordum. sanirim geri gelince seninle birlikte olmak isteyecektir. aman ne derse yap, onu sinirlendirme, sadece memnun olmasini sagla’ki burdan sag cikabilelim. unutma hayatimiz buna bagli. dayanikli ol ve unutma, seni seviyorum!".
kadin bu sozler uzerine gulumser ve sakince konusur;
- "haklisin sevgilim bu adam yillardir kadin gormemis ama o sirada benim boynumu opmuyor, kulagima senin cok yakisikli oldugunu, seni cok begendigini soyluyordu. hemen ardindan’da bana vazelinin banyoda olup olmadigini sordu. dayanikli ol ve unutma, bende seni seviyorum!"...
belkibirgunbiryerde
temel amerikadan amcaoglu cemali arar,-ula cemal ben cumartesi panam ucagiyla celeyrum,penu karsilayasun daaa! der.cemal anlamaz,-ne ucagiyla dedun, kodla daa anlamayrum! deyince temel -kodlayrum daa,iyi dinle! der:-pantolonun pani,ananin ami!
floydian
adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır.
odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir.
fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanliş bir adres’e gönderir.
tam bu sırada farklı bir yerde kadın kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayardaki maili görür, arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır..
odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür;

kime: sevgili karıma
konu: yeni ulaştım
tarih: 16 mayıs 2004

benden haber aldığına şaşıracağından eminim. burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. herşey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. umarım sende benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin.

not: burası çok sıcak ...

x
adam, hayatinda hic ayna gormemi$tir. ilk rastladiginda, aynayi alip bakmaya ba$lar, ardindan aynada gordugu surati olen karde$i zannedip aglar "vay benim zavalli garda$im, vay benim zavalli garda$im" aynayi koynuna alip yatar. hanimi e$inin ayna koynunda yattigini gorunce $uphelenir. uyandirmadan adami, aynayi alip bakar.ofkeden kudurmu$tur. "vay" der
heyacanla "herifim beni bir kariyla aldatir." aynayi alip, koyun $ihina gider.aynayi gostererek "$ih efendi" der."benim herif beni bir kariyla aldatir." aynayi alir $ih...yuzune tutar. "bacim" der. "bu bir karidan ziyade gavata benzir."
esrakesh
bir gün aziz yıldırım berbere gitmiş.traş olmuş."borcum ne kadar?" diye sormuş.berber:
-aman efendim koskoca aziz yıldırım’dan para mı alıcaz
demiş.aziz yıldırım da teşekkkür etmiş ve çıkmış.berber öbür gün dükkana geldiğinde 250 milyonluk bi çek,bi sürü fenerium ürünü ve hediye görmüş.
sonra yıldırım demirören aynı berbere gitmiş.traşı bitince ne kadar diye sormuş.berber buna da aynı cevabı vermiş.ertesi gün dükkana geldiğinde 150 milyonluk bi çek,bjk store ürünleri ve birkaç tane hediye yollanmış dükkana.
sonra birgün özhan canaydın gelmiş.traşı bitince borcunu sormuş.berber yine:
-aman efendim koskoca özhan canaydın’dan para mı alıcaz
demiş.canaydın da teşekkür edip çıkmış.
ertesi gün berber dükkana geldiğinde bi bakmış,bütün galatasaraylı yöneticiler bedava diye traş olmaya gelmiş.

serco
ozcan okula hep tek gozu mor gelirmis. ogretmeni 1 gun dayanamamis sormus:
- oglum neden gozun mor senin?
- hocam babam dovuyor beni.
- neden?
- gece uyumuyorum diye.
- e oglum madem uyuyamiyorsun o zaman uyuyor taklidi yap.
ertesi gun ozcan okula bu sefer iki gozu mor gelmis. ogretmeni sormus hemen:
- oglum ne oldu? dedigimi yapmadin mi?
- yaptim hocam. babam beni yatirdi. ben de uyuyor gibi yaptim. sonra babam
anneme "ben geliyorum" dedi. annem, babama "ben de geliyorum" dedi. ben de
"durun nereye gidiyorsunuz ben de geliyorum" dedim. babam kalkti bana iki
tane patlatti...
arh negatif
ateşli bir köy çocuğu şehrin en büyük marketinde işe başvurur. dünyanın bu en büyük alışveriş merkezinde her şey ama her şey satılmaktadır.

patron sorar:
- daha önce hiç satıcılık yaptın mı?
- evet köyümde bu işi yaptım. patronun gözü çocuğu tutar:
- iyi, yarın başlıyorsun.

ertesi gün akşam olur ve patron çocuğu karşısına alır;
- evet, bugün kaç satış yaptın?
- bir!
- ne bir mi? diğerleri 20-30 satış yaptlar, nasıl bir? kaç dolar tuttu peki?
- 320.334 usd doları. patron şaşırır ve sorar:
- nasıl becerdin bunu?

- adama başta küçük boy bir olta, sonra orta boy ve sonra da büyük boy bir olta sattım.adama nerede balık tutacağını sordum.
kıyıda diyince bir tekneye ihtiyacı olduğunu söyledim. tekne bölümüne indik ve çift motorlu, yelkenli, lüks bir yat sattım.
vosvosuyla bunu çekemeyeceğini söyleyince son model 4x4 bir jeep sattım.

patron kendinden geçer:
- ne diyorsun, bütün bunları bir küçük olta almaya gelen adama mı sattın? genç çocuk cevap verir :
- yoo aslında karısı için bir tane orkid istemişti... ben de ona şöyle dedim:
" hafta sonun mahvolmuş, sen en iyisi balığa git..."

....

firambogaz
acele etme

kaptan pilot uçagi kaldirmis, amerikaya uçuyorlarmis. yolculara gereken anonsu yapmis ve fikra o ya, anonsu kapatmayi unutmus.

uçagi otomatik pilota baglamis ve sööle gerindikten sonra kendi kendine konusmaya baslamis.

-"oohhhh bee, gidip sööle güzel bi siçayim, sonra da hostesi güsseellll bikeyim demis."

tabi bütün yolcular duymus. hostes durumu kurtarmak, pilota haber vermek için tam kosacakmis ki, birinin valizine takilip düsmüs.

adamin biri hostesi yerden kaldirirken

-"acele etme bacim herif önce siçacak" demis..
van ness
trafik polisi arabayi durdurmus ve egilip sormus:

-ehliyet ruhsat lutfen
tabi buyrun demis sofor ve vermis.
polis bakmis bi problem yok.
-pekii demis polis, cevre vergisi pulu?
-burada, buyrun demis adam.
-ilk yardim cantaniz var mi? demis polis.
-tabii deyip bagaji acmis adam.
polis bakmis icinde eksik yok.
-yangin sondurucu?
-burada buyrun.
-zincir?
-derhal cikarayim buyrun.
polis daha sonra tekrar sormus:
-mezdeke kaseti var mi?
sofor cok sasirmis.
-evet var buyrun demis.
polis: tamam siz onu takin teybe ve sesini acin demis ve baslamis
polis oynamaya. soforun saskinligi daha da artmis ve dayanamamis sormus.
-hayrola memur bey?
polis cevap vermis:
-ee essek degilsin artik takarsin bi 20 milyon...
incir cekirdegi
birgun carlsberg , miller , tuborg ve efes pilsen in ba$kanlari barda icmeye gitmis. garson gelince teker teker soylemisler;
- ben bi carlsberg aliyim
- ben bi buyuk miller istiyorum
- ben tuborg icecegim
sira efes pilsen’in adamina gelince;
- ben bir kola aliyim, demis.

garson gidince yanindakiler sormus: "yahu sen niye efes istemedin" diye;
- kimse bira icmiyordu, ben de size uyayim dedim.. demis..

bb
(tayip gül bahçesinde güllerle ilgilenirken eline diken batar ve eli kanar, küçük çocuk şaşkınlıkla sorar)
-aa
-n’oldu ulan?
-senin eline diken batar mı?
-ne diken,? attan bile düşerim... tabi ki batar.
-senin elin kanar mı?
-kanamaz mı.. burası yan gelip yatma yeri mi?
-ama..sen tayip değil misin?
-öyleyim çocuk..
-ama..
- bir gül ne kadar zor yetişiyor biliyor musun? tohumlarını israil’den getirt, unakıtan’ın oğluna ithalat kotası aç... sen kendine şunu soracaksın: ben burayı adeta pazarlamakla mükellef miyim? eğer mükellefsen, ne gül tohumu kotaları, ne de söylenenler umrunda olmayacak..
anani da al git buradan çocuk...
enharista
adamın biri işyerindeki kantinde arkadaşıyla yemek yerken "kolumun
ağrısından ölüyorum" diye arkadaşına dert yanmış,
"doktora gitsem iyi olacak".
arkadaşı da "yahu ne lüzum var" demiş, "ilerde köşedeki marketin çıkışında
yeni bir bilgisayarlı cihaz koydular. üç dolara bir jeton alıyorsun
kasadan, atıyorsun, yanında getirdiğin idrar örneğini açılan kapaktan
içeri veriyorsun, on saniye sonra neticeyi ve tedavi için yapman
gerekenleri öğreniyorsun",
"gördüğün gibi ucuz ve çabuk" diye eklemiş.
adam hemen bir kaba idrarını doldurup arkadaşının dediğini yapmış ve
bilgisayar 10 saniye sonra yazılı olarak cevap vermiş:
"kolunuzda bir cins eklem ağrısı olan teniselbo oluşmuş… sıcak suya koyun,
ağır işlerden kaçının, iki hafta sonra düzelecektir"
memnun biçimde eve dönen adam, bir yandan bilgisayarın dediğini uygularken
bir yandan da muzurca fikirlere kapılıp bu akıllı cihazın nasıl
aldatılabileceğini düşünmeye başlamış.
ertesi gün olunca bir miktar çeşme suyuna köpeğinden alınmış bir idrarı
koymuş, üstüne bir şekilde elde ettiği karısının ve kızının idrar
örneklerini eklemiş. tüm bu karışımın üzerine bir de mastürbasyon yapıp
doğru cihazın yanına varmış.
jetonu atıp kabı makineye vermiş, on saniye sonra cihazdan yazılı yanıt
gelmiş.
1. çeşme suyunuz çok kireçli. bir filtre cihazı almayı düşünün
2. köpeğinizde kene var. eczaneden özel bir şampuan alıp köpeğinizi
yıkayın.
3. kızınız kokain bağımlısı. bir psikiyatri kliniğine yatırın.
4. karınız hamile. ikizler. sizden değil. iyi bir avukat bulun.
5. kendinizi bu yolla tatmin etmeyi bırakmazsanız kolunuz iyileşmez...

egeninincisi
adamin biri yeni aldigi arabasi ile yola cikmis.
araba son model, radyoyu acmak istemis ama kanal ayar dugmesini bulamamis, hemen servisi arayip durumu bildirmis.

servis elemani : ’beyefendi endiselenmeyin bu yenimodel bir radyo, kanal ayari otomatik. siz ne dinlemek istediginizi
soyleyin o size uygunkanali bulur’ demis...

adam hemen radyoya seslenmis : ’iglesias’
radyodan bir ses duyulmus : ’julio mu? enrico mu?’
adam ’julio’ der demez radyodan kadife bir ses yukselmis ve
karsisinda julio iglesias’in en sevdigi sarkisi...

yola devam etmis, bir ara; ’jackson’ demis.
radyo sormus: ’michael mi? janet mi? jennifer mi ?
adam ’michael’ demis ve karsisinda michaeljackson...

arabadan memnun adam keyifle yola devam ederken yanindan hizlagecen kamyon arabaya camur sicratmis.
adam sinirle ’serrrefffsiz’ diye bagirmis.
radyo hemen sormus: ’ erdogan mi? gul mü?
kurban
temel cuma’ya camiye gitmis. camide
hoca vaaz veriyor ve sarap
içenleri siddetle kinamaya basliyor.temel can kulagiyla dinlemeye
baslamis. hoca dayatmis, "sarap icenler obur tarafta her turlu ceza
gorecek. sarap icmeyenler her turlu sefa gorecek... hatta icmeyenlerin
herbirinin emrine 40 huri verilecek... sarap icenlerin ise ictikleri her
sise sarap kıl
kopruden gecerken boyunlarina asilacak...!!!
temel dayanamamis durdugu yerden seslenmis
"hoca efendi, o siseler dolu mu olacak, bos mu..?"
hoca gurlemis, "bre zindik, sen dolu siselerle obur tarafi meyhane mi

sandin..?"
temel basini sallayip itiraz etmis, "iyi ama hoca, adam basi 40 huri
ile sen de obur tarafi kerhane mi sandin..?"

isimsiz kahraman


erkeklerin derdi hakkında........
-bir gün penis,çalışma şartlarından
şikayetçi olduğu için
yönetime zam talebinde
bulunur;
- ben penis olarak aşağıdaki
nedenlerden dolayı zam istiyorum:
- bedensel olarak çalışıyorum...
- her işimde mutlaka
kafami da kullaniyorum...
- hem derin, hem yüzeysel
işlerde çalışıyorum...
- tatil, bayram tatilim
ve senelik izinlerim yok...
- karanlık, havasız
ve rutübetli ortamlarda çalışıyorum...
- çalışma ortamım çok sıcak ve fazla mesai
ödenmiyor...
- ’yaptığım işlerde hastalığa kapılma
olasılığım çok
yüksek.buna rağmen sosyal
güvencem yok.’
buna karşılık
yönetim kurulundan hemen bir cevap gelir;
- sevgili penis, zam isteginiz değerlendirildi ve
aşağıdaki
gerekçelerden ötürü olumsuz
karşılandı:
- aralıksız 8 saat
çalışamıyorsunuz...
- kısa zamanda yorulup,
saatlerce uyuyorsunuz...
- verilen işleri seçip
her işi yapmıyorsunuz, itiraz ediyor,
uyumsuz
davranıyorsunuz...
- kendiliginden işe
başlayamıyorsunuz, sürekli teşvik ve
motivasyon
bekliyorsunuz...
- işiniz bitmeden bazen
işinizi terk ediyorsunuz...
- çalışırken iş
elbisesi kullanmiyor, hatırlatınca itiraz
ediyorsunuz...
- işiniz bittiginde arkanızda dağınık ve pis bir
ortam
bırakıyorsunuz...
- 60 yaşına yaklaşmadan
çalışamaz hale geliyorsunuz...
- ve belirtmeden
geçemeyecegim; sürekli yanınızdaki şüpheli
iki topla
görülmeniz düzensiz yasam sürdügünüzü
gösteriyor...

-saygılar.yönetim
kurulu
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol